UluslararasıHukuk

Türk Ceza Kanunu (TCK), yabancı ülkede işlenen suçlarda Türk mahkemelerinin yetkisini 11. ve 12. maddeler ile düzenlemiştir. TCK m. 11: Türk vatandaşlarının yabancı bir ülkede işlediği ve Türkiye'de kovuşturulabilir olan, aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar için Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini belirler. TCK m. 12: Yabancıların, 13. maddede belirtilen suçlar dışında, Türk kanunlarına göre en az bir yıl hapis cezasını gerektiren suçları yabancı ülkede Türkiye'nin zararına işlemesi durumunda Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini düzenler.

Hukukta "K1 13" ifadesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 13. maddesi anlamına gelebilir. Bu madde, "karşı davada yetki" ile ilgilidir ve kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, asıl davaya bakan mahkemenin karşı davaya da bakabileceğini belirtir. Ayrıca, "K1" yetki belgesi, ticari amaçla yurtiçi eşya taşımacılığı yapacak gerçek ve tüzel vergi mükelleflerine verilen bir belge türüdür. Daha fazla bilgi için ilgili kanun maddelerine veya yetkili mercilere başvurulması önerilir.

Uluslararası sözleşme ve kanunlar arasında çatışma olduğunda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri esas alınır. Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrasına göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir ve bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Ancak, temel haklara ilişkin olmayan uluslararası sözleşmeler ile kanunlar arasında çatışma durumunda hangi normun öncelikli uygulanacağı tartışmalıdır.

Yurt dışında veraset ilamı, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi veya mirasçılardan herhangi birinin yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilir. Ayrıca, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, bulundukları ülkedeki Türk Konsolosluğu aracılığıyla da veraset ilamı talebinde bulunabilirler. Noterler, mirasçılar arasında Türk vatandaşı olmayan veya çifte vatandaş durumunda kişiler varsa veraset ilamı veremez.

İltica başvurusu yapıldığında şu süreçler yaşanır: Başvuru Formu: Göçmenlik ofisine başvuru formu sunulur. Kayıt ve Kimlik İşlemleri: Kimlik bilgileri, fotoğraf, parmak izi ve ölçümler alınır. Mülakatlar: Yol Mülakatı: Başvuru sahibinin güzergahı sorulur. İkinci Mülakat: Asıl mağduriyet ve geri dönüş riskleri değerlendirilir. Bekleme Süreci: Başvurunun kabul edilip edilmeyeceği değerlendirilir, bu süreç birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Olası Sonuçlar: Kabul: Sığınma hakkı, mülteci veya yardımcı koruma statüsü kazanılır. Red: Temyiz hakkı doğar. İltica süreci, başvurulan ülkenin yasalarına ve uluslararası anlaşmalara göre değişir.

Bangladeş Büyükelçiliği'nin kapatılmasının nedeni, ülkede yaşanan siyasi huzursuzluk ve darbe olarak belirtilmiştir. Hindistan hükümeti, Başbakan Şeyh Hasina'nın istifası ve ülkeden kaçmasının ardından, Bangladeş'teki büyükelçiliği ve konsolosluklarındaki gerekli olmayan personeli tahliye etmiştir.

Uluslararası anlaşmaların iç hukukta uygulanması, her ülkenin anayasal yapısı ve hukuk sistemine bağlı olarak değişir. Türkiye'de uluslararası anlaşmaların iç hukuka etkisi şu şekilde sağlanır: Anayasa'nın 90. maddesi. Onay süreci. İki temel yaklaşım: Monist sistem: Uluslararası hukuk ve iç hukuk tek bir hukuk düzeni olarak kabul edilir. Düalist sistem: Uluslararası hukuk ve iç hukuk iki ayrı düzen olarak görülür.

Türkiye'de evli ve Hollanda'da evli olmak, hukuken mümkün değildir. Bir kişinin aynı anda iki evlilik yapması, Türk hukukuna göre de geçersizdir (mutlak butlan). Hollanda'da evlenebilmek için, Türkiye'deki evliliğin sona ermiş olması gerekmektedir.

