Varoluş

"Yaradana Mektuplar" kitabı, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun insanın varoluşu, sanat anlayışı ve yaşam felsefesi üzerine düşüncelerini içeren mektuplarından oluşmaktadır. Eserde işlenen başlıca temalar şunlardır: - İnsanın varoluşu: Eyüboğlu, insanın Tanrı ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin sorgulamasını ele alır. - Sevgi ve acı: İnsanın hayatında bu iki duygunun nasıl iç içe geçtiğini ve insanı nasıl şekillendirdiğini anlatır. - Doğa ve sanat: Doğanın ve insan ruhunun derinliklerine inerek, sanatın insan hayatındaki yerini vurgular. Ayrıca, kitap Anadolu'nun toprağı, insanı ve inancından süzülen bir çağrının sesi olarak da değerlendirilmektedir.

Şairler, hayat ve varoluşla ilgili trajik ve çatışmalı durumları ifade etmek için başkaldırı temasını kullanırlar. Bunun nedenleri arasında: - Hayatın insana istenmeden verilmesi ve kaçınılmaz sonu. - Toplumsal norm ve değerlere karşı tepki. - Yaratılan metnin nesneleşmesi ve şairle olan bağının kopması.

Turgut Uyar'ın "Göğe Bakalım" şiiri, bireyin toplum içindeki yerini ve huzur arayışını anlatmak ister. Şiirde, gökyüzüne bakma eylemi bir metafor olarak kullanılarak, insanın hayata, varoluşa ve evrene bakış açısı sorgulanır. Ayrıca, şiirde aşk ve sevme temaları da işlenir ve sevgiliye gökyüzüne bakma önerisi, ona duyulan derin sevgiyi ifade eder.

"İnsan" (Human) filmi, Yann Arthus-Bertrand tarafından yönetilen 2015 yapımı bir belgeseldir. Film, insanlığın derinliklerine inerek dünyamıza dair görüntüler ve hikayelerle iki kanatlı bir tablo çizer. Başlıca konuları: - En basit günlük hikayelerden en ilginç masalsı hayatlara kadar değinerek kim olduğumuzu sorgulamak. - Yeryüzünün en güzel yerlerine ait havadan görüntüler ve opera tarzındaki müzikler eşliğinde dünyanın güzelliklerine tanıklık etmek. - İnsan koşullarına bağlılığımızı vurgulayarak varoluş amacımızı yansıtmak.

Sonsuzluk ve ötesi kavramı, farklı alanlarda çeşitli anlamlar taşır: 1. Felsefe ve Din: Sonsuzluk, yaşamın anlamını sorgulamak için bir temel oluşturur ve evrenin, insanın varoluşunun ve Tanrı'nın varlığının sınırsızlığını ifade eder. 2. Bilim: Evrende, yıldızlardan galaksilere, kara deliklerden paralel evrenlere kadar keşfedilmemiş alanlar, sonsuzluğu anlamaya çalıştığımız sahnelerdir. 3. Matematik: Matematikte sonsuzluk, tam sayılar gibi sayılabilir kümeler ve gerçek sayılar gibi sayılamaz kümeler olarak incelenir. 4. Doğa: Doğadaki döngüler, mevsimlerin değişimi ve bir yaprağın toprağa karışıp yeniden hayat bulması gibi olaylar, sonsuzluğu hatırlatır. Sonuç olarak, sonsuzluk ve ötesi, insanın sınırlarını aşan, hem zihinsel hem de ruhsal bir derinlik taşıyan bir kavramdır.

Hermann Hesse, "Ağaçlar" adlı eseri, doğa ve insan arasındaki ilişkiyi ve insanın varoluşunu yorumlamak amacıyla yazdı. Kitapta, yazarın iki büyük dünya savaşını görmesi ve militarizme, milliyetçiliğe, savaşa karşı tavır alması da etkili olmuştur.

