Atasözleri

"Can çıkmayınca huy çıkmaz" atasözü, insanların alışkanlıklarından ve huylarından vazgeçirilmesinin zor olduğunu ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda bir kişinin gerçek karakterinin veya doğasıyla ilgili özelliklerin, zor veya tehlikeli durumlarla karşılaşıldığında ortaya çıktığını da vurgular.

Hareket ve eylem ile ilgili bazı atasözleri: Öfkeyle hareket eden zararlı çıkar. Akan su yosun tutmaz. Nerede hareket, orada bereket. Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık. Acele ile menzil alınmaz. Acele işe şeytan karışır. Acemi katır kapı önünde yük indirir. Ayrıca, "eylem" kelimesi içeren bazı atasözleri: Laf çok, icraat yok. Eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşmelisin. İyi bir eylem bir başkasını biçer. Düşüncesiz eylem, amaçsız ateş etmeye benzer.

Barış Manço'nun "Aynalı Kemer" şarkısında yer alan atasözü "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var"dır.

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" dizeleri, Mithat Cemal Kuntay'ın "On Beş Yılı Karşılarken" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Ana Gibi Yar Olmaz - Akılsız Kasap" ifadesi, Gerçek Hikayeler adlı programın 71. bölümünü ifade eder. Bu bölüm hakkında spesifik bir bilgi bulunamamıştır. "Ana gibi yar olmaz" atasözü ise, insanlar içinde ana kadar candan bağlı bir dostun olmadığı anlamına gelir. "Akılsız Kasap" hakkında bilgi bulunamadı.

Ah alma ile ilgili bazı sözler şunlardır: 1. "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste". 2. "Ah da yerini bulur er ya da geç, hak da yerini bulur". 3. "Kimsenin ahı kimsede kalmaz; bugün rahatsın diye büyüklenme". 4. "İncittiğiniz insanın ve kırdığınız gönlün ahından korkun" (Hz. Muhammed). 5. "Hüzünle titreyen kalbe ince bir ah dokunur. Kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur" (Mevlana).

Aslan ile ilgili bazı atasözleri ve anlamları: Aç kurt aslana saldırır. Al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz. Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir. Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir. Aslan yatağından (yattığı yerden) bellidir. Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar. Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir. Ayrıca, "Aslan ağzından şikar alınmaz", "Aslan bile gün olur fareye muhtaç olur" gibi başka atasözleri de bulunmaktadır.

Eğitimle ilgili bazı özlü sözler: "Eğitim, ferdin yaşama sanatını idrak edebilmesi için rehber olmalıdır." - A. North Whitehead. "Eğitim, refah anında bir süs, felaket sırasında bir sığınaktır." - Aristoteles. "Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır." - Erich Fromm. "Eğitim, yoksullar için bir sermaye, zenginler için de bir faizdir." - Heinrich Mann. "Eğitim, kafayı geliştirmek demektir. Belleği doldurmak değil." - Mark Twain. "Eğitim, kovayı doldurmak değil, ateş yakmaktır." - Sokrates. "Eğitim, öğrencilere saygıyla başlar." - Ralph Waldo Emerson. "Bir millete irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır." - Mustafa Kemal Atatürk.

"Kelin ilacı olsa başına sürer" atasözü, halkın deneyimlerinden süzülerek gelen, kısa ve özlü bir öğüt olarak kabul edilir ve belirli bir kişiye atfedilen bir söz değildir. Bu atasözü, kendi derdine çare bulamayan kişiden aynı durumdaki başkasının yardım beklememesi gerektiğini ifade eder.

"Yarım kalan iş nasıl tamamlanır" atasözü bulunamadı. Ancak, yarım kalan işlerin tamamlanmasıyla ilgili bazı atasözleri şunlardır: "Yarım kalan iş, hiç yapılmamış iştir". "Bugünün işini yarına bırakma".

"Kargacık burgacık", "leş kargası" gibi deyim ve atasözlerinde karga, genellikle pislik ve leşle özdeşleştirilen bir hayvan olarak anılır. Kargaların pisliklerden kurtulamamasıyla ilgili doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, kargalar genellikle pis yerlerde dolaşan, zarif olmayan bir kuş türü olarak görülür.

