Fıkıh

Kerahat ve mekruh kavramları benzer anlamlara sahip olsa da tam olarak aynı şey değildir. Kerahat, Arapça kökenli bir kelime olup "ikrah etme, mekruh olma" anlamına gelir ve özellikle İslam dininde yasak olmadığı halde kaçınılması gereken bir şeyi ifade eder. Mekruh ise, genel olarak "çirkin bulmak, kötü görmek" gibi anlamlara gelir ve fıkıh terimi olarak şâriin yapılmamasını istediği fiil ve davranışları ifade eder. Mekruh, iki ana kategoriye ayrılır: 1. Tahrimen Mekruh: Harama yakın olan ve yapılmaması kesin olarak istenen fiilleri kapsar. 2. Tenzihen Mekruh: Helale yakın olan ve yapılmaması tercih edilen fiilleri kapsar.

Dört büyük fırka, İslam dünyasında fıkıh ve itikad açısından önemli olan mezheplerdir. Bunlar: 1. Hanefi Mezhebi: Kurucusu İmam Ebu Hanife'dir. 2. Şafii Mezhebi: Kurucusu İmam Muhammed bin İdris Şafi'dir. 3. Maliki Mezhebi: Kurucusu İmam Malik bin Enes'dir. 4. Hanbeli Mezhebi: Kurucusu İmam Ahmed bin Hanbel'dir.

Hikr terimi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Hikr - AI Outdoor Guide Uygulaması: Bu uygulama, doğa yürüyüşlerinde rehberlik etmek için yapay zeka teknolojisini kullanır. 2. İslam Hukuku Terimi: Fıkıh ve medeniyet tarihi literatüründe hikr, vakıf arazisinin üzerine bina yapılması ve ağaç dikilmesi suretiyle uzun süreli kiralanması anlamına gelir.

Ukûbât ders notları, fıkıh ilminin bir dalı olan ukûbât konusunu kapsar ve genellikle şu başlıkları içerir: 1. Ukûbât Tanımı: Cezalar anlamına gelen ukûbât, fıkıh ilminin dört ana kısmından biridir. 2. Kısımlar: Ukûbât, had, ta'zir ve kısas olmak üzere üç kısma ayrılır. 3. Had Cezaları: Kur'an ve Sünnet ile miktarı ve keyfiyeti belirlenmiş cezalardır. 4. Tazir Cezaları: Hakim tarafından takdir edilen, miktarı değişken cezalardır. 5. Kısas Cezaları: Bireye karşı işlenen suçların, benzer bir ceza ile karşılanması ilkesini içerir.

Burhâneddin Zernûcî'nin hayatı kısaca şu şekilde özetlenebilir: - Doğum ve Aile Hayatı: Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden olup, doğum yeri ve babasının adı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. - Eğitim: "Hidâye" kitabının sahibi Burhâneddin Mergınânî'nin talebesidir. - Vefat: Kefevî'ye göre, Zernûcî altıncı asrın sonları ile yedinci asrın başlarında yaşamış ve 620 (m. 1223) senesinde vefat etmiştir. - Eserleri: Bilinen tek eseri, talebelere ilim öğrenmek için gerekli olan ahlâkî temelleri ve davranışları gösteren "Ta’lîm-ül-müte’allim" adlı risaledir.

Yaş ve temyiz kudreti kavramları, hukuk ve fıkıh alanlarında farklı anlamlar taşır. Yaş, kişinin hukuki ehliyetlerini kazanma sürecini ifade eder. Reşit (18 yaşını doldurmuş) kişiler, medeni hakları kullanma ehliyetine sahiptir. Temyiz kudreti ise, kişinin fiil ve muamelelerinin sebeplerini, sonuçlarını, kapsam ve etkinliklerini önceden görebilme ve buna uygun olarak hareket edebilme yeteneğini ifade eder.

"Sitte" ve "erbaa" terimleri farklı bağlamlarda kullanılır: 1. "Kütüb-i Sitte" ifadesi, altı meşhur hadis mecmuasının yazarlarını ifade eder ve bu yazarlar Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî ve İbn Mâce'dir. 2. "Eimme-i Erbaa" terimi ise dört büyük fıkıh mezhebinin kurucuları olan İmam-ı Azâm Ebû Hanîfe, İmam Malik b. Enes, İmam Muhammed b. İdris eş-Şafiî ve İmam Ahmet b. Hanbel için kullanılır.

İsfîrâ kelimesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Fıkıh terimi olarak: "İsfar" kelimesinin çoğulu olup, sabah namazının ortalığın aydınlanmasına kadar geciktirilmesi anlamına gelir. 2. Genel anlam olarak: "Kusma" veya "ayırma, tek tek yapma" anlamlarına gelir.

Zeval ve asr-ı evvel kavramları, İslam fıkhında namaz vakitlerini belirlemede kullanılan terimlerdir. Zeval, güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan batıya doğru meyletmesi ve her şeyin gölgesinin bir misli uzaması arasındaki zamanı ifade eder. Asr-ı evvel ise, zeval vaktinden itibaren başlayan ve her şeyin gölgesi kendisinin iki misli uzayıncaya kadar devam eden ikindi namazının ilk vaktidir.

Müçtehit ve fakih arasındaki fark, şu şekilde özetlenebilir: - Fakih, genel anlamıyla İslam hukukuyla ilgilenen ve hukuki konularda yorum yapan kişidir. - Müçtehit ise, dinî hükümleri kendi başına çıkarabilen ve yorumlayabilen kişi demektir.

