Dünyada kabul gören 7 kıta vardır: Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Antarktika. Kıta, büyük, sürekliliği olan ve diğer kara parçalarından (mümkünse suyla) ayrılmış kara parçasıdır
Kıpçaklar, Kumanlar olarak da bilinen eski Türk halklarından biridir. Dilleri Kıpçakça olup üç kol halinde gelişmiştir. Yedi farklı dilde (Kıpçak, Kuman, Kun, Polovets, Palladi, Valwen, Xarteşk'n) anılmışlardır. Kıpçak-Kuman sözcükleri sarışın anlamına gelmektedir
Avrasya bozkır kuşağı Bronz çağından MS 13. yüzyıla kadar göçer halklara ev sahipliği yapmıştır. Göçer ve yerleşik kültürler arasında sanatsal ve etnik bir sentez oluşmuştur. En eski ilişkiler Avrasya'nın batısı ile doğusu arasında gerçekleşmiştir
Bu video, Avrasya ve Karahafız 54 tarafından sunulan bir oyun etkinliği formatındadır. Sunucu, izleyicilere haftanın en iyi vuruşlarını göstermektedir.. Videoda haftanın en iyi vuruşları beş basamakta sıralanmaktadır. Beşinci basamakta bir oyuncunun rakibini "oyuna küstüren" bir vuruş, dördüncü basamakta Zaid'in yeni modeliyle yapılan ve rakibini havaya çivileyen bir vuruş, üçüncü basamakta "kartal gibi" bir bakışla yapılan vuruş, ikinci basamakta shift tuşuyla yapılan ve rakipleri şaşırtan vuruş, birinci basamakta ise geri dönüşte yapılan ve Pedro'yu etkileyen vuruş gösterilmektedir.
"Söz ve Işık" adlı televizyon programında sunucu, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ile kapsamlı bir sohbet gerçekleştiriyor. Program 2016 yılının ilk pazar günü yayınlanan bölümdür.. Sohbet, estetik ve güzellik konularıyla başlayıp, İslam dünyasındaki şiddet olayları, Atatürk'ün aklı devlet anlayışı, ilahi adalet, dilin gücü, Avrasya kavramı ve Türkiye'nin rolü gibi konuları ele alıyor. Ayrıca İslam tarihi, namaz, Hallac ve Hüseyin Atay'ın İslami literatür hakkındaki görüşleri de tartışılıyor.. Programda Öztürk, kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veriyor ve "küçük boyda ama büyük akıllı" olarak tanımlanıyor. Konuşmada Atatürk'ün vuruş ettiği hedefler, Avrupa Birliği'ne üyelik konusundaki tutumları ve İslam dünyasındaki çeşitli sorunlar gibi güncel meseleler de tartışılmaktadır.
Bu belgesel, Kazım Mirşan'ın Türk yazısı ve Avrasya'daki kültürel gelişim üzerine yaptığı araştırmaları anlatmaktadır. Mirşan'ın görüşleri ve arkeolojik buluntular üzerinden bilgiler aktarılmaktadır.. Video, Türklerin yazılışının Avrasya'da nasıl geliştiğini ve bu gelişimin insanlık tarihindeki önemi üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde son buzul çağı sonrası Avrasya coğrafyasının değişimi ve önemli arkeolojik buluntular (Tamgalı Say, Abagan-Ulukem, Karakamar, Altın Elbiseli Adam, Talas Yazıtı) ele alınırken, ikinci bölümde Mirşan'ın Sümer, Vinca, Tartarya, Glozl, Fuard, Vaazer, Portekiz, Etrüsk, Girit, Pelas, Attika, Lemnos, Anadolu, Frig, Yemen, Mısır, Hiksos ve Ugarit yazıtlarını Türkçeye çevirmesi ve bunların tarihsel önemi anlatılmaktadır.. Belgeselde ayrıca Asya merkezli kültür gelişiminin tabiat şartlarına bağlı olduğu, küresel ısınmanın göçlere yol açtığı ve Mirşan'ın 2008 yılında Sümer yazıtlarını okuması, 1993 yılında Glozel yazıtlarını okuması ve 1990'lı yıllarda Portekiz'deki yazıtları okuması gibi önemli çalışmalar vurgulanmaktadır.
