Diyabet

Diyabet hastaları günde en az 25-30 gram lif almalıdır. Lif, sindirim sistemini düzenler, kan şekerini dengeler ve tokluk hissi verir.

Humulin ve insülin aynı şey değildir, ancak Humulin bir insülin türüdür. İnsülin, diyabet tedavisinde kullanılan, pankreas tarafından üretilen doğal hormonun sentetik bir versiyonudur.

Evet, şeker hastalığı (diyabet) magnezyum eksikliğine neden olabilir. Diyabetli bireylerde, yüksek kan şekeri seviyeleri ve idrara fazla miktarda glukoz atılımı, magnezyum atılımını artırarak eksikliğe yol açabilir.

129 mg/dL şeker değeri, yüksek bir kan şekeri seviyesini işaret edebilir. Sağlıklı bireylerde tokluk kan şekeri (yemek yedikten 2 saat sonra ölçülen) 140 mg/dL'nin altında olmalıdır. Kan şekeri değerlerinin doğru yorumlanması için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

İdrar mikroalbümin yüksekliği, böbrek hasarının erken bir belirtisi olabilir. Bu durum, özellikle aşağıdaki hastalıklarla ilişkilidir: Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyeleri böbreklere zarar vererek mikroalbüminüriye yol açabilir. Hipertansiyon (yüksek tansiyon): Böbreklerdeki kan damarlarına zarar vererek böbrek işlevlerini etkileyebilir. Ayrıca, mikroalbüminüri diabetik nefropati ve kalp hastalığı riski ile de ilişkilidir. Mikroalbüminürinin tespiti için düzenli idrar testleri yapılması önerilir, özellikle diyabet ve hipertansiyon gibi risk faktörleri olan kişilerde.

Endokrin hastalıklardan bazıları, askerlikten muafiyet nedeni olabilir. Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'ne göre, askerlikten muafiyeti gerektiren endokrin hastalıklar arasında diyabet bulunmaktadır. Muafiyet durumu, askerlik şubelerinde yapılan uzman doktor muayenesi ve heyet raporuyla kesinleşir.

20-24 Eylül 2024 tarihlerinde Concorde Kongre Merkezi, Bafra, KKTC’de düzenlenen 5. Uluslararası & 9. İlaç ve Tedavi Kongresi'nde ele alınacak bazı konular şunlardır: Hipertansiyon, diyabet, KOAH, dislipidemi, depresyon, demans gibi hastalıklar. Malnutrisyon, sarkopeni, osteoporoz, dispepsi, reflü, IBS, enfeksiyonlar. Vitaminler, spesifik moleküller, sigara ilaçları, bası yarası ürünleri, yara bakım ürünleri. Onkoloji, romatoloji, hematoloji, gastroenteroloji, aşılar. Kongrede sempozyumlar, workshoplar, kurslar ve olgu atölyeleri gibi farklı formatlarda oturumlar düzenlenecektir.

Diyabetin dört ana nedeni şunlardır: 1. Genetik Yatkınlık: Ailede diyabet öyküsü olan bireylerde risk artar. 2. Obezite: Fazla kilolu olmak, insülin direncini artırarak diyabet gelişimini hızlandırır. 3. Yaşam Tarzı Faktörleri: Dengesiz beslenme, yüksek kalorili gıdalar tüketme ve hareketsizlik diyabetin ortaya çıkmasında etkilidir. 4. Çevresel Tetikleyiciler: Viral enfeksiyonlar gibi çevresel faktörler, özellikle Tip 1 diyabette hastalığı tetikleyebilir.

İnsülin bağımlı olmayan diyabetin komplikasyonları olmayan ifadesi, Tip 2 diyabetin erken evrelerinde olduğunu ve henüz diyabetle ilişkili herhangi bir komplikasyon geliştirmediğini ifade eder. Bu durum, diyabetin yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli egzersiz ve ilaç tedavisi ile kontrol altında tutulabileceğini gösterir.

Ozempic 0.5 mg, tip 2 diyabetli yetişkinlerde kan şekeri seviyelerini iyileştirmek ve majör kardiyovasküler olay riskini azaltmak için kullanılan bir ilaçtır. SGK'nın Ozempic 0.5 mg'ı karşılama durumu: Bu ilaç, 03 Eylül 2024 tarihinde SGK tarafından karşılanmaya başlanmıştır.

Şeker hastalığının en tehlikeli evresi, Tip 2 diyabetin ilerlediği ve insülin direncinin şiddetlendiği aşamadır. Eğer bu durum fark edilmez ve gerekli önlemler alınmazsa, diyabet tablosu ortaya çıkar ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Enerji metabolizması ve diyabet, vücudun enerji üretimi ve kullanımı ile ilgili süreçleri ve bu süreçlerin diyabet hastalığıyla nasıl etkilendiğini açıklar. Enerji metabolizması kapsamında, vücudun temel enerji kaynağı olan şeker (glukoz), karbonhidrat içeren besinlerle alınır veya karaciğerde depolanır. Diyabet, insülin hormonunun eksikliği veya yeterince salgılanmasına rağmen vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik bir metabolizma bozukluğudur.

