ÜremeSağlığı

Androloji, erkek üreme sağlığı ve üroloji ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Bu disiplin, erkek üreme organları, üreme sağlığı sorunları ve cinsel fonksiyonlar gibi konuları inceleyerek tanı, tedavi ve araştırma süreçlerini kapsar. Androlojinin ilgilendiği bazı hastalıklar şunlardır: - erkek infertilitesi (kısırlık); - erektil disfonksiyon (sertleşme sorunları); - hormonal sorunlar; - erken boşalma; - penis eğriliği (Peyronie hastalığı); - cinsel yolla bulaşan hastalıklar.

Çocuk sahibi olmak için izlenmesi gereken bazı önemli adımlar şunlardır: 1. Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, dengeli ve sağlıklı beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak önemlidir. 2. Stres Yönetimi: Stresi azaltmak için rahatlatıcı aktiviteler yapmak ve derin nefes egzersizleri gibi teknikler kullanmak önerilir. 3. Adet Döngüsünü Takip Etmek: Kadınların yumurtlama dönemini belirleyerek en doğurgan oldukları zamanları tespit etmeleri gerekir. 4. Prenatal Vitamin Almak: Hamile kalmadan önce folik asit ve diğer prenatal vitaminleri kullanmak faydalı olabilir. 5. Doktor Kontrolü: Hem kadın hem de erkek adaylarının sağlık kontrollerini yaptırmaları ve üreme sağlıklarını değerlendirmeleri önerilir. Eğer 35 yaş ve üzerindeyseniz ve 6 hafta boyunca düzenli cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamıyorsanız, bir uzmana başvurmanız gerekebilir.

Sperm kalitesi, üç ana parametre üzerinden değerlendirilir: miktar, hareket ve biçim. Anlama yöntemleri: 1. Semen Analizi: Sperm kalitesinin anlaşılması için yapılan testtir. 2. İdrar Yolu Enfeksiyonu Kontrolü: Semende yüksek miktarda beyaz kan hücresi bulunması, enfeksiyon veya inflamasyona işaret edebilir. Normal referans değerleri (WHO 2021 kılavuzuna göre): - Sperm sayısı: Mililitre başına en az 15 milyon sperm. - Hareketlilik: En az %40 hareketli sperm. - Biçim: En az %4 normal şekilli sperm. Sperm kalitesini artırmak için sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmak önemlidir.

Sperm kalitesini artırmak için beslenme düzenine şu gıdaların eklenmesi önerilir: 1. Çinko zengini gıdalar: Kabak çekirdeği, deniz ürünleri, kırmızı et ve fasulye. 2. Omega-3 yağ asitleri: Somon, ceviz ve keten tohumu. 3. Antioksidanlar: C ve E vitamini açısından zengin portakal, kivi, badem ve fındık. 4. Folik asit: Ispanak, brokoli ve mercimek. 5. D vitamini: Güneş ışığı, balık yağı ve süt ürünleri. Ayrıca, bitter çikolata da sperm kalitesini ve sayısını artırıcı etkiye sahiptir. Bu önerilerin yanı sıra, sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak da sperm sağlığını olumlu yönde etkiler. Beslenme düzeninde yapılacak değişiklikler öncesi bir uzmana danışmak önemlidir.

Doğurganlığın en yüksek olduğu yaş aralığı 20-35 olarak kabul edilir.

Tüp bebek tedavisinde en çok sorulan sorular şunlardır: 1. Deneme Sayısı: Tüp bebek tedavisinin deneme sayısında bir sınırlandırma var mıdır?. 2. Yaş Faktörü: Anne adayının yaşı, tüp bebek tedavisinde başarıyı nasıl etkiler?. 3. Embriyo Sayısı: Transfer edilen embriyo sayısı hamilelik şansını belirler mi?. 4. Düşük Riski: Tüp bebek tedavisinde düşük riski daha mı yüksektir?. 5. Cinsel Yaşam: Embriyo transferinden sonra cinsel yaşam devam edebilir mi?. 6. Diyet ve Kilo: Tüp bebek tedavisi öncesi diyet uygulanmalı mı, kilo vermek gerekli mi?. 7. Dondurulmuş Embriyolar: Dondurulmuş embriyolarla tüp bebekte gebelik şansı nedir?. 8. Genetik Testler: Tüp bebek tedavisinde genetik problemler belirlenebilir mi?. 9. Tedavi Süresi: Tüp bebek tedavisi ne kadar sürer?. 10. Başarı Oranları: Tüp bebek tedavisinin başarı oranı nedir?.