Jostein Gaarder, "Sofinin Dünyası" adlı eserinde felsefi soruları ve etik meseleleri kurgusal hikayelerle harmanlayarak anlatmaktadır. Yazarın anlatmak istedikleri arasında şunlar yer alır: - İnsanın varoluşu ve evrenin doğası: Eserin temel temasını oluşturur. - Bireysel anlam arayışı: Her bireyin kendi kimliğini ve dünyadaki yerini sorgulaması gerektiği vurgulanır. - Felsefi bilginin aktarılması: Felsefe tarihini basit ve anlaşılabilir bir dille sunmak. - Çevre sorunları ve insan hakları: Gaarder'ın aktif olarak savunduğu konulardır. Ayrıca, "Sofinin Dünyası" ile Gaarder, çocukların ve gençlerin felsefi düşünmeye yönlendirilmesini de amaçlamıştır.

"Kozmik kalp" ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Felsefi ve Spiritüel Anlam: Kozmik bilinç kavramıyla ilgili olarak, evrenin ve tüm varlıklarla derin bir birlik ve bağlantı duygusunu ifade eder. 2. Bilimsel Anlam: Büyük Patlama (Big Bang) teorisiyle ilgili olarak, evrenin genişleme ve daralma döngülerini anlatan bir metafor olarak kullanılır.

Existenz terimi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Felsefi Anlamda: Karl Jaspers'in varoluş felsefesinde, existenz insanın gerçek ve değerli benliğini ifade eder. 2. Film Bağlamında: eXistenZ adlı 1999 yapımı bilimkurgu filmi, David Cronenberg tarafından yönetilmiştir.

Karl Jaspers, çeşitli konularda farklı görüşler öne sürmüştür: 1. Suç ve Sorumluluk: Jaspers, dört tür suç tanımlar: hukuki, siyasi, ahlaki ve metafizik. 2. Felsefe: Jaspers, felsefenin geçici olmayana odaklanması gerektiğini ve tarihselliği aşması gerektiğini düşünür. 3. Varoluş: Jaspers, varoluşun (existenz) insanın özünü oluşturduğunu ve bu varoluşun özgürlük ve iletişimle mümkün olduğunu savunur. 4. Din ve Teknoloji: Jaspers, dinin felsefenin varlığının bir parçası olduğunu ve teknolojinin insan özgürlüğünü tehdit ettiğini öne sürer.

"Bilmem Şu Dünyaya Niye Geldim" ifadesi, iki farklı bağlamda ele alınabilir: 1. Şarkı Sözleri: Siya Siyabend'in bir şarkısının sözlerinde geçen bu ifade, insanın varoluşsal sorgulamalarını ve yaşamdaki anlam arayışını anlatır. 2. Makale Konusu: Bir makalede, bu ifadenin insanın anlam arayışı ve hayatın amacı üzerine düşünmeleri bağlamında kullanıldığı belirtilmiştir.

Engin Geçtan'ın "Hayat" kitabı, insanın varoluşunu ve ruhsal dünyasını çok yönlü bir bakış açısıyla ele alır. Kitapta anlatılan konular şunlardır: Yabancılaşma ve Yalnızlık: Doğadan kopmuş uygar insanın yaşadığı yabancılaşma ve yalnızlık. Duygusal Bütünlük: İnsan ilişkilerinin duygusal bütünlük oluşturamaması ve bu durumun yol açtığı sorunlar. Değerler ve Kavramlar: Güç, mutluluk, başarı, zekâ, güzellik ve iktidar gibi kavramlarla ilgili karmaşıklıklar. Psikoterapi ve Deneyimler: Geçtan'ın psikoterapi süreci ve bu alandaki deneyimleri. Bilimsel Yaklaşımlar: Kuantum mekaniği ve modern fizik gibi bilimsel alanların yaşamla ilişkisi. Kitap, her bölüme ünlü bir yazar veya düşünürün sözüyle başlar ve bu sözler, ilgili bölümde anlatılacakları özetler.

Varoluş ve hiçlik aynı şeyler değildir. Varoluş, bir şeyin var olması durumunu ifade eder. Hiçlik ise varoluşun karşıtı olarak, yokluğu ve varoluşun reddi anlamına gelir.

İslam inancına göre insanın varoluş amacı Allah’a kulluk etmektir. Diğer perspektiflerden insanın varoluş amacına dair bazı yaklaşımlar şunlardır: Felsefi bakış açısı. Etik bakış açısı. Ayrıca, insanın varoluş amacı, kendini tanıma, potansiyelini keşfetme ve topluma katkı sağlama gibi kişisel gelişim ve anlam arayışı süreçleriyle de ilişkilendirilebilir.

