ÇocukSağlığı

Evet, süt dişlerinin geç dökülmesi genetik olabilir. Eğer anne veya babanın dişleri geç düştüyse, çocuğun da aynı durumu yaşaması muhtemeldir. Ancak süt dişlerinin geç dökülmesinin başka nedenleri de olabilir, örneğin: Beslenme ve vitamin eksikliği. Kalıcı dişlerde geç gelişim durumu. Sistemik ve endokrin hastalıklar. Çene yapısının uygun olmaması. Dişlerin kök yapısının sağlam olması ve çürük bulunmaması. Süt dişlerinin düşme süreci her çocuğun genetik yapısına bağlı olarak değiştiğinden, geç dökülme durumunda bir diş hekimine danışmak önemlidir.

Zihinsel gerilik, doğrudan belirli hastalıklara yol açmaz, ancak çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Zihinsel geriliğin yol açabileceği bazı durumlar: Fiziksel ve nörolojik sorunlar. Öğrenme ve davranış sorunları. Sosyal zorluklar. Günlük yaşam aktivitelerinde zorluklar. Zihinsel geriliğin teşhisi ve tedavisi için uzman bir psikiyatriste başvurulması önerilir.

Çocuklarda kan tahlili öncesinde su içilebilir, ancak aşırı tüketimden kaçınılmalıdır. Genellikle, kan tahlilleri için 8-12 saat aç kalmak gerekir, ancak bu süre test türüne ve doktorun talimatlarına bağlı olarak değişebilir. Kan tahlili öncesinde dikkat edilmesi gerekenler ve uyulması gereken kurallar için bir doktora veya laboratuvar personeline danışılması önerilir.

Bebeklerin gece sık uyanma sorunu, genellikle yaş ilerledikçe ve belirli bir uyku düzeni oturdukça azalır. 4. aydan itibaren bebekler gece beslenmeden 6 saat kesintisiz uyku uyuyabilir. 6. aydan sonra bazı bebekler daha uzun uyku blokları yapmaya başlar. Ancak, her bebeğin gelişimi farklıdır ve bu süreç değişkenlik gösterebilir. Eğer gece sık uyanma sorunu devam ederse, bir uzmana danışılması önerilir.

Aile planlamasının bazı faydaları: Anne sağlığı: Sık aralıklarla çok sayıda gebelik önlenir, zor doğum kaynaklı riskler azalır, erken veya geç yaştaki doğumlar engellenir, anne ölümleri önlenir. Bebek sağlığı: Bebek ölümleri ve erken doğumlar azalır, sağlıklı olarak dünyaya gelen bebeklerin sayısı artar, bebeklerin doğum aralıkları sağlıklı olduğu için daha az hastalanırlar. Toplum: Toplumun büyük bir kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturduğu için aile planlaması sayesinde sağlıklı bir toplum oluşur. Ekonomik ve psikolojik fayda: Aileler, çocuklarına yeterli maddi ve manevi desteği sağlayabilir, ruhsal açıdan daha sağlıklı bebekler yetişir. Aile bütçesi: Aile bütçesini planlayarak ihtiyaç dışı harcamalar engellenir, tasarruf edilir ve kredi, fatura ödemeleri düzenli hale gelir.

Asena Sucu, Adana Şehir Hastanesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde görev yapmaktadır.

MIS-C (Multisistemik İnflamatuar Sendrom) tanısı için yapılan bazı testler: Tam kan sayımı (CBC). C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimantasyon hızı (ESR). Ferritin, D-dimer, fibrinojen gibi enflamatuar belirteçler. Karaciğer fonksiyon testleri ve laktat dehidrogenaz. Serum elektrolitleri ve böbrek fonksiyon testleri. İdrar tahlili. Pıhtılaşma testleri (protrombin zamanı, aktive parsiyel tromboplastin zamanı, D-dimer, fibrinojen). Troponin, BNP veya N-terminal pro-BNP (NT-pro-BNP). Koronavirüs PCR ve serolojik testleri (antikovid-19 Ig-M, antikovid-19 Ig-G). MIS-C şüphesi olan vakalarda, inflamasyon kanıtı aramak ve kalp, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını değerlendirmek için bu testler yapılır.

