Din

İfrit, İslam kültüründe kötü cin veya şeytan olarak kabul edilir. İfritlerin yaptığı bazı şeyler: Kötülük ve zarar verme: İfritler, kötülük ve şeytanlıkta aşırı giden varlıklar olarak tanımlanır ve insanlara zarar verebilirler. Günahkârları cezalandırma: Bazen, cehennemde yaşayıp günahkârları cezalandırdıkları düşünülür. Bağımsız kötülük: Aksi takdirde, ifritler kötülüğün bağımsız ajanları olarak kabul edilir. Büyü ve çağrı: Birçok büyücülük geleneğinde, ifritlerin çağrılabileceği ve bir büyücüye bağlanabileceği inanılır. Ayrıca, halk edebiyatında ifrit, dumandan yaratılmış dev bir cin olarak tasvir edilir.

Hayır, Zen ve Tao aynı şey değildir. Tao, Çin kökenli bir felsefe ve dindir; doğanın akışıyla uyum içinde olmayı hedefler. Her iki öğreti de benzer hedeflere sahip olsa da, Taoizm daha çok bir felsefe ve din olarak kabul edilirken, Zen bir yöntem veya aydınlanmaya ulaşma yolu olarak tanımlanır.

Pagan kelimesi, Latince "pāgānus" sözcüğünden türemiştir ve "kırsal kesimle ilişkili", "kırsal", "köye özgü", "köylü" gibi anlamlara gelir. Hristiyanlık Avrupa'ya hâkim olmadan öncesinde var olan en eski inanç olan paganizm ise, tek tanrılı inançların yayılmaya başlamasından çok daha önce Avrupa'da ve daha uzak yerlerde hâkim olan bir inanç sistemidir. Paganizm, günümüzde neo-paganizm ve klasik paganizm olarak iki ana türe ayrılır. Paganizm inancına sahip kişilere ise pagan denir.

Şirkin çeşitleri şunlardır: Şirk-i İstiklâlî: Allah'tan başka canlı veya cansız varlıklara tapmak. Şirk-i Teb'iz: Allah'a inanmakla birlikte O'na ortaklar kabul etmek (örneğin, Teslis inancı). Şirk-i Takrîb: Allah'a yakın olmak için putlara tapmak. Şirk-i Taklit: Ataları veya başkalarını taklit ederek Allah'tan başkasına tapmak. Şirk-i Esbâb: Sebepleri, eşyanın tabiatını ve tabiat kanunlarını ilâh mertebesine çıkararak onlara tapmak. Ayrıca, küçük şirk olarak da adlandırılan kalbî şirk türleri de vardır; bunlar arasında riyâ, şöhret sevgisi ve dünya malına aşırı düşkünlük bulunur.

Hicap takmanın bazı nedenleri: Tevazu ve saygı göstergesi: Kadınlar için hicap, bir tevazu ve Allah'a karşı saygı göstergesi olarak kabul edilir. Kadın mahremiyetini koruma: Hicap, kadınları ilgisiz erkeklerden gelen bakışlardan korumak amacıyla takılır. Ahlaki ve dini yükümlülük: İslam'da hem erkekler hem de kadınlar için iffetli davranma ve bakışlarını haramdan çevirme yükümlülüğü vardır; hicap, bu yükümlülüğün bir parçası olarak görülür. Kültürel ve toplumsal norm: Hicap, İslam toplumlarında tarihsel olarak yerleşmiş bir gelenek olup, bazı toplumlarda sosyal bir zorunluluk olarak da algılanabilir.

Bidat, Arapça kökenli bir kelime olup "sonradan ortaya çıkan şey" anlamına gelir. Bidat, iki ana kategoriye ayrılır: 1. İtikadi bidatler: İnançla ilgili olanlar. 2. Ameli bidatler: İş ve hareketle ilgili olanlar. Ayrıca, bidatler "iyi bidat" (bid'at-ı hasene) ve "kötü bidat" (bid'at-ı seyyie) olarak da sınıflandırılır. Örnekler: İyi bidat: Kur'an'ı bir mushafta toplamak, teravih namazını cemaatle kılmak, minare inşa etmek. Kötü bidat: Türbelere gidip ölü kişiden yardım dilemek, nazar boncuğu takmak.

Bid'at çeşitleri iki ana kategoriye ayrılır: 1. Sözlü ve itikâdî (inançla ilgili) bid'atlar: Sapkın fırkaların inançları ve sözleri bu kategoriye girer. 2. İbadetlerle ilgili bid'atlar: İbadetlerin aslında yapılan bid'atlar: Dinen meşru olmayan ibadetlerin ortaya çıkarılması. İbadetlerin özünde yapılan fazlalıklar: Meşru bir ibadetin fazladan bir unsur eklenmesi. Meşru olmayan ibadet şekilleri: Dine uygun duaların nağmeyle yapılması gibi. Ayrıca, bid'at-ı hasene (güzel bid'at) ve bid'at-ı seyyie (çirkin bid'at) olarak da bir ayrım yapılır.

Davut Yıldızı kolye, farklı dinlerde farklı anlamlar taşır: Yahudilikte, Davut Yıldızı veya Magen David, MÖ 1000'lerden beri milli sembol olarak kabul edilir ve İsrail Devleti'nin bayrağında yer alır. Hıristiyanlıkta, Ortodoks kaynaklarda Tanrı'nın dünyayı yarattığı altı günü, bazı kaynaklarda ise Eski ve Yeni Ahit'in birliğini simgeler. İslamda, Süleyman Mührü olarak bilinir ve Hz. Süleyman'ın cinler ve hayvanlar üzerinde güç elde ettiği yüzükteki sembol olarak kabul edilir.

Kibir, kötü bir davranış olarak kabul edilir çünkü: Gönülleri kör eden manevi bir hastalıktır. Küfür ve inkârın önemli bir sebebidir. İnsani değerleri yok eder. Peygamber ahlakına aykırıdır. Ayrıca, kibir, gereksiz riskler almaya, gerçeklikle temasın kaybolmasına ve etik dışı davranışların artmasına yol açabilir.

Nafileler, geniş ve dar anlamlarıyla iki şekilde ayrılabilir: 1. Geniş anlamda: - Revatib: Farz namazlardan önce veya sonra kılınan sünnet namazlar. - Regaib: Duha, Evvabin, Teheccüd gibi diğer nafile namazlar. 2. Dar anlamda: - Sünnet olan nafileler: Allah'ın elçisinin sürekli kıldığı, ancak nadiren yapmadığı kuvvetli ibadetler. - Mendup olan nafileler: Hz. Peygamber'in bazen yapıp, bazen yapmadığı zayıf sünnetler.

Esmaların düzenli olarak okunmasının bazı faydaları: Manevi güçlenme ve ruhsal dinginlik. Doğru kararlar alma ve zihinsel berraklık. Sağlık ve fiziksel iyilik hali. Bereket ve bolluk. Konsantrasyon ve dikkat dağınıklığını giderme. Öz disiplin ve motivasyon artışı. Esmaların etkili olabilmesi için düzenli olarak, genellikle 40 gün boyunca, belirli bir sayıda okunması önerilir. Esmaların kullanımı, kişisel inançlara dayalı olup, bilimsel bir temele dayanmamaktadır.

Hantaizim, bir tanrıya inanılırken diğer tanrıların da varlığını kabul eden anlayış anlamına gelir. Bu terim, Max Müller tarafından geliştirilen ve henoteizm olarak bilinen bir din felsefesi sistemiyle ilişkilidir.

İhtida, "gerçeğe ulaşmak, doğru yolu bulmak" anlamına gelir. Dini bir terim olarak ise inançsızken veya başka bir dine mensupken İslam dinini benimsemek anlamına gelir. İhtida genelde bir hazırlık devresi ve süreç konusu olsa da, ender olarak hiçbir ön belirti görülmeden ortaya çıkan ani ihtidalar da olabilir. İhtida için tek şart, kelime-i şehadet getirerek Allah'ın birliğini ve Hz. Muhammed'in peygamberliğini kabul etmektir.

Tekamülü yüksek insan, ruhsal olarak olgunlaşmış ve içsel aydınlanmaya ulaşmış kişiyi ifade eder. Tekamül, ruhun evrimleşme ve gelişme sürecidir. Yüksek tekamüllü insanlar, verdikçe ellerindeki şeylerin artacağına inanır ve bu nedenle karşılıksız vermekten kaçınmazlar. Tekamül süreci, her birey için farklıdır ve kesin bir kuralı yoktur.

Berzah âleminde yaşayanlar, ölümden sonra kıyamete kadar bu âlemde kalacak olan ruhlardır. İnanışa göre bu âlemde yaşam, iyi müminler için kolay, inanmayanlar yani örneğin müşrikler ve münafıklar içinse çok zor geçer. Berzah âleminde yaşayanların bazı durumları: Ruhun durumu. Sorgulama. Mükâfat ve azap.

Dünyanın en merhametli insanı olarak genellikle Osman Kaplan gösterilmektedir. 42 yaşında, aslen Yozgatlı olan Osman Kaplan, hayatını ihtiyacı olan tüm canlılara yardım etmeye adamıştır. Ayrıca, marangozhanesini doğum yapacak kedilere açıp onlara bakması, ön patileri olmayan kedisine rahatça yemek yiyebilmesi için hazırladığı özel düzenek gibi yardımlarıyla da tanınmaktadır.

Mürşit olmak için yapılması gerekenler, tasavvufta mürşid-i kamil olabilmek için gerekli niteliklerle benzerlik gösterebilir. Mürşid-i kamil, tasavvufta seyr-i sülûkunu tamamlayıp, irşada ehliyetli veya icazetli olan kişiler için kullanılan bir tabirdir. Mürşid-i kamil olabilmek için gerekli bazı nitelikler: İlim ve irfan: Mürşid, ilim, irfan ve eserleriyle temayüz etmiş olmalıdır. Seyr-i sülûk: Belli bir tarikatın kuralları doğrultusunda tasavvufi eğitimini tamamlamış olmalıdır. Mürşitlik yeteneği: Müridlerini yetiştirmedeki yeteneği kabul edilmiş olmalıdır. Dini ciddiyet: Dini görevleri yerine getirmede ciddiyet sahibi olmalıdır. Tevazu: Tekelci olmamalı, kendi dışındaki şeyhleri kötülememeli, küçük görmemelidir. Mürşid-i kamil, müritlere doğru yolu gösteren, onları Allah'a ulaştıran önderdir.

Mürşit olmak için yapılması gerekenler, tasavvufta mürşid-i kamil olabilmek için gerekli niteliklerle benzerlik gösterebilir. Mürşid-i kamil, tasavvufta seyr-i sülûkunu tamamlayıp, irşada ehliyetli veya icazetli olan kişiler için kullanılan bir tabirdir. Mürşid-i kamil olabilmek için gerekli bazı nitelikler: İlim ve irfan: Mürşid, ilim, irfan ve eserleriyle temayüz etmiş olmalıdır. Seyr-i sülûk: Belli bir tarikatın kuralları doğrultusunda tasavvufi eğitimini tamamlamış olmalıdır. Mürşitlik yeteneği: Müridlerini yetiştirmedeki yeteneği kabul edilmiş olmalıdır. Dini ciddiyet: Dini görevleri yerine getirmede ciddiyet sahibi olmalıdır. Tevazu: Tekelci olmamalı, kendi dışındaki şeyhleri kötülememeli, küçük görmemelidir. Mürşid-i kamil, müritlere doğru yolu gösteren, onları Allah'a ulaştıran önderdir.

Mucizenin amaçları şu şekilde sıralanabilir: Peygamberlik iddiasının doğruluğunu ispat etmek. İnkârcılara meydan okumak. İnsanların ihtiyaçlarını gidermek. Ayrıca, mucizeler, verilen peygambere has bir durum olup taklit edilemezken, keramet birden çok mümin kulda ortaya çıkabilir. İslam'da mucizeler sadece peygamberlere atfedilen olağanüstü hallere denir. Mucizelerin bilimsel yasalarla açıklanamadığı ve ilâhî güçlere mâl edildiği düşünülmektedir.

Evet, ecel ile ölüm aynı şeydir. Ecel, bir şey için belirlenmiş zaman dilimi ve bu sürenin sonu; vakit ve son anlamına gelir.