Antropoloji

İlk insanların hangi dili konuştuğu kesin olarak bilinmemektedir. Dilin kökeni hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır: Tanrısal Teori: Dini inançlara göre, dil yaratıcı tarafından insana bahşedilmiştir. Yansıma Teorisi: İnsanların doğadaki sesleri taklit ederek ilkel bir dil oluşturduğu düşünülmektedir. Ünlemler Teorisi: İlk dilin, insanların duygusal durumlarında çıkardığı nidalardan ortaya çıktığı savunulur. Jest ve Mimik Teorisi: Dilin, jest ve mimiklerle başlamış olabileceği öne sürülür. Birliktelik Teorisi: İnsanların birlikte iş yapma ihtiyacı nedeniyle ortak bir dil geliştirdiği düşünülmektedir. Ancak, bu teoriler kesinlik taşımamakta ve bilim dünyası arasında fikir birliği bulunmamaktadır.

Kültürlerin Yorumlanması, Clifford Geertz'in 1973 yılında bir araya getirdiği makalelerinden oluşan bir kitaptır. Geertz, bu kitabında sosyolojinin yapı ve belirlenimlerini sorgulayarak, din, ideoloji, ritüel, devrim ve toplumsal değişim gibi kavramları kültürle ilişkileri bağlamında ele alır. Ayrıca, kitapta Endonezya'nın Java bölgesindeki horoz dövüşleri üzerinden "derin oyun"un şifreleri çözülerek, toplumsal gerçekliğin nasıl kurulduğu ve anlamlandırıldığı incelenir.

Yuval Noah Harari'nin kitapları, insanlığın tarihini, evrimini ve geleceğini çeşitli açılardan ele alır. "Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi", insanın evriminden başlayarak tarım devrimi, medeniyetin doğuşu ve sanayi devrimi gibi süreçleri inceler. "Homo Deus: Yarının Kısa Tarihi", insanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık arayışını incelerken, insanın evriminin bir sonraki aşaması olan "Homo deus"u tartışır. "21. Yüzyıl İçin 21 Ders", teknolojik ve ekonomik değişimlerle başa çıkabilmek için çeşitli perspektifler sunar. "Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hakimiyetini Nasıl Ele Geçirdik", insanlığın tarih boyunca dünyanın hakimiyetini nasıl ele geçirdiğini ve bu süreçte hangi faktörlerin etkili olduğunu inceler. "Durdurulamayan İnsanlık 2: Dünya Neden Adil Değil?" insanlık tarihindeki adaletsizlikleri ve bu adaletsizliklerin günümüzdeki etkilerini ele alır.

Wilhelm Schmidt, ilkel tek tanrıcılık (primitive monotheism) teorisi ile tanınan bir dil bilimci, antropolog ve etnologdur. Herhangi bir akıma mensup olmaktan ziyade, evrimci anlayış içerisinde gelişen din menşei teorilerine karşı çıkmış ve insanlığın en eski dinlerinin monoteistik olabileceğini savunmuştur.

Asya'da ilk insanların ne zaman yaşadığına dair farklı görüşler bulunmaktadır. 80.000 yıl önce: Çin'de modern insanların (Homo sapiens) varlığına dair bulgular, ilk nüfusun Arabistan üzerinden Hindistan'dan geçerek Güneydoğu Asya'ya ve son olarak Avustralya'ya ulaştığını göstermektedir. 450.000 yıl önce: Çin'de geç Homo erectus'un varlığı bilinmektedir. 40.000 yıl önce: Çin'de Homo sapiens'in yaşadığına dair bulgular vardır. Diğer bir görüşe göre, ilk insanlar yaklaşık 7 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Asya'da ilk insanların tam olarak ne zaman yaşadığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

