TürkKültürü

Bağlamanın ilk kim tarafından bulunduğuyla ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ancak, bağlamanın atası olarak kabul edilen çalgı, Orta Asya Türk topluluklarında yaygın olarak kullanılan "kopuz"dur. Bağlamanın, Anadolu'da bugünkü formuna yakınlaşması Selçuklu ve özellikle Osmanlı dönemlerinde gerçekleşmiştir. Bağlamanın tarihçesi, toplumsal ve siyasi değişimlerle de yakından ilişkilidir. Selçuklu Dönemi. Osmanlı Dönemi. Cumhuriyet Dönemi ve Sonrası. Bağlamanın standart ölçüleri için hâlâ çalışılmaktadır.

Dağ keçisi (teke) damgası, Türk dünyasında Oğuz boyları dahil olmak üzere birçok Türk boyu tarafından kullanılan bir damgadır. Bazı Oğuz boyları ve dağ keçisi damgasını kullanımları: Beçenek; Çuvaldır (Çavuldar); Çepni; Salgur; Eymür; Ula-Yundlu (Alayuntlu); İgdir (Yigdir); Büğdüz; Afşar (Avşar); Yazgır (Yazır). Ayrıca, dağ keçisi damgası Türk dünyasında yüceliği, erişilmez yerlere erişebilirliği, bağımsızlığı, özgürlüğü, kararlılığı, asaleti ve cesareti sembolize eden bir damga olarak Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanılan kağanı simgeler.

"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" atasözü Ziya Paşa'ya aittir. Bu söz, Terkib-Bend adlı eserde yer alan bir beyittir.

Nazi işareti, diğer adıyla gamalı haç (svastika), eski bir sembol olup, Sanskritçe'de "iyi şans" anlamına gelen "svastika" kelimesinden türetilmiştir. Nazi Almanyası tarafından benimsenen bu sembol, Nazi ideolojisinin ve ırkçı üstünlüğün simgesi haline gelmiş ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra birçok ülkede nefret söyleminin ve ırkçılığın bir sembolü olarak kabul edildiğinden kullanımı yasaklanmıştır. Ayrıca, "nah" işareti olarak bilinen hareket, farklı kültürlerde çeşitli anlamlar taşır: Türkiye'de genellikle küfür ve hakaret anlamında kullanılır. Avrupa, İngiltere ve Kanada'da ise yaygın olarak küçük çocuklara "burnunu çaldım" şakası amacıyla yapılır.

Türk kültüründe önemli sayılan bazı sayılar şunlardır: Bir. Üç. Yedi. Dokuz. Kırk. Ayrıca, 366, 72, 14, 99 gibi sayılar da Türk kültüründe kutsal kabul edilir.

Türk destanlarında at, çeşitli anlamlar ve motifler taşır: Kahramanlık ve zafer: At, kahramanın en büyük yardımcısı ve yoldaşıdır; zaferin ve mağlubiyetin gerçek sahibi olarak kabul edilir. Göçebe kültür: At, Türklerin göçebe kültürünün ve yaşam tarzının önemli bir parçasıdır; beslenme, keşif ve fetih aracı olarak kullanılır. Ölümsüzlük ve olağanüstü özellikler: Bazı atlar, olağanüstü anlayış ve yeteneklere sahiptir; örneğin, ölümsüzlüğü temsil eden atlar veya mağaralarda şekillenen atlar bulunur. Kader ve bağ: At ile kahraman arasında kader birliği ve güçlü bir bağ vardır; bu bağ, at koşumları ile pekiştirilir. Dini ve mitolojik unsurlar: Atlar, su ruhundan veya gökten geldiğine inanılan kutsal varlıklar olarak kabul edilir. Türk destanlarında at, aynı zamanda sosyal ve kültürel yaşamın da bir parçasıdır; at yarışları düzenlenir ve atlar önemli ganimetler arasında yer alır.