Bir kadının hamile kalma şansı, adet döngüsünün ortasında, yani yumurtlama döneminde artar. Yumurtlama dönemi, genellikle adet kanamasından 14 gün önce gerçekleşir. Ayrıca, sağlıklı yaşam tarzı, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve zararlı alışkanlıklardan kaçınma da hamilelik şansını artıran faktörler arasındadır.

Spermin beyaz ve yapışkan olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Hidratasyon eksikliği: Yeterince su tüketmemek, spermin daha yoğun ve yapışkan olmasına neden olabilir. 2. Beslenme düzeni: Çinko, folik asit ve C vitamini eksikliği sperm kalitesini etkileyebilir. 3. Hormon düzeyleri: Testosteron ve diğer üreme hormonlarındaki değişiklikler sperm kıvamını etkileyebilir. 4. Cinsel aktivite sıklığı: Uzun süre cinsel ilişkiye girmemek, spermin daha yapışkan hale gelmesine sebep olabilir. 5. Enfeksiyonlar: Prostat veya üreme sistemindeki enfeksiyonlar spermin kıvamını değiştirebilir. Bu durumlar genellikle endişe gerektirmez, ancak spermde anormal bir değişiklik varsa bir üroloğa danışmak faydalı olabilir.

AMH (Anti-Müllerian Hormon) seviyesinin yüksek olması, genellikle polikistik over sendromu ile ilişkilendirilir. Bu durum, yumurtalıkların fazla yumurta rezervi olduğunu gösterir. AMH yüksekliğinin olası sonuçları: - Yumurtalıkların aşırı uyarılması riski artar, bu da hiperstimülasyon sendromuna yol açabilir. - Tüp bebek tedavisinde, ilaç dozlarının çok düşük tutulması gerekir, aksi takdirde aşırı yumurta gelişimi olabilir. Bu nedenle, AMH seviyesi yüksek olan kadınların, tüp bebek tedavisi gibi üreme süreçlerinde doktorlarıyla detaylı bir planlama yapmaları önemlidir.

Pregnyl ilacı, insan koryonik gonadotropin (hCG) hormonu içerir ve çeşitli tıbbi amaçlarla kullanılır: Kadınlarda: Yumurtlama sürecini uyararak kısırlık tedavisinde ve in vitro fertilizasyon (IVF) gibi yardımlı üreme tekniklerinde kullanılır. Erkeklerde: Testislerin gelişimini teşvik eder ve düşük testosteron seviyelerini tedavi etmek için kullanılır. Ayrıca: Kriptorşidizm (inmemiş testis) tedavisinde ve vücut geliştirmede steroid kullanımının ardından doğal testosteron üretimini yeniden başlatmak için kullanılır. Pregnyl kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalı ve doktorun önerdiği dozaja uyulmalıdır.

Hamile kalmak için 31 günde bir, adet döngüsünün 17. günü yumurtlama dönemi olarak kabul edilir ve bu günlerde cinsel ilişkiye girilmesi önerilir.

Çocuk isteyen kadınlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı (jinekolog) veya üreme endokrinoloğu gibi uzmanlara başvurmalıdır.

Ovulasyonu (yumurtlama dönemi) en kolay anlamanın yolları şunlardır: 1. Vajinal Akıntı: Yumurtlama döneminde akıntı artar ve berrak, kaygan bir hal alır. 2. Vücut Isısı: Vücut sıcaklığı yumurtlama dönemlerinde bir derece kadar yükselir. 3. Ağrı: Alt karın bölgesinde sancı veya kramp şeklinde ağrılar hissedilebilir. 4. Göğüslerde Hassasiyet: Yumurtlama sonrası progesteron seviyesinin artmasıyla memelerde ağrı olabilir. 5. Ovulasyon Testleri: İdrarda luteinize edici hormon (LH) seviyesini ölçen testler, yumurtlamanın yaklaştığını gösterir. Bu belirtileri takip etmek için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Evet, AMH düşüklüğü tüp bebek şansını azaltabilir çünkü bu durum, yumurtalık rezervinin azaldığını gösterir. Ancak, AMH düşüklüğü tüp bebek tedavisinin tamamen başarısız olacağı anlamına gelmez. Tüp bebek tedavisi ve AMH düşüklüğü ile ilgili kesin değerlendirme ve tedavi planı için bir üreme uzmanına danışmak önemlidir.

