CezaHukuku

Mütalaa beyanında müşteki, ceza davasında suçun mağduru olduğunu iddia eden ve şikayetçi sıfatıyla yargılama sürecini başlatan kişiyi ifade eder.

Çelik kardeşler avukatlar, farklı hukuk bürolarında çeşitli alanlarda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunarlar. Bu hizmetler arasında: 1. Aile Hukuku: Evlilik akdinden doğan uyuşmazlıklar, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları. 2. Ceza Hukuku: Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şüpheli/sanık müdafiliği ve mağdur/müşteki vekilliği. 3. Miras Hukuku: Tenkis davaları, muris muvaazası nedeniyle tapu iptal ve tescil davaları. 4. Ticaret Hukuku: Şirketlerin kuruluşu, haksız rekabet davaları, iş ortaklıklarının işlemleri. 5. Fikri Mülkiyet Hukuku: Telif hakları ve marka tescili gibi konularda danışmanlık. Ayrıca, genel hukuki danışmanlık hizmetleri de sunarak müvekkillerinin hukuki ihtilaflarını çözümlemeye yardımcı olurlar.

TCK'nın 36. maddesi, gönüllü vazgeçme durumunu düzenler ve aşağıdaki suçlara uygulanır: 1. Suçun icra hareketlerinden vazgeçme: Fail, suçun icra hareketlerine başladıktan sonra kendi iradesi ve çabasıyla suçun tamamlanmasını engelleyebilir. 2. Kendi çabalarıyla neticenin gerçekleşmesini önleme: Fail, suçun tamamlanmasını veya sonucun gerçekleşmesini kendi gayretleriyle önleyebilir. Bu hükümler, teşebbüsten dolayı cezalandırılmamayı, ancak vazgeçme anına kadar yapılan hareketler başka bir suç oluşturuyorsa sadece o suçtan sorumlu tutulmayı öngörür.

Boykotun hükmü, eylemin içeriğine ve amacına bağlı olarak değişir: 1. Hukuki Açıdan: Türk hukukunda boykot doğrudan bir suç olarak tanımlanmamıştır: - Nefret Suçu ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik (TCK m.216): Etnik köken, dini inanç veya sosyal aidiyet temelinde yapılan boykot çağrıları suç kapsamına girebilir. - Çalışma ve Ticaret Hürriyetine Müdahale (TCK m.117): İşletmelerin faaliyetini engellemek amacıyla yapılan eylemler iş ve çalışma özgürlüğünü ihlal eder. - Rekabet Hukukunun İhlali: Birden fazla şirketin birlikte hareket ederek belirli bir firmayı dışlamaya çalışması, rekabet hukukuna aykırı olarak değerlendirilebilir. 2. İslami Açıdan: İslam'da boykot, zulme karşı bir duruş olarak yapılıyorsa, barışçıl yöntemlerle uygulanıyorsa ve hakkı ve adaleti savunma amacı taşıyorsa meşru kabul edilebilir.

Hukuk dilinde kullanılan özel kelimeler, hukuk terimleri olarak adlandırılır ve çeşitli kategorilere ayrılır: 1. Özel Hukuk Terimleri: Taraflar, sözleşme, ihtiyati tedbir gibi bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen terimler. 2. Kamu Hukuku Terimleri: Devlet, idare, yasama gibi devlet ile bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen terimler. 3. Ceza Hukuku Terimleri: Suç, cezai sorumluluk, hüküm gibi suç ve ceza ilişkisini düzenleyen terimler. 4. Medeni Hukuk Terimleri: Ehliyet, miras, vasiyet gibi özel hukuk alanında kullanılan terimler. 5. Ticaret Hukuku Terimleri: Tüzel kişi, şirket, rekabet gibi ticari faaliyetleri düzenleyen terimler. Ayrıca, hukuk dilinde Latince kökenli terimler de sıkça kullanılır, örneğin caveat emptor, contra proferentem, ex gratia gibi.

Suç ortaklarının en azından pişmanlıklarını ya da iade ve tazmine rıza gösterdiklerini ortaya koyacak söz veya davranışlarda bulunmaları, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için gereklidir. Bu, Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde belirtilen ve zararı gidermeyen diğer suç ortakları için geçerli olan bir şarttır.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 245'te düzenlenen etkin pişmanlık, başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanması suçu için geçerlidir. Etkin pişmanlık hükümleri şu şekilde uygulanır: 1. Savcılık aşamasında: Fail, mahkemeye dava açılmadan önce suça ilişkin bilgi verir ve suçu birlikte işlediği kişileri, azmettireni veya yardım edeni açıklarsa veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar indirim yapılır. 2. Mahkeme aşamasında: Fail, dava açıldıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce suça ilişkin bilgi verir veya mağdurun zararını tazmin ederse, kendisi hakkında 1/2 oranına kadar indirim yapılır.

Resen soruşturma, aşağıdaki durumlarda başlatılır: 1. Ceza hukuku: Savcılık, ihbar veya şikayet beklemeden, suç unsuruna ulaştığında kendiliğinden soruşturma açabilir. 2. Vergi hukuku: Vergi daireleri, mükellefin bildirim yapmasına gerek olmadan vergi tahakkuku, ceza veya inceleme işlemi başlatabilir. 3. İdare hukuku: İdari kurumlar, kamu düzenini sağlamak amacıyla belirli bir işlemi resen tesis edebilir. Bu durumlarda, soruşturma süreci, ilgili makamın kendi inisiyatifiyle harekete geçmesiyle başlar.

TCK 264 maddesi, özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunu düzenler. Bu maddeye göre: 1. Bir rütbe veya kamu görevinin ya da mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. 2. Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.

CMK'ya göre zorunlu müdafilik halleri şunlardır: 1. Şüpheli veya sanığın müdafi seçebilecek durumda olmaması. 2. Şüpheli veya sanığın çocuk olması. 3. Şüpheli veya sanığın kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz olması. 4. Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar. 5. Gözlem altına alınma. 6. Tutuklama talebi.

26/2 maddesi, Karayolları Trafik Kanunu'na göre "mevzuatta belirtilen ışıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazları mevzuatta izin verilmeyen araçlara takmak ve kullanmak" anlamına gelir. Bu maddeyi ihlal eden araç işletenlerine ve sürücülere 26/2 trafik cezası tatbik edilir. 26/2 trafik cezası şu durumlarda uygulanır: Araç trafikten men edilmesi: Bir yıl içinde üç defa ihlalde bulunan sürücüler 15 gün süreyle trafikten men edilir. Ehliyete el konması: Ehliyet ceza puanı bulunmaz, ehliyete el konmaz. Cihazların söktürülmesi: Cihazları söktürmek için ek süre verilebilir. 26/2 trafik cezasına itiraz, trafik cezasının tatbik edildiği yerin bağlı olduğu sulh ceza hakimliklerine şahsen müracaat edilerek yapılabilir.

Adli görevi yerine getirmeme suçu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma veya görevi ihmal suçlarını ifade edebilir. Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257/1): Kamu görevlisinin, görevi kapsamındaki bir işi yapmaması, ihmal etmesi veya geciktirmesi suretiyle görevinin gereklerine aykırı hareket etmesidir. Görevi İhmal (TCK m.257/2): Kamu görevlisinin, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermesidir. Adli görevi yerine getirmeme suçu ayrıca, görevi yaptırmamak için direnme suçunu da kapsayabilir.

Firar eden bir kişinin firari olarak kabul edilmesi için, izin süresini iki günden fazla bir süre geçtikten sonra geri dönmemesi gerekmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 292. maddesine göre, bu durumda olan bir kişi altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

İstisna suçlar, denetimli serbestlik uygulamasından yararlanamayan ve koşullu salıverilme için daha uzun bir süre gerektiren suçlardır. Bu suçlar şunlardır: 1. Kasten öldürme suçları (TCK madde 81, 82, 83). 2. Ağırlaştırılmış yaralama suçları (TCK madde 87, fıkra iki, bent d). 3. İşkence ve eziyet suçları (TCK madde 94, 95, 96). 4. Cinsel saldırı suçları (TCK madde 102, 104, 105). 5. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (TCK madde 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138). 6. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK madde 188). 7. Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK madde 326 ilâ 339). Bu suçlardan mahkûm olanlar, infaz kurumunda cezalarının üçte ikisini tamamladıklarında koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.

Samimi beyanda bulunılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, suç işleyen kişinin işlediği suçtan pişmanlık duyarak, suçun etkilerini ortadan kaldırmak için aktif çaba göstermesi anlamına gelir. Bu durumda, suçlu aşağıdaki adımları atar: 1. Suçun İtirafı: İşlediği suçu ve bu suçla ilgili tüm bilgileri yetkililere tam olarak açıklar. 2. Zararın Telafisi: Mağdurun zararını tazmin eder veya diğer telafi edici adımlar atar. 3. Ceza İndirimi veya Af: Mahkeme, etkin pişmanlık gösteren kişiye ceza indirimi veya tamamen af uygular. Etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerinde düzenlenmiştir ve her suç için geçerli değildir.

Meşru savunmada sınırın aşılması, aşağıdaki hallerde Yargıtay kararlarında belirtilmiştir: 1. Korunacak bir hakkın bulunması ve saldırıya ilişkin koşulların var olması. 2. Savunmada zorunluluk ve saldırı ile savunma arasında oran bulunması. 3. Savunmanın saldırıya ve saldırana karşı yapılması. 4. Heyecan, korku veya telaş gibi mazur görülebilecek bir durumun, savunmanın sınırını aşması. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.02.2008 tarihli kararında, geceleyin sarhoş bir kişinin eve cinsel saldırı girişiminde bulunması durumunda, sanığın meşru savunmada sınırı aştığı kabul edilmiştir. Çünkü sanığın, saldırının tekrarlanabileceği korkusuyla aşırı tepki vermesi, orantısız bir savunma olarak değerlendirilmiştir.

Evet, Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 253'te belirtilen suçlar uzlaşmaya tabidir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesine göre, uzlaşmaya tabi suçlar şunlardır: - Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar; - Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, TCK'da yer alan belirli suçlar (örneğin, kasten yaralama, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali, hırsızlık, dolandırıcılık).

TCK 158/1-f hükmünde belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçu ile TCK 159 hükmünde yer alan daha az cezayı gerektiren nitelikli halin birlikte işlenmesi durumunda, her bir suçtan ayrı ayrı ceza verilir. Bu, "159 uygulanmaz" ifadesinin anlamıdır; yani daha az cezayı gerektiren nitelikli hal olan TCK 159, TCK 158/1-f hükmündeki nitelikli dolandırıcılık suçu için uygulanmaz.

TCK madde 13 ve 221/4 birlikte uygulanabilir, çünkü TCK madde 13, TCK madde 11 ve 12'de belirlenen sınırlamalara bakılmadan Türk kanunlarının uygulanacağını öngörürken, TCK madde 221/4 suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme veya üye olma suçları için etkin pişmanlık hükümlerini düzenler.

Yağma suçunun unsurları şunlardır: 1. Maddi unsur: Tehdit veya cebir kullanarak bir malın alınması. 2. Manevi unsur: Failin, bir malı tehdit veya cebir kullanarak almayı istemesi, yani kastı. 3. Hukuka aykırılık unsuru: İşlenen fiilin hukuka aykırı olması gerekir. Ayrıca, nitelikli yağma halleri de mevcuttur ve bunlar arasında: - Silahla işlenmesi; - Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi; - Gece vakti işlenmesi; - Mağdurun beden veya ruh sağlığı açısından savunmasız olması.