Azimeti kuvvetli olmak, fıkıh terimlerinde haramlardan, mekruhlardan, şüphelilerden ve mübahların fazlasından sakınmak anlamına gelir.

Nass ve icma kavramları İslam hukukunda önemli yer tutan terimlerdir. Nass, Kur'an-ı Kerim ve hadislerde açıkça belirtilen, Müslümanların inanması gereken şeyler anlamına gelir. İcma ise, Muhammed ümmetinden olan müctehidlerin, Hz. Peygamber'in vefatından sonraki herhangi bir devirde şer'î bir meselenin hükmü üzerinde fikir birliği etmelerini ifade eder.

Şari ve maslahat kavramları İslam hukuku bağlamında önemli yer tutar. Şari, İslam hukukunda hükümleri koyan, yani Allah'tır. Maslahat ise, genel olarak "faydalı olanı elde edip, zararlı olanı defetme" anlamına gelir. Maslahat, üç ana kategoriye ayrılır: 1. Zaruriyyât: Dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması gibi en temel maslahatlar. 2. Hâciyyât: Zorluk ve meşakkati ortadan kaldırmak, genişliği temin etmek için insanların muhtaç oldukları maslahatlar. 3. Tahsîniyyât: İnsanların hal ve durumlarının yüksek edep ve sağlam ahlaki temellerin gerektirdiği şekilde olmasını temin eden maslahatlar.

Teâti ve takas kavramları benzer anlamlar taşısa da tam olarak aynı şey değildir. Teâti, fıkıh terimi olarak, akdin taraflarının sözlü irade beyanında bulunmaksızın, mal ve bedeli karşılıklı rızaya delalet eden fiil yoluyla mübadele etmelerini ifade eder. Takas ise, sözleşme tarafları arasında, sözlü bir irade beyanına gerek kalmaksızın, karşılıklı anlaşmayı içeren bir eylemle mal ve bedellerin değiştirilmesidir.

Evet, klozet ile taharet tazyikli suyla olabilir. İslam fıkhına göre, büyük abdestten sonra pisliğin giderilmesi farzdır ve bu temizlik için elle müdahale etmek farz değildir.

Kaynak geliştirmede fıkhî ve ahlaki süreçler şu şekilde özetlenebilir: 1. Etik İlke ve Standartlar: Kaynak geliştirme faaliyetleri, fonların sorumluluk bilinciyle kullanılmasını ve fon sağlayıcılarla açık iletişim kurulmasını gerektirir. 2. Bağış ve Hibe Kabulü: Bağış ve hibelerin, derneğin misyonuna, ulusal yasa ve yönetmeliklere uygun olması gerekir. 3. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Dernek, bağışçıların fonların nasıl kullanıldığını bilmelerine olanak tanır ve düzenli olarak rapor sunar. 4. Helal ve Haram Kazanç: Kaynak sağlamada, helal kazanç yollarına dikkat edilmeli ve haram kazanç yollarından kaçınılmalıdır. 5. Ahlaki İlkeler: Kaynak geliştirme sürecinde, İslam'ın ortaya koyduğu ahlaki ilkelere uyulması önemlidir.

Moralite Yayınları kitapları genellikle din ve güzel ahlak temalarını işlemektedir. Yayınevinin bazı kitaplarının konuları şunlardır: Açıklamalı Namaz Tesbihatı ve Türkçe Okunuşu: Namazın tesbihatını ve okunuşunu açıklar. 99 Tavsiye Serisi: Bediüzzaman'dan çeşitli konularda tavsiyeler içerir (örneğin, dünya, insan ve iman, şükür ve kanaat). Hikayelerle Karakter Eğitimi: Karakter gelişimini hikayelerle anlatır. Usuli Fıkıh Derslerinde İrade, Kaza ve Kader: Fıkıh derslerinde irade, kaza ve kader konularını ele alır.

Star Wars evreninde çeşitli robotlar (droidler) bulunmaktadır, bunlardan bazıları şunlardır: 1. R2-D2: Anakin Skywalker'ın kişisel astromech droidi, birçok savaşta önemli rol oynamıştır. 2. C-3PO: Anakin tarafından annesi için yapılmış, protokol droidi. 3. IG-88: İmparatorluk tarafından Millennium Falcon'u bulmak için gönderilen suikast droidi. 4. K-2SO: İmparatorluk droidi olup, Rogue One filminde Galen Erso'yu bulmak ve Ölüm Yıldızı planlarını çalmak için Rebel Alliance'a katılmıştır. 5. BB-8: Sequel üçlemesinde yer alan, Poe Dameron'un sadık astromech droidi. 6. Battle Droids: Separatistlerin birincil askeri gücü, basit ama etkili savaş droidleri. 7. Huyang: Jedi'ların ilk ışın kılıçlarını yapımında yardımcı olan antik droid.

Midye ve ahtapotun yenmeme sebebi, farklı mezheplerin İslam fıkhındaki farklı yorumlarından kaynaklanmaktadır. Hanefi mezhebine göre midye ve ahtapot gibi balık şeklinde olmayan deniz hayvanları yenmez, çünkü bu hayvanlar çirkin ve pis olarak kabul edilir. Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ise denizden çıkan her hayvan helaldir ve yenebilir. Bu nedenle midye, ahtapot ve benzeri deniz ürünleri bu mezheplerde caizdir.

Evet, "sad durağında" durmak caizdir.