Din

Berat Kandili, Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gece idrak edilir. 2025 yılı için Berat Kandili, 13 Şubat Perşembe gecesi başlamıştır. Berat Kandili'nin bitiş saati hakkında bilgi bulunamamıştır.

Şehit cenazelerinin bozulmadığına dair bazı inanışlar bulunsa da, şehit cenazelerinin de diğer insan cenazeleri gibi çürüdüğü bilinmektedir. Şehit cenazelerinin yıkanmadan defnedilmesinin bazı nedenleri: İslam inancına göre yüce mertebe: Şehitliğin İslam'da en yüce mertebelerden biri olması ve şehitlerin Allah katında özel bir konuma sahip olması. Hz. Peygamber'in uygulaması: Hz. Muhammed'in Uhud Savaşı şehitlerini yıkattırmayıp cenaze namazı kıldırması. Geleneksel uygulamalar: Türk geleneğinde şehitlerin bedenlerinin kutsal kabul edilmesi. Şehit cenazelerinin bozulmadığına dair hadisler bilinmemektedir.

Tevhidin öz ifadesi, "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah" cümlesidir. Bu cümle, "Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed onun elçisidir" anlamına gelir. Tevhid, Allah’ın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olduğuna, eşi, benzeri ve ortağı bulunmadığına iman etmek demektir.

Franck Ribéry, İslam dinine mensuptur. 2002 yılında, eşi Wahiba Belhami'nin etkisiyle Hristiyanlıktan İslam'a geçmiştir. Ribéry, İslam'ın gereklerini yerine getirmekte, beş vakit namaz kılmakta, Ramazan'da oruç tutmakta, zekat vermekte ve hacca gitmektedir.

Misyoloji, Hıristiyanlığın yayılmasına yön veren prensip ve kuralların bilimsel olarak araştırıldığı disiplindir. Misyoloji terimi, 1915 yılında Ludwig J. van Rijckevorsel tarafından literatüre kazandırılmıştır. Misyolojinin temel konuları: misyon eğitim-öğretimi; misyon araştırmaları; misyon teorileri üretme; basın-yayın faaliyetleri. Misyoloji, XIX. yüzyılın sonlarında otonom bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır.

Fena halde fani ifadesi, tasavvufta kullanılan bir terim olup, "fenâfillah" kavramını ifade eder. Fenâfillah, "ölmeden önce ölmüş gibi olup" yokluk sırrına ermek, Allah'ın varlığında yok olmak, erimek anlamına gelir. Tasavvuf inancına göre, evrende Allah'ın varlığından başka gerçek varlık yoktur ve varlıklar onu gösteren birer aynadan ibarettir.

73 fırka ifadesi, İslam dinindeki farklı mezhepleri ifade eder. Başlıca itikadi fırkalar: Hariciler; Şia; Mutezile; Cebriye; Mürcie. Ayrıca, bu fırkalardan çıkan tali kollar da bulunmaktadır. Kurtulan fırka (Fırka-i Naciye), Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in hadislerine göre, "benim ve ashâbımın takip ettiği yolu izleyenler" olarak tanımlanır.

"Sezar'ın hakkı Sezar'a, tanrının hakkı tanrıya" sözü, İsa Mesih'e aittir. Bu söz, İncil'de Markos 12:17 bölümünde geçmektedir.

İslam inancına göre, hayvanların öldükten sonra sahiplerini görüp göremeyeceğini sadece Allah bilir. Hayvanların ruhlarının ölümden sonra yok olmayacağı, her bir türün ruhlarının belli bir hayvan bedeninde saklanarak cennete yerleştirileceği rivayet edilmektedir.

Romalılar 12:1 şöyle der: > "Öyleyse kardeşlerim, Tanrı'nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı'yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur". Bu ayet, iman sahiplerine yaşamlarını Tanrı'ya adamalarını ve bunu bir kurban olarak sunmalarını, bunun da ruhsal ibadetlerinin bir parçası olduğunu öğütler.