Kızıl Elma türküsünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Kızıl Elma" kavramının tarihçesi ve anlamı hakkında bilgi verilebilir. Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan fakat cazibesi artan ülküleri veya düşleri simgeleyen bir ifadedir. Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı temsil eder. Ziya Gökalp, "Kızılelma" manzum hikayesiyle bu kavrama yeni bir anlam kazandırmış ve onu Turan ülküsüyle bir araya getirmiştir.

Teke zortlatması ve keçi zortlatması arasındaki fark, Teke zortlatmasının bir halk oyunu olması ve keçi zortlatmasının ise bu oyunun adını açıklamasıdır. Teke zortlatması, Burdur, Isparta, Antalya, Denizli ve Fethiye çevresinde oynanan, 9/8'lik usulle oynanan canlı ve hareketli bir halk oyunudur. Keçi zortlatması ise, bu oyunun adının, tekelerin eşleşme zamanında yaptığı sıçramalar ve hareketlerden geldiğini açıklar. Özetle, Teke zortlatması bir oyun, keçi zortlatması ise bu oyunun adını açıklayan bir ifadedir.

Kel Mahmut karakterinin gerçek adı Mahmut Alnıgeniş'tir. Mahmut Alnıgeniş, Rıfat Ilgaz tarafından yazılan Hababam Sınıfı romanlarında, oyunlarında ve bu eserlerden uyarlanan filmlerde sınıfın bulunduğu okulun yaşlı, disiplinli ama aynı zamanda iyi kalpli müdür muavini ve tarih öğretmenidir. Karakter, filmlerde Münir Özkul tarafından canlandırılmıştır.

"Gökyüzü çadırımız olsun" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Oğuz Kağan Destanı. Cihan hakimiyeti. Mustafa Kemal Atatürk. Ayrıca, "korugan" kelimesinin "koruyucu" anlamına geldiği ve Türkiye'nin hava savunma sistemi için kullanılabileceği de düşünülmektedir.

Kahve içen iki kızın ne hakkında konuştuğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, kahve eşliğinde yapılan sohbetlerin sosyal ortamlarda birçok dostluğun ve hatta aşkların başlangıcı olabileceği bilinmektedir. Ayrıca, TikTok gibi platformlarda kahve içen kızların yer aldığı eğlenceli ve bilgilendirici içerikler paylaşılmaktadır.

İçinde "kazanmak" geçen bazı atasözleri: Kazanmayanın (kazanmayınca) kazanı kaynamaz. Çalışan kazanır, elması kızarır. Sefa ile yenen, cefa ile kazanılır. Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana. Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur. Para kazanılmakla değil, tutumlulukla artar. Hazıra dağ dayanmaz. Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler. Zahmetsiz rahmet olmaz. Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan.

Yozgat'ın en büyük aşireti hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Türkiye'nin en büyük aşiretleri arasında İzol Aşireti, Milli Aşireti ve Ertoşi Aşireti gibi büyük nüfuslu aşiretler bulunmaktadır. İzol Aşireti: Özellikle Şanlıurfa merkezli olup geniş bir aile yapısına sahiptir. Milli Aşireti: Türkiye'nin dört bir yanına yayılmış durumda olup, nüfusunun 5 milyonu bulduğu tahmin edilmektedir. Ertoşi Aşireti: Van ve Hakkari bölgelerinde yoğunlaşmıştır.

Yaşar Kalafat'ın bazı eserleri: Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlarının İzleri; Türko Kürtlerde Uygarlık ve Ağızlar Hakkında Düşünceler (Prof. Dr. Mehlika Aktok Kaşkarlı ile, 1991); Karşılaştırmalı Halk İnançları, Azerbaycan - Doğu Anadolu (Doç. Dr. Zeynelabidin Makas ile, 1993); Makedonya Türkleri (1994); Güney Türkistan’dan Türkiye’ye Meseleler ve Türk Kültür Kimliği (1995); Manas’ın 1.000. Yılında Uluğ Türkistan Notları (Özbekistan - Türkmenistan - Kırgızistan, 1995); Kuzey Irak’ta Karşılaştırmalı Türk Halk İnançları (Ahmet Doğan ile, 1995); İslamiyet ve Türk Halk İnançları (1996); Özbekistan - Anadolu Karşılaştırmalı Türk Halk İnançları (Prof. Dr. Malik Muratoğlu - Cevdet Türkeroğlu ile, 1996); Anadolu Türk Halk Sufizmi - Zazalar Kırmanç ve Türkmenler (Erzurum Ziyaret Yerlerinin Tasnifi ve Halk Bilimi İtibariyle Önemi, 1997). Kalafat'ın diğer bazı eserleri için idefix.com, biyografya.com ve hepsiburada.com gibi siteler ziyaret edilebilir.

