ArapKültürü

Kahve, Arap kültüründe ortaya çıkmıştır.

"Yaratılanları razı etmek için yaratılmadık" sözü, Arap atasözü olarak bilinmektedir.

Arapların en iyi dövüş sanatı olarak değerlendirilebilecek belirli bir dövüş sanatı bulunmamaktadır. Ancak, Arapların tarih boyunca geliştirdiği bazı dövüş sanatları şunlardır: Arap eskrim veya Arap kılıç dövüşü. Al-Mirssal. Ayrıca, İsrail ordusunun icadı olan Krav Maga da boks, judo ve güreş ilkelerini barındıran bir dövüş sanatı olarak bilinmektedir.

Gulyabani hikayesi, İslamiyet öncesi Arap folklorunda hortlak/cin anlamına gelen "gul" ile Farsça "beyabani" kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu karakter, 18. yüzyılda yayımlanan Binbir Gece Masalları adlı kitapta yer aldıktan sonra Avrupalılar tarafından tanınmıştır. Ayrıca, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın 1912 yılında yazdığı "Gulyabani" adlı roman da bu hikayenin popülerleşmesine katkıda bulunmuştur.

Nah el hareketi, Arap kültürüne aittir.

"Cello" adlı Arap dizisi iki farklı hikayeden oluşmaktadır: 1. 2015 yapımı Lübnan dizisi: Yönetmenliğini Bassam Issa ve Bassem Salka'nın üstlendiği bu dizi, bir milyoner olan Taimour Tag eldeen'in, piyanist Adam'a eşi viyolonsel sanatçısı Yasmine ile bir gece geçirmesi için 1 milyon dolar teklif etmesini konu almaktadır. 2. 2023 yapımı Suudi Arabistan filmi: "The Cello" adlı bu film, Darren Lynn Bousman tarafından yönetilmiş ve Turki Al-Sheikh'in romanından uyarlanmıştır.

Amentü Gemisi'nin yürümemesinin sebebi, "vav" harflerinin kürekler gibi yerleştirildiği amentü istifinde bereketin timsali olan geminin ilerlemesi için gerekli olan suyun bulunmamasıdır. Amentü Gemisi Nasıl Yürüdü? adlı 1970 yapımı animasyon filminde, Hz. Ali'nin "Ya Hak" okunu germesiyle ok yüreği deler, yürek "ah" edip ağlar ve gözyaşları sel olup gemiyi hareket ettirir.

Dabke, Lübnan ve Filistin'in ulusal halk dansı olmasının yanı sıra, Irak, Ürdün, Mısır, Türkiye ve Suriye gibi ülkelerde de yaygın olarak oynanan bir Arap halk dansıdır.

Dansözlerin kökeni, Orta Doğu ve Arap kültürlerine dayanmaktadır.

Evet, Arap kızları danslarıyla ünlüdür. Özellikle oryantal dansları ile tanınırlar. Örneğin, TikTok'ta ünlü Arap dansçıların performanslarını izlemek mümkündür. Ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen karşılama törenlerinde de geleneksel Arap dansları sergilenmektedir.

Modern Arap tiyatrosunun kurucusu olarak kabul edilen kişi, Mârûn en-Nakkâş'tır.

Dürzilerin kökeni konusunda farklı görüşler bulunmaktadır: 1. Yemen'deki Aramilerle Karışmış Araplar: Yaygın görüşe göre, Dürziler Yemen'deki Aramilerle karışmış Araplardan türemişlerdir. 2. Eski İran Kavimleri: Bazı araştırmacılar, Dürziliğin eski İran kavimlerinden Persler ve Medlerin inançları olan Mazdekizm ile benzerlikler taşıdığını ve bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler. 3. Hititler veya Galatlar: Dürzilerin kökeninin Hititler ya da Galatlara kadar uzandığı da iddia edilmektedir. 4. Asurlular: Kimi etnograflar ise Dürzilerin Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar. Ancak Dürziler, kendilerini Arap ırkından saymaktadırlar.

