CezaHukuku

Aleyhe bozma yasağı, ceza muhakemesi hukukunda sanığın lehine yapılan kanun yolu başvurularında, cezanın kanun yoluna başvurulmadan önceki halinden daha ağırlaştırılmasını önleyen bir ilkedir. Kazanılmış hak açısından ise, Yargıtay'a göre aleyhe bozma yasağı, sanık için cezanın ağırlaşmasını önleyen bir kazanılmış hak olarak değerlendirilmektedir. Ancak, bu yasak yalnızca cezanın türü ve miktarı için geçerlidir; fiilin niteliği veya suç vasfı bakımından geçerli değildir.

Arven Hukuk Bürosu, ceza hukuku, iş hukuku, aile hukuku, tazminat hukuku, gayrimenkul hukuku ve şirket hukuku gibi birçok alanda hizmet vermektedir. Büronun baktığı dava türlerinden bazıları şunlardır: taşınmaz mal edinimi, mülkiyeti, satışı, kiralama, ipotek, tapu işlemleri, tapu iptalleri; yapı ruhsatları ve inşaat hukuku; ticari hukuk ve şirketler hukuku; vergi hukuku; sigorta hukuku. Arven Hukuk Bürosu, müvekkillerinin hukuki endişelerini azaltmak ve yasal süreçlerini yönetmek için çalışmaktadır.

CMK'nın 231. maddesi, bazı özel kanunlarla yapılmış olan düzenlemeler gereği bazı suçlara uygulanmaz. Bu suçlar şunlardır: 1. Disiplin suçları. 2. Karşılıksız çek keşide etme suçu. 3. İmar kirliliğine neden olma suçu. 4. Tazyik ve disiplin hapsini gerektiren fiiller. 5. Anayasa'nın koruma altına aldığı inkılap kanunları kapsamındaki suçlar. 6. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar.

Hırsızlık suçunun oluşmadığı yönünde savunma için aşağıdaki unsurlar öne sürülebilir: 1. Suçun unsurlarının eksikliği: Alınan malın aslında kişiye ait olduğunu veya mal sahibinin rızasının bulunduğunu ispatlamak. 2. Hata halleri: Kişinin malı alırken yasal bir hakkı olduğunu düşünmesi veya malın başkasına ait olduğunu bilmeden kendi malı sanarak alması durumunda haksızlık yanılgısı söz konusu olabilir. 3. Zorunluluk hali: Kişinin kendisini veya başkasının hayatını veya vücut bütünlüğünü tehlikeden korumak için malı alması durumunda zorunluluk hali savunması yapılabilir. 4. Delil yetersizliği: Hırsızlık iddiasını destekleyen delillerin yetersiz olduğunu veya güvenilir olmadığını göstermek. 5. Hukuka uygunluk nedenleri: Kanun hükmü veya amirin emrini yerine getirme gibi hukuka uygunluk nedenlerinin varlığını iddia etmek. Bu tür savunmaların etkili olabilmesi için profesyonel bir hukuki danışmanlık almak önemlidir.

Sosyal medya suçları, hem ceza hukuku hem de medeni hukuk kapsamına girer.

Hakaret suçunda mağdurun isminin açıkça belirtilmesi şart değildir, ancak mağdurun kim olduğunun kullanılan ifadeden anlaşılabilmesi gerekmektedir.

TCK 31/2 maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun yaş küçüklüğü ile ilgili düzenlemelerinden biridir ve şu şekilde özetlenebilir: Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş ancak 15 yaşını bitirmemiş olan kişilerin işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavramaya elverişli olup olmadıkları, uzman hekim tarafından incelenir. Eğer bu kişilerin fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yetenekleri gelişmişse, cezai sorumlulukları vardır ancak ceza indirilerek verilir.

TCK Madde 196 usulsüz ölü gömülmesi suçunu düzenler ve şu şekildedir: "Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka yerlere ölü gömen veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır".

Timur Demirbaş'ın "Ceza Hukuku Genel Hükümler" kitabı tek cilt olarak yayımlanmıştır.

Karakuş Hukuk Bürosu, geniş bir dava yelpazesine hizmet vermektedir, bunlar arasında: Ceza hukuku; İş hukuku; Boşanma davaları; Tüketici hukuku; Sigorta hukuku; Ticaret hukuku; İdare hukuku.

"Kastetmek" kelimesinin amacı, bir şeyi söylemek veya belirtmek istemek, birine kötü davranmak ve zulmetmek olarak ifade edilebilir. Ayrıca, ceza hukukunda "kast" terimi, bir suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesini ifade eder.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 40. maddesi, 12 Ekim 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı kanun ile birlikte yürürlüğe girmiştir.

Berrin Akbulut'un "Ceza Hukuku Genel Hükümler" kitabı 1358 sayfadan oluşmaktadır.

Evet, TCK'nın 184 ve 185 ile 186 maddeleri birlikte değerlendirilebilir. - TCK Madde 184: İmar kirliliğine neden olma suçunu düzenler. - TCK Madde 185: Zehirli madde katma suçunu düzenler ve bu maddeye göre, içilecek sulara veya yenilecek şeylere zehir katarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşüren kişiye iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. - TCK Madde 186: Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçunu düzenler ve bu maddeye göre, bu tür şeyleri satan, tedarik eden veya bulunduran kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir. Bu maddeler, çevre ve kamu sağlığına karşı işlenen suçları kapsamaktadır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 42. ve 44. maddeleri, gerçek içtima ve fikri içtima olarak adlandırılan iki farklı içtima türünü düzenler. - Gerçek içtima (TCK 42. madde), bir kişinin farklı fiillerle birden fazla suç işlemesi durumunda her suçun ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörür. - Fikri içtima (TCK 44. madde) ise tek bir fiilin birden fazla farklı suçu oluşturması durumunda uygulanır.

Suçsuzluk ilkesi, ceza hukukunun temel prensiplerinden biridir ve bireylerin suçlu oldukları kesin olarak kanıtlanana kadar masum kabul edilmesini ifade eder. Bu ilkenin temel unsurları şunlardır: - İddia edenin ispat yükümlülüğü: Suç isnadında bulunan taraf, yani savcı veya şikayetçi, suç isnadını ispat etmekle yükümlüdür. - Şüpheden sanık yararlanır: Yargılama sürecinde herhangi bir makul şüphe varsa, bu şüphe sanığın lehine yorumlanır ve sanık beraat eder. - Adil yargılama: Sanığın adil bir şekilde yargılanması, savunma hakkının korunması ve delillerin objektif bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Suçsuzluk ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 5. maddesi ile güvence altına alınmıştır.

Meşru savunmada sınırın aşılması, belirli koşullarda beraat sebebi olabilir. Türk Ceza Kanunu'nun 25. maddesine göre, meşru savunma halinde failin ceza almaması için savunmanın saldırı ile orantılı olması gerekmektedir. Ancak, sınırın mazur görülebilecek heyecan, korku ve panikle aşılması durumunda faile ceza verilmez. Bu durumda, failin meşru savunma hükümlerinden yararlanması mümkündür.

TCK 89. maddenin 2. ve 3. fıkraları, taksirle yaralama suçunun nitelikli hallerini düzenler. Fıkra 2'ye göre, taksirle yaralama fiili aşağıdaki durumlardan birine neden olursa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır: mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması; mağdurun vücudunda kemik kırılması; mağdurun konuşmasında sürekli zorluk; mağdurun yüzünde sabit iz; mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum; gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğması. Fıkra 3'e göre, taksirle yaralama fiili aşağıdaki durumlardan birine neden olursa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza bir kat artırılır: mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi; mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin tamamen yitirilmesi; mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerini kaybetmesi; mağdurun yüzünün sürekli değişmesi; gebe bir kadının çocuğunun düşmesi.

TCK'nın 78. ve 79. maddeleri, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarına ilişkindir. - Madde 78: Örgüt kurma veya yönetme suçunu düzenler; bu kapsamda, belirtilen suçları işlemek amacıyla örgüt kuran veya yöneten kişiye on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası öngörülür. - Madde 79: Göçmen kaçakçılığı suçunu tanımlar; doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollardan bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan kişilere üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir.

Yeni suç ihdas eden kanunlar geçmişe yürümez.