Çocuk endokrinolojisi ve yetişkin endokrinolojisi arasındaki temel fark, yaş ve gelişim aşamalarıdır. - Çocuk Endokrinolojisi: - 0-19 yaş arasındaki çocukların hormonal bozukluklarını inceler. - Büyüme, gelişme ve metabolik ihtiyaçlar yetişkinlere göre farklılık gösterdiği için hormonal denge çok önemlidir. - Erken teşhis ve uygun tedavi ile çocukların sağlıklı büyüme ve gelişimine destek olunur. - Yetişkin Endokrinolojisi: - 19 yaş ve üzeri bireylerin hormonal bozukluklarını inceler. - Kronik hastalıkların yönetimi ve hormon dengesinin sağlanması üzerine odaklanır. Özetle, çocuk endokrinolojisi daha çok büyüme ve gelişme dönemlerindeki hormonal bozukluklarla ilgilenirken, yetişkin endokrinolojisi daha çok kronik hastalıkların tedavisi ve hormon dengesinin sağlanması ile ilgilenir.

Çocuklarda hıçkırık genellikle 4-5 dakika aralıksız sürebilir. Çoğu durumda hıçkırık herhangi bir müdahale olmaksızın birkaç dakika ile 15 dakika arasında kendiliğinden geçer. Ancak, hıçkırık 2 saatten uzun sürüyorsa veya sık sık tekrar ediyorsa bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Respiratuvar Distres Sendromu (RDS) tanısı, genellikle şu adımlarla konur: Klinik bulgular: Doğum sonrası erken dönemde takipne, retraksiyon, inleme ve siyanoz gibi solunum sıkıntısı belirtileri gözlemlenir. Kan gazı değerleri: Solunum yetmezliği tablosu, kan gazı değerleri ile tespit edilir. Akciğer grafisi: Tanı, akciğer grafisinde klasik "buzlu cam" ve hava bronkogramları görüntüsü ile desteklenir. RDS tanısı, bir uzman tarafından konulmalıdır.

Okul öncesi çocuklara çekirdeğin faydaları şu şekilde anlatılabilir: Enerji Verir: Çekirdek, içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde enerji verir ve halsizliğe iyi gelir. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: E vitamini ve selenyum gibi antioksidanlar içerir, bu da vücudu hastalıklara karşı korur. Kalp Sağlığını Destekler: Kalp krizi ve damar tıkanıklığı riskini azaltan bileşenler içerir. Cilt Sağlığını İyileştirir: Cilt kuruluğunu önler ve cildin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Kasları Güçlendirir: Protein ve magnezyum içeriği ile kasların güçlenmesine katkı sağlar. Sindirimi Düzenler: Lif açısından zengindir, bu da kabızlığı önler. Çekirdeğin fazla tüketiminin zararlı olabileceği ve günde bir avuçtan fazla tüketilmemesi gerektiği belirtilmelidir.

Nbt Life Duobalance Kids, çocuklar için formüle edilmiş bir probiyotik takviye ürünüdür. Başlıca işlevleri: Sindirim sistemi sağlığını destekler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücut direncini artırır. Büyüme ve gelişmeyi destekler. Yararlı bakteri desteği sağlar. İçeriğinde, çocukların yaşlarına uygun dozda probiyotik mikroorganizmalar bulunur. Herhangi bir takviye kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

7 yaşındaki bir çocuğun kahvaltısı, dengeli ve besleyici olmalıdır. İşte örnek bir kahvaltı menüsü: Protein: Yumurta, süt, peynir, yoğurt veya kefir. Karbonhidrat: Tam tahıllı ekmek, yulaf, meyve, sebze, pekmez veya bal. Yağ: Zeytin, zeytinyağı, çiğ kuruyemiş, tahin veya avokado. Önerilen bazı kahvaltı tarifleri: Yumurtalı ve sebzeli kekler. Avokadolu tam buğday tostu. Taze meyveli smoothie. Çocuğun her sabah kahvaltı yapmasını sağlamak kadar, kahvaltıda ne yediği de önemlidir. Kahvaltı menüsü, çocuğun özel sağlık durumu ve doktor tavsiyeleri doğrultusunda şekillendirilmelidir.

10 yaşındaki bir çocuğun günlük kalori ihtiyacı, kızlar için 8.100 Kj / 1.936 kcal, erkekler için ise 8.500 Kj / 2.032 kcal olarak belirlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 7-10 yaş arasındaki çocukların kilogramları başına alması gereken günlük kalori miktarı ise 85 kkal/kg/gün'dür. Ancak, çocukların günlük kalori ihtiyacı; yaş, cinsiyet, vücut yapısı, fiziksel aktivite düzeyi ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. En doğru bilgi ve yönlendirme için bir beslenme uzmanına danışılması önerilir.

