Hukukiİşlemler

"Talep hukuki dayanaktan yoksundur" ifadesi, aşağıdaki durumlarda kullanılır: 1. Sözleşmelerde: Tarafların sözleşme yaparken gerekli hukuki şartları sağlamamaları durumunda, sözleşme hukuki dayanaktan yoksun sayılabilir ve geçersiz kabul edilir. 2. Dava açmada: Bir kişinin hukuki bir talepte bulunurken bu talebin hukuki bir dayanağı yoksa, dava reddedilebilir. 3. Hukuki işlemlerde: Bir hukuki işlem geçerli bir hukuki sebebe dayanmadığında, bu işlem de hukuki dayanaktan yoksun olur ve iptali veya geçersiz kabul edilmesi ile sonuçlanabilir. 4. Bireysel başvurularda: Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurularda, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması durumunda kabul edilemezliğine karar verilebilir.

Muris muvazaası ve inançlı işlem farklı kavramlardır. Muris muvazaası, miras bırakanın (muris) sağlığında yaptığı bir taşınmaz devrini gerçek satış gibi gösterip gerçekte bağışlama amacıyla yaparak bazı mirasçıları mirastan mahrum bırakması durumudur. İnançlı işlem ise taraflar arasında güvene dayalı olarak yapılan ve gelecekte belirli bir koşulun gerçekleşmesine bağlı olarak sonuçlanacak hukuki bir işlemdir.

7201 sayılı kanun, Tebligat Kanunu olarak bilinir ve 11 Şubat 1959 tarihinde kabul edilmiştir. 3184 sayılı kanun hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Hukukta "hükmü geçersiz" ifadesi, bir hukuki işlemin baştan itibaren geçersiz olduğunu ve hiç yapılmamış gibi kabul edildiğini ifade eder. Bu durum, kesin hükümsüzlük (butlan) olarak adlandırılır ve aşağıdaki nedenlerle ortaya çıkabilir: - İrade beyanında bulunan kişinin tam ehliyetsizliği; - İşlemin konusunun emredici hukuk kurallarına, genel ahlaka, kamu düzenine aykırı veya imkansız olması; - İşlemin muvazaalı olması; - Hukuki işlemin geçerliliği için aranan şekle uyulmaması. Kesin hükümsüzlük, herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve mahkeme kararı gerekmez.

Sınırlı ve tam ehliyetsiz arasındaki fark, hukuki işlemlerde bulunma yeteneklerine göre belirlenir. Tam ehliyetsiz, ayırt etme gücünden yoksun olan ve hiçbir hukuki işlem yapamayan kişilerdir. Sınırlı ehliyetsiz ise ayırt etme gücüne sahip olan ancak kısıtlı olan kişilerdir.

Muris muvazaası ve genel muvazaa arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Amaç: Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı hileli işlemleri ifade ederken, genel muvazaa tarafların gerçek iradelerini gizleyerek üçüncü kişileri aldatmak için bir hukuki işlem yapmalarını kapsar. 2. Taraflar: Muris muvazaası davasında tüm mirasçılar dava açabilirken, genel muvazaa davasında taraflar arasında daha geniş bir yelpaze bulunabilir. 3. Hukuki Sonuçlar: Muris muvazaasında işlem tamamen geçersiz sayılır ve mal varlığı miras bırakanın terekesine geri döner.

Hükümsüzlük ve hükümden düşme kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Hükümsüzlük: Bir sözleşmenin veya hukuki işlemin kurucu unsurlarının eksik olması veya geçerlilik şartlarını yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkar. 2. Hükümden Düşme: Bir davanın veya hukuki sürecin, belirli sebeplerin varlığı halinde esasa girmeden sonlandırılması anlamına gelir.

90 günlük hak düşürücü sürede yapılması gerekenler, bu sürenin niteliğine göre değişiklik gösterebilir: 1. Hukuki İşlemlerde: Bu süre, belirli bir hakkın kullanılması için tanınan son tarihtir. 2. İş Hukukunda: İşe iade davası açmak için 30 günlük hak düşürücü süre belirlenmiştir. 3. Genel Olarak: Hak düşürücü süreler, mahkemeler tarafından re’sen dikkate alınır ve bu sürelerin kaçırılması, bireylerin hak kaybına uğramasına neden olabilir.

Butlan ve iptal arasındaki fark, hukuki işlemlerin geçersizliği bağlamında şu şekilde özetlenebilir: 1. Butlan: Bir hukuki işlemin, kurucu unsurlarının var olmasına rağmen, hukukun emredici hükümlerine aykırı olması nedeniyle baştan itibaren geçersiz olmasıdır. Butlan, mutlak ve nisbi olmak üzere ikiye ayrılır: - Mutlak butlan: İşlem sanki hiç yapılmamış gibi kabul edilir ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. - Nisbi butlan: İşlem, ilgili tarafın beyanıyla geçersiz hale gelir ve iptal edilinceye kadar geçerli sayılır. 2. İptal: Bir sözleşmede taraflardan birinin irade sakatlıkları (hata, hile, tehdit) nedeniyle sözleşmeyi iptal etme hakkıdır.