Kitâbü’l-Eṣnâm, İbnü’l-Kelbî’nin Câhiliye dönemi Arap inançları ve putlarına dair eseridir. Kitapta anlatılan konular şunlardır: 1. Arap yarımadasında putlara tapmanın tarihçesi ve Mekkeliler’i putperestliğe sevkeden sebepler. 2. Nûh kavmi arasında putların yeniden ihya edilişi ve yarımadaya putları ilk getiren kişi olarak gösterilen Amr b. Lühay’den söz edilmesi. 3. Süvâ‘, Ved, Yegūs, Yeûk ve Nesr adlı putlara tapan kabileler ve tapınış biçimleri. 4. Kur’an’da zikredilen Lât, Menât, Uzzâ ile Kur’an’da zikredilmeyen Hübel, İsâf ve Nâile, Zülhalesa gibi putların özellikleri ve bunlara tapınış şekilleri. 5. Hem Câhiliye dönemi Arap şiiri hem de Kur’an âyetlerinden örneklerle putperestliğin başlangıcı.

Arapların uzun elbise giymesinin birkaç nedeni vardır: İklim koşulları: Uzun elbiseler, sıcak iklimlerde hava akışı sağlayarak vücudu serin tutar. Kültürel ve geleneksel nedenler: Bu elbiseler, Arap kültürünün ve kimliğinin önemli bir ifadesidir. Dini nedenler: Bazı bölgelerde, özellikle erkekler için geleneksel kıyafetler dini kurallara uygun olarak giyilir. Arap erkeklerinin giydiği uzun elbiselerin bazı türleri şunlardır: Kandura (veya Savb/Thawb). Dishdasha. Arap kadınlarının giydiği uzun elbiseler ise genellikle tüm vücudu örten bir yapıya sahiptir.

Mırra, genellikle Arap kültürüne özgü bir içecek olup, Türkiye'de özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde sıkça tüketilir. Bu nedenle, mırrayı bu bölgelerde yaşayan insanlar ve Arap kültürünü tanıyan kişiler içer. Ayrıca, mırra düğün, mevlüt, yaş günü, cenaze gibi özel günlerde de ikram edildiği için, bu etkinliklere katılan herkes tarafından içilebilir.

Hubel putu, Cahiliye döneminde Araplar tarafından savaş ve yağmur tanrısı olarak tapınılan bir put idi.

Arapların en çok sevdiği film hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Arap sinemasından bazı popüler filmler şunlardır: "The Mummy" (Al-Mummia), Shadi Abdel Salam, 1969. "Yacoubian Binası", Marwan Hamed, 2006. "Esma", Amr Salama, 2011. "Çatışma" (Eshtebak), Mohamed Diab, 2016. "Gece" (Al-Lail), Mohammad Malas, 1993. Arap sinemasının en sevilen filmi, kişisel tercihler ve kültürel farklılıklar nedeniyle kesin olarak belirlenemez.

Arap düğünlerinde halay çekilmesinin nedeni, düğünlerin geleneksel bir parçası olması ve topluluk dayanışmasını simgelemesidir. Halay, Orta Asya kökenli bir halk dansı olup, tarih boyunca çeşitli topluluklar tarafından oynanmıştır. Ayrıca, Arap düğünlerinde halay çekilmesinin bir diğer nedeni de dini ritüellerin bir parçası olmasıdır.

Yecûc ve Mecûc'ün çıktığı dağ, İslam inancına göre iki dağ arasında yer alan ve Zülkarneyn tarafından bu varlıkları engellemek için inşa edilen sağlam bir seddin bulunduğu dağdır.

Arapların en büyük atasözü olarak kabul edilebilecek bir atasözü bulunmamaktadır. Ancak, Arap kültüründe birçok hikmet dolu atasözü vardır. İşte bazı örnekler: İnsanlar başarılardan az, başarısızlıklardan çok şey öğrenirler. Aç eşek semerini de yer. Ağaç ve kitabın yaprağı ne kadar çoksa, meyvesi o kadar az olur. Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz. Her şeyi anlamaya çalışan, kahrından ölmeyi de göze almalı. Ayrıca, "Huneyn’in sandallarıyla döndü" ve "Barakış kendi halkına felaket getirdi" gibi atasözleri de Arap kültüründe önemli yer tutar.