Beyin

Denge ve koordinasyon, beyincik tarafından aşağıdaki mekanizmalarla sağlanır: 1. Motor Korteksten Gelen Hareket Planlarının Alınması. 2. Duyusal Bilgilerin Analizi. 3. Hareket Parametrelerinin Hesaplanması. 4. Motor Yanıtların Koordinasyonu. Ayrıca, beyincik denge tahtasında durmak, yoga pozisyonları uygulamak veya tek ayakta kalma egzersizleri gibi denge antrenmanlarıyla da uyarılabilir.

Choroid ve choroid plexus farklı kavramlardır: 1. Choroid: Gözün orta tabakasıdır ve retina ile sklera arasında yer alır. 2. Choroid Plexus: Beynin ventriküllerinde bulunan, kılcal damarlar ve özelleşmiş ependimal hücrelerden oluşan bir ağdır. İşlevleri: - Choroid Plexus, cerebrospinal sıvı (BOS) üretir ve beyin ile merkezi sinir sistemini toksinlerden korur. - BOS, beyni ve omuriliği besler, korur ve atık maddeleri uzaklaştırır.

Ezber yaparken beyin kasları çalışır.

Temporal bölgede beyin kanaması oldukça tehlikelidir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu tür kanamalar, kafa travmalarından sonra en sık görülen ve kitle etkisi yapan lezyonlar arasında yer alır. Acil tıbbi müdahale gerektiren beyin kanamalarında, zamanında tedavi edilmezse ölüm riski yüksektir.

Vücudun yönetim merkezi beyin olarak kabul edilir.

Beyin antenleri olarak adlandırılan dentritler, nöronların diğer hücrelerden gelen bilgileri yakalayıp kendi santrallerine (akson) iletmelerini sağlar. Bu çalışma mekanizması şu şekilde gerçekleşir: 1. Uyarının Alınması: Dış dünyadan veya vücudun içinden gelen bilgi, duyusal nöronlar aracılığıyla beyne iletilir. 2. Sinyalin İletimi: Dentritler, bu bilgiyi yakalayarak aksona gönderir. 3. Elektriksel ve Kimyasal Sinyaller: Akson, bilgiyi yayan kesecikler içerir ve bu kesecikler, elektriksel sinyali kimyasal sinyale çeviren nörotransmitterlerle doludur. 4. İletişim: İki nöron arasındaki sinaps boşluğu, bu kimyasal sinyalleri kullanarak bir hücreden diğer hücreye bilgi aktarımını sağlar.

Beyinde kristalleşme, kalsifikasyon olarak adlandırılır ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Yaşlanma: Yaş ilerledikçe beyinde kalsiyum birikintilerinin oluşma olasılığı artar. 2. Genetik faktörler: Aile öyküsü olan bireylerde kireçlenme riski daha yüksek olabilir. 3. Hastalıklar: Hipertansiyon, diyabet ve bazı enfeksiyonlar kireçlenme riskini artırabilir. 4. Beslenme alışkanlıkları: Yetersiz beslenme veya aşırı kalsiyum alımı da kristalleşmeye neden olabilir. 5. Baş yaralanmaları: Geçmişte yaşanan baş yaralanmaları, beyin dokusunu etkileyerek kristalleşmeye yol açabilir. Bu durum, nörolojik işlevlerde bozulmalara yol açabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Kesin teşhis ve tedavi için bir uzmana danışmak önemlidir.

Beyincik sarkması belirtileri, durumun şiddetine ve sarkmanın türüne göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı yaygın belirtiler: Baş ağrısı: Özellikle öksürme, hapşırma veya aniden pozisyon değiştirme ile artabilir. Denge sorunları: Beyinciğin denge sağlama işlevi nedeniyle, ataksi ve koordinasyon kaybı yaşanabilir. Kas güçsüzlüğü: Omurilikle bağlantılı bölgelerdeki sinirlerin baskı altında kalması, vücutta kas güçsüzlüğü ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Yutma zorlukları (disfaji): Yutkunma sırasında zorlanma görülebilir. Uykusuzluk ve yorgunluk: Beyincik fonksiyonlarının bozulması uyku düzenini etkileyebilir. Boyun ağrısı ve sertlik: Baş ağrısı ve kas spazmları, boyun bölgesinde de ağrı ve sertliğe neden olabilir. Bu belirtiler farklı bozukluklarla da ilişkili olabilir ve tıbbi bir değerlendirme gerektirebilir. Kesin tanı için bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması önerilir.

