Hematoloji

Lökopoezde öncül hücreler, hematopoietik kök hücreler olarak adlandırılır.

Lökositteki nadir lökositlerin nedenleri şunlar olabilir: 1. Enfeksiyonlar: Parazitik ve alerjik reaksiyonlar gibi bazı enfeksiyonlar, eozinofillerin artmasına neden olabilir. 2. Hematolojik Bozukluklar: Lösemi ve diğer kan hastalıkları, nadir lökositlerin sayısında anormal artışa yol açabilir. 3. İmmün Yanıtlar: Vücudun immün yanıtı, bazı hastalıkların seyrinde nadir lökositlerin artmasına neden olabilir. 4. İlaç Etkileri: Belirli ilaçlar, lökosit sayısını etkileyerek nadir hücrelerin artışına yol açabilir. Bu durumlar, klinik değerlendirmeler ve tedavi süreçleri için önemlidir.

Paroksismal Nokturnal Hemoglobinüri (PNH) tanısı için aşağıdaki yöntemler kullanılır: 1. Hasta Öyküsü: Hastanın semptomları ve tıbbi geçmişi değerlendirilir. 2. Tam Kan Sayımı: Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin sayısını kontrol etmek için yapılır. 3. Ham Testi: Kırmızı kan hücrelerinin hafif asit içinde kırılgan hale gelip gelmediğini kontrol eder. 4. Akış Sitometrisi: Kan hücrelerini floresan bir boyayla boyayarak lazer ışınıyla aydınlatır, kan hücrelerini tanımlamak ve sıralamak için kullanılır. 5. İdrar Tahlili: İdrarda kan veya aşırı demir birikmesi gibi belirtileri kontrol eder. 6. LDH Ölçümü: Kırmızı kan hücrelerinde bulunan LDH enziminin seviyesini ölçer, yüksek seviye kırmızı kan hücrelerinin tahribatının arttığını gösterir. 7. Haptoglobin Testi: Hasarlı kırmızı kan hücrelerinin ürettiği kalıntıları ortadan kaldıran proteinin seviyesini ölçer. Kesin tanı için genellikle akım sitometrisi yöntemi tercih edilir.

Avrupa Hematoloji Derneği (EHA) Kongresi 12-15 Haziran 2025 tarihlerinde Milano, İtalya'da düzenlenecektir.

Aneminin en tehlikeli nedeni, şiddetli demir eksikliği anemisi olarak kabul edilir ve bu durum, aşırı derecede hızlı kalp atışı (taşikardi), kalp yetmezliği ve bayılma gibi komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca, anemi mide kanaması, enfeksiyondan kaynaklanan iltihap, böbrek hastalığı, kanser veya otoimmün hastalıklar gibi daha ciddi bir durumun belirtisi olabilir. Anemi belirtileri yaşıyorsanız, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir.

Murat Yıldırım adlı hematoloji doktoru, Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapmaktadır.

Ateşi olmayan, ancak febril nötropeni olarak kabul edilen durumlar şunlardır: Fokal veya sistemik enfeksiyon bulguları: Şiddetli karın ağrısı, ciddi mukozit, rektal apse, klinik sepsis, şok, kateter tünel enfeksiyonu. Yeni başlayan mental durum değişikliği. Gastrointestinal semptomlar: Karın ağrısı, bulantı, kusma veya diyare. Febril nötropeni, nötropenik bir hastada herhangi bir çevresel faktör olmaksızın, oral ateş ölçümünün 38,3 °C'den daha yüksek olması ve en az bir saat süre ile ateşin sebat etmesi olarak tanımlanır.

RDW ve MCV düşüklüğü, kan tahlilinde kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) boyutlarının ve hacminin normalden küçük olması durumunu ifade eder. - RDW düşüklüğü, kırmızı kan hücrelerinin boyutlarının birbirine çok benzer olduğunu gösterir ve genellikle klinik olarak önemli kabul edilmez. - MCV düşüklüğü, kırmızı kan hücrelerinin boyutlarının normalden küçük olduğunu ve demir eksikliği anemisi gibi durumları işaret edebilir. Bu tür sonuçlar, kesin teşhis ve tedavi için bir doktora danışılmalıdır.

Sistemik ve kutanöz mastositoz arasındaki temel fark, etkilenen organların kapsamıdır. Kutanöz mastositoz, öncelikle cildi etkileyen bir mastositoz türüdür. Sistemik mastositoz ise vücuttaki birden fazla organı etkileyebilir.

