ToplumsalSorunlar

Moğollar'ın "Dinleyiverin Gari" şarkısı, zor zamanlarda sebat etmeye ve bir arada kalmaya yönelik bir çağrıdır. Sözlerde yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik ve zorluklar gibi temalar işlenir. Ayrıca, "Dinleyiverin Gari"nin sözleri, bir azim ve dayanışma yolculuğunu ima eden yelken ve şarkı imgelerini çağrıştırır. Sattas grubu, "Dinleyiverin Gari"yi yorumladıkları bir albümde, şarkının ruhundan uzaklaşmadan, severek ve zorlanarak çaldıklarını belirtmiştir. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Baylar bayanlar Kayacak merdiven bulamayanlar Sizlere bir manimiz var Dinleyiverin gayri Paralar oldu yeşil Mani tanımıyor engel Mani yok İnsafi imanı bol Keriz bol enayi Utuverirler gayri Gayri de gayri gayri Gemisini kurtaran Fedakar ve cefakar Kaptanın yüzdüğü deniz Biziz abicim biziz Yüzdürmeyin gayri Gayri de gayri gayri Kil olmadan gayri Hayret bişey oluvermeyin gayri Zilleri takıverip Oynayıverin gayri Şıkıdım da mıkıdım Şıkıdım mıkıdım gayri.

Felsefe ve engelli çocuklar arasındaki ilişki, engelliliğin toplumsal ve etik boyutlarını ele alan felsefi bakış açıları ile şekillenir. Bu bağlamda, felsefenin engelli çocuklar üzerindeki etkileri şu şekilde incelenebilir: Erişilebilirlik ve fırsat eşitliği: Felsefe, engelli bireylerin toplumsal hayata katılımını ve eşit fırsatlara sahip olmasını destekler. Etik perspektif: Engelliliğin etik boyutu, bireylerin erişim haklarının sadece fiziksel alanlarla sınırlı kalmayıp, eğitim ve istihdamda da eşit fırsatlar sunulmasını gerektirdiğini vurgular. Aile içi dinamikler: Engelli çocuk sahibi ailelerin yaşadığı stres, kaygı ve psikolojik sorunlar, felsefi açıdan toplumun bu ailelere nasıl destek olması gerektiği sorusunu gündeme getirir. Ayrıca, engellilik ve felsefe arasındaki etkileşim, toplumun genel yapısını anlamak için kritik öneme sahiptir ve bu etkileşim, daha kapsayıcı ve adil bir toplum yolunda önemli bir adımdır.

Sosyal mesaj içeren bazı afişler: WWF'nin "Korkunç - Daha da Korkunç" Köpekbalığı Afişi. "Şiddeti Durdur' Mesaj Yazmayı Bırakıp Arabayı Kullan!" Afişi. "Hava Kirliliği Bir Yılda 60.000 Kişiyi Öldürür!" Afişi. "Cilt Renginiz Geleceğinizi Belirlememeli!" Afişi. "Araba Kullanırken Telefonla Konuşma!" Afişi. "Kelimeler Dünyaları Anlatır!" Afişi. "Hepimiz Sürücüyüz. Hadi Yolu Paylaşalım." Afişi. "Hayvanlar Palyaço Değildir." Afişi. "Bir Çocuk Okumazsa, Hayal Gücü Kaybolur." Afişi. "Meme Kanseri, Araba Kazasından Daha Fazla Kadın Öldürüyor." Afişi. Ayrıca, sosyal sorumluluk temalı afişler için Pinterest ve Behance gibi platformlarda da birçok örnek bulunmaktadır.

Kız çocuklarının eğitime erişimini engelleyen bazı faktörler şunlardır: Ataerkillik ve toplumsal cinsiyet algısı. Güvensizlik ve sosyal baskı. Yoksulluk. Çocuğun işgücünden yararlanma. Çocuk yaşta evlilik. Okula uzaklık. Regl yoksulluğu ve tabusu. Bu faktörler, kız çocuklarının eğitime erişimini sosyo-kültürel, ekonomik ve kurumsal nedenlerle sınırlamaktadır.

Instagram'daki emzirme akımı, annelerin emzirme fotoğraflarını #emzirme, #breastfeeding, #breastmilk gibi etiketlerle kamuya açık bir şekilde paylaşmasıdır. Ayrıca, sosyal medyada başlayan çeşitli farkındalık eylemleri kapsamında, toplu emzirme eylemleri de gerçekleştirilmektedir. Bu tür içeriklerin paylaşımı, bazı kullanıcılar tarafından uygunsuz bulunabilmekte ve eleştirilebilmektedir.

Evet, kamu davası çocuğun hayatını etkileyebilir. Çocukların cezai sorumlulukları yaş gruplarına ve fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneklerine göre farklılık gösterir. 12 yaşını doldurmamış çocuklar. 12-15 yaş aralığındaki çocuklar. Ayrıca, çocuk aleyhine açılması gereken kamu davasının belirli koşullar altında ertelenmesi de mümkündür.

Dünyanın kötü olmasının bazı nedenleri: Milliyetçilik ve ırkçılık: 2008 krizi sonrası işsizlik artışı ve Suriye İç Savaşı'nın etkisiyle mülteci krizi, milliyetçilik ve ırkçılığın yükselmesine yol açtı. İklim krizi: İklim değişikliği, aşırı hava olaylarına ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden oluyor. Şiddet ve güvenlik sorunları: Dünya genelinde şiddet olayları artıyor, bu da insanların kendilerini daha güvensiz hissetmesine yol açıyor. Medyanın etkisi: Medya, şiddet ve felaket haberlerini yoğun bir şekilde vererek kötü dünya sendromunu besliyor. Bu sorunlar, dünya genelinde farklı şekillerde ve yoğunluklarda yaşanmaktadır.

"Ayyaş" kitabı, evliliğinin ve sorumluluklarının boğuculuğundan kurtulmaya çalışırken alkol bağımlısı olan bir iş adamının hikayesini anlatır. Hans Fallada'nın otobiyografik özellikler taşıyan bu eseri, baskıcı bir toplumda insanın özgürlüğünün nasıl kısıtlanabileceğini gösterir. Ayrıca, "ayyaş" kelimesi siyaset dilinde, "vatan kurtaran" anlamında da kullanılır.

Yaşar Kemal'in "Bebek" öyküsü, yeni doğmuş bebeğiyle kala kalan İsmail'in hikayesini anlatır. Öykünün ana teması, erkeğin yaşam şartları karşısında çaresizliğidir. Öykünün diğer önemli temaları arasında feodal yapı, toprak ağalığı, kuraklık, yokluk, fakirlik ve halkın çaresizliği yer alır. Ayrıca, öyküde kadın karakterlerin güçlü ve mücadeