Din

"Senukriüke fela tensa" ifadesi, Ala Suresi'nin 6. ayetinde geçmektedir ve "Sana (Kur'an'ı) okutacağız ve sen onu asla unutmayacaksın" anlamına gelir. Bu ayet, Hz. Muhammed'e, Kur'an vahyini ezberleme konusunda yaşadığı endişeye bir güvence olarak inmiştir.

"Her telden Kerim" ifadesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Kur'an-ı Kerim'in genel olarak anlattığı bazı konular şunlardır: İnanç: Ahiret hayatı, insanların dünyada yaptıklarının hesabını vermeleri ve bu hesabın sonunda cennete veya cehenneme gönderilmeleri. Toplum: Adalet, güven, huzur ve mutluluğun hakim olduğu bir toplumun oluşturulması. Ahlak: İyi, güzel ve doğru olana yönlendirme, ahlak esaslarının öğretilmesi. Kıssalar: Peygamberlerin ve başlarına gelen olayların anlatılması, geçmişte Allah'ın hükümlerine karşı gelen milletlerin hikayeleriyle ibret verilmesi. İlmi gerçekler: Yaratan'ın gönderdiği kitapta, yarattığı varlıklarla ters düşecek bir ilmi hakikat bulunmaması. Dua: Duanın öğretilmesi ve insanın Allah'tan ne isteyeceğinin gösterilmesi. Allah'ın tanıtımı: Allah'ın sevgisi, lütufları ve insana yakınlığı.

Sümerler'de meşruiyetin başlıca kaynakları şunlardır: Göksel krallık ve tanrılar: Sümerlerde her kentin asıl kralı, o kentin koruyucu tanrısıydı. Uygarlık sanatları ve kurumları: "ME" olarak adlandırılan, tanrılar tarafından evrenin düzenli işleyişi için çıkarılmış kurallar ve düzenlemeler. Halkın rızası: Devlet, sosyal adaleti sağlamak ve refahı topluma yaymak için çabaladığı iddiasıyla meşruiyetini güçlendirirdi. Sümerlerde yöneticiler, genellikle rahip-krallar (ensi) idi ve ziguratları yöneten rahip sınıfı, kent yöneticileri üzerinde etkili olurdu.

Hizmet İşçisi-Cami, camilerin ve mefruşatının bakımını sağlayan kişidir. Görevleri: Camilerin temizliği ve ısıtılması için direktifler vermek veya bu işlerin yapılmasına katılmak; Camileri ibadete hazırlamak; Din adamlarının ibadet kıyafetlerini muhafaza etmek; İbadetlerde yardımcı olarak hizmette bulunmak ve camilerin kayıtlarını tutmak.

Gars Kuyusu'nun önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Peygamber Efendimiz'in suyu: Medine-i Münevvere’de, Peygamber Efendimiz'in uğradığı, abdest alıp su içtiği veya hakkında dua ettiği önemli kuyulardan biridir. Efendimiz'in vasiyeti: Peygamberimiz, vefatından sonra Hz. Ali'ye, Gars Kuyusu'ndan alınan 7 kırba su ile gasledilmesini vasiyet etmiştir. Rivayetler: Rivayete göre, Peygamber Efendimiz, "Bu cennetten bir pınardır" diyerek kuyuya iltifat etmiştir. Tarihi ve manevi değer: Geçmişi ve hatırası Asr-ı Saadet'e kadar giden bir kuyudur.

Yehoiakim, MÖ 635 - 597 yılları arasında Yehuda kralı olarak hüküm sürmüş bir hükümdardır. Doğumdaki ismi Eliakim'dir. Yoşiya'nın ölümünden sonra yerine kardeşi Yehoahaz geçmiş, ancak üç ay sonra Firavun II. Neko tarafından tahttan indirilerek yerine Eliakim getirilmiştir. Yehoyakim, 25 yaşında tahta çıkmış ve 598 yılına kadar 11 yıl boyunca krallık yapmıştır. Yehoyakim, başlangıçta Mısır'ın vasalı olarak haraç ödemiş, ancak daha sonra Babil'e bağlılığını değiştirerek II. Nebukadnezar'a haraç vermeye başlamıştır.

Binbir Gece Masalları, bazı ülkelerde dine iftira attığı, edebe ve ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır. Bu ülkeler arasında Suudi Arabistan, Özbekistan, Irak, İran ve Afganistan bulunmaktadır. Ayrıca, 1985 yılında Mısır'da ahlak polisi tarafından genel ahlakı bozucu hikayeler içerdiği gerekçesiyle yasaklanmıştır.

