Atasözleri

Beş atasözü örneği: 1. Bin ölçüp, bir biçmeli. 2. Gülme komşuna, gelir başına. 3. Her işin başı sağlık. 4. İşleyen demir pas tutmaz. 5. Damlaya damlaya göl olur.

"Bana yar olmayan bu devr-i devranın, izzet-i ikramını sikeyim" ifadesi, Neyzen Tevfik'e ait bir şiirden bir dizedir. İzzet-i ikram, Türk Dil Kurumu'na göre ağırlama anlamına gelir. Dizenin anlamı hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır. Ekşi Sözlük'teki bir yoruma göre, bu dize, kişinin yaşayamadığı hayatı başkalarının yaşadığını gördüğünde söylenen bir sözdür. Bir başka yoruma göre ise dize, adaletsizlik ve haksızlığa karşı bir küfür olarak kullanılabilir. Bu tür ifadeler, küfürlü ve hakaret içeren sözler olarak değerlendirilebilir.

"Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" atasözü, bir kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlerden dolayı benzer durumları tekrar yaşamamak için dikkatli davrandığını ve tedbir aldığını ifade eder. Bu atasözü ayrıca şu anlamlara da gelir: İnsanlar yaşadıkları olumsuz deneyimlerden ders çıkararak gelecekte karşılaşabilecekleri olası risklere karşı önlem almalıdır. Tecrübeli bir kişi, yaşadığı deneyimlerden ders çıkarmış ve buna göre hareket etmeyi öğrenmiştir. Bir olaydan gerekli dersi alan kişi, daha sonra uyanık davranır.

"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözü, işbirliği ve dayanışmanın önemini vurgulamak için kullanılır. Örnek cümle: "Evin boyasını arkadaşlarımla yaparak 2 günde bitirdik, ne demişler, bir elin nesi var, iki elin sesi var". Bu atasözü, tek başına bir kişinin yapabileceği işlerin sınırlı olduğunu, ancak birden fazla kişinin birlikte çalışmasıyla daha büyük ve kalıcı sonuçlar elde edilebileceğini ifade eder.

"Rüzgar ekene, fırtına biçene" ifadesi için özel bir terim bulunmamaktadır. Ancak, "rüzgar eken fırtına biçer" bir atasözüdür ve anlamı şu şekildedir: Rüzgar eken fırtına biçer. Herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert tepkilerle karşılaşır ve sonunda en büyük zarara kendisi uğrar.

En güzel atasözlerinden bazıları şunlardır: Gülü seven dikenine katlanır. Gün doğmadan neler doğar. İyilik eden iyilik bulur. Ne ekersen onu biçersin. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Sabrın sonu selamettir. Zararın neresinden dönersen kardır. Atasözleri ve anlamları hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: ebeveynakademisi.trtcocuk.net.tr; fikriyat.com; milliyet.com.tr; neoldu.com.tr; onedio.com.

Dilimizin zenginliklerinden bazı hikayeler: "Saman Altından Su Yürütmek". "Foyası Meydana Çıkmak". "Vermeyince Mabut, Neylesin Mahmut". Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı'nın başlattığı "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında, öğrencilerin verilen anahtar kelimelerle yazdıkları hikayelerden oluşan e-kitaplar da bulunmaktadır.

7. sınıf Türkçe dersi için hazırlanan deyimler ve atasözleri konulu testlerde genellikle 15 soru bulunmaktadır. Ayrıca, turkceci.net sitesinde 7. sınıf için indirilebilir nitelikte çeşitli deyimler ve atasözleri testleri mevcuttur ve bu testlerde de genellikle çoktan seçmeli sorular yer almaktadır. Testlerin soru sayıları, kullanılan kaynağa ve testin amacına göre değişiklik gösterebilir.

3. sınıf öğrencilerine atasözleri ve deyimler şu şekilde anlatılabilir: Atasözleri: Atasözleri, atalarımızın yaşam deneyimlerini ve düşüncelerini kuşaktan kuşağa aktaran, söyleyeni belli olmayan, öğüt verici ve öğretici kısa, özlü sözlerdir. Genellikle mecaz anlamlıdırlar, bazı atasözleri ise gerçek anlamlıdır. Örnekler: "İşleyen demir ışıldar", "Ağaç yaş iken eğilir", "Güneş girmeyen eve doktor girer". Deyimler: Deyimler, genellikle gerçek anlamlarından uzaklaşarak ilgi çekici bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler, atasözleri gibi öğüt verme amacı taşımaz. Örnekler: "Paçaları sıvamak", "etekleri tutuşmak", "can atmak". Atasözleri ve deyimler, günlük hayattan örneklerle anlatılabilir.