Gestasyonel diyabette şeker, genellikle doğum sonrası kesilir. Doğumdan sonraki 3. ayda mutlaka yeniden yükleme testi yapılarak, gebelikten sonra diyabetin kalıcı olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Şeker yükleme testinde tehlikeli değer, 50 gr glikoz içildikten sonra kan şekerinin 140 mg/dL veya daha yüksek olmasıdır. Eğer bu değer yüksek çıkarsa, 100 gr glikozla test tekrarlanır ve bu testteki değerlerden ikisi yüksekse gestasyonel diyabet tanısı konur. Şeker yükleme testi, gebelikte ve diğer durumlarda diyabet riskini belirlemek için yapılır ve bu testin sonucuna göre doktor gerekli tedaviyi planlar. Bu nedenle, test sonuçlarının değerlendirilmesi ve yorumlanması için bir uzmana danışmak önemlidir.

Diyabette değerlerin düzelmesi için kan şekeri seviyelerinin kontrol altına alınması gereklidir. Bunun için aşağıdaki değerlerin normal aralıklara gelmesi hedeflenir: 1. Açlık Kan Şekeri: Normalde 70-99 mg/dl arasında olmalıdır. 2. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT): İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksek ise diyabet tanısı konulur. 3. HbA1c (Glikozile Hemoglobin): Normal değer %5.6 veya daha düşükken, diyabet tanısı %6.5 veya daha yüksek olduğunda konur. 4. Rastgele Kan Şekeri Testi: 200 mg/dL ve üzeri bir sonuç diyabeti işaret edebilir. Ayrıca, diyet, düzenli egzersiz ve ilaç tedavisi gibi yöntemlerle de diyabet yönetimi sağlanır.

Şeker (kan şekeri) yükseldiğinde vücutta çeşitli belirtiler ve sağlık sorunları ortaya çıkabilir: Sık sık idrara çıkma: Kan şekerinin yüksek olması böbrekleri daha fazla çalıştırır. Sürekli susama: Vücut, fazla şekeri idrar yoluyla atmaya çalıştığı için daha fazla suya ihtiyaç duyar. Yorgunluk ve halsizlik: Enerji kullanımı etkilenir ve vücut yorgun hisseder. Mide bulantısı ve kusma: Keton birikimi mideyi etkileyebilir. Bulanık görme: Yüksek kan şekeri, gözdeki lensin şişmesine yol açabilir. Kilo alımı: Fazla yemek yeme sonucu aşırı kilo alımı gerçekleşebilir. Kan şekerinin kontrol altında tutulması hayati öneme sahiptir.

Mavi balon, genellikle huzur ve mutluluk sembolünü temsil eder.

Açlık kan şekerinin 150 mg/dL olması, hiperglisemi (yüksek kan şekeri) durumunu işaret eder ve bu durum, genellikle diyabet belirtisi olarak kabul edilir. 150 mg/dL açlık kan şekeri durumunda ortaya çıkabilecek bazı belirtiler: Susuzluk hissi ve ağız kuruluğu; Normalden fazla idrara çıkma; Baş ağrıları; Zayıf veya yorgun hissetme; Ağız kokusu; Konsantrasyon sorunları; Bulanık görüş; Kilo kaybı. Açlık kan şekerinin yüksek olması, ciddi vakalarda koma gibi durumlara yol açabilir. Açlık kan şekeri değerinin normalin dışında çıkması, hipoglisemi, prediyabet veya diyabet olabileceğini gösterir. Bu durumda bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

İnsülin iğne ucu numarası, kişinin vücut yapısına ve enjeksiyon yapılacak bölgeye göre değişiklik gösterir. Genel olarak önerilen iğne ucu uzunlukları: - 4-5 mm: Zayıf, normal kilolu ve hafif şişman bireylerde cilt altı enjeksiyon için uygundur. - 5-6 mm: Çimdik tekniğiyle ve 90° açı ile uygulanması önerilir. - 8 mm: Cilt kaldırılırak 45° veya 90° açı ile uygulanması önerilir. İnsülin enjeksiyonu için iğne ucu seçimi ve kullanımı konusunda bir doktora veya diyabet eğitim hemşiresine danışılması önerilir.

Ketoasidotik komada görülen bulgular şunlardır: 1. Bilinç bozukluğu ve hatta bilinç kaybı. 2. Vücut sıcaklığının yükselmesi, 40°C'ye kadar. 3. Taşikardi ve arteriyel hipertansiyon. 4. Cilt kuruluğu ve iştah kaybı. 5. Nefes darlığı ve keton kokusu (çürümüş meyve kokusu). 6. Poliüri (idrara çıkma sıklığında artış) ve polidipsi (susama hissi). Bu belirtiler, acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durum olan diyabetik ketoasidozun bir parçasıdır.