Febril nötropeni çalışma grubu, kemoterapiye bağlı febril nötropeni (FEN) gelişen hastalarda enfeksiyonların yönetimi ve tedavisi üzerine çalışan bir gruptur. Bu gruplar, genellikle hematoloji ve tıbbi onkoloji alanlarında uzman doktorlardan oluşur ve çok merkezli araştırmalar yaparak, febril nötropeninin tanı ve tedavi yöntemlerini geliştirmeye çalışırlar.

T-hücreli lenfomalar, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan T hücrelerinden kaynaklanan malignitelerdir. Bazı T-hücreli lenfoma türleri: Periferik T Hücreli Lenfoma (PTCL): T hücrelerinin anormal büyümesi ile karakterize edilen bir grup lenfoma türüdür. Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL): Hem T hücrelerinden hem de B hücrelerinden kaynaklanabilen bir kan kanseridir. Adult T Hücreli Lenfoma (ATLL): HTLV-1 virüsü tarafından tetiklenen bir lenfomadır. Mycosis Fungoides: Ciltte lezyonlar oluşturan ve ilerleyici bir seyir izleyen bir T hücreli lenfomadır. Sézary Sendromu: Mycosis fungoides'in ilerlemiş bir formudur. Anaplastic Large Cell Lymphoma (ALCL): Anaplastik büyük hücrelerin anormal çoğalması ile karakterize bir lenfoma türüdür. Extranodal Natural Killer/T Cell Lymphoma (ENKTL): Genellikle burun ve üst solunum yollarında ortaya çıkan, NK hücrelerinden kaynaklanan bir lenfoma türüdür. Cutaneous T Cell Lymphoma (CTCL): Ciltte T hücrelerinin anormal çoğalması ile karakterize edilen bir grup lenfomadır.

ABO ve Rh çaprazlaması, kan grubu tayininde kullanılan temel hematolojik testlerle yapılır. Bu testler şunlardır: 1. ABO Rh Tayini: Kanın ABO sistemine ve Rh faktörüne göre sınıflandırılmasını sağlar. 2. Forward Gruplama: Hastanın kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki A ve B antijenlerini tespit etmek için bilinen antikorlar (antisera) ile test edilmesidir. 3. Reverse Gruplama: Hastanın serumunda veya plazmasında A ve B antijenlerine karşı antikorların varlığını tespit etmek için bilinen kırmızı kan hücreleri ile test edilmesidir. Örnekler: Forward Gruplama: Anti-A ile aglütinasyon varsa, A antijeni var demektir (Kan grubu A). Anti-B ile aglütinasyon varsa, B antijeni var demektir (Kan grubu B). Reverse Gruplama: A1 hücreleri ile aglütinasyon varsa, anti-A antikoru var demektir (Kan grubu B). B hücreleri ile aglütinasyon varsa, anti-B antikoru var demektir (Kan grubu A). Bu testler, kan transfüzyonlarında donör ve alıcı arasındaki uyumluluğu sağlamak ve olası advers reaksiyonları önlemek için yapılır.

Prof. Dr. Melda Cömert, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hematoloji uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Hastanede kana bakan bölüm hematoloji bölümüdür.

Evet, INR testi devlet hastanelerinde yapılır. Bu test, hastanelerin Hematoloji bölümünde gerçekleştirilir.

CAR-T hücre tedavisi öncelikle akut lösemi, lenfoma ve miyelom gibi hematolojik kanserlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca, melanom, meme kanseri ve sarkom gibi bazı katı tümörlerin tedavisinde de umut verici sonuçlar göstermektedir. Bu tedavi yöntemi, diğer kanser türlerinde de çalışmalar devam etmekle birlikte, henüz test aşamasında olup, yaygın olarak uygulanmamaktadır.

Prof. Dr. Osman İlhan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hastanesi'nde hematoloji alanında hizmet vermektedir.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı, Mamak bloğunda yer almaktadır. Adres: Balkiraz, Mamak Cd. No:12, 06620 Mamak/Ankara.

Hematoloji ve dahiliye aynı değildir, ancak hematoloji, dahiliyenin bir alt dalıdır. Hematoloji, kan ve kan yapıcı organların (kemik iliği, lenf düğümleri, dalak) hastalıklarını inceleyen bir tıp dalıdır. Dahiliye ise, iç organlarla ilgili geniş bir yelpazede hastalıkları inceleyen ana bir branştır ve hematoloji bu alanın bir parçasıdır.

Megakaryoblast ve megakaryosit arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Megakaryoblast: Trombositlerin (trombositlerin) ana hücresidir ve kemik iliğinin hematopoietik dokusunda bulunur. 2. Megakaryosit: Megakaryoblastın olgunlaşma sürecinde dönüştüğü hücredir.