TAKM, 25 Ocak 2013'te Bakü'de dört kurucu üye ile kuruldu. Teşkilatın ana karargahı Ankara'dadır. 2014'te Moğolistan'ın ayrılmasıyla kuruluş süreci yeniden başladı. Kazakistan'ın katılımıyla teşkilat yeniden yapılandırılıyor
Bu video, bir belgesel formatında Avrasya'nın genetik tarihini anlatan bir içeriktir. Videoda Niyazov adlı bir kişi ve onun atalarının genetik izleri ele alınmaktadır.. Video, 40 bin yıl önce DNA'sında "Orta Asya işareti" bulunan bir adamın soyundan gelen insanların genetik tarihini anlatmaktadır. Bu genetik işaret, Kuzey Yarı Kürenin her tarafına yayılmış ve bir milyardan fazla insana geçmiştir. Videoda, bu adamın atalarının Avrupa, Hindistan, Rusya ve Amerika'daki halkları oluşturduğu, ancak Niyazov'un ailesinin burada kaldığı belirtilmektedir. Video, Doğu Kırgızistan'dan başlayarak Avrasya'nın genetik tarihini anlamamıza kritik rol oynayan biriyle tanışma planıyla devam etmektedir.
"Gündem Ötesi" adlı programda sunucu ve konuk Kahraman Şakul (Medeniyet Üniversitesi'nde Avrasya tarihi dersleri veren bir akademisyen) İpek Yolu'nun tarihsel önemi hakkında kapsamlı bir sohbet gerçekleştiriyor.. Program, İpek Yolu'nun gerçek bir yol değil, Çin'den Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan bir ağ olduğunu açıklayarak başlıyor ve bu güzergahın sadece ticaret değil, fikirler, kültürler ve manevi değerlerin de taşındığı bir platform olduğunu vurguluyor. Video, Çin-Hun ilişkileri, göçebelik kültürünün gerçek doğası, İpek Yolu'nda kullanılan hayvanlar, Türk tarihi ve Marco Polo'nun yolculuğu gibi konuları ele alıyor.. Programda ayrıca Afganistan'ın tarihsel önemi, Kuşan İmparatorluğu, Soğut tüccarlarının rolü ve İpek Yolu'nun 19. yüzyıla kadar devam ettiği gibi ilginç bilgiler de paylaşılıyor. Konuşmacılar, arkeolojik buluntular, genetik testler ve dilbilimsel çalışmalar üzerinden tarihsel süreçleri analiz ederek, batı merkezi tarih yazımından kurtulmanın önemini vurguluyorlar.
Bu video, Thomas Bower'ın "Neden İslam'ın Orta Çağ Yoktu?" adlı kitabını tanıtan bir inceleme formatındadır. Bower, Almanya'nın en çok satan kurgu dışı kitaplarından biri olan bu eseriyle İslam'ın orta çağ kavramını ele almaktadır.. Video, İslam'ın orta çağ kavramının ne anlama geldiği ve bu kavramın İslam kültürlerine etkileri üzerine odaklanmaktadır. Bower'ın kitabında, Doğu'da bayındır şehirlerin ve bilimlerin canlılığının devam ettiği, Avrupa'da ise kayıp kültürlerin sadece harabelerine rastlandığı vurgulanmaktadır. Ayrıca, Doğu'nun antik kültürünün Endülüs'ten Kuzey Afrika, Suriye ve İran'a kadar nasıl devam ettiği ve 11. yüzyılın Hindistan'dan Batı Avrupa'ya kadar Avrasya'da bir dönüm noktası olduğu anlatılmaktadır.
24 Mart 2018'de The Marmara Otel'de uluslararası yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Türkiye, Rusya, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan'dan 30 aydın katıldı. IRCICA Genel Direktörü Doç. Dr. Halit Eren toplantının ana temasını açıkladı
Kıpçaklar, İrtiş-Ural arasında yaşayan bir Türk boyudur. Kuman kelimesi "soluk, sarımtırak" anlamına gelmektedir. Bizanslılar, Ruslar, Almanlar ve diğer milletler onlara Kuman, Polevets demiştir
Levent Yılmaz, uluslararası hukuk, adalet ve ekonomi konularında bir analiz sunuyor. Bakü'de düzenlenen ikinci Avrasya Hukuk Kurultayı'nı takip eden Yılmaz, kurultayda dile getirilen görüşleri ve sonuçları değerlendiriyor.. Video, "hukukun üstünlüğü mü yoksa üstünlerin hukuku mu?" sorusu etrafında dönen kurultayın açılış konuşmalarını ve sonuç bildirgesini analiz ediyor. Kurultayda Karabağ işgali, Hocalı katliamı, Filistin, Suriye ve Myanmar'daki mülteciler, FETÖ terör örgütü ve ticaret savaşları gibi uluslararası hukukla ilgili konular ele alınıyor. Yılmaz, Türkiye'nin "dünya beşten büyüktür" çıkışının bu soruya verilen en anlamlı cevap olduğunu vurguluyor.
