Atasözleri

"Dağ dağ ile kavuşmaz ama insan insanla kavuşur" atasözü, belirli bir kişiye atfedilen bir söz değildir, çünkü atasözleri genellikle anonimdir. Bu atasözü, insanlar arasındaki bağların ve ilişkilerin, doğanın veya fiziksel engellerin aksine kolaylıkla kurulabileceğini ifade eder.

"Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" atasözü, belirsiz ve endişe verici durumları anlatmak için kullanılır. Bu söz, ilk kez Sultan II. Mahmud döneminde, Osmanlı Devleti'ne hediye olarak gönderilen bir zürafanın Gülhane Parkı'nda tutulması sırasında ortaya çıkmıştır. Ayrıca, "alamet" kelimesinin geçmişte yeni buluşlar için de kullanılması nedeniyle, her yeni icadın insanlığa fayda getirmeyeceğini belirtmek için de bu söz kullanılmıştır.

“Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar” sözü Türk atasözüdür.

"Dostun attığı gül yaralar bizi" ifadesi, dosttan gelen küçük bir eziyetin, incitici bir davranışın, insan üzerinde derin bir etki yaratması anlamına gelir. Bu söz, farklı hikayelerle ilişkilendirilir: Pir Sultan Abdal. Hallac-ı Mansur.

"Kırılan eskisi gibi olmaz ama gayret et yapıştır" ifadesi, Sagopa Kajmer'in "Bir Ateşe Attın Beni" şarkısında geçen bir şarkı sözüdür. Bu sözün ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak şarkının genel olarak kaybedilen bir aşkın yarattığı yoğun duyguları, bu duygulara bağlı olarak yaşanan içsel çatışmaları ve kabulleniş sürecini anlattığı bilinmektedir. Şarkı sözüyle ilgili daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: sarkianalizi.com; sarkianaliz.com; lyricstranslate.com.

"Destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar" atasözü, bir yere izinsiz girmenin veya bir işe izinsiz el atmanın kötü karşılandığını ifade eder. "Destursuz bağa girenin destursuz gülünü kopartırlar" ifadesi ise bu atasözüyle ilgili bir yorum veya ek bir anlam olarak değerlendirilebilir, ancak doğrudan bir açıklaması bulunmamaktadır.

"Su testisi su yolunda kırılır" atasözü, bir kişinin sürekli tehlikeli bir durumla uğraşması halinde er ya da geç başına bir kaza geleceğini ifade eder. Bu atasözü, günlük hayatta şu şekillerde kullanılabilir: Bir arkadaşımız tehlikeli bir işte çalışıyorsa veya riskli bir sporla uğraşıyorsa, ona bu atasözünü hatırlatarak dikkatli olması gerektiğini söyleyebiliriz. Kendimiz tehlikeli bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, bu atasözünü kendimize hatırlatarak daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünebiliriz. Örnek cümleler: "Onun hırsızlık yaparken yakalanacağı belliydi, sonuçta su testisi su yolunda kırılır." "Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, su testisi su yolunda kırılır; ben doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım."

Türk misafirperverliği ile ilgili bazı atasözleri: Misafir kısmeti ile gelir. Misafir on kısmetle gelir, birini yer dokuzunu bırakır. Misafir umduğunu değil bulduğunu yer. Misafir üç gün misafirdir. Ahmak misafir ev sahibini ağırlar. Ayrıca, "Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kalbini temiz tut" gibi atasözleri de misafirperverlik ile ilgili sözler arasında yer alır.

Develer, çeşitli komik şakalara ve esprilere konu oldukları için komik olarak algılanabilir. Örneğin, "Deveye sormuşlar, neden boynun eğri?" gibi komik cevaplar içeren şakalar yaygındır. Bunun yanı sıra, develerle ilgili komik videolar ve içerikler de mevcuttur. Ancak, develerin komik olmasının bilimsel bir açıklaması yoktur.

"Demişler ki kral öldü" sözünün doğrusu, ilk defa 1422 yılında Kral VI. Charles'ın ölümünden sonra, oğlu VII. Charles'ın Fransa kralı ilan edildiğini duyurmak için kullanılan "Kral öldü, yaşasın kral!" sözünden gelmektedir. Bu deyim, eski hükümdarın ölümünü duyururken aynı anda yeni hükümdarı selamlayarak devamlılığın olduğunu ifade eder.

"Kılavuzsuz yola çıkan, yoldan çıkar" sözü, rehber olmadan doğru yolu bulmanın zor olduğunu ifade eder. Mevlana'nın da belirttiği gibi, "Her kim kılavuzsuz yola giderse, iki günlük yol, yüz yıllık mesafe olur".

"Yokluğuna alışmaktansa yokluğunu severim" ifadesi, birinin yokluğunu kabul etmek yerine, o kişinin yokluğunu tercih etmek anlamına gelebilir. Bu, genellikle yokluğuna alışmanın zorluğunu ve acısını ifade eder. Yokluğuna alışmak, zamanla duyguların zayıflaması ve hissizleşme anlamına gelirken, yokluğunu sevmek, o kişinin tamamen yokluğunu ve varlığını düşünmemeyi ifade edebilir. Bu ifade, kişisel duygu ve deneyimlere göre değişebilir.

