Biyokimya

Fosfodiester bağı, DNA veya RNA'daki ardışık nükleotid şekerlerinden birinin 5'-hidroksil (OH) grubunun diğerinin 3'-hidroksil (OH) grubuna bir fosfat köprüsü aracılığıyla bağlanmasıyla oluşan diester bağıdır. Bu bağ, bir şeker-fosfat-şeker yapısı oluşturur ve doğadaki en güçlü kovalent bağlardan biri olarak kabul edilir.

Proteinlerdeki amino asit (AA) sayısını bulmak için, proteinin molekül ağırlığı kullanılabilir. Bir proteinin molekül ağırlığı, içerdiği AA sayısının bir göstergesidir ve yaklaşık olarak 110 dalton/AA olarak kabul edilir.

Proteinlerde sekonder yapı, polipeptid zincirinin sarmal şeklinde kıvrılması sonucu oluşur. Sekonder yapıda iki ana motif ayırt edilir: 1. α-heliks: Polipeptit omurgası, kıvrımları sağa dönen bir heliks biçiminde bükülmüştür. 2. β-yaprakları: Zig-zag katlantıların meydana gelmesiyle oluşur.

Deoksiribonükleik Asit (DNA)'nın başlıca görevleri şunlardır: 1. Genetik Bilgi Depolama: DNA, organizmanın özelliklerini ve işlevlerini belirleyen genlerin dizilimlerini saklar. 2. Genetik Bilgi Aktarımı: Üreme sırasında, ebeveynlerin DNA'sı yavrulara geçerek genetik bilginin nesilden nesile aktarılmasını sağlar. 3. Protein Sentezi: DNA'daki bilgi, RNA (ribonükleik asit) aracılığıyla proteinlere dönüştürülür ve bu proteinler hücrelerin yapısını ve işleyişini belirler.

Homosistinüride metionin adlı amino asit birikir.

CGH1 geni, GTP cyclohydrolase 1 enzimini kodlar ve bu enzim üç ana işlevde yer alır: 1. Tetrahidrobiopterin (BH4) üretimi: BH4, vücuttaki amino asitlerin işlenmesinde kritik bir rol oynar ve dopamin ile serotonin gibi nörotransmitterlerin üretiminde yer alır. 2. Dopa-responsive distoni: Bu genetik durum, CGH1 genindeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkar ve istemsiz kas kasılmaları, titreme ve diğer kontrolsüz hareketlerle karakterizedir. 3. Gametogenez: Caenorhabditis elegans türünde, CGH1 geni gamet oluşumu ve fizyolojik germ hattı apoptozunun düzenlenmesinde rol oynar.

Yağ asidi sentaz için asetil-CoA, glikoliz sırasında glukozun parçalanması veya proteinlerin katabolizması yoluyla elde edilir.

Glikosfingolipitler, plazma zarının dış yüzeyinde bolca bulunur. Ayrıca, bu lipitler beyin ve sinir dokusunda da yaygın olarak görülür.

Enzimler, 55-60 °C sıcaklıkta denatüre olur, yani yapıları geri dönüşümsüz olarak bozulur.

Hidrokarbonlar, lipitlerin bir alt grubudur.

Steroid ve protein hormonlar arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kimyasal Yapı: Steroid hormonlar kolesterolden yapılan ve yağda çözünen hormonlardır. 2. Taşınma: Steroid hormonlar, kanda taşıyıcı proteinlere bağlı olarak bulunur. 3. Etki Mekanizması: Steroid hormonlar, hücre içi reseptörlere bağlanarak etki gösterir. 4. Örnekler: Steroid hormonlara örnek olarak kortizol, aldosteron ve cinsiyet hormonları verilebilir.

Hemoglobin, dört polipeptit zincirinden oluşur.

Ig G ve Ig M moleküllerinin ağırlıkları şu şekildedir: - Ig G: 150.000 molekül ağırlığı. - Ig M: 900.000 molekül ağırlığı veya 900kDa.

Glutathione peroxidase (GPx) eksikliğinin nedeni, GSS genindeki mutasyonlardır. Ayrıca, yetersiz beslenme, yaşlanma, çevresel toksinler ve kronik hastalıklar gibi faktörler de glutathione seviyelerinin düşmesine ve dolayısıyla GPx eksikliğine katkıda bulunabilir.

ATP molekülü üç fosfat içerir.

Elektroforezde agaroz konsantrasyonu arttıkça, jel daha katı bir kıvam kazanır ve daha küçük moleküllerin ayrıştırılması mümkün olur. Bunun nedeni, agaroz jelin yapısındaki porların konsantrasyon arttıkça küçülmesi ve daha küçük molekülleri tutabilmesidir.

"Altyazili Alanne" ifadesi, muhtemelen "alanin" anlamına gelmektedir. Alanin, proteinlerin yapı taşlarından biri olan bir amino asittir. Alaninin bazı işlevleri: Protein sentezi: Kas dokusunun büyümesi ve onarımı için gereklidir. Enerji üretimi: Glikoz ve diğer enerji kaynaklarına dönüştürülebilir. Kan şekeri düzenlemesi: Glukoneogenez sürecinde glikoz üretimini destekler ve kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Bağışıklık sistemi desteği: Bağışıklık sisteminin işlevini destekler ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olabilir. Antioksidan koruma: Serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasarı önlemeye yardımcı olabilir.

Na+ (sodyum) yüksek olursa, yani hipernatremi durumu ortaya çıkarsa, aşağıdaki sağlık sorunları görülebilir: 1. Yüksek tansiyon: Sodyum yüksekliği, kan basıncını artırarak yüksek tansiyona neden olabilir. 2. Kemik erimesi (osteoporoz): Fazla sodyum, vücutta su tutulumunu artırarak osteoporoza yol açabilir. 3. Mide bulantısı ve kusma: Sodyum fazlalığı, mide bulantısı ve kusmaya sebep olabilir. 4. Nöbet ve koma riski: Ciddi durumlarda nöbetler ve koma riski vardır. Bu nedenle, sodyum seviyelerinin normal değerlerin üzerine çıkması durumunda bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Glikojenin monomeri glikozdur.

Amilaz ve lipaz enzimleri farklı sindirim türleri yapar: Amilaz, karbonhidratların sindirimini gerçekleştirir. Lipaz, yağların sindirimini gerçekleştirir. Her iki enzim de pankreas tarafından üretilir ve ince bağırsağa salgılanır.