AşkÖyküsü

"Gökçen" kitabının sonu mutlu bir şekilde bitiyor.

"Deniz Üstü Köpürür" türküsünün hikayesi, Muğla’nın Ula ilçesinde geçen gerçek bir aşk öyküsüne dayanmaktadır. Hikayeye göre, Osman isimli genç bir adam, bir düğünde gördüğü Gülayşe adındaki kıza aşık olur. Osman, aşkını ifade etmek için sazı eline alır ve şu sözleri söyler: > "Deniz üstü köpürür ah yârim, > Gemilere binsen götürür ah yârim ah. > Benim sana yandığım ah yârim, > Bir güzelden ötürü ah yârim ah". Osman, cesaretini toplayıp Gülayşe’ye görücü göndermez ve kızı daha yakından tanımak için tüm düğünlere gitmeye başlar. Yıllar sonra, türkü halk şairi ve bağlama ustası Şerafettin Civelek tarafından yazıya geçirilir ve farklı sanatçılar tarafından yorumlanarak günümüze ulaşır.

"Bugünün Saraylısı" romanı, Refik Halit Karay tarafından 1954 yılında yazılmış ve 1940'lı yıllarda İstanbul'da yaşanan bir aşk öyküsünü konu almaktadır. Romanın özeti şu şekilde özetlenebilir: Ata Efendi, akrabası Yaşar'dan bir mektup alır ve bu mektupta kızını yanına göndermesi istenmektedir. Ayşen, Ata Efendi'nin patronunun oğluyla bir ilişkiye başlar. Ata Efendi, ayrıca Ayşen'den hoşlanmaktadır ama bunu asla dile getirmez.

"Romalı Dilber" adlı film, iki çapkın arkadaşın, evin hanımı ve hizmetçisiyle olan aşk öyküsünü anlatmaktadır.

"Romalı Dilber" adlı film, iki çapkın arkadaşın, evin hanımı ve hizmetçisiyle olan aşk öyküsünü anlatmaktadır.

"Derdim Dünyadan Büyük" filmi, aynı mahallede yaşayan bir marangoz genç ile fakir bir genç kızın aşk öyküsünü anlatır. Filmde ayrıca, mahallenin adil ve onurlu bir gelecek için bir araya gelip dertlerine birlikte çare bulma çabası da işlenir.

Sadri Alışık'ın başrolünde olduğu "Boyacı" filmi, bir ayakkabı boyacısının mirasa konması ve bu durumun ardından yaşadığı aşk öyküsünü anlatıyor. Filmin konusu: Dalgacı Mahmut, iki arkadaşıyla birlikte boyacılık yapar ve Mine adında bir kızı sever.

“Fransız Teğmenin Kadını” romanı, John Fowles tarafından kaleme alınmış ve Viktorya döneminde geçen aykırı bir aşk öyküsünü anlatmaktadır. Eserde işlenen temel konular: - Toplumsal kodlar ve özgürlük: Kadınların görevlerinin boyun eğme ve çocuk yapmayla sınırlı olduğu bir dönemde, özgürlüğe tutkuyla bağlı ve bağımsız bir kadın olan Sarah'ın hikayesi. - Varoluşçuluk: Romanın, varoluşçuluğun “sahicilik” ve özgürlük arayan insan soyutlamasını ele alması. - Tarihsel eleştiri: Fowles'un, Viktorya çağının tutucu ve kuralcı yapısını eleştirmesi. Ayrıca, romanda diyaloglar, gizem ve mizah unsurları da öne çıkmaktadır.

"Uyu Demeye Geldim" türküsünün hikayesi, "Şu Dağları Delmeli" adıyla da bilinen Gerdaniye türkü ile ilişkilidir. Hikaye, 13. yüzyıl başlarında geçen bir aşk öyküsünü anlatır. Şeyh Senan, kızın Hint kıyafeti nedeniyle ona "Sarı Gelin" adını takar ve Humar Hatun'un tüm isteklerine boyun eğerek onun uğruna şarap içerek Hristiyanlığı kabul eder ve domuz çobanlığına başlar. Şeyh Senan, Sarı Gelin'e kavuşmak üzere olduğu zaman domuz çobanlığını bırakır ve dervişlerini de yanına alarak saraydan ayrılır.