Hz. Âdem'den önce yeryüzünde şuurlu mahluklar olarak cin nesli yaşamaktaydı. Bazı görüşlere göre, Hz. Âdem'den önce başka "ademler"in var olabileceği de düşünülmektedir, ancak bu fikir bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu konuda kesin bir bilgi bulunmamaktadır, çünkü bilimsel araştırmalar ve vahiy bu konuda net bir bilgi sunmamaktadır.

Harun ismini taşıyan kişilerde sıklıkla gözlemlenen belirgin karakteristik özellikler şunlardır: Yardımsever ve destekleyici. Sakin ve uyumlu. Güvenilir. İletişimci. Sabırlı. Ayrıca, numerolojiye göre Harun isimli kişiler, düzenli, sistemli ve pratik bir yapıya sahiptirler. Astrolojik olarak ise, Boğa ve Başak burçları ile bazı benzerlikler gösterebileceği düşünülmektedir. Bu özellikler, isim analizine dayanmaktadır ve bilimsel bir temeli yoktur.

"Söz, insan olup aramızda yaşadı" ifadesi, Yuhanna İncili'nin 1. bölümünün 14. ayetinde geçer ve İsa Mesih'in insan doğasını alarak dünyaya gelişini ifade eder. Bu ayet şu şekilde devam eder: "O'nun yüceliğini –Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini– gördük". Bu öğreti, Hristiyanlıkta enkarnasyon olarak adlandırılır ve Tanrı'nın Oğlu'nun, insanların Tanrı'nın oğulları olmalarını sağlamak için insan bedeni aldığını ifade eder.

Dünyaya ve malına düşkünlükten kurtulmak için şu öneriler dikkate alınabilir: Fedakarlık ve feragat: Din, inananlardan fedakarlık ve feragat ister. Ahiret bilinci: Dünya ve ahiret için çalışmak, dünyaya aşırı dalmaktan alıkoyabilir. Benzetmeler ve örnekler: Hırslı ve dünyalığa düşkün insanların dine verdiği zarar, aç kurtların sürüye verdiği zarara benzetilmiştir. Nefis terbiyesi: Cimrilik ve mala düşkünlük gibi kötü huylardan kurtulmak için nefsin tezkiye edilip kalbin temizlenmesi gerekir. Bu süreçte dini kaynaklardan ve uzmanlardan destek almak faydalı olabilir.

Animizme göre ruh, doğada bulunan tüm varlıkların, bitki, hayvan, taş, toprak gibi unsurların maddi varlıklarının ötesinde bir de manevi bir boyuta sahip olduğunu ifade eder. Animizmin ruhla ilgili bazı temel inançları: Ruhun bağlılığı: Can ya da ruh, bedene veya bedenin bazı parçalarına, özellikle Avustralya yerlilerine göre böbreklerdeki yağ tabakasına sıkı sıkıya bağlıdır. Ölümle ayrılma: Yaşamın özü olan ruh bedeni terk ettiğinde ölüm gerçekleşir. Ruh göçü: Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra başka bir bedene girebilir; bu durum "ruh göçü" olarak adlandırılır. Doğa ile etkileşim: Ruhlar, canlı veya cansız nesnelere girebilir ve insanlarla doğrudan iletişim kurabilir.

Yirmi Beşinci Söz'ün üç şulesi bulunmaktadır: 1. Birinci Şua: Kur'an'ın belagat derecesi. İki surete ayrılır: İcaz. Belagatın icazının hikmeti. 2. İkinci Şua: Kur'an'ın camiiyet-i harikuladesi: Lafzındaki camiiyet. Manasındaki camiiyet. İcazkârane icaz. Makasid ve mesail, letaif ve mehasin cihetiyle caiiyet. 3. Üçüncü Şule: Kur'an'ın başka kelamlarla kıyaslanamaması: Kur'an'ın her bir ayetinin i'caz ve hidayet nurunu neşretmesi. Kur'an'ın hikmetinin karşısında felsefenin sönmesi. Kur'an'ın şakirdleri olan asfiya, evliya ve hükema-i İşrakiyyunun hikmetleriyle Kur'an'ın hikmetine karşı derecesi. Ayrıca, Yirmi Beşinci Söz'ün başında beş şuleyi yazma niyet edildiği, ancak zamanla kısıtlı imkanlardan dolayı üç şuleyi özetleyerek yazıldığı belirtilmiştir.