AMH düşüklüğü, Anti Müllerian Hormon (AMH) seviyesinin 1 ng/ml'nin altında olması anlamına gelir. AMH düşüklüğünün bazı nedenleri: - Yaşın ilerlemesi; - Yumurtalık ameliyatları; - Sigara ve alkol kullanımı; - Kemoterapi veya radyoterapi gibi tedaviler. AMH düşüklüğü bir kadının kesinlikle hamile kalamayacağı anlamına gelmez, sadece çocuk sahibi olmak için zamanının daraldığını ve tüp bebek şansını yitirmemek adına fazla oyalanmaması gerektiğini gösterir.

İnseminasyon kanülü, intrauterin inseminasyon (aşılama) tedavisinde kullanılan, spermin doğrudan rahme enjekte edilmesi için vajinaya yerleştirilen ince bir kateterdir.

Adetten sonra hamile kalma riski en yüksek, adet döngüsünün 14. ile 16. günleri arasında gerçekleşir. Bu dönemde, erkeklerin spermleri rahimde dört güne kadar canlı kalabildiğinden, adetten sonraki 10. günden itibaren ilişkiye girmek gebelik ihtimalini artırır. Ancak her kadının adet döngüsü farklıdır ve yumurtlama zamanlaması buna bağlı olarak değişebilir. Hamile kalma olasılığını artırmak için en doğru zamanı belirlemek adına bir doktora danışmak önemlidir.

İnfertil çiftlerde yapılan temel tanı testleri şunlardır: 1. Hormon Testleri: Adetin 2. veya 3. günü FSH, LH, E2, PRL, TSH gibi hormonların seviyeleri ölçülür. 2. Antral Folikül Sayımı: Ultrasonografi ile yumurtalıklardaki foliküllerin sayısı belirlenir. 3. Sperm Analizi (Spermiogram): Erkeklerde sperm kalitesi, sayısı, şekli ve hareketliliği değerlendirilir. 4. HSG (Histerosalpingografi): Rahim filmi çekilerek rahim içi yapı ve tüplerin açıklığı incelenir. 5. AMH (Anti Müllerian Hormon) Testi: Yumurtalık rezervini değerlendirmek için kandan AMH seviyesine bakılır. Bu testler, çiftlerin neden hamile kalamadığını belirlemeye ve doğru tedavi planını oluşturmaya yardımcı olur.

Sperm sayısını artıran en çok önerilen besinler şunlardır: 1. Somon: D vitamini kaynağı olup, testosteron seviyelerini ve sperm sayısını korur. 2. Ispanak: Magnezyum içeriği ile sperm sayısını artırır ve testosteron seviyelerini korur. 3. Kabak Çekirdeği: Çinko açısından zengin olup, sperm kalitesini artırabilir. 4. Brezilya Fındığı: Selenyum içeriği ile testosteron seviyelerini ve sperm sayısını artırır. 5. Avokado: Sağlıklı yağlar ve bor minerali içerir, hormonal sağlığa fayda sağlar. 6. Kakao: Flavonoidler açısından zengin olup, testosteron üretimini destekler. Ayrıca, bitter çikolata, muz, ceviz, sarımsak ve yumurta gibi besinler de sperm sayısını artırıcı etkiye sahiptir. Beslenme düzeninde bu besinlerin yer alması, sperm sağlığı için faydalı olabilir. Ancak, kesin sonuçlar için bir uzmana danışmak önemlidir.

AMH (Anti-Müllerian Hormon) testi, kadınlarda ve erkeklerde üreme sağlığı hakkında çeşitli bilgiler sunar. AMH testinin gösterdiği bazı durumlar şunlardır: Yumurtalık rezervi: AMH seviyesi, yumurtalıklardaki yumurta sayısını ve kalitesini yansıtarak, kadının doğurganlık potansiyelini gösterir. Menopoz: AMH değerlerinin düşmesi, menopoz döneminin yaklaştığını işaret edebilir. Kısırlık: Tüp bebek gibi yardımcı üreme yöntemlerinin değerlendirilmesinde kullanılır. Polikistik over sendromu (PCOS): AMH seviyelerindeki dalgalanmalar, PCOS teşhisinde yardımcı olabilir. Yumurtalık kanseri: AMH testi, yumurtalık kanseri türlerinin tedavisinde de takip amaçlı kullanılır. AMH testi, adet döngüsünün herhangi bir döneminde yapılabilir ve açlık gerektirmez.