Bebeklerin gelişimi en hızlı ilk 6-9 ay arasında gerçekleşir. Bazı önemli gelişim aşamaları: 3. ay: Bebekler kafalarını tamamen dik tutabilir, el göz koordinasyonu gelişmeye başlar. 6. ay: Oturma yeteneği gelişir, çevreyi daha iyi gözlemleyebilirler. 7. ay: Desteksiz oturabilir, emeklemeye başlarlar. 9. ay: Çevresini keşfetmeye daha meraklı olurlar, baş parmağı ve işaret parmağı ile küçük nesneleri alabilirler. Her bebeğin gelişim hızı farklıdır ve bu süreçte belirgin gecikmeler gözlemlenirse bir çocuk doktoruna veya çocuk gelişimi uzmanına danışmak önemlidir.

Hayır, torus ve yeşil ağaç kırıkları aynı değildir. Torus kırığı, daha çok ekleme yakın el bileği ve ayak bileği kemiklerinde, ezilme veya travma sonucu, kemiğin ezilmesiyle oluşur. Yeşil ağaç kırığı ise, daha çok uzun kemiklerde, örneğin ön kol kemiklerinde, kemiğin orta kısmının esneme sonucu bir tarafının kırılıp diğer tarafının sağlam kalmasıyla oluşur. Her iki kırık türü de çocuklarda görülür.

Ek gıda sürecinde annenin nasıl davranması gerektiği ile ilgili bazı öneriler: Sabır ve anlayış: Bebeklerin ek gıdalara adapte olması zaman alabilir. Kademeli başlangıç: İlk zamanlarda her öğün yeni gıdalar sunmak yerine, günün bir öğününde yeni bir gıda sunulmalıdır. Alerji kontrolü: Yeni bir gıdaya başlandığında, bebeğin alerjik reaksiyon gösterip göstermediği kontrol edilmelidir. Hijyen ve porsiyon: Ek gıdalar, hijyenik koşullarda hazırlanmalı ve porsiyonlar bebeğin yaşına uygun olmalıdır. Çeşitlilik ve denge: Besin değeri yüksek, mineral, protein, vitamin ve enerji içeren gıdalar tercih edilmelidir. Emzirmeye devam: Ek gıda sürecinde de anne sütü verilmeye devam edilmelidir. Kaşık kullanımı: Ek gıdalar, biberon yerine kaşık veya bardak gibi malzemelerle verilmelidir. Bebeklerin ihtiyaçları: Her bebeğin farklı ihtiyaçları olabileceğinden, beslenme programı bireysel olarak belirlenmelidir.

Besin alerjisinin kaç yaşına kadar süreceği kişiden kişiye değişir ve alerjinin türüne bağlıdır. Genellikle çocukluk döneminde görülen besin alerjileri: - Süt alerjisi: Çocukların %80'ine kadar olan kısmında 5 yaşına kadar düzelir. - Yumurta alerjisi: Çocukların %70-75'inde 10 yaşına kadar geçebilir. Bazı alerjenler ise daha kalıcıdır ve yaşam boyu sürebilir: - Fıstık alerjisi: Çocukların sadece %20-25'i bu alerjiyi aşabilir. - Deniz ürünleri alerjisi: Bu alerji genellikle ömür boyu sürer. Alerji durumunun takibi ve tedavisi için bir uzmana danışmak önemlidir.

Süt dişlerinin geç düşmesi, kalıcı dişlerin çıkışını engelleyerek çeşitli sorunlara yol açabilir: Çene yapısında bozukluklar: Geç düşen süt dişleri, çene yapısında darlık veya diş çapaklanması gibi ortodontik sorunlara neden olabilir. Diş diziliminde bozukluklar: Kalıcı dişler, uygun boşluk bulamayarak çarpık bir şekilde çıkabilir. Beslenme ve konuşma sorunları: Geç düşen süt dişleri, çocuğun düzgün beslenmesini ve doğru konuşmayı öğrenmesini zorlaştırabilir. Diş çürükleri ve diş eti problemleri: Geç düşmeyen süt dişleri çürümeye daha yatkın hale gelir ve bu durum diş eti enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için, süt dişlerinin düşme sürecinde bir anormallik fark edilirse veya süreç uzarsa, bir diş doktoruna başvurulması önerilir.

Çocuklarda en tehlikeli kış hastalığı olarak pnömoni (zatürre) gösterilebilir. Akciğerlerde bakteri ve virüslerin yol açtığı bir enfeksiyon olan pnömoni, erken tanı ve tedaviyle tamamen iyileştirilebilirken, geç kalındığında dünyada ve Türkiye'de, özellikle 1-4 yaş arası çocuklarda yüksek oranda can kaybına neden olabilir. Çocuklarda kış aylarının diğer tehlikeli hastalıkları arasında grip, akut bronşiyolit ve otit (orta kulak iltihabı) da bulunmaktadır. Çocuklarda görülen kış hastalıklarında doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.