"Gül de biter, diken de" atasözü, Ömer Asım Aksoy'un "Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 2 - Deyimler Sözlüğü"nde yer almaktadır. Bu atasözünün tam hali "Bir ağaçta gül de biter, diken de" şeklindedir ve bir aileden hem iyi hem de kötü insanların çıkabileceğini ifade eder.

"Güvendiğin dağlara kar düşerse" ifadesi, "güvendiği dağlara kar yağmak" deyimi ile ilgili olabilir. Bu deyim, güvenilen kişilerden yardım alınamaması veya güvenilen bir şeyin işe yaramaması durumunu ifade eder. Örnek cümleler: "Çok umutlusun, inşallah güvendiğin dağlara kar yağmaz." "Güvendiğim dağlara kar yağdı, bu otomobil beni yolda bıraktı." "Güvendiğim dağlara kar yağdı, ona bir daha iş vermem." Ayrıca, bu deyim güvenin sarsılması anlamına da gelir.

"40 gün kar yağar, bir gün av olur" atasözü, uzun süre çaba, sabır ve dayanıklılık gerektiren bir sürecin ardından, tüm bu emeklerin karşılığının alındığını ifade eder. "40 gün kar yağar" ifadesi, sabırla zorlu bir dönemin geçmesini beklemeyi simgeler. "Bir gün av olur" ise, bu sabrın ve mücadelenin sonunda nihayetinde hedefe ulaşmayı, yani başarıyı temsil eder. Bu atasözü, bir işte başarıya ulaşmak veya istenen sonucu elde etmek için sabırlı olmanın önemini vurgular.

"Doğduğu yerde doymak" ile ilgili özlü bir söz bulunamadı. Ancak, "insan doğduğu yerde değil doyduğu yerde" atasözü, bir kişinin geçimini sağladığı yeri yurt edindiğini ifade eder. İnsan doğduğu yerde değil doyduğu yerde atasözünün cümle içinde kullanımı: > "Ben buradan ekmek kazanıyorum, buraya emek veriyorum, nasıl ihanet ederim, insan doğduğu yerde değil doyduğu yerdedir.".

Çok okuyan çok bilir atasözü ile ilgili kompozisyon örneği: Giriş: Gezmek de okumak da çok güzel eylemlerdir. Gelişme: Okumanın Etkisi: Okumak, insana hayatın her alanı ile ilgili sonsuz bilgiler sunar. Gezmenin Sınırlılığı: Bir insan ömrü sürekli gezme ile geçse bile sınırlı yer görebilir. Okumanın Avantajı: Ancak okuyan insan, her gün bir şehir, bir ülke gezebilir. Sonuç: Okudukça, yeni bilgiler kazandıkça, kendimizi geliştirdikçe gezmenin de anlamı olur.

"Tencere dibin kara, seninki benden kara" atasözü, halk tarafından aynı biçimde söylenen ve atalarımızın deneyimlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir sözdür. Ayrıca, bu isimle yazılmış şiirler de bulunmaktadır, örneğin Nevzat Dağlı'nın "Tencere Dibin Kara" şiiri. Belirli bir kişiye veya yazara ait bir söz olarak kaydedilmemiştir.

Tatlı dilin önemi ile ilgili bazı atasözleri: Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Tatlı ye, tatlı söyle (konuş). Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez. İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var. Baş dille tartılır. Ayrıca, "Tatlı söz söyleyen, kötü söz işitmez" ve "Tatlı dilli dost, her derdin devasıdır" gibi atasözleri de tatlı dilin önemini vurgular.

Atasözü ile yazılmış bir hikaye örneği: Parayı Veren Düdüğü Çalar Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almış ve her biri birer düdük istemiş, ancak para veren olmamış. Bu hikaye, "Parayı veren düdüğü çalar" atasözünün nasıl ortaya çıktığını anlatır; para veren kişinin istediğini elde ettiğini vurgular.

"Komşunun kazını komşuya satmak" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" atasözü, bir kişinin elindeki bir şeyin, bir başkasında görünce daha cazip gelmesi durumunu ifade eder. Örneğin, "Senin kullandığın araba onunkinden daha güzel, sadece, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" şeklinde bir cümle kurulabilir. Ayrıca, komşuluk hukuku kapsamında, bir taşınmaz malikinin kazı ve yapı serbestîsi, komşuları lehine kısıtlanmıştır.