• Buradasın

    Edebiyat

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nazım Hikmet hangi şiir türü ile tanınır?

    Nazım Hikmet, serbest nazım şiir türü ile tanınır. Hece ölçüsü veya aruz ölçüsünü kullanmayan, geleneksel nazım biçimlerinin öngördüğü kurallara uymayan şiirleriyle Türk şiirinde yeni bir çığır açmıştır. Nazım Hikmet'in şiirlerinde işlediği bazı temalar: aşk; özgürlük; sosyal adalet; insancılık; memleket sevgisi; vatan hasreti.

    Ulysse'yi okumak zor mu?

    Ulysses'i okumak zor olarak kabul edilir. Bazı okurlar, kitabın karmaşık yapısı ve bilinç akışı tekniği nedeniyle Ulysses'i anlamanın güç olduğunu düşünmektedir. Ancak, kitabın içi mizahla dolu olduğu ve sabırlı bir okuma ile anlaşılabileceği de belirtilmektedir. Ulysses'in okunup okunmaması kişisel tercihlere bağlıdır.

    Teyzem hikayesi gerçek bir hikaye mi?

    Evet, "Teyzem" hikayesi gerçek bir hikayedir. Bu hikaye, Ümit Ünal'ın "Işık Gölge Oyunları" kitabında yer almakta olup, yazarın teyzesinin yaşamından kesitleri içermektedir.

    Teyzem hikayesi gerçek bir hikaye mi?

    Evet, "Teyzem" hikayesi gerçek bir hikayedir. Bu hikaye, Ümit Ünal'ın "Işık Gölge Oyunları" kitabında yer almakta olup, yazarın teyzesinin yaşamından kesitleri içermektedir.

    Derdim çoktur hangisine yanayım sözleri kime ait?

    "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" türküsünün sözleri, Pir Sultan Abdal'a aittir. Ayrıca, bu türküyü Ali Ekber Çiçek de derlemiştir.

    Salem s lot ne anlatıyor?

    Stephen King'in "Salem's Lot" (Korku Ağı) romanı, yazarın ikinci yayımlanan romanıdır. Konusu: Yazar Ben Mears, beş ila dokuz yaş arasında yaşadığı Maine'deki Jerusalem's Lot kasabasına, yeni romanı için yazı yazmaya geri döner. Kasaba sakinlerinin vampire dönüştüğünü fark eder. Ben Mears, kasaba halkını ölümsüzlerle mücadele etmeye ikna eder. Roman, 1975 yılında yayımlanmış ve 1976'da World Fantasy Award, 1987'de ise Locus Award'a aday gösterilmiştir. 2024 yılında, Gary Dauberman'ın yönettiği ve Stephen King uyarlaması olan bir "Salem's Lot" filmi vizyona girmiştir.

    Şakirpaşa ailesi hangi kitapta?

    Şakir Paşa Ailesi, Şirin Devrim tarafından kaleme alınan ve Doğan Kitap tarafından yayımlanan "Şakir Paşa Ailesi - Harika Çılgınlar" adlı kitapta yer almaktadır. Kitap, Osmanlı'nın son dönemleri ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşamış, sanat ve edebiyat alanında önemli isimler yetiştirmiş olan Şakir Paşa ailesinin hikayesini anlatır.

    Mehmet Emin Yurdakul'un en önemli şiiri nedir?

    Mehmet Emin Yurdakul'un en önemli şiiri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre en önemli şiirleri arasında şunlar yer almaktadır: "Cenge Giderken"; "Türk Sazı"; "Bırak Beni Haykırayım"; "Vur"; "Ey Türk Uyan!"; "Tan Sesleri". Diğer bir görüşe göre ise en önemli eseri, 1914 yılında yayımlanan ve Türk milletine karşı duyduğu sevgiyi dile getirdiği "Türk Sazı"dır. Şiirlerin önemi, kişisel zevklere ve dönemlere göre değişiklik gösterebilir.

    Tahriri mani ne demek?

    Tahriri mani, "yazılı mani" anlamına gelir. Mani, Türk edebiyatının geleneksel şiir türlerinden biridir ve genellikle 7’li hece ölçüsüyle yazılan dörtlüklerden oluşur. Mani türleri: Düz (tam) mani: Yedi heceli dört dizeden oluşur ve kafiye düzeni aaxa şeklindedir. Yedekli (artık) mani: Düz maninin sonuna iki dize daha eklenerek elde edilir. Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir.

    Emsât hikayeleri hangi döneme aittir?

    Emsât hikayeleri, Tanzimat dönemine aittir.

    Sinderellayı kim yazdı?

    Sinderella (Külkedisi) masalını yazan kişi Charles Perrault'tur. Perrault, 1697 yılında Contes de ma mère l'oye (Kaz Ana’dan Masallar) derlemesinde Sinderella'yı Cendrillon adıyla işlemiştir. Bilinen en eski Sinderella öyküsü ise 9. yüzyıldan kalma bir Çin masalıdır.

    Muallim naci hangi akıma mensuptur?