Tek taraflı irade beyanı ile meydana gelen hukuki işlemler iki ana kategoriye ayrılır: 1. Hukuka Uygun Fiiller: Vasiyet, vakıf kurma, tanıma, sözleşmeyi iptal etme, şufa hakkını kullanma gibi işlemlerdir. 2. Hukuka Aykırı Fiiller: Kusurlu bir davranış ile başkasına zarar veren fiillerdir ve ceza hukukunda suç olarak değerlendirilir.

Kısmi af, belirli bir suç veya suç kategorisindeki kişilerin cezalarının hafifletilmesi veya affedilmesini içeren bir hukuki işlemdir. Bu tür af, genellikle belirli bir süre veya belirli şartlar altında uygulanır.

Birleşme, bölünme ve tür değiştirme — şirketlerin yapısal değişikliklerini ifade eden hukuki kavramlardır. Bu kavramlar şu şekilde tanımlanır: 1. Birleşme — iki veya daha fazla şirketin mevcut varlıklarını birleştirerek yeni bir şirket oluşturmasıdır. 2. Bölünme — bir şirketin varlıklarının veya işletme birimlerinin ayrıştırılması ve bağımsız şirketlerin oluşturulması sürecidir. 3. Tür değiştirme — bir şirketin hukuki statüsünün değiştirilmesi sürecidir.

Özel hukuk test soruları genel olarak aşağıdaki konuları kapsar: 1. Hukuki İşlemler: Hukuki işlemlerin şekli, zamanaşımı, hak ve fiil ehliyeti gibi konular. 2. Aile Hukuku: Nişanlanma ehliyeti, evlenme şartları, evliliğin genel hükümleri gibi konular. 3. Tüzel Kişiler: Tüzel kişilerin ehliyeti, statüsü, vesayete ilişkin hususlar. 4. Gaiplik ve Ölüm Sayılma: Gaiplik kararı, mallarının Türkiye'de bulunması halinde uygulanacak hukuk. 5. Kamu Hukuku ile İlişkili Konular: Anayasa, tüzük, yönetmelik gibi hukuk kaynakları, idari yargı kuruluşları. Bu konular, özel hukukun farklı dallarını (medeni hukuk, ticaret hukuku vb.) da içerebilir.

"Temsil ve ilzama yetkili bulunduğum şirket" ifadesi, şirket adına hukuki işlemleri yapma ve şirketi dış ilişkilerde bağlayıcı kararlar alma yetkisine sahip olduğum şirket anlamına gelir.

Hukuki işlem, bir veya birden fazla kişinin, hukuk düzeninin öngördüğü sınırlar içinde, hukuki sonuçlar doğurmaya yönelik irade açıklaması veya açıklamalarıdır. Bu irade açıklaması, bir hakkın veya hukuki ilişkinin kurulması, değiştirilmesi, devredilmesi veya ortadan kaldırılması gibi sonuçlar doğurabilir.

Hukukta "ilga etmek" ve "mülga" terimleri farklı anlamlara sahiptir: 1. İlga Etmek: Bir hukuki durumun veya hukuki varlığın tamamen ortadan kaldırılması işlemidir. 2. Mülga: Yürürlükten kalkmış, artık hükümsüz olan anlamına gelir.

Tanıkla ispata izin verilen haller şunlardır: 1. Belirli hukuki işlemler: Miktarı belirli bir sınırı aşan hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. 2. Senetle ispat zorunluluğunun istisnaları: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 203. maddesinde belirtilen durumlarda, senede bağlı hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. Bu durumlar arasında: - Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler; - Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler; - Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları; - Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları. 3. Genel olarak hukuki fiiller: Her türlü hukuki fiil tanıkla ispat edilebilir.

Hak ehliyeti ve fiil ehliyeti, hukukta kişilerin hukuki işlem yapabilme yeteneklerini ifade eden iki temel kavramdır. Hak ehliyeti, kişinin doğumuyla birlikte sahip olduğu ve ölümle sona eren, hukuki haklara sahip olabilme yeteneğidir. Fiil ehliyeti ise, kişinin kendi iradesiyle hukuki işlem yapabilme yeteneğidir.

İşlem alanları genel olarak iki ana kategoriye ayrılır: 1. İdari İşlemler: Bu işlemler, idari organların kamu görevine ilişkin konularda verdikleri tek taraflı icrai kararlardır. 2. Hukuki İşlemler: Bu işlemler, hukuki bir süreçte gerçekleştirilen ve sözleşme yapma, dava açma, ihtarname gönderme gibi adımları içeren işlemlerdir.

Nisbi ve mutlak terimleri, hukukta hukuki işlemlerin geçersizliği bağlamında kullanılır. Nisbi ve mutlak butlan arasındaki fark şu şekildedir: 1. Nisbi Butlan: Hukuki işlemin kurucu unsurlarında herhangi bir eksiklik olmamasına rağmen, işlemi gerçekleştiren iradede bir sakatlık olması durumunda geçerlidir. 2. Mutlak Butlan: Hukuki işlemin kurucu unsurlarında bir eksiklik veya bozukluk bulunması ve kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve kişilik haklarına aykırı olması durumunda geçerlidir.