"Atalarımızın atası" ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. İslamî kaynaklara göre, Türklerin atası olarak Yâfes kabul edilir; Nuh Peygamberin oğullarından Yâfes'in Türk adlı oğlunun neslinden geldikleri söylenir. Evrimsel bağlamda, insanların atası olarak Sahelanthropus tchadensis (Toumai Adamı) kabul edilir ve bu tür, günümüzden 7 milyon yıl öncesine aittir. Türk mitolojisinde, Oğuz Kağan (Oğuz Han) Türk ve Altay mitolojisinde Oğuz Türklerinin atası olarak kabul edilir. Ayrıca, ata kavramı, bir kişinin saygı duyduğu, örnek aldığı, fikir ve eserlerini benimsediği büyükleri ifade etmek için de kullanılır.

Arş'ın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insan şunlardır: 1. Adil devlet başkanı. 2. Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç. 3. Kalbi mescitlere bağlı Müslüman. 4. Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan. 5. Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit. 6. Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse. 7. Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi. Bu ifade, kıyamet gününde Allah’ın özel rahmetini ve korumasını ifade eden mecazî bir tabirdir.

Namazdan sonra terlemenin birkaç nedeni olabilir: Fiziksel hareketler ve efor: Namaz sırasında rükû, secde ve kıyam gibi pozisyonlar kasları çalıştırır ve vücutta kan dolaşımını artırır, bu da terlemeye yol açabilir. Manevi yoğunluk: Namazda ruhsal ve manevi bir yoğunluk hissetmek, derin bir odaklanma ve ihlas, bedensel bir tepki olarak terlemeye neden olabilir. Ortam sıcaklığı: Namaz kılınan ortamın sıcaklığı ve nem oranı terlemeyi etkileyebilir; sıcak ve nemli ortamlarda terleme artabilir. Sağlık durumu: Yüksek tansiyon, aşırı stres veya bazı sağlık durumları namaz esnasında daha fazla terlemeye neden olabilir. Eğer terleme rahatsız edici boyutlara ulaşırsa, çevresel koşulları değiştirmek veya rahat giysiler giymek denenebilir. Ancak, terlemenin sürekli tekrarlaması durumunda bir doktora başvurulması önerilir.

300 yıl uyuduğu rivayet edilen kişiler, Yedi Uyurlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf'tir. İslam, Hristiyanlık ve daha birçok toplumun efsanelerine konu olan Yedi Uyurlar'ın hikayesi, MS 2. yüzyılda geçer. Yedi Uyurlar'ın isimleri Kur'an-ı Kerim'in Kehf Suresi'nde geçer ve bu isimler Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernüş, Debernüş, Şazenüş ve Kefeştatayyuş'tur. Yedi Uyurlar'ın uyuduğu rivayet edilen mağaralardan bazıları, Tarsus, Efes (Selçuk), Lice ve Afşin'de bulunmaktadır.

Toplum ve Bilim dergisinde yer alan bazı makaleler: "Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi Uygulamalarının Öğrenenlerin Bilime Yönelik Tutumlarına Etkisi ve Öğrenme Sürecine Katkıları". "Examining The Effect Of Our World Exhibit On Student Visitors: A Science Center Case". "The Role of Self Determination In Informal and Formal Science Learning Contexts". "Bilim ve İktidar". Toplum ve Bilim dergisinin tüm sayılarına iletişim.com.tr ve archive.org üzerinden ulaşılabilir.

Ölü yıkama işi, hem fiziksel hem de psikolojik zorluklar içerebilir. Fiziksel zorluklar: Ölü yıkama işlemi, sürekli olarak ölülerle karşılaşmayı gerektirir, bu da zamanla psikolojik yorgunluğa yol açabilir. Özellikle şişmiş veya dağılmak üzere olan ölülerin yıkanması, fiziksel olarak zorlayıcı olabilir. Psikolojik zorluklar: Ölü yıkama görevlileri, insanların en zor anlarında onlara son görevlerini yerine getirmenin stresini yaşarlar. Yanarak veya boğularak ölen kişilerin cenazelerini yıkamak, duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Ancak, bu meslek aynı zamanda "Allah rızası" için yapılan kutsal bir görev olarak da görülebilir.

Yaraya sarılan gazlı bez, abdest almaya engel değildir. Ancak, sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde, sargı çözülmeden üzerine bir defa mesh edilebilir. Sargı veya alçı, abdest veya gusül uzuvlarının çoğunluğunu kaplamış ise abdest almak yerine teyemmüm edilir. Dinî konularda doğru bilgi için bir din görevlisine veya ilgili kuruma danışılması önerilir.