Efsane

Köylü Kızı ile Devin Hikayesi iki farklı versiyonda anlatılmaktadır: 1. İlk Versiyon: Bir zamanlar bir köyün yamacında büyük bir dağ varmış ve bu dağın tepesinde devler yaşarmış. 2. İkinci Versiyon: Kralın kızı, köylü kızını kıskanıyormuş ve babasının emriyle onun öldürülmesini istemiş.

Çoban Dede'nin iki farklı hikayesi bulunmaktadır: 1. Çoban Dede Köprüsü Efsanesi: Erzurum'da geçen bu hikayeye göre, Aras Nehri üzerinde bir köprü inşa edilmek istenir ancak bir türlü temel atılmaz. 2. Üç Çobanın Hikayesi: Aydın'ın Nazilli ilçesine bağlı Uzunçam Mahallesi'nde yer alan Çoban Dede Türbesi ile ilgili bu hikayeye göre, Karıncalı Dağı'nda koyun güden üç kardeş çoban, her Cuma günü Arpaz Camii’ne inerek namaz kılarlar.

Yılankale'de yılanların bulunmasının iki farklı efsanesi vardır: 1. Şahmeran Efsanesi: Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde, Yılankale'de ensesi tüylü ve boynuzlu yılanların yaşadığından bahsedilir. 2. Sütle Beslenen Yılanlar Efsanesi: Bir diğer rivayete göre, kalenin içi sütle beslenen yılanlarla doludur ve bu yılanlar bir gün sütsüz kalacak, ovaya inip Misis'te yaşayan insanları sokarak öldüreceklerdir.

Kürşad ve 40 çerisi hikayesi gerçek değildir, çünkü bu isimde bir kişinin yaşadığına dair hiçbir yazılı kaynakta bilgi bulunmamaktadır. Ancak, benzer bir olay Çin kaynaklarında "Chieh-she-shuai" adıyla geçmektedir.

Basat, Tepegöz'ü, Oğuz halkına yaptığı zulümden dolayı öldürdü. Tepegöz, bir canavar olup, ne verilse yiyor ama doymak bilmiyordu. Basat, ailelerin feryatlarını duyunca Tepegöz'le savaşmaya gitti ve onu gözüne kızgın şiş saplayarak öldürdü.

Balıklıgöl'ün hikayesi kısmen gerçek, kısmen efsaneye dayanmaktadır. Tarihsel ve bilimsel verilere göre, Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış antik pagan tapınaklarıdır ve MÖ 1000-300 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. İslam mitolojisine göre ise, Hz. İbrahim'in Nemrut tarafından ateşe atılmasının ardından ateş suya, odunlar da balığa dönüşür ve Hz. İbrahim bir gül bahçesinin içine sağ olarak düşer. Ancak, bu anlatıların Kur'an ve hadislerde yer almadığı ve 1900-1960 yılları arasında Urfa halkı tarafından Yahudi mitolojisinden İslam mitolojisine eklentiler yapılarak ortaya çıktığı kabul edilmektedir.

Stymphalian Kuşları, antik Yunan mitolojisinde insan yiyen efsanevi mitolojik canavarlar olarak tanımlanır. Bu kuşlar, turnaya benzer ve pençe ile gagaları tunçtan yapılmıştır. Ares'in gözde hayvanları arasında yer alan Stymphalian Kuşları, Stymphalia Gölü bölgesinde yuvalanırlardı. Herakles, Athena'nın verdiği çıngırak sayesinde kuşları korkutup kaçırmayı başardı ve çoğunu öldürdü.

Kafasının arkasında "şeytan ikizi" ile doğduğu iddia edilen Edward Mordrake'nin hikayesi gerçek değildir. Şeytan kavramı ise dini ve mitolojik metinlerde yer alan bir figürdür ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek değildir.

Deniz kızı, ibretlik olarak kabul edilebilir çünkü efsanevi ve mitolojik bir varlık olarak çeşitli kültürlerde farklı anlamlar taşır. Bazı ibretlik yönleri: - Denizciler için felaket habercisi: Deniz kızları, denizciler tarafından felaketle ilişkilendirilmiş ve gemilerin batmasına, denizcilerin boğulmasına neden oldukları hikayelerde yer almıştır. - Yoldan çıkarıcı: Güzel ve büyüleyici olarak tasvir edilmelerine rağmen, deniz kızlarının denizcileri yoldan çıkardığı ve onları tehlikeli kayalıklara çektiği düşünülür. - Doğaüstü yetenekler: Deniz kızlarının şarkı söyleyerek insanları büyüleme ve dilekleri yerine getirme gibi doğaüstü yeteneklere sahip oldukları inanılır.