"Al gömlek gizlenmez" atasözü, herkesin dikkatini çeken bir işin gizli kalmasının mümkün olmadığını ifade eder. "Al gömlek kan tutmaz" atasözü hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

"Akıl yaşta değil baştadır" atasözü ile ilgili metin yazarken aşağıdaki konular ele alınabilir: Yaşın bilgelik veya yeteneklerde bir ölçüt olmadığı. Gençlerin de büyük bir akıl ve bilgi birikimine sahip olabileceği. Öğrenme ve gelişmenin önemi. Örnek bir metin: --- Akıl Yaşta Değil Baştadır Bir kişinin yaşının değil, sahip olduğu bilgi, deneyim ve aklın değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden "Akıl yaşta değil baştadır" atasözü, yaşın insanın bilgelik veya yeteneklerinde bir ölçüt olmadığını vurgular. Nice gençler vardır ki, saçı sakalı ağarmış olanlardan daha akıllıdır. Doğru yolu bulma aşamasında en büyük yardımcı kişinin aklıdır. Sonuç olarak, "Akıl yaşta değil baştadır" atasözü, bir kişinin akıl ve zekasıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.

"Güldüğün gün ağlayacağın gündür" sözünün kime ait olduğu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Wegh'in "Güldüğün Gün" adlı şarkısının sözleri hakkında bilgi verilebilir. Wegh'in "Güldüğün Gün" şarkısının sözleri şu şekildedir: > Aynen Bu sözlerin hepsi can yakar, ya Sen beni kar yap Woah-ah-ah Gözlerin, kıvrımların, o günlerin hepsi Tüm anları, unuttuğum inatlarım Bu kalpten giderken utanmadın mı? Sızlatıyo' bu his benim kemiklerimi Hiç bakmadan anlıyo'dum istediğini Akıttım tüm yaşlarımı gizli gizli hep Ben anlamadan alıyo'dun istediğini Bana öyle güldüğün gün var ya Bakamam resimlerine hâlâ Çözülsün diye sebepler vardı Ama bitmedi gitti seninle davam Bana öyle güldüğün gün var ya Bakamam resimlerine hâlâ Çözülsün diye sebepler vardı Ama bitmedi gitti seninle davam Gerçektеn uzak hayaller var ya Tutulmayan sözlerimiz var ya Ne kadar uzaksın, nе kadar yakın? Ben bilmiyorum hiçbi' şeyi, bu ne zor ya Gözler affetmez, sözler vahşetle Bakarsa (Bakarsa), bakarsa (Bakarsa) Gözler affetmez, sözler vahşetle Bakarsa (Bakarsa), bakarsa (Bakarsa) Bana öyle güldüğün gün var ya Bakamam resimlerine hâlâ Çözülsün diye sebepler vardı Ama bitmedi gitti seninle davam Bana öyle güldüğün gün var ya Bakamam resimlerine hâlâ Çözülsün diye sebepler vardı Ama bitmedi gitti seninle davam. Şarkı, 10 Ocak 2025 tarihinde yayımlanmıştır.

"Az veren candan, çok veren maldan" atasözü, hediyenin büyüklüğünün değil, içtenliğinin önemli olduğunu ifade eder. Varlıklı olmayan bir kişinin, yardım veya armağan olarak az vermesi büyük bir fedakarlık olarak kabul edilir. Varlıklı bir kişinin ise çok şey vermesi, onun için özveri sayılmaz; bu durum, malından vermiş olması anlamına gelir.

"Her gecenin bir sabahı vardır" atasözü, hayatta hiçbir durumun kalıcı olmadığını, her zorluğun sonunda bir ferahlık ve mutluluk dönemi olduğunu ifade eder.

Öfkeyle Kalkan Zararla Oturur atasözü şu şekilde örneklendirilebilir: "Sakinleş öyle konuşalım, öfkeyle kalkıp zararla oturma." "Büyüklerimiz boşuna söylememiş dostum, bu yaptığın hiç olmadı çünkü öfkeyle kalkan zararla oturur." Bu atasözü, ani öfke ile yapılan davranışların kırıcı, incitici ya da maddi zararlı durumlara sebep olacağını anlatır.

"Çabuk çabuk kaymakam görmeden" ifadesi, olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda gerçekleşen bir gelişmenin uzun süreli olamayacağını anlatan "çabuk parlayan çabuk söner" deyiminden yanlış bir kullanım olabilir.

"Can boğazdan gelir" atasözünün devamı şu şekilde olabilir: "Beslenmene dikkat etmelisin; sonuçta can boğazdan gelir". "Yediğine, içtiğine dikkat et. Ne demişler; can boğazdan gelir". "Aç kalma sakın, can boğazdan gelir". Bu atasözü, insanın sağlıklı yaşayabilmek için beslenmesine dikkat etmesi gerektiğini ifade eder.