Japonya'da yapılan evlilik belgesi, Japonya'da geçerlidir. Ancak, bu evliliğin kişinin kendi ülkesinde de geçerli olması için, ülkesinin Japonya'daki büyükelçiliği veya konsolosluğuna başvurulması gerekmektedir.

Yurt dışında üretilen bir ürün, Türkiye'de patentli olabilir. Bunun için, her ülkede ayrı ayrı patent başvurusu yapılması gerekmektedir. Türkiye, patent alanında birçok uluslararası sözleşmeye taraftır; bunlar arasında Paris Sözleşmesi, Dünya Ticaret Örgütü TRIPS Anlaşması ve Patent İşbirliği Anlaşması (PCT) bulunmaktadır. Ayrıca, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) aracılığıyla yapılacak bir başvuru ile sözleşmeye üye ülkelerin tamamında veya seçilen ülkelerde patent koruması elde etmek mümkündür.

1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre, açık deniz sınırı, karasularının dış sınırı olup, kıyıdan en fazla 200 deniz mili uzaklıkta başlar. Türkiye, bu sözleşmeye taraf değildir ve Ege'de yaratacağı sıkıntılardan dolayı sözleşmeyi imzalamamıştır.

Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, 22 Mayıs 1969 tarihinde kabul edilmiş olup, uluslararası andlaşmaların yazılma usulü, kabulü, geçerlilik koşulları, şekil şartları, imzası ve onaylanmasına dair temel prensipleri belirler. Sözleşmenin bazı önemli maddeleri: Kapsam: Devletler arasındaki andlaşmalara uygulanır. Andlaşma tanımı: Devletler arasında yazılı şekilde akdedilmiş ve milletlerarası hukuka tabi olan uluslararası anlaşma olarak tanımlanır. Bağlanma rızası: Bir devletin andlaşma ile bağlanma rızası, imza, belgelerin teatisi, onay, kabul, tasvip veya katılma gibi çeşitli yollarla açıklanabilir. Geçici uygulama: Taraflar mutabık kaldığı takdirde, bir andlaşma yürürlüğe girmeden önce geçici olarak uygulanabilir. Sözleşme, uluslararası hukuk müktesebatına vurgu yapar ve bütün devletlerin egemen eşitliği, iç işlerine karışmama gibi ilkeleri içerir.

Uluslararası ceza hukukuna göre 3 asli suç şunlardır: 1. Soykırım: Milliyet, ırk, din, etnik köken gibi nedenlerle insan onurunun asgari garantilerinin ağır biçimde ve sistematik olarak ihlali. 2. Savaş suçları: Savaş esirlerinin öldürülmesi, barışa karşı suçlar gibi eylemler. 3. İnsanlığa karşı suçlar: Kasten yaralama, tehdit, şantaj gibi suçlar.

Nil Nehri'nin sularının sahibi olarak tek bir ülke veya kurum gösterilemez. Nil Nehri, Etiyopya, Mısır ve Sudan gibi ülkelerin topraklarından geçmektedir ve bu ülkeler arasında su kullanımı konusunda çeşitli anlaşmalar ve anlaşmazlıklar bulunmaktadır. 1959 Nil Suları Anlaşması: Mısır ve Sudan arasında, nehrin yukarı bölgelerindeki su idare projeleri üzerinde veto hakkı ve belirli su hakları tanıyan bir anlaşma yapılmıştır. 2015 Ön Anlaşması: Etiyopya, Mısır ve Sudan arasında su kullanımı konusundaki anlaşmazlıkları sona erdirmek amacıyla bir ön anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma, uzman raporlarının hazırlanmasını ve uluslararası bir tahkim komisyonunun kurulmasını öngörmektedir. Ayrıca, Etiyopya'nın inşa ettiği Büyük Etiyopya Rönesans Barajı, Nil Nehri'nin su akışını etkileyebileceği için Mısır ile gerginliğe yol açmıştır.

İnsan Hakları Hukuku dersinde işlenen bazı konular: İnsan haklarının tarihsel ve düşünsel gelişimi. İnsan hakları hukukunun temel kavramları ve ilkeleri. İnsan haklarının sınıflandırılması, bütünlüğü ve birbirine bağımlılığı. İnsan haklarının pozitif hukuka geçmesi ve düzenlenmesi. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması. Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin korunması. Birleşmiş Milletler sisteminde insan haklarının korunması. Bölgesel örgütler düzeyinde insan haklarının korunması. Avrupa’da insan haklarının korunması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) temel özellikleri. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yapılan başvuruların kabul edilebilirlik koşulları. Ayrıca, ders kapsamında kölelik ve zorla çalıştırılma yasağı, yaşam hakkı, adil yargılanma hakkı gibi konular da ele alınabilir.

