Etimoloji

Sare ismi, farklı dillerde ve kültürlerde çeşitli anlamlara sahiptir: İbranice kökenli olarak "prenses" veya "soylu kadın" anlamına gelir. Arapça kullanımda "neşe", "gönül açan" ya da "mutluluk getiren" anlamlarına gelir. TDK'ya göre "sıçrayan, atlayan", "ihtiyaç" ve "susuzluk" anlamlarına gelir. Diğer kaynaklarda "saf, temiz, topluluk, kalabalık" anlamlarında da kullanılır. Ayrıca, Sare ismi, Hz. İbrahim'in eşinin adıdır ve bu nedenle tarihi ve dini bir öneme sahiptir.

Müjgan ismi Farsça kökenlidir. "Müjgan" kelimesi, Farsça'da "göz" anlamına gelir ve genellikle güzellik, bakış açısı ve anlamlı bakışları ifade eder. Günümüzde daha çok kız çocuklarına verilen bir isim olarak kullanılmaktadır.

Vandal kelimesi, farklı anlamlara gelebilir: Tarihî topluluk: Miladın başlangıç yıllarında yaşamış, Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda acımasızlığı ile ün salmış bir Doğu Germen halkı. Kişi: Bilerek ve isteyerek, kişiye veya kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar veren kimse. Genel kullanım: Güzel şeyleri tahrip eden, yararlı ve güzel şeyleri tahrip eden, yakıp yıkan, barbar kimse.

Hörmet etmek, Türkçe'de saygı ve hürmet anlamına gelen bir ifadedir. Hörmet kelimesi, Arapça "hürmet" kelimesinden türetilmiştir. Ayrıca, azerbaycan'da hörmet, rüşvet için kullanılan bir terimdir.

Kuyruk sokumu bölgesine "pöç" denmesinin nedeni, bu bölgenin dana veya sığırın kuyruk kısmında yer almasıdır. Pöç, dananın kuyruk sokumundan elde edilen, kemikli ve jelatinli bir et türüdür.

"Türk" kelimesi, 8. yüzyılda Göktürk dönemine ait Orhun yazıtlarında ilk kez geçmiştir. Ancak Türklerin tarih sahnesine çıkışı, M.Ö. 4. bin yıllara kadar uzanmaktadır.

"Sev" kelimesinin bazı anlamları: sevgi, bağlılık duymak; birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek; çok hoşlanmak; okşamak; yerini, şartlarını uygun bulmak. Ayrıca, Osmanlıca bir terim olan "sev'" kelimesi "akmak" anlamına gelir.

Fransızcadan Türkçeye en çok geçen kelimelerden bazıları şunlardır: Abiye; Adisyon; Afiş; Aktör; Aktris; Alyans; Antrikot; Ambalaj; Ambulans; Ampul. Ayrıca, "restoran", "otel", "şampuan", "menü", "plaj", "diplomat", "doküman", "editör", "orkestra", "koleksiyon" ve "akordeon" gibi kelimeler de Fransızcadan Türkçeye geçmiştir. Fransızcadan Türkçeye geçen kelimeler, günlük hayattan sanata, modadan bilime kadar geniş bir yelpazede yer almaktadır.

Kallavi kelimesi, Arapça kökenli olup, "küllî" (büyük, kapsamlı) kelimesinden türemiştir. Kullanım alanları: Vezir ve sadrazamların giydikleri bir tür kavuk. Çok iri, kocaman. Gösterişli, büyük, abartılı. Ciddi, önemli, ağırbaşlı.

Müjgan kelimesinin kirpik anlamına gelmesinin sebebi, Farsça kökenli olmasıdır. Türk Dil Kurumu'na göre, kökeni Farsça olan Müjgan kelimesi Türkçede "kirpik" olarak karşılanmaktadır. Ayrıca, Attila İlhan'ın "Mahur Beste" adlı şiirinde geçen "müjganla ağlaşmak" ifadesi, idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın ardından dökülen gözyaşları olarak yorumlanmıştır. Müjgan, aynı zamanda bir kadın ismi olarak da kullanılmaktadır.

