Diyabet

Şeker hastalığının en hızlı teşhisi için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir: Açlık kan şekeri testi. Oral glukoz tolerans testi (OGTT). HbA1c testi. Teşhis için bu değerlerin birkaç ölçümle teyit edilmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı şüphesi durumunda bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

HbA1c yüksek çıkarsa, aşağıdaki tahliller yapılabilir: 1. Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ve Tokluk Kan Şekeri (TKŞ) Testleri: Bu testler, kan şekeri seviyesinin anlık durumunu gösterir ve diyabet tanısını doğrulamak için kullanılır. 2. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT): Bu test, 75 gram glukoz verildikten sonra kan şekerinin 2 saat sonraki seviyesini ölçer. 3. Diğer Hemoglobin Testleri: Hemoglobin varyantlarının varlığını tespit etmek için özel laboratuvarlarda yapılabilir. Bu tahlillerin sıklığı ve gerekliliği, kişinin diyabet durumu ve doktorunun önerilerine göre değişebilir.

Tip 2 diyabetin komplikasyonları şunlardır: 1. Kardiyovasküler hastalıklar: Kalp hastalığı ve inme riski artar. 2. Böbrek hasarı: Nefropati, diyaliz veya böbrek nakli gerektirebilir. 3. Göz hasarı: Retinopati, körlük ve görme bozukluklarına yol açabilir. 4. Sinir hasarı: Nöropati, bacaklarda ve ayaklarda duyu kaybına neden olabilir, bu da ayak yaralarına ve amputasyona yol açabilir. 5. Cilt hastalıkları: Bakteriyel ve fungal enfeksiyonlar sık görülür. 6. İşitme bozukluğu ve uyku apnesi de diğer komplikasyonlar arasındadır. Bu komplikasyonların önlenmesi için kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmesi önemlidir.

İnsülin hapı, diyabet tedavisinde insülin enjeksiyonunun yanı sıra nadiren kullanılır. İnsülin hapının kullanım durumları şunlardır: - Tip 1 diabetes mellitus: Pankreasın insülin üretemediği durumlarda. - Tip 2 diabetes mellitus: Ağızdan alınan şeker düşürücü haplarla kan şekeri kontrolü sağlanamadığında. - Gebelik diyabeti: Gebelik süresince hormonların insülini etkilemesi nedeniyle kan şekeri seviyelerinde yükselme olduğunda. İnsülin tedavisinin dozajı ve uygulama zamanı, doktor tarafından belirlenmelidir.

Diyabete bağlı görme kaybının ilerleme süresi, diyabetin süresi ve tipine bağlı olarak değişir. - Tip 1 diyabette, diyabet tanısı konulduktan 10 yıl içinde diyabetik retinopati oluşma riski %50, 30 yıl içinde ise %90'dır. - Tip 2 diyabette, ilk 5 yılda her yıl, 10 yıl dolduktan sonra ise her 6 ayda bir rutin göz ve göz dibi muayenesi önerilir. Erken dönemde uygulanan laser tedavileri, görme kaybının ilerlemesini yavaşlatabilir.

Şeker hastalığı ile ilgili iki resim yarışması örneği: 1. "En Renklisini Sen Yap" Resim Yarışması: Türkiye'deki 15 bin şeker hastası çocuk arasında düzenlenen bu yarışma, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ile Çocuk ve Adelosan Diyabetikler Derneği tarafından organize edilmiştir. 2. Dünya Diyabet Günü Resim Yarışması: Kırıkkale Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından Dünya Diyabet Günü nedeniyle Mustafa Necati İlkokulu'nda düzenlenen bu yarışmada, ilkokul öğrencilerine sağlıklı yaşam ve beslenme konulu eğitimler verilmiş ve ardından okul bahçesinde resim çizmeleri istenmiştir.

mySugr uygulaması, diyabet hastalarının glikoz, insülin ve ilaç bilgilerini takip etmelerine yardımcı olan bir mobil uygulamadır. Başlıca işlevleri: Gerçek zamanlı izleme: Glikoz okumalarının hızlı bir şekilde kaydedilmesi ve görselleştirilmesini sağlar. Akıllı uyarılar: Kullanıcıları glikoz seviyelerini kontrol etmeleri için bilgilendirir. Cihaz entegrasyonu: Sürekli glikoz izleme cihazları ve fitness takip cihazlarıyla veri senkronizasyonu yapar. Kişiselleştirilmiş raporlar: PDF formatında detaylı raporlar oluşturarak doktorlarla paylaşmayı mümkün kılar. İlaç yönetimi: Farklı tipteki insülinlerin kaydedilmesi, kişiselleştirilmiş hatırlatıcılar ve doz hesaplamaları sunar. Uygulama, hem ücretsiz hem de Pro sürümüyle daha gelişmiş özellikler sunar.