İyonlar ve Lidyalıların ortak özellikleri şunlardır: Anadolu'da Kurulmuş Olmaları. Ticarete Önem Vermeleri. Kültürel ve Ekonomik Etkileşim. İyonlar ve Lidyalılar arasındaki bazı farklar ise şunlardır: Siyasi Yapı. Dil.

"Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı" ifadesi, alimlerin ve mürşitlerin iletişim tarzını anlatan bir sözdür. Bu sözdeki "koyun" ve "kuş" benzetmesi şu şekilde açıklanabilir: Koyun: Koyun, sütünü kolayca veren bir hayvandır ve kuzusu sütü olduğu gibi emip içer. Kuş: Kuş, yavrusuna yarı hazmedilmiş bir gıda olan "kay" verir ve yavru bu kayı işlemek zorundadır. Bu söz, imana ve dine dair meselelerin, karşı tarafın anlayabileceği bir üslup ve sadelikle tebliğ edilmesi gerektiğini vurgular.

Hüsn-ü zan (iyi niyet besleme) önemlidir çünkü: Ruhi ferahlık sağlar. İmanın bir gereğidir. Ahlaki bir niteliktir. İbadet olarak kabul edilir. Kur'an'da ve hadislerde hüsn-ü zan teşvik edilirken, su-i zandan (kötü niyet besleme) kaçınılması gerektiği vurgulanır.

"Arzın Hazineleri" kitabı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî'nin tarihini, manevi yönlerini ve bu kutsal mekanlara duyulan hürmeti anlatır. Kitapta, bu şehirlerin hem dününe hem de bugününe dair bilgiler sunulmakta, yüzlerce yıllık tarihin sayfaları arasında bir yolculuk yaptırılarak Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'nin manevi yönleri tanıtılmaktadır. Ayrıca, bu kutsal yerlere gidemeyenlerin oraları hayallerinde yeniden yaşamalarına olanak tanıyan bir rehber olarak da işlev görür.

Reincarnation (reenkarnasyon) ve rebirth (rebirth) aynı şey değildir, ancak ilgili kavramlardır. Reincarnation (reenkarnasyon), bir ruhun ölümden sonra yeni bir bedende yeniden doğduğuna dair inançtır. Rebirth (rebirth) ise, bir ruhun veya bilincin ölümden sonra yeni bir formda yeniden doğduğuna dair bir kavramdır. Bu iki terim, farklı kültürel, dini veya felsefi bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir.

Ulemai's-su, "kötü âlimler" anlamına gelir. Bu tanıma, tarihte Belam ibni Baura ve Hindistan'da hüküm süren Ekber Şah'ın alim bozuntuları gibi kişiler örnek olarak gösterilebilir.

Kasas Suresi 40. ayet, Firavun ve ordusunun denize gömüldüğünü ve zalimlerin sonlarının nasıl olduğunu anlatır. Taha Suresi 31. ayet ise, Hz. Musa'ya asasını yere bırakması emredildiğini ve asanın yılan gibi kıvrıldığını belirtir. Bu iki suredeki olaylar, farklı bağlamlarda ve farklı zamanlarda gerçekleşmiştir. Kasas Suresi, Hz. Musa'nın hayatını ve mücadelesini anlatırken, Taha Suresi'nde Hz. Musa'ya peygamberlik görevi ve ilk vahyi konu edilir.

Hanukiya, Hanuka Bayramı'nda kullanılan, Menora'ya (dokuz kollu şamdan) benzeyen, fazladan iki kolu daha olan dokuz kollu şamdandır. Hanukiya kelimesi İbranice "adama, ithaf etmek" anlamlarına gelen "Hanuka" kelimesinden türetilmiştir. Hanukiya'nın ortasındaki, diğerlerine göre daha yukarıda bulunan kola "Şamaş" (İbranice: שמש, "görevli") adı verilir ve bu kol her gün yanar.

Sunan an-Nasa'i is considered to be one of the six most important collections of hadiths (Kutub al-Sittah). However, it is known that Imam an-Nasa'i included weak hadiths in his collection, which he clearly marked.

Kur'an'da, cehennemdeki zebanilerin sayısının 19 olduğu belirtilmektedir.