CezaHukuku

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 58 ve 59. maddeleri, tekerrür hükümlerini düzenlemektedir. TCK'nın 58. maddesi, suçta tekerrürü ele alır ve daha önce suç işlemiş bir kişinin aynı veya benzer bir suçu yeniden işlemesi durumunda uygulanacak ceza artırımlarını belirler. TCK'nın 59. maddesi ise, tekerrür uygulamasının detaylarını içerir ve suçta tekerrürün, aynı suçtan mahkum olan bir kişinin, mahkumiyetinin üzerinden beş yıl geçmeden aynı suçu işlemesi durumunda oluştuğunu belirtir.

Ceza hukukunda iki dönem konuları genel olarak şu şekilde ayrılır: 1. Ceza Hukuku Genel Hükümler Dönemi: Bu dönemde aşağıdaki konular ele alınır: - Ceza hukukunun tanımı ve görevi. - Suçun yapısal unsurları (hareket, netice, fail, mağdur). - Manevi unsurlar (kast, taksir). - Hukuka aykırılık ve hukuka uygunluk nedenleri. - Kusurluk ve cezalandırılabilirliğin diğer şartları. - Suçun özel görünüş biçimleri (teşebbüs, iştirak, içtima). 2. Ceza Hukuku Özel Hükümler Dönemi: Bu dönemde ise belirli suç tipleri ve bunlara ilişkin yaptırımlar incelenir. Örneğin: - Kasten öldürme. - Kasten yaralama. - Hırsızlık. - Mala zarar verme. - Dolandırıcılık.

CMK'nın 303. maddesi, "Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi" başlığını taşır ve iki ana konuyu düzenler: 1. Düşmanla İşbirliği Yapmak: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş halinde olan devletin ordusunda hizmet kabul eden ve düşman devletin yanında Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Hukuka Aykırılığın Düzeltilmesi: Yargıtay, hükümdeki hukuka aykırılıkları düzeltebilir veya davanın esasına hükmedebilir belirli durumlarda, bunlar arasında: - Olayın daha fazla aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine karar verilmesi; - Kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanması; - Kanun madde numarasının yanlış yazılmış olması; - Yeni bir kanun ile fiilin suç olmaktan çıkarılması.

Boran Hukuk Bürosu aşağıdaki dava türlerine bakmaktadır: 1. Ceza Hukuku: Ağır ceza davaları, asliye ceza davaları, sulh ceza davaları. 2. Aile Hukuku: Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları, velayet, nafaka, mal paylaşımı. 3. Ticaret Hukuku: Ticari uyuşmazlıklar, şirket ortaklığından kaynaklanan ihtilaflar, şirketlere hukuki danışmanlık. 4. İcra ve İflas Hukuku: Alacakların tahsili, icra ve iflas takipleri. 5. Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku: Haksız rekabet, ticaret unvanı, telif hakları. 6. İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: İşçi-işveren uyuşmazlıkları, iş kazaları, kıdem ve ihbar tazminatı davaları.

Olağanüstü kanun yolları, kesinleşmiş kararlara karşı başvurulabilen son çare mekanizmalarıdır. Bu yollar şunlardır: 1. Yargılamanın İadesi (Yenilenmesi): Kesinleşmiş bir kararın, yargılama sırasında yapılan ağır bir hata nedeniyle yanlış olduğu ortaya çıktığında başvurulan bir yoldur. 2. Kanun Yararına Temyiz: Kesinleşmiş bir kararın, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünde, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bir temyiz talebidir. Diğer olağanüstü kanun yolları ise ceza hukukunda yer alır ve bunlar: 3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı: Yargıtay ceza dairelerinden verilen kararlara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılan itirazdır. 4. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı: Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı yapılan itirazdır.

Tehlike suçlarında nedensellik bağı, bir eylemin doğrudan bir tehlike yaratıp yaratmadığını ve bu tehlikenin suç konusu ile nedensel bir ilişkisi olup olmadığını ifade eder. Ceza hukukunda nedensellik bağı, neticenin hareketten kaynaklanması anlamına gelir ve failin sorumlu tutulabilmesi için bu bağın kurulması gereklidir.

CMK'nın 206/2-a maddesi, ceza yargılamasında hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin ortaya konulmasının reddedileceğini öngörür. Bu maddeye göre, bir delilin hukuka aykırı olması durumunda, yani yasaların öngördüğü usul kurallarına ve temel haklara aykırı yöntemlerle toplanması halinde, bu delil hükme esas alınamaz.

Evet, sahtecilik suçunda içtima olabilir. Türk Ceza Kanunu'nun 212. maddesine göre, sahte resmi veya özel belgenin başka bir suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur. Ayrıca, 43. madde uyarınca, aynı suçun aynı mağdura karşı farklı zamanlarda işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanır ve bu durumda da tek bir ceza verilir, ancak bu ceza artırılır.

Haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimi nedenidir. Haksız tahrikin şartları şunlardır: 1. Haksız tahrik oluşturan bir fiil olmalıdır. 2. Fail, öfke ve elemin etkisi altında olmalıdır. 3. Meydana gelen suç, bu elem ve öfke etkisi sonucunda oluşmuş olmalıdır. Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesine göre, haksız tahrik altında suç işleyen kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 18 yıldan 24 yıla, müebbet hapis cezası yerine ise 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilir.

105. madde denetimli serbestliğin ne zaman çıkacağına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesine göre denetimli serbestlik süresi kural olarak 1 yıldır. 30.03.2020 tarihine kadar işlenen suçlarda ise denetimli serbestlik süresi 3 yıl olarak uygulanmaktadır. Ayrıca, 2025 yılında yürürlüğe giren yeni infaz paketiyle, denetimli serbestlikten yararlanabilmek için koşullu salıverilme tarihine kadar olan süre içinde cezanın en az onda birinin cezaevinde geçirilmiş olması şartı getirilmiştir. En güncel bilgiler için resmi kaynakları takip etmek önerilir.

TCK 36, Türk Ceza Kanunu'nun 36. maddesi anlamına gelir ve "gönüllü vazgeçme" konusunu düzenler. Maddeye göre, fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz.

Timur Demirbaş'ın "Ceza Hukuku Genel Hükümler" kitabı 88 sayfadan oluşmaktadır.

Cinayetin beş ana türü vardır: 1. Kasten Öldürme: Bir kişinin bilerek ve isteyerek başka bir kişinin ölümüne neden olması. 2. Taksirle Öldürme: Dikkatsizlik veya kusur sonucu bir kişinin ölümüne sebep olma. 3. Maksatlı (Özellikle) Öldürme: Failin önceden belirli bir amacı doğrultusunda gerçekleştirdiği cinayet. 4. Meydana Getirilen Cinayet (Planlı Cinayet): Failin uzun süre boyunca düşünerek ve hazırlık yaparak gerçekleştirdiği cinayet. 5. Kadın Cinayeti: Kadınların fiziksel veya psikolojik şiddet görerek öldürülmesi.

CMK'ya göre olağanüstü kanun yolları şunlardır: 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İtirazı (CMK m. 308): Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, hukuka aykırı gördüğü Yargıtay ceza daireleri kararlarına karşı itiraz edebilir. 2. Kanun Yararına Bozma (CMK m. 309): Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesi için başvurulan yoldur. 3. Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m. 311): Kesinleşmiş hükümlerdeki hukuka aykırılıkları ortadan kaldırmak için başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yoludur.

Temyiz isteminin esastan reddi ve hükmün bozulması ifadeleri, ceza hukukunda temyiz sürecinde farklı durumları ifade eder: 1. Temyiz İsteminin Esastan Reddi: Bu durum, Yargıtay'ın bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünü hukuka uygun bulması halinde gerçekleşir ve temyiz isteminin reddedilmesi anlamına gelir. 2. Hükmün Bozulması: Yargıtay, temyiz başvurusunda gösterilen ve hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle temyiz edilen hükmü bozabilir.

İhtilat ve içtima terimleri hukukta farklı bağlamlarda kullanılır: 1. İhtilat: Bu terim, ceza hukukunda "karma suç" olarak da bilinir ve bir fiilin birden fazla farklı suçu oluşturması durumunu ifade eder. 2. İçtima: Genel anlamıyla birleşme veya toplanma anlamına gelir ve ceza hukukunda birden fazla suçun tek bir ceza ile değerlendirilmesi durumunu ifade eder. Türk Ceza Kanunu'nda üç temel içtima türü vardır: - Gerçek içtima: Failin farklı fiillerle birden fazla suç işlemesi durumunda her suçun ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörür. - Zincirleme suç: Aynı suçun, aynı mağdura karşı belirli bir zaman içinde birden fazla kez işlenmesi durumunu kapsar ve bu durumda faile tek bir ceza verilir, ancak cezada artış yapılır. - Bileşik suç: Bir suçun diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılması durumunu düzenler ve bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.

Ceza usul hukuku dersinde işlenen konular şunlardır: 1. Ceza Yargılamasının Amacı: Suçun işlenip işlenmediğini, işlenmişse nasıl ve kimin tarafından işlendiğini belirlemek. 2. Temel İlkeler: Adil yargılanma, alenilik, sözlülük, kendiliğinden araştırma ve yargılamanın çabukluğu ilkeleri. 3. Yargılamanın Özneleri: Cumhuriyet savcısı, şikayetçi, mağdur, şüpheli, sanık ve müdafi. 4. Ceza Muhakemesi İşlemleri: Soruşturma, iddianame, takipsizlik kararı, kovuşturma, mahkumiyet ve beraat. 5. Deliller ve Değerlendirme: Delillerin toplanması, incelenmesi ve değerlendirilmesi. 6. Koruma Tedbirleri: Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi tedbirler ve bu tedbirlerin hukuki sonuçları. 7. Kanun Yolları: Yargılama sürecinde başvurulabilecek itiraz, istinaf ve temyiz yolları.

Ceza ve ceza muhakemesi uygulamaları kitapları, genellikle aşağıdaki konuları ele alır: 1. Ceza Muhakemesi Hukuku: Suç teşkil eden fiillerin aydınlatılması için ceza muhakemesinin nasıl işlediğini, bu süreçte yer alan kişilerin hak, görev ve yetkilerini düzenler. 2. Uygulama Kitapları: Teorik bilgilerin pratiğe aktarılmasını ve ceza muhakemesi mevzuatının yorumlanmasını amaçlar.

Fikri ve gerçek içtima arasındaki temel fark, suçların birleşme şekli ve ceza belirleme yöntemidir. Fikri içtima, bir fiilin hukuki anlamda tek olması ancak birden fazla farklı suçu oluşturması durumunda uygulanır. Gerçek içtima ise, bir kişinin farklı fiillerle birden fazla suç işlemesi halinde her suçun ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörür.

Evet, hırsızlıkta malın değerinin az olması hem TCK 144 hem de TCK 145 maddesinde birlikte uygulanabilir. TCK 144. madde, hırsızlık suçunun daha az cezayı gerektiren hallerini düzenler ve bu kapsamda paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde ya da hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenen hırsızlık için iki aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörür. TCK 145. madde ise malın değerinin azlığı nedeniyle cezada indirim yapılabileceğini veya ceza vermekten vazgeçilebileceğini düzenler.