Hipoglisemiye neden olan ilaçlar genellikle diyabet tedavisinde kullanılan insülin ve kan şekeri düşürücü ilaçlardır. Bunun yanı sıra, bazı antibiyotikler, salisilatlar ve antimalaryal ilaçlar gibi diyabet dışındaki ilaçlar da nadiren hipoglisemiye yol açabilir. Diğer hipoglisemi nedenleri arasında: - Oral antidiyabetik ilaçlar (örneğin, sülfonilüre); - Alkol (karaciğerin glikoz üretme yeteneğini baskılayarak); - Yanlış ilaç dozu veya ilaçların yanlış zamanda alınması. Hipoglisemi riski taşıyan bireylerin, ilaç kullanımlarını doktor önerisine göre düzenlemeleri ve kan şekerlerini düzenli olarak izlemeleri önemlidir.

HbA1c seviyesinin 3 ayda bir olması gereken değerleri şu şekildedir: - Normal: %4 - %5,6. - Prediyabet: %5,7 - %6,4. - Diyabet: %6,5 ve üzeri. Diyabet hastaları için komplikasyon riskini azaltmak amacıyla HbA1c seviyesinin %7'nin altında tutulması önerilir. Bu değerler, tıbbi duruma göre değişiklik gösterebilir. Kesin sonuçlar için bir doktora danışılması önemlidir.

Diabetic Ketoacidosis (DKA) genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır: 1. İnsülin eksikliği: Vücut yeterli insülin üretemediğinde, şeker kandan hücrelere geçemez ve enerji üretimi için yağ parçalanmaya başlar, bu da ketones birikimine yol açar. 2. Hastalık veya stres: Enfeksiyonlar, pneumonia, idrar yolu enfeksiyonları gibi hastalıklar ve stres, vücudun insülinle etkileşime giren ve ketones üretimini artıran hormonlar salgılamasına neden olabilir. 3. Yanlış insülin kullanımı: İnsülin dozlarının atlanması, yanlış doz verilmesi veya insülin pompasının arızalanması gibi durumlar DKA riskini artırır. 4. Diğer faktörler: Hamilelik, alkol veya uyuşturucu kullanımı, bazı ilaçlar ve travma da DKA'ya yol açabilir. DKA acil tıbbi müdahale gerektiren hayatı tehdit eden bir durumdur.

Gece uykuda kan şekerinin düşmesinin (hipoglisemi) birkaç nedeni vardır: 1. İnsülin Kullanımı: Diyabet hastaları, kan şekerini kontrol etmek için insülin veya diğer hipoglisemik ilaçlar kullandıklarında, bu ilaçların aşırı dozda alınması kan şekeri seviyelerini düşürebilir. 2. Düşük Karbonhidrat Alımı: Geceyi aç geçirmek veya düşük karbonhidratlı bir diyet uygulamak, yeterli enerji kaynağı bulunamadığı için kan şekeri seviyelerinde düşüşe neden olabilir. 3. Alkol Tüketimi: Alkol, karaciğerin glukoz üretimini engelleyebilir ve bu da gece boyunca kan şekeri seviyelerinin düşmesine yol açar. 4. Fiziksel Aktivite: Gece yatmadan önce yapılan yoğun fiziksel aktiviteler, vücudun glukozu kullanma oranını artırarak hipoglisemi riskini yükseltebilir. 5. Yetersiz Yiyecek Tüketimi: Gece yatmadan önce yetersiz yemek yemek veya aç yatmak, vücudun glukoz düzeylerini sürdürebilmesi için gereken enerjiyi sağlamadığı için kan şekeri seviyelerinin düşmesine neden olabilir.

Invokana (canagliflozin) ve Jardiance (empagliflozin) aynı ilaç sınıfına (SGLT2 inhibitörleri) ait olsalar da, aynı ilaç değildirler. Benzerlikler: - Her iki ilaç da tip 2 diyabet tedavisinde kullanılır ve kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olur. - Uygulama şekli aynıdır: oral tablet olarak günde bir kez alınır. Farklılıklar: - Etki mekanizması: Invokana, böbreklerdeki SGLT2 proteinini bloke ederek çalışır, Jardiance ise bu proteini inhibe etmenin yanı sıra pankreas tarafından üretilen insülin miktarını artırır ve karaciğer tarafından üretilen glikoz miktarını azaltır. - Ek faydalar: Jardiance, kalp yetmezliği riskini azaltmada ve böbrekleri korumada daha etkilidir. - Yan etkiler: Invokana, genital enfeksiyonlar ve idrar yolu enfeksiyonları riskini artırırken, Jardiance daha düşük kardiyovasküler olay riski ile ilişkilidir.

