HücreBiyolojisi

RCTD kısaltması iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Teknoloji ve IT alanında: RCTD, "Return Channel Time Delay" anlamına gelir ve geri kanal zaman gecikmesini ifade eder. 2. Bilimsel araştırmalarda: Robust Cell Type Decomposition (Sağlam Hücre Tipi Ayrıştırma) yönteminin kısaltması olarak kullanılır ve spatial transkriptomik verilerdeki hücre tipi karışımlarını ayrıştırmak için kullanılan bir istatistiksel yöntemi ifade eder.

Polisakkaritlerin görevleri şunlardır: 1. Enerji Depolaması: Nişasta ve glikojen, sırasıyla bitkiler ve hayvanlar için birincil enerji depolama formlarıdır. 2. Yapısal Destek: Selüloz, bitki hücre duvarlarının temel bileşenidir ve bitkilere yapısal bütünlük sağlar. 3. Hücre Sinyali: Bazı polisakkaritler, hücre tanıma ve sinyallemesinde rol oynar. 4. Endüstriyel Kullanım: Selüloz, kağıt, pamuk ve yapay ipek yapımında kullanılır. 5. Tıbbi Kullanım: Kitin, ameliyat ipliği yapımında kullanılır ve bu iplik ameliyat yarası iyileşince kendiliğinden erir.

İnsan vücudunda ortalama olarak 100 trilyonun üzerinde mitokondri bulunmaktadır.

Asit fosfataz, vücutta özellikle prostat bezinde bulunur. Normal değerler: Erkekler için 0-7 U/L. Kadınlar için 0-6 U/L. Yüksek asit fosfataz seviyeleri, enfeksiyon, yaralanma veya prostat kanseri gibi durumları işaret edebilir.

Endostatik vezikül, endositoz sürecinde oluşan zar keseciğidir. Endositoz, hücrelerin dış ortamdan maddeler alması için kullandığı bir hücresel süreçtir.

Kofül ve vezikül farklı yapılardır, ancak her ikisi de hücre içindeki zarla çevrili keseciklerdir. Kofül, genellikle daha büyük boyutlarda olup, hücre içinde besin maddelerinin, atık ürünlerin ve diğer moleküllerin depolanması ve taşınmasında görev alır. Vezikül ise daha küçük boyutludur ve genellikle hücre içindeki madde taşınmasında, özellikle proteinlerin ve lipitlerin taşınmasında rol oynar.

Mitokondri ve kloroplastlar zorunlu endosimbiyotlar değildir, ancak endosimbiyotik teoriye göre, bu organellerin prokaryotik hücrelerin ökaryotik hücreler içinde simbiyotik bir ilişki kurmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu teoriye göre, ata ökaryot hücreleri, daha sonra sırasıyla mitokondri ve kloroplastlara dönüşen aerobik bir bakteriyi ve fotosentetik bir bakteriyi içine almış ve bu ilişki zamanla evrimleşerek kalıcı hale gelmiştir.

Evet, marulun kloroplastı vardır.

Caveolae ve kaveolin şu şekilde tanımlanabilir: 1. Caveolae: Plazma zarının hücre içine doğru yaptığı invajinasyonlardır (girinti). 2. Kaveolin: Caveolae'nin yapıtaşlarından biridir ve bu proteinlerin yokluğunda caveola yapısı da oluşmaz.

Elektron mikroskobuyla aşağıdaki hücreler görülebilir: Mikroorganizmalar; Büyük moleküller; Biyopsi örnekleri; Metaller ve kristaller. Ayrıca, elektron mikroskobu hücre içi organellerin yapıları ve hücrenin ultra detayları gibi daha ince ayrıntıları da incelemek için kullanılır.

Floresan mikroskopta aşağıdaki görüntüler elde edilebilir: 1. Hücre altı yapıların ayrıntılı görüntüleri: Organeller, proteinler ve nükleik asitler gibi hücre içi yapılar net bir şekilde görülebilir. 2. Üç boyutlu görüntüler: Konfokal mikroskopi tekniği ile odak dışı ışığı ortadan kaldırarak üç boyutlu görüntü elde edilebilir. 3. Dinamik görüntüler: Proteinlerin hareketi ve etkileşimi gibi dinamik süreçler izlenebilir. 4. Renkli görüntüler: Çok renkli görüntüler, farklı filtreler kullanılarak ve çeşitli boyalarla etiketleme yapılarak elde edilebilir.