Bu video, bir oyun içeriği üreticisinin Avrasya adlı oyununda yaptığı simya denemesini göstermektedir. İçerik üreticisi, John Wiles adlı bir arkadaşıyla birlikte oyunu oynamaktadır.. Videoda içerik üreticisi, karakterini sıfırlayarak okçu olarak yeniden başlatmayı denemektedir. Ardından Eren adlı bir arkadaşının ateş ayakkabısını çevirmeye çalışır ve başarısız olur. Daha sonra yavrucu kutularından bir şey çıkarmaya çalışır ancak başarılı olamaz. Son olarak Levent adlı bir arkadaştan aldığı ejderha elmasını simya ile değiştirmeye çalışır ve başarılı olur. Video, içerik üreticisinin yeni yıl kutlamalarıyla sona erer.
Bu video, bir akademik ders formatında olup, bir eğitmen tarafından Zbigniew Brzezinski'nin "Büyük Satranç Tahtası" eseri ve Amerika'nın jeopolitik stratejisi hakkında bilgi verilmektedir. Ders sırasında Ozan adında bir öğrenciyle etkileşim de bulunmaktadır.. Video, Amerika'nın küresel hegemonya fikrinin gelişimini kronolojik olarak ele almaktadır. İlk olarak Brzezinski'nin eseri ve jeopolitik kavramı tanıtılmakta, ardından Amerika'nın kıtasal bir ada olması nedeniyle donanma doktrini geliştirmesi, Monroe Doktrini (1823) ve Woodrow Wilson'ın İlkeleri (1918) detaylı olarak incelenmektedir. Son bölümde ise Amerika'nın Soğuk Savaş zaferinin kültürel, ekonomik ve teknolojik üstünlüklerle sağlanması ve Avrasya'da kontrol etmesi gereken üç kritik jeopolitik hat (Avrupa ve Rusya, Uzakdoğu Avrasya, Türkiye ve çevresindeki devletler) ele alınmaktadır.. Ders boyunca uluslararası ilişkiler teorileri (balance power ve power transition teorisi), emperyalizm ve büyük jeopolitik kavramları arasındaki farklar açıklanmakta, karikatürler kullanılarak konular görselleştirilmektedir. Dersin sonunda, bir sonraki derste bu jeopolitik uygulamaların taktik olarak nasıl uygulanacağı ele alınacağı belirtilmektedir.
Bu video, bir eğitimci tarafından akıllı tahta kullanılarak sunulan tarih dersidir. Öğretmen, öğrencilere hitap ederek konuları anlatmaktadır.. Video, ilk ve orta çağlarda Türk tarihi üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde Avrasya kavramı, Türklerin yayılımı, Türk adının anlamı ve Türkiye coğrafi teriminin tarihsel gelişimi ele alınırken, ikinci bölümde Türk kavramının siyasi kimlik kazanması ve Orta Asya'daki Türk kültür merkezleri (Anav, Afanesyevo, Andronova, Karasuk ve Tagar) detaylı olarak incelenmektedir.. Ders, Türk kültür merkezlerinin haritadaki konumları ve özellikleri hakkında bilgiler içermekte, özellikle Tagar kültürünün en gelişmiş kültür olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca, Türk adının Çin kaynaklarında miğfer, Oneberry'e göre türemek, Kaşgarlı Mahmud'a göre olgunluk çağı, Ziya Gökalbe'ye göre kanun ve nizam sahibi, Uygur metinlerinde güçlü kuvvetli gibi farklı anlamları da açıklanmaktadır.
Bu video, bir akademisyen ile yapılan soru-cevap formatında bir röportajdır. Konuşmacı, Türklerin kökeni ve tarihi hakkında bilimsel bilgiler paylaşmaktadır.. Video, Türklerin kökeni ve tarihi hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır. Konuşmacı, Türklerin en eski yurdu olarak Güney Sibirya'yı (Hakasya bölgesi) belirterek, Türklerin milattan önce 3000'lerden itibaren Avrasya düzleminde (Mançuryadan Macaristan'a kadar) yayıldığını anlatmaktadır. Türklerin göçlerinin temel sebepleri olarak nüfus artışı ve iklim değişikliği gösterilmekte, Türklerin Hindistan'a, Mezopotamya'ya, Anadolu'ya ve Avrupa'nın içlerine kadar yayıldığı belirtilmektedir.