Amık kelimesi Türkçe'de argo olarak kullanılan bir ifadedir. Kelimenin kökeni, Farsça’da “amuk” kelimesinden gelmektedir. Amık kelimesinin başka bir dilde kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir.

Balat, Yunanca "saray" anlamına gelen "palation" kelimesinden türemiştir.

Fece kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Dışkı. İki dağ arasındaki yol, boyun, boğaz. Kötü, iğrenç veya doğal olmayan. Ayrıca, "fece" kelimesi İspanyolca'da "o yaptı, yapılmış" anlamlarında da kullanılabilir.

Şüheda ismi Arapça kökenlidir. "Şüheda" kelimesi, "şehit" sözcüğünün çoğul halidir.

Ordu'ya "Ordu" denmesinin nedeni, Türklerin bölgeye geldikleri tarihten itibaren bu ismi kullanmasıdır. Ordu kelimesi, aslen Türkçede "askeri birlik" anlamına gelir. Ayrıca, Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilig" adlı eserinde Ordu isminin "şehir, saray, başşehir, sahil şehri" gibi anlamları olduğu belirtilmektedir. Ordu'nun eski adı ise "Kotyora"dır.

"Helele" kelimesi, genellikle eğlence, sevinç veya şaşkınlık ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Kelimenin kökeni tam olarak belirli olmasa da, "hele" kelimesinin tekrarıyla oluşan bu versiyon, daha fazla vurgu ve eğlence katmak için kullanılan bir dil oyununa benzer. Ayrıca, yırtıcı kuş anlamında da kullanılabilir. Bunun yanı sıra, "helele" Arapça "helal" kelimesinden türetilmiş olup, alışılmadık bir şekilde "tebrik" anlamında da kullanılabilir.

Evreka, Yunanca "eureka" kelimesinin Türkçe karşılığı olup, "buldum" veya "keşfettim" anlamına gelir. Bu ifade, efsanevi bilim insanı Arşimet'e atfedilen bir hikayeyle ilişkilidir. Evreka, bir keşfin veya buluşun aniden ortaya çıkmasını ifade etmek için kullanılır.

Berduş kelimesi Farsça kökenlidir. "Hâne ber-dûş" deyiminden türemiştir; bu deyim, "evi sırtında taşıyan" yani yerleşik hayatı olmayan, evsiz kimseleri tarif eder.

Google'ın "googlr" olarak değişmediği, "Google" olarak kaldığı belirtilmiştir. Google, 1998 yılında "Backrub" olan adını, matematiksel bir terim olan "googol"dan esinlenerek "Google" olarak değiştirmiştir. "Googol" terimi, 1 ve ardından 100 sıfırın geldiği çok büyük bir sayıyı ifade eder ve bu, arama motorunun tüm dünyadaki bilgileri düzenleme ve erişilebilir kılma misyonunu yansıtması amacıyla seçilmiştir.

Kırşehir'e "Kırşehir" denmesinin nedeni, Türklerin bu bölgeye yerleşmesiyle birlikte şehrin "Kır şehri" olarak anılmaya başlanması ve zamanla bu ismin halk arasında kısalarak "Kırşehir" haline gelmesidir. Bir diğer rivayete göre ise, Timur'un Anadolu'ya gelişinde burada yaşayan halkı göstererek "kırın şehri" demesi ve daha sonra bunun "Kır şehri" olarak değişmesi ve bugünkü ismini almasıdır. Ayrıca, Kırşehir'in Oğuzların Çepni Boyundan olan Kır Aşireti tarafından yerleşilmesi de şehrin "Abdallar Şehri" olarak anılmasına ve bu ismin de zamanla "Kırşehir"e dönüşmesine katkıda bulunmuştur.