Çekirdekçik (nükleolus) ve nükleus (çekirdek) farklı yapılardır. Çekirdekçik, çekirdeğin içinde yer alan, zarla çevrili olmayan bir yapıdır. Çekirdek ise hücrenin yönetim ve kalıtım merkezidir, DNA'yı içerir ve hücre işlevlerini denetler.

Paramesyum ve bakterilerde görülen konjugasyon arasındaki farklar şunlardır: 1. Gen Aktarımı: Bakterilerde konjugasyonda gen aktarımı tek yönlüdür, paramesyumda ise çift yönlüdür. 2. Mayoz ve Mitoz Bölünme: Paramesyumda konjugasyon sırasında mayoz ve mitoz bölünme gerçekleşir, bakterilerde ise bu süreçler görülmez. 3. Birey Sayısı: Bakterilerde konjugasyon birey sayısını artırmaz, paramesyumda ise birey sayısı artar. 4. Plazmit: Bakterilerde konjugasyonda plazmid adı verilen küçük DNA parçaları transfer edilir, paramesyumda ise çekirdek değişimi gerçekleşir.

Genetik olarak farklı hücrelerden meydana gelen canlılara "mozaik" adı verilir.

Astrositlerin ve oligodendrositlerin temel işlevleri şunlardır: Astrositler: Kan-beyin bariyerini oluşturur ve beyne zararlı maddelerin geçişini önler. Nöronlara mekanik destek sağlar. İyon dengesini ve pH seviyesini korur. Glikojen depolayarak gerektiğinde glukoz sağlar. Sinapslarda nörotransmitterleri endositozla alarak ortadan kaldırır. Oligodendrositler: Miyelin kılıfını oluşturur ve aksonların yalıtımını sağlar, bu sayede sinir sinyallerinin hızlı iletilmesini mümkün kılar. Tek bir oligodendrosit, birden fazla aksona miyelin kılıf yapabilir.

Periferik Kan Mononükleer Hücreleri (PBMC), bağışıklık sisteminin önemli bileşenleridir ve çeşitli araştırma ve klinik uygulamalarda kullanılırlar. PBMC'lerin başlıca kullanım alanları: - Biyomarker analizi: Hastalıkların teşhisinde ve ilerlemesinin izlenmesinde biyomarker olarak kullanılırlar. - İlaç araştırmaları: İlaçların ve xenobiotiklerin insan bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini in-vitro olarak değerlendirmek için kullanılırlar. - Kanser immünoterapisi: CAR-T hücre terapisi gibi kanser tedavilerinde T hücrelerinin kaynağı olarak kullanılırlar. - Vaccine geliştirme: Aşı adaylarının fonksiyonel özelliklerini değerlendirmek için in-vitro kültürde kullanılırlar. - Hematolojik araştırmalar: Lösemi ve diğer kanla ilgili malignitelerin araştırılmasında kullanılırlar.

Sitosolde bulunan organeller şunlardır: 1. Ribozomlar: Protein sentezinin yapıldığı zarsız organellerdir. 2. Endoplazmik Retikulum (ER): Protein ve lipid sentezini düzenleyen, membranla çevrili kanal sistemidir. 3. Lizozomlar: Sindirim enzimleri içeren, hücre içi sindirim fonksiyonlarını yerine getiren organellerdir. 4. Golgi Cisimciği: Proteinleri işleyen, ayıran ve paketleyen organeldir. 5. Peroksizomlar: Katalaz enzimi ve hidrojen peroksit içeren, hücre içindeki zararlı oksijeni ayarlayan organellerdir. Ayrıca, sitosolde hücre iskeleti elemanları ve çeşitli inklüzyonlar da bulunur.

Poliribozom (veya polisom), aynı mRNA üzerine birden fazla ribozomun bağlanmasıyla oluşan yapıdır. Bu yapı, aynı proteinin birkaç kopyasının aynı anda sentezlenmesini sağlar ve hücredeki protein biyosentezi sürecini hızlandırır.

Genel Biyoloji 1 ve 2, biyoloji dersinin iki ana ünitesini ifade eder: 1. Genel Biyoloji 1: Bu ünite, biyolojinin temel kavramlarını ve canlıların ortak özelliklerini inceler. 2. Genel Biyoloji 2: Bu ünite, hücrelerin yapısını ve işlevlerini detaylı bir şekilde ele alır.

Ökaryotik hücrelerde oksijensiz solunumda lizozom organeli görev alır.