    Muallim Naci, herhangi bir akıma mensup olmaktan ziyade, Tanzimat Dönemi'nde "eski şiir"in temsilcisi olarak kabul edilir. Eski ile yeni arasında bir denge kurmaya çalışan Naci, hem Divan edebiyatına bağlı kalmış hem de halkın anlayabileceği sade bir Türkçeyle yazmayı savunmuştur. Ayrıca, Türk edebiyatının, kendi geleneğinin yanı sıra Batı edebiyatının seçkin eserlerinden de yararlanması gerektiğini savunmuştur.

    Şeker Portakalı'nın en güzel sözü nedir?

    Şeker Portakalı'nın en güzel sözlerinden bazıları şunlardır: "Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur." "Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi." "Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum." "Daha çok anlat” dedim. “Hoşuna gidiyor mu?” “Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.” "İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin." En güzel sözün hangisi olduğu kişisel tercihlere bağlıdır.

    Matt Haig ne tür yazar?

    Matt Haig, hem kurgu hem de kurgu dışı eserler yazan bir İngiliz yazar ve gazetecidir. Kurgu eserleri genellikle spekülatif kurgu türünde olup, aile hayatı üzerine karanlık ve tuhaf hikayeler içerir. Bazı eserleri şunlardır: The Last Family in England; Dead Fathers Club; The Possession of Mr. Cave; The Radleys; The Humans; How to Stop Time; The Midnight Library (Gece Yarısı Kütüphanesi). Kurgu dışı eserleri arasında ise depresyon ve anksiyete ile mücadelesini anlattığı Reasons to Stay Alive (Hayatta Kalma Nedenleri) adlı otobiyografik kitap bulunur.

    Deniz Üstü Köpürür hikayesi nedir?

    "Deniz Üstü Köpürür" türküsünün hikayesi, Muğla'nın Ula ilçesinde geçen gerçek bir aşka dayanır. Osman isimli genç, akrabası Nasuh Çavuş'un düğünü için Ula'ya gider ve burada Gülayşe adında bir genç kıza aşık olur. Türkü, Osman'ın Gülayşe'ye olan aşkını ve özlemini anlatır. Türkü, 1973 yılında Edip Akbayram tarafından seslendirilip tekli haline getirilmiş ve Türk rock müziğinde kült bir parça olmuştur.

    Phebus Mevakıb kimin eseri?

    Phebus Mevakıb, İsmail Ferruh Efendi'nin eseridir. Bu eser, Hüseyin bin Ali el-Vâiz el-Kâşifî'ye ait olan "el-Mevâhibü’l-Áliyye" adlı Farsça tefsirin, İsmail Ferruh Efendi tarafından "Mevakib" adıyla genişletilerek Türkçe'ye çevrilmiş halidir.

    Yağmurda Islanan Kız ne anlatıyor?

    "Yağmurda Islanan Kız" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeler anlatabilir. Örneğin, Fyodor Dostoyevski'nin "Yağmurda Islanan Kadın" adlı kitabı, orta yaşlı Devuşkin ile genç Varvara'nın mektuplaşmalarını konu alır ve yoksulluk, dostluk ile zalimlik gibi temaları işler. Ayrıca, TikTok gibi platformlarda "yağmurda ıslanan kız" ifadesi, duygusal bir hikayeyi veya sembolik bir durumu anlatmak için kullanılabilir; örneğin, bir kızın yağmur altında gizli duygularını veya içsel çatışmalarını ifade edebilir. Haber sitelerinde ise bu ifade, clickbait olarak kullanılarak dikkat çekmek amacıyla paylaşılan görsellerde yer alabilir.

    Anılarda neden birinci kişi ağzından anlatılır?

    Anıların birinci kişi ağzından anlatılmasının sebebi, yazarın kendi başından geçen veya içinde bulunduğu bir olayı, kişisel deneyimleriyle aktarmasıdır. Birinci kişi ağzından yapılan anlatımlarda daha çok 1. tekil şahıs (ben) ve 1. çoğul şahıs (biz) kullanılır. Anı türünün temel özellikleri şunlardır: Gerçek olaylara dayanır. Yazarın kendi yaşamından kesitler içerir. Tarihsel belge niteliği taşıyabilir. Öznel bir anlatımı vardır. Genellikle geçmiş zaman kipiyle yazılır. İnsan belleğine dayalıdır.

    Aşuk ve Maşuk'un hikayesi nedir?

    Aşuk ve Maşuk'un hikayesi, aşkın benlikten vazgeçerek "senim" diyebilmek olduğunu anlatır. Hikayeye göre: Aşık, Maşuk'a çok aşıktır ve bu aşk nedeniyle herkes onun gerçek adını unutmuştur. Maşuk, sevildiğini bilir ve naz yapar. Aşık, cesaretini toplar ve Maşuk'un kapısına gider, ancak Maşuk "Git buradan!" der. Aşık, aşkından dolayı çok üzülür ve kendini yollara vurur. Günler sonra tekrar Maşuk'un kapısına gider ve bu sefer "Senim" der. Maşuk, "Gir içeri o zaman" der. Bu hikaye, aşkın "ben" ve "sen"den öte "biz" olmanın gerekliliği olduğunu vurgular.

    İnsan Ne ile Yaşar'ın ana fikri nedir?

    Lev Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı eserinin ana fikri, insanın yalnız yaşayamayacağı ve her zaman diğer insanlarla bir arada olması gerektiğidir. Kitapta ayrıca insanların birbirlerine sevgi, saygı ve merhamet ile davranmaları gerektiği vurgulanmaktadır.