İrlandalılarda kızıl saç geninin yaygın olmasının bazı nedenleri: Genetik izolasyon: İrlanda'nın coğrafi konumu ve tarihsel olaylar nedeniyle diğer popülasyonlarla sınırlı genetik karışım geçmişi, belirli genetik özelliklerin, örneğin MC1R gen varyantının konsantrasyonuna katkıda bulunmuş olabilir. Evrimsel adaptasyon: MC1R genindeki mutasyon, kuzey yarımkürenin soğuk ve karanlık iklimlerine evrimsel bir adaptasyon olarak kabul edilir. Cinsel seçilim: Kızıl saçın, potansiyel eşler tarafından daha çekici bulunabileceği ve bu durumun popülasyonda bu özelliğin sıklığını artırabileceği hipotezi de vardır. Dünya nüfusunun yaklaşık %2'sine denk gelen doğal kızıl saçlılar, yoğun olarak İrlanda ve İskoçya'da bulunmaktadır.

Öpüşmenin ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, öpüşmenin kökeni 4500 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Öpüşmeye dair izler, Mezopotamya'da ortaya çıkan antik tabletler üzerinde bulunmuştur. Öpüşmenin evrensel bir davranış olmadığı ve bazı kültürlerde yerinin olmadığı da belirtilmektedir.

Buz Adam Ötzi, sol omzuna saplanan ve hayati bir damarını kopartan taş ok ucu nedeniyle birkaç dakika içinde kan kaybından ölmüştür. Ötzi'nin ölümü, bir cinayet olarak değerlendirilmektedir. Ötzi'nin ölümüne ilişkin sır perdesi tam olarak aralanabilmiş değildir ve neden öldürüldüğüne dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Türklerde en çok görülen Y-DNA haplogrupları arasında R1a, R1b ve J bulunmaktadır. R1a: Özellikle Kırgızlarda yüksek oranlarda görülür ve Kıpçak Türklerinde (Kazak, Kırgız, Altaylı) yoğun olarak rastlanır. R1b: Türki toplulukların hemen hepsinde makul oranlarda görülür, ancak en fazla Başkurtlarda ve Tuymaznsky Tatarlarında bulunur. J: Oğuz grubu Türklerde ve Uygurlarda en fazla görülen haplogruptur. Ayrıca, Anadolu Türklerinde %24 oranında J, %7,5 oranında R1a ve %16 oranında R1b Y-DNA genleri bulunmaktadır.

İlk insanların dünyada hangi kıtada yaşadığına dair farklı görüşler bulunmaktadır. Afrika'dan çıkış modeli. Çoklu bölge modeli. Yeni bulgular. Fosil kayıtları çok düzensiz olduğundan, fosiller yalnızca olası en erken tarihleri sağlamaktadır.

Ana Luca, Avrupa-Amerikan kökenli bir sanatçı, müzisyen, yazar ve iş kadınıdır. Bazı mesleki faaliyetleri: Eğitimci ve konuşmacı: Bağlanma teorisi üzerine liderler için benzersiz, bilime dayalı bir yöntem geliştirmiştir. Müzisyen: Elektronik-klasik müzik türünde besteler yapar ve üretir. Yazar: "The People We Meet" adlı şiir kitabı ve "Lead Fearless" adlı liderlik kitabı bulunmaktadır. Sanatçı: Resim, fotoğraf ve illüstrasyon çalışmaları yapar. İş kadını: Kendi markalarını ve ürünlerini yönetir, örneğin "Crypto Love Drops" ve "Laughs to Self".

Çıplak insanın giyinme ihtiyacı duymasının bazı nedenleri: Doğa şartlarından korunma: Giyinmek, vücut kıllarının kaybı ve daha soğuk bölgelere göç edilmesinden sonra ortaya çıkan doğa şartlarından korunma gereksiniminden kaynaklanmıştır. Sosyal normlar: İffet, ahlak ve normlar, giyinmeyi belirleyen sosyal nedenlerden bazılarıdır. Tanrı'nın emrine karşı gelme: Mineke Schipper'in "Giyinmenin Kısa Tarihi" adlı kitabına göre, ilk atalar Âdem ile Havva'nın cennette çıplakken Tanrı'nın emrine karşı gelmeleri, sonrasında çıplaklık günah sayılmıştır. Giyinme ihtiyacı, tarih boyunca farklı kültürlerde ve geleneklerde çeşitli şekillerde yorumlanmıştır.