Kazım ismi Türk ismi değildir, Arapça kökenli bir isimdir. "Kâẓim" kelimesinden türetilen Kazım ismi, "öfkesini tutan, sakin, sabırlı" anlamlarına gelir.

"Annenin Ellerinden Öperim" ifadesi, belirli bir yöreye ait bir deyim veya gelenek değildir. Bu ifade, genellikle saygı ve sevgi göstergesi olarak kullanılan bir sözdür. Örneğin, Yavuz Bingöl'ün bir cümlesinde bu ifade kullanılmıştır. Özetle, bu ifade yaygın bir Türk geleneği veya yöreye özgü bir deyim değildir.

7. sınıf 2. dönem 1. yazılı "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler" dersinin cevapları için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube: "7. Sınıf Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı Sınavı Açık Uçlu Soru ve Cevapları" videosu. sosyalciniz.net: 2024-2025 eğitim yılı için "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler I 2. Dönem 1. Yazılı (Cevaplı)" başlıklı içerik. mesuthayat.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler Soru ve Cevapları" başlıklı bölüm. izzeteker.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı" başlıklı dosyalar. sosyalbilimciler.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı (Cevaplı)" başlıklı içerik. Bu kaynaklar, yazılı sınav sorularının cevapları ve örnek çözümleri içermektedir.

Türk kültüründe en önemli giysi olarak kaftan gösterilebilir. Orta Asya'da yaşayan Türkler için en eski dış giyim ürünü olan kaftan, genellikle değerli kumaşlardan yapılır ve üzeri mücevherlerle süslenirdi. Diğer önemli giysiler: Börk: Keçe, kadife veya hayvan derisinden yapılan geleneksel Türk başlığı. Şalvar: Kırmızı desenli kumaştan dikilen, belden topuğa kadar uzanan pantolon. Üç etek: Kına gecelerinde giyilen, dikine çizgili kumaştan yapılan üç parçalı giysi. Giyim tarzı, İslamiyet'in kabulü, yerleşik yaşama geçiş ve Anadolu'ya göç gibi nedenlerle değişiklik göstermiştir.

TÜRGEV'in (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) amblemi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, TÜRGEV'in web sitesi turgev.org'da kurumsal kimlik ve logolar hakkında bilgi bulunmaktadır. Ayrıca, 2019 yılında Ekşi Sözlük'te TÜRGEV'in logosunun LGBT renklerinde olduğu yönünde bir iddia yer almıştır.

Türkiye'de beş ana bölgede farklı yöresel kıyafetler bulunmaktadır. Bu bölgeler ve her birine ait bazı yöresel kıyafet örnekleri şunlardır: Akdeniz Bölgesi: Keçe fes, dokuma poçi, gömlek, şalvar, dolama kuşak, kollu ceket ve çarık. Ege Bölgesi: Keçe fes üzerine kefiye, kartal kanatlı işlemeli cepken, belinde dolama, kuşak, hançer, nakışlı iğne oyalı mendil, kısa şalvar ve körüklü çizme. Marmara Bölgesi: Camedan kollu cepken, kısa işlemeli şalvar, tozluk, belde dokuma kuşak, yağlık, mendil, poşi, fes üzerinde yazma ve deri papuç. Doğu Anadolu Bölgesi: Şalvar, ceket, kuşak, entari, fes. Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Ağır kumaşlardan yapılan şalvar, düz veya desenli gömlek, sade veya hafif işlemeli yelekler, külah veya sarık. Bu bilgilere göre, Türkiye'de toplamda beş farklı yöresel kıyafet bölgesi bulunmaktadır.