Erdem & Erdem Hukuk Bürosu, uluslararası ticaret, uyuşmazlık çözümü, rekabet, banka ve finans hukuku gibi birçok alanda hukuki hizmetler sunar. Sunulan hizmetlerden bazıları: Birleşme ve devralmalar. Kurumsal danışmanlık. Proje finansmanı. Sermaye piyasası işlemleri. Tahkim. Vergi hukuku. Büro, ayrıca akademik çalışmalar yürütmekte, hukuki makaleler kaleme almakta ve konferanslar düzenlemektedir.

Yabancıların Türkiye'ye girişinin yasaklanma sebeplerinden bazıları şunlardır: Vize veya vize muafiyeti süresinin ihlali. Yasal giriş veya çıkış hükümlerinin ihlali. Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturma. Sahte belge kullanımı. Sınır dışı etme kararına uymama. Türkiye'ye giriş yasağı, İl Göç İdaresi tarafından 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 9. maddesine dayanarak konulmaktadır.

Deniz hukuku kitaplarının önemli olmasının bazı nedenleri: Uluslararası ilişkilerde stratejik önem: Deniz hukuku, devletlerin hakimiyet kurma stratejilerinde kritik bir rol oynar. Türkiye'nin dış politikası: Türkiye'nin Akdeniz, Adalar Denizi ve Karadeniz'deki deniz yetki alanlarını belirleme ve egemen haklarını koruma hakkı, deniz hukukuna dayanır. Bilimsel çalışmalara katkı: Deniz hukuku kitapları, Türk deniz yetki alanlarında verilen mücadelelerin bilimsel zeminde ilerletilmesi için çalışmalar yürütmeye yardımcı olur. Hukuksal ve teknik rejim: Deniz hukuku, hukuksal ve teknik rejimin kurulmasına dair atılacak adımlarda başlangıç niteliği taşır.

Interpol tarafından aranan bir kişi Türkiye'ye gelirse, şu durumlarla karşılaşabilir: Gözaltına alınma: Kırmızı bülten, tutuklama emri olmamakla birlikte, kişinin sınır kapılarında gözaltına alınmasına sebep olabilir. İade süreci: Türkiye, arayan ülkenin talebini değerlendirerek iade talebini reddedebilir. Yasal işlemler: Türkiye'de yürütülen ceza davalarına doğrudan bir etkisi olmaz, ancak kişinin yargılandığı suç uluslararası işbirliği kapsamında değerlendiriliyorsa, savcılık makamı veya mahkeme Interpol kayıtlarını dikkate alabilir. Interpol aramasının kaldırılması için, haksız veya yanlış bilgilere dayandığı, politik bir amaç taşıdığı veya kişinin insan haklarının ihlal edildiği gibi durumların kanıtlanması gerekir.

Avrupa Birliği (AB) hukukunun temel ilkeleri şunlardır: İç piyasa ve serbest dolaşım: AB içinde mal, hizmet, sermaye ve kişilerin serbest dolaşımını teşvik eder. Hukuki uyum: Üye ülkeler, AB hukukunu ulusal hukuklarına entegre etmek zorundadır. Temel haklar: AB hukuku, ifade özgürlüğü, eşitlik, gizlilik ve diğer temel hakların korunmasına özel önem verir. Çevre ve sürdürülebilirlik: Çevre koruma ve sürdürülebilirlik ilkesine büyük önem verilir. İkincillik: AB, yalnızca ulusal düzeyde çözülemeyen sorunları çözmelidir. Orantılılık: AB'nin yetkileri, amaçlarıyla orantılı olmalıdır. Ayrımcılık yasağı: Kadın-erkek arasında eşit işe eşit ücret gibi ilkeler geçerlidir. Hukukun üstünlüğü: Hukuki normlar, AB kurumları ve mahkemeleri tarafından korunur.