İnuitlerin ataları, Sibirya'dan gelen avcı topluluklardır. Yaklaşık 5.000 yıl önce Bering Boğazı’nı deniz araçlarıyla geçerek Sibirya’dan gelen İnuitler, önce Grönland’ın Arktik Okyanusu kıyılarına, daha sonra Alaska ve Kanada’nın kuzeyindeki takım adalara yerleşmiştir. Arkeolojik, dilsel, kültürel ve fiziksel antropolojik kanıtlar, İnuitlerin kökenlerinin Sibirya ve Orta Asya’ya dayandığını göstermektedir.

Prehistorya, genel anlamda tarih öncesi olarak tanımlanır ve üç ana döneme ayrılır: Paleolitik, Mezolitik ve Neolitik. Prehistorya'nın alt dalları: Paleolitik: Alt Paleolitik, Orta Paleolitik, Üst Paleolitik. Mezolitik: Epipaleolitik. Neolitik: Çanak Çömleksiz Neolitik, Çanak Çömlekli Neolitik. Ayrıca, Kalkolitik Çağ da prehistorya kapsamında incelenir.

Homo sapiens (modern insan) ve homininler aynı değildir, ancak homininler grubuna dahildir. Homininler, modern insanları, soyu tükenmiş insan türlerini ve tüm yakın atalarını (Homo, Australopithecus, Paranthropus ve Ardipithecus cinsleri dahil) içeren bir gruptur.

Etnografyanın slayt konusu, insan topluluklarının ilişkilerini ve davranışlarını kendi ortamlarında gözlemleme, belgeleme ve yorumlama süreci olabilir. Etnografyanın slayt konusu olarak ele alınabilecek bazı alt başlıklar şunlardır: Etnografyanın temelleri. Etnografik araştırmanın özellikleri. Etnografyanın avantajları ve dezavantajları. Etnografik analiz örnekleri. Etnografyanın slayt konusu, kullanılan kaynaklara ve sunum sahibinin tercihine göre değişebilir.

Darwin çıkıntısının nedeni, insan nüfusunun yaklaşık %10,4'ünde görülen, genetik açıdan otozomal baskın karakterde olan bir özelliktir. Evrimsel olarak, bu çıkıntının ilk primatlardan miras kaldığı düşünülmektedir.

Türk fenotipi, Türklerin tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış olması nedeniyle çeşitlilik gösterir. Bazı Türk fenotipleri: Turanid: Aralid, West Turanid, Pamirid gibi alt türleri bulunur. Uralid: Baltid, Sibirid gibi alt türleri içerir ve genellikle Volga Tatarları, Çuvaşlar ve Başkurtlar arasında yaygındır. Taigid: Yakutistan ve Sibirya'da Tunguzca konuşanlar arasında yaygındır. Kumid: Müslüman olup Türkler arasında asimile olan Türk-Moğol taifelerinde görülür. Türk kimliğini tanımlayan unsurlar arasında fenotip değil, dil, kültür, ortak tarih ve aidiyet yer alır.

Afrika'da bulunan bazı insan fosilleri ve yaşları: Taung Çocuğu: 2,58 milyon yıl. LD350-1 (Ledi Çenesi): 2,8 milyon yıl. DNH 155: Yaklaşık 2 milyon yıl. Küçük Ayak: 3,67 milyon yıl. Bu fosiller, insan evriminin farklı aşamalarını ve zaman dilimlerini temsil etmektedir.

Eski Türklerde göz renginin nasıl olduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Karatay, "Türklerin Kökeni" adlı kitabında, eski Türk tipinin sanılanın aksine sarışın olduğunu iddia etmektedir. Çin ve İran kaynakları, Orta Asya'da beyaz ırkın özelliklerini tamamen koruyan Türk zümrelerinin bulunduğunu belirtmektedir. Ancak, günümüzde yapılan genetik araştırmalar, Türklerde göz rengi çeşitliliğinin bulunduğunu ve belirli bir göz rengi özelliğinin eski Türklerde yaygın olduğuna dair kesin bir kanıt sunmamaktadır.