"Vahşi Gelin" filmi, zorla evlendirilmek istenen bir kadınla bir erkek arasında yaşanan aşk öyküsünü anlatır. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Gül ve Orhan, gecekondu mahallesinde yaşayan nişanlı bir çifttir. Bu sırada Gül'ün çalıştığı fabrikanın patronunun oğlu Zeyyat, Gül'den hoşlanır.

"İki Yabancı" (1966) filmi, tımarhaneden kaçan bir adamla, onu evine götürüp yardım eden bir genç kızın aşk öyküsünü anlatıyor.

"Sarı Necmiye" filminin konusu, imam çırağı saf bir delikanlı ile, feleğin çemberinden geçmiş bir kötü kadının aşk öyküsü olarak özetlenebilir.

"Kerem ile Aslı" kitabı, 16. yüzyıl halk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Hikaye, farklı dinlere mensup iki gencin birbirine kavuşmak için çektiği sıkıntıları ve karşılaştıkları güçlükleri anlatır. Özeti şu şekilde özetlenebilir: İsfahan şahının oğlu Kerem, sarayda görevli olan bir keşişin kızı Aslıhan'a aşık olur. Hikaye boyunca Kerem, Aslı'yı bulabilmek için sazıyla birlikte İran, Kafkasya ve Anadolu'nun birçok şehrini dolaşır.

"Duvaksız Gelin" iki farklı versiyonuyla iki farklı hikayeyi anlatmaktadır: 1. 1942 yapımı film, Adolf Körner tarafından yönetilmiş ve Reşat Nuri Güntekin'in eserinden uyarlanmıştır. 2. 1961 yapımı film, Suphi Kaner tarafından yönetilmiş ve yine Reşat Nuri Güntekin'in eserinden uyarlanmıştır.

"Seni Sevmeyen Ölsün" filmi, balıkçı köyünde geçen bir aşkın öyküsünü anlatır. Filmin konusu şu şekildedir: Küçük bir sahil kasabasında yaşayan Kasım Ağa, bir pavyonda çalışan Serap'a âşık olur. Zamanla Serap'ın Kasım'la evlenmesinin ardında başka sebepler olduğu ortaya çıkar.

"Islak Sokak" filmi, zengin bir adamın aşık olduğu sahne sanatçısıyla, ders aldığı bir müzik hocasının öyküsünü anlatır.

"Fakir Gencin Romanı" filmi, manavlık yaptığı sırada tahsilini tamamlayıp mühendis olan fakir bir gençle, aşık olduğu zengin kızın öyküsünü anlatır.

"Adalı Kız" filmi, Eda ile Ali'nin arasındaki aşk hikayesini anlatır. Eda, arkadaşlarıyla birlikte tekne gezintisi yaparken tekneleri bozulur ve bir süre denizin ortasında mahsur kalırlar. Eda, Yabani'nin gizemini çözmek için arkadaşlarıyla iddiaya girer ve onu kendine aşık etmeye çalışır.

Fidayda türküsünün iki farklı hikayesi bulunmaktadır: 1. Genel Hikaye: Fidayda, Niğde ve çevresinde yaygın olarak söylenen, düğün ve eğlencelerde oynanan hareketli bir halk türküsüdür. 2. Alternatif Hikaye: Fidayda'nın adı, Ankara'nın en güzel kızlarından birinin adından gelmektedir.

Füruzan'ın "Sesi Olmayan Türkü" adlı hikayesinde, turizmin yeni yeni geliştiği dönemlerde bir tatil kasabasında yaşanmış trajik bir aşk öyküsü anlatılmaktadır. Hikayede, kasaba yazlıkçılarından Varnalıların göz alıcı kızının etrafında dönen olaylarda, toplumsal gelişmelerin sancısı ve kültürel çatışmalar işlenmektedir.