Gebelik şekeri (gestasyonel diyabet) durumunda, açlık kan şekeri 105 mg/dL (5.1 mmol/L) veya daha yüksek olduğunda tehlikeli olarak kabul edilir. Ayrıca, yemekten yaklaşık 1 saat sonra kan şekeri 140 mg/dL (10.0 mmol/L) seviyelerinde veya daha yüksek olması da gebelik şekerini işaret edebilir. Bu değerlerin takibi ve doğru teşhis için bir doktora başvurulması önemlidir.

Gizli şeker (diyabet) hastaları, insüline bağımlı ve kötü kontrollü olduklarında %40 engelli raporu alabilirler.

Tip diyabet sensörü, cilt altı sıvısındaki glukoz seviyelerini düzenli aralıklarla ölçerek çalışır. Çalışma prensibi şu şekildedir: 1. Ölçüm: Sensör, kan glukoz düzeylerine çok yakın seviyelerde olan glukozu çok sık aralıklarla ölçer. 2. Veri Aktarımı: Elde edilen bilgiler, akıllı telefon gibi cihazlara uyarı olarak gönderilir. 3. Hasta ve Hekim İçin Bilgi: Bu sayede, hastalar yemek öncesi ve sonrası, gece veya günün herhangi bir anında glukoz düzeyleri hakkında bilgiye sahip olur ve hekim de hastaların günlük, haftalık ve aylık şeker çizelgelerini takip edebilir. 4. Tedavi Düzenlemesi: Sensörler, beslenmeye bağlı glukoz değişikliklerini anında fark ederek gerekli ayarlamaların yapılmasını sağlar, bu da tedavi süreçlerinin daha hassas yönetilmesine katkıda bulunur.

Daglutrin adlı bir ilaç bulunmamaktadır. Ancak, benzer etken maddelere sahip bazı ilaçlar şunlardır: 1. Dulaglutide: Bu ilaç, diyabet tedavisinde kullanılan bir GLP-1 reseptör agonistidir. 2. İbuprofen: Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) grubuna dahildir ve ağrı kesici, ateş düşürücü olarak kullanılır. Bu ilaçlar farklı tedavi alanlarında kullanılmaktadır ve kullanımları öncesinde mutlaka bir doktora danışılmalıdır.

Kalk Gidelim dizisinde Seyfettin'in hastalığı "diyabet"tir.

Diyabetik Ketoasidoz (DKA) tedavisi, kan şekeri seviyesinin ve sıvı dengesinin güvenli oranlara inmesi için birkaç gün sürebilir.

Glikoz plazma yüksekliğinin (hiperglisemi) başlıca nedenleri şunlardır: 1. Diyabet: Tip 1 ve Tip 2 diyabet, vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaması veya üretememesi nedeniyle kan şekerinin yükselmesine yol açar. 2. Hormonal Değişiklikler: Gebelik sırasında artan hormon seviyeleri veya stres hormonlarının yükselmesi kan şekerini artırabilir. 3. İnsülin Direnci: Vücut hücrelerinin insüline yanıt vermemesi, glikozun hücrelere alınamamasına ve kan şekerinin yükselmesine neden olur. 4. Yanlış Beslenme: Yüksek miktarda rafine karbonhidrat ve şeker tüketimi kan şekerini yükseltebilir. 5. Bazı İlaçlar: Kortikosteroidler, tiazid diüretikler ve bazı antipsikotik ilaçlar gibi ilaçlar kan şekerini artırabilir. 6. Tiroid Sorunları: Hipotiroidi veya hipertiroidi gibi durumlar metabolizmayı etkileyerek kan şekerinin düzenlenmesini bozabilir. Hiperglisemi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği için düzenli kan şekeri takibi ve uygun tedavi yöntemleri önemlidir.

Şeker hastalığında sinir tahrişi, yüksek kan şekeri seviyelerinin sinir hücrelerine zarar vermesiyle ortaya çıkar. Bu durum, diyabetik nöropati olarak adlandırılır ve aşağıdaki nedenlerle de ilişkilendirilebilir: - Kan damarlarının zayıflaması: Yüksek kan şekeri, küçük kan damarlarının zayıflamasına ve çatlamasına yol açar. - Sinir hücrelerinin şişmesi: Kan şekeri yüksek olduğunda sinir hücreleri şişer ve bozunuma uğrar. - Terleme azalması: Şeker hastalığı, terlemeyi azaltarak ayak ve bacaklarda kurumaya ve dolayısıyla tahrişe neden olabilir. Sinir hasarını önlemek için, şeker hastalarının kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmaları ve düzenli olarak doktorlarıyla iletişim halinde olmaları önemlidir.