Hikayesi olan bazı atasözleri şunlardır: "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker". "Damlaya damlaya göl olur". "Gülme komşuna, gelir başına". "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur". "Her horoz kendi çöplüğünde öter". "Çivi çıkar, yarası kalır". "Gülü seven dikenine katlanır". "Parayı veren düdüğü çalar". Atasözü hikayeleri için ayrıca idrisgokalp.com.tr ve tr.wikisource.org siteleri ziyaret edilebilir.

"Damlaya damlaya göl olur" atasözü, tutumlu ve sabırlı olma davranışına örnek olarak verilebilir. Bu atasözü, küçük birikimlerin zamanla büyük yatırımlara ve fırsatlara dönüşebileceğini ifade eder. Ayrıca, bu atasözü gereksiz harcamalardan kaçınmayı ve aile bütçesine, ülke ekonomisine katkı sağlamayı da öğütler.

"Damlaya damlaya göl olur" atasözü, tutumlu ve sabırlı olma davranışına örnek olarak verilebilir. Bu atasözü, küçük birikimlerin zamanla büyük yatırımlara ve fırsatlara dönüşebileceğini ifade eder. Ayrıca, bu atasözü gereksiz harcamalardan kaçınmayı ve aile bütçesine, ülke ekonomisine katkı sağlamayı da öğütler.

Atasözleri ile ilgili resimlere aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: Pinterest. Pixabay. Onedio. İlkokul Burada. Mustafa Kabul.

"Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen" sözü, Şeyh Galib'e aittir.

"Gök girsin, kızıl çıksın" sözü, eski Türklerde savaşa giderken veya görev alırken asker ve komutanların kılıçlarını havaya kaldırarak ettikleri bir yemindir. Gök kelimesi, çeliğin su verildikten sonra mavi renk almasını ifade eder. Kızıl ise kanı temsil eder. Yemin, "Eğer sözümde durmazsam bu kılıç bedenime gök gibi girsin, kanıma bulanarak çıksın" anlamına gelir.

Festina lente, Latince bir özdeyiş olup "yavaşça acele et" anlamına gelir. Bu deyim, İmparator Augustus ve Titus tarafından kullanılan bir motto olarak bilinmektedir. Festina lente, hem yavaş olmanın hem de aceleciliğin olumsuz yönlerini reddederek, yavaş ve emin adımlarla ilerlemenin en doğru yaklaşım olduğunu savunur. Bu anlayışa göre, hızlı çalışmak hataları artırırken, yavaşlık ise ilerleme kaydetmeyi engeller. Festina lente sembolü, bir çapanın etrafına sarılı yunus figüründen oluşur ve bu figür, hem sabitliği hem de hızı temsil eder.

"Eşeğini dövsen de semerini beğenmez" ifadesi, güçlü birine kızıp ondan alamadığı hıncını çevresindekilerden çıkarmak anlamına gelen "eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek" atasözüyle ilgili olabilir. Atasözünün tamamı şu şekildedir: "Eşeğini dövemeyen semerini döver".

"Ne ekersen onu biçersin" atasözünün hikayesi şu şekilde anlatılır: Yaşlı bir çift evde tereyağı yapar ve adam, karısının yaptığı tereyağlarını her gün bakkala götürüp satar. Bu hikaye, yapılan her eylemin bir sonucu olduğunu ve insanların ektikleri tohumun, yani yaptıkları davranışların, gelecekteki yaşamlarını ve deneyimlerini şekillendireceğini ifade eden "ne ekersen onu biçersin" atasözüne örnek olarak gösterilir.

Balık Baştan Kokar atasözü, bir işte veya toplulukta görülen bozulmanın, aksaklığın ya da ahlaki çürümenin kaynağının en üst kademedeki kişi veya kişiler olduğunu anlatmak için kullanılır. Örnek cümleler: "Balık baştan kokar, hala anlamadın mı onunla iş yapamayacağını?". "Derslerine çalışmadı ve sınıfta kaldı, balık baştan kokar!". Ayrıca, bir kişinin kendini en baştan belli etmesi anlamında da kullanılabilir.

Resimli atasözlerini bulabileceğiniz bazı kaynaklar: Pinterest. Okhool. Hepsiburada. Trendyol. Akakçe.