Köylü Ana'nın hikayesi olarak bilinen Bitlisli Belkıs olayı, gerçek olaylara dayanmakla birlikte bir efsane unsuru da içermektedir. 1960'lı yıllarda Bitlis'te yaşandığı iddia edilen bu olayda, köydeki bebeklerin hasta doğması ve gizemli gölgelerin bebekleri kaçırması gibi olaylar yaşanmıştır. Ancak, jandarma tarafından yapılan araştırmalarda Belkıs Ana'nın varlığına dair hiçbir resmi kayda rastlanmamış ve kadının kimliği tespit edilememiştir.

Maymun Kral efsanesi, "Maymun Kral" (The Monkey King) adlı 2023 yapımı animasyon filmiyle yeniden canlandırılmıştır.

"Efsane City" ifadesi, Colt NS, The Nova ve Avaz tarafından seslendirilen "Efsane" adlı şarkıyla ünlü olmuştur.

Tuğrul Kuşu'nun hikayesi, Türk ve Macar mitolojilerinde önemli bir yere sahip olan efsanevi bir kuşun hikayesidir. Öne çıkan unsurlar: - Ölümsüzlük ve Yeniden Doğuş: Tuğrul Kuşu, ölümsüzlüğü ve her gün yeniden doğuşu simgeler. - Oğuz Kağan'ın Eşi: Efsaneye göre, Oğuz Kağan ilk eşini, başında Tuğrul Kuşu olan bir ağacın kovuğunda bulmuştur. - Koruyucu ve Yardımsever: Yiğitleri kanatları altına alıp onları koruyan ve kollayan bir kuş olarak ifade edilir. - İkiz Kuş: Tuğrul Kuşu'nun, Konrul Kuşu adında bir ikizi olduğu söylenir. Macarlar, bu kuşa "Turul" derler ve onu ulusal kimliklerinin sembolü olarak görürler.

Evet, Karaoğlan, Cengiz Han'ın hazinesini buldu.

İkarüs, güneşin ısısının kanatlarını tutan balmumunu eritmesi nedeniyle denize düştü. Yunan mitolojisine göre, Daidalos'un oğlu İkarüs, babası tarafından yapılan kanatlarla uçarken özgürlüğün ve gökyüzünün cazibesine kapılıp çok yükseğe çıktı.

"Kaplanın Çırağı" (The Tiger's Apprentice), Çin asıllı Amerikalı Tom Lee'nin hayatını anlatan bir animasyon filmidir. Filmin konusu: Tom, büyükannesinin ölümünden sonra, insan formuna bürünebilen Hu adındaki bir kaplan tarafından koruma altına alındığını öğrenir. Tom, burada eski efsanelerin canlandığı bir maceraya atılır ve gerçek gücünü keşfedip kaderini kabul etmek zorunda kalır.

Muğla'ya "Menteşe" efsanesinin neden geldiği, bölgenin tarihi ve coğrafi özellikleriyle ilgilidir. Menteşe adı, Antik Dönem'de Karya adıyla anılan bölgenin Türkler'in eline geçmesiyle kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, Menteşe Beyliği'nin kurulması ve bölgenin bu beylik tarafından yoğun şekilde iskân edilmesi de bu adlandırmanın yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.

Yaşar Kemal, "Ağrı Dağı Efsanesi" adlı romanı Ağrı Dağı'nın halk kültüründeki önemini ve efsanelerini anlatmak amacıyla yazdı. Roman, aynı zamanda insan psikolojisi ve toplumun geleneklerine bağlılığı gibi temaları da işliyor.

"Tanrıların Alacakaranlığı" (Ragnarök) İskandinav mitolojisinde tanrıların kıyametini anlatan bir kavramdır. Bu olay, Asgard tanrılarının doğuşu ve Dokuz Diyarı'nın yaratılmasıyla başlayan efsanevi döngüyü sona erdirir. A. S. Byatt'ın "Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı" adlı romanı ise İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarına anlam vermeye çalışan küçük bir kız çocuğunun İskandinav mitolojisi üzerine bir kitap bulması ve bu kitabın onu bambaşka bir kıyametle karşı karşıya bırakması hikayesini anlatır.

Tuz Gölü'nün hikayesi iki farklı efsaneye dayanmaktadır: 1. Birinci efsane, gölün bulunduğu yerdeki tatlı suyun zamanla tükenmesi ve insanların tuz ihtiyaçlarını karşılayamamaları üzerine, şimdiki tuzlu gölü tatlı hale getirmeleri ile ilgilidir. 2. İkinci efsane ise, bir zamanlar gölün olduğu yerde yaşlı bir kadının üzüm bağlarının bulunması ve bu bağların önünden geçen bir dervişin kadından bir salkım üzüm istemesi, kadının ise dervişe üzüm vermeyi reddetmesiyle ilgilidir.