“Eylülün Sesiyle” adlı şiirinde Edip Cansever, “Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar” dizesiyle yaşamayı bu kadar sıkıcı kılan şeyin dönemin 12 Eylül darbesine denk gelmesi ve darbenin yıldönümünün yaklaşması olduğunu ifade eder. Şiirde ayrıca, insanın dünyadaki varoluş serüveni ve toplumun bir bireyi olmanın getirdiği yaşama halleri de anlatılır.

"Var Olanlar" kitabı, Rafet Elçi tarafından yazılmış ve insanın varoluşunu ve beynin işleyişini konu almaktadır. Kitapta, beynin insanın benlik duygusunu ve varlık algısını nasıl oluşturduğu, beynin tabiatın bir parçası olarak nasıl anlaşılması gerektiği ve evrenin yasaları içindeki yeri gibi konular ele alınmaktadır.

Heidegger'e göre "varlık" ve "varoluş" arasındaki fark şudur: - "Varlık" (Sein), tüm nesnelerin, hatta düşüncenin bile zeminidir ve nesne olarak incelenemez. - "Varoluş" (Dasein), insanın kendine özgü varoluş tarzını ifade eder ve varlığın zaman, ölüm ve kaygı gibi varoluşsal boyutlarıyla ilgilidir.

Beden ve ruhun ortak özellikleri şunlardır: 1. Varlık: Hem beden hem de ruh, insanın temel varoluşunu temsil eder. 2. Etkileşim: Beden ve ruh, insanın bütünselliğini oluşturmak için birbirleriyle etkileşim halindedir. 3. Bilinç: Ruh, insanın bilinçli düşüncelerini, duygularını ve ahlaki değerlerini belirler. 4. Sağlık: Beden ve ruh sağlığı, birbirini etkileyen ve tamamlayan unsurlardır. 5. Ölümsüzlük: Felsefi ve dini geleneklerde ruh, ölümsüz olarak kabul edilirken, bedenin ölümle birlikte yok olduğu düşünülür.

Varoluş kaygısı, bireylerin varoluşlarıyla ilgili temel sorulara ve anlam arayışına yönelik hissettikleri endişe ve tedirginliklerden kaynaklanır. Bu kaygının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Ölüm Bilinci: İnsanların ölümlü olduklarının farkına varmaları, ölümün kaçınılmazlığı ve yaşamlarının sonlu olması üzerine derin düşüncelere dalmalarına yol açar. 2. Özgürlük ve Sorumluluk: Kendi yaşamlarının sorumluluğunu taşımanın getirdiği özgürlük ve bu özgürlüğün beraberinde getirdiği sonuçlar kaygısı. 3. İzolasyon ve Yalnızlık: İnsanların nihayetinde yalnız olduklarını ve kimsenin onları tam olarak anlamadığını hissetmeleri. 4. Anlam Arayışı: Yaşamın anlamını ve amacını sorgulamak, belirsizlik ve tatminsizlik hissi yaratır. 5. Kimlik ve Kendilik: Kim olduklarını ve nasıl bir insan olmak istediklerini sorgulama süreci. Bu tür kaygılar, ayrıca büyük yaşam değişiklikleri, kriz anları ve doğal afetler gibi olaylar tarafından da tetiklenebilir.

"Ben O'yum" kitabı, Sri Nisargadatta Maharaj'ın öğretilerini içeren bir eserdir ve şu konuları anlatır: 1. Varoluşun Gerçeği: Kitap, varoluşun gerçeğiyle ilgili tüm düşünce ve inançları sarsarak, okuyucuyu gerçek, sınırsız ve ebedi varlığını, özünü idrak etmeye çağırır. 2. Özgürlük Yolu: Maharaj, bağımlı olduğumuz her şeyi elimizden alıp, karşılığında ilahi gerçeği ve hayatın sırrını vererek, asıl özgürlüğe giden en kısa yolu gösterir. 3. Sevgi ve Sadelik: Öğretisi, bir güzellik, sevgi ve sadelik örneği olarak tanımlanır. Kitap, insanlık tarihinin en büyük bilgelerinden birinin öğretilerini sunarak, aydınlanma ve iç huzura ulaşma yolunda rehberlik eder.