Beyin ve sinir cerrahisi (nöroşirürji) aşağıdaki ameliyatları gerçekleştirir: 1. Beyin Tümörü Ameliyatları: Beyindeki anormal hücre büyümelerinin (tümörlerin) çıkarılması. 2. Beyin Kanaması Ameliyatları: Beyin dokusu içinde veya çevresinde meydana gelen kanamaların boşaltılması veya kanayan damarın onarılması. 3. Anevrizma Ameliyatları: Beyin damarlarının balonlaşması veya yırtılması sonucu oluşan anevrizmaların tedavisi. 4. Omurga ve Omurilik Cerrahileri: Bel fıtığı, boyun fıtığı, skolyoz, spinal stenoz ve omurga kırıklarının tedavisi. 5. Epilepsi Cerrahisi: İlaç tedavisine yanıt vermeyen epilepsi hastalarında nöbetlerin kaynağı olan beyin bölgesinin cerrahi olarak çıkarılması. 6. Derin Beyin Stimülasyonu: Parkinson ve diğer hareket bozukluklarında beyin pili uygulaması. 7. Minimal İnvaziv Omurga Cerrahisi: Fıtık, omurilik darlığı ve omurga tümörlerinin tedavisi. Bu ameliyatlar, hastalığın türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Ventral subaraknoid mesafe, beyin zarlarından araknoid mater ile pia mater arasında bulunan ve beyin omurilik sıvısı (BOS) ile dolu olan boşluktur.

Beyin loblarını inceleyen bilim dalı nörolojidir.

Kortikal plastisite, beynin çevresel koşullara ve yeni deneyimlere bağlı olarak kendini yeniden organize etme yeteneğidir. Bu süreç iki temel durumda meydana gelebilir: 1. Öğrenme ve hafıza plastisitesi (gelişim plastisitesi): Normal beyin gelişimi sırasında, immatür beyin dokusunun erişkinliğe kadar geçen süreçte duyusal verilere uyum sağlaması. 2. Adaptif plastisite: Yaralanma sonrası fonksiyon kayıplarının kompansasyonu, beynin kaybedilen davranışları yeniden öğrenmesi. Kortikal plastisite, kullan ya da yok et ilkesine dayanır; yani aktif olarak kullanılmayan sinirsel devreler zamanla bozulur.

Evet, beyin kabuğunun diğer adı uç beyindir.

Sağ parietal lobda subkortikal alanda mikrohemorojik fokal odak izlenmesi, beyinde küçük, sinyal yoğunluğu yüksek odakların tespit edilmesi anlamına gelir. Ancak, kesin tanı ve değerlendirme için hastanın tıbbi geçmişi, diğer tetkik sonuçları ve nörolojik muayene gereklidir. Bu nedenle, sonuçları yorumlamak ve gerekli tedaviyi planlamak için bir doktora başvurulması önerilir.

Beyin için en iyi emar türü, beyin MR (manyetik rezonans görüntüleme) olarak kabul edilir. Beyin MR, beyin dokusunu, lezyonları, tümörleri ve diğer patolojileri ayrıntılı bir şekilde incelemek için kullanılır. Ancak, emar seçimi hastanın sağlık durumuna ve doktorun gereksinimlerine göre değişir. Kesin teşhis için bir uzmana danışmak önemlidir.

Uç beyin aynı zamanda "ön beyin" olarak da adlandırılır.

Insular şerit terimi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Tıpta: "Insular ribbon sign" olarak bilinen bu terim, beynin bilgisayarlı tomografisinde (BT) görülen bir radyolojik işarettir ve akut orta serebral arter felçlerinde ortaya çıkar. 2. Kaligrafide: "Insular yazısı" olarak bilinen bu terim, Erken Ortaçağ döneminde Britanya Adaları'nda gelişen bir yazı stilini ifade eder.

EEG (Elektroensefalogram), beyindeki elektriksel aktiviteleri ölçmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu kayıtlar, bir uzman tarafından analiz edilerek beyinle ilgili hastalıkların teşhisinde kullanılır.

Korktuğunda beyinde şu süreçler gerçekleşir: 1. Amigdala tehdidi tanır ve duyguları işler. 2. Hipotalamus, adrenalin, dopamin ve kortizol gibi hormonların salgılanmasını sağlar. 3. Nefes alış verişi hızlanır ve kalp, kanı kaslara ve organlara daha hızlı pompalar. 4. Göz bebekleri büyür ve çevredeki tehditleri daha iyi görmek için zihin keskinleşir. 5. Prefontal korteks, tehlikenin gerçek olup olmadığını değerlendirir. Ayrıca, korku deneyimi bazı insanlar için aşırı dramatik olabilir ve travma sonrası stres bozukluğu veya anksiyete gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kafada kitle oluşumunun birkaç nedeni vardır: 1. Tümörler: Beyinde en yaygın kitle nedenlerinden biri tümörlerdir. 2. Enfeksiyonlar: Beyin dokusunda meydana gelen enfeksiyonlar, abse veya iltihaplı kitleler oluşturabilir. 3. Serebrospinal sıvı birikimi: Beyin ventriküllerinde veya kafatası içinde sıvı birikimi, kitle hissine neden olabilir. 4. Kistik yapılar: Kistler, sıvı dolu keseler olup, beyin içinde veya çevresinde gelişebilir. 5. Travma: Kafaya alınan darbeler sonucunda kanama veya hematomlar oluşabilir ve bu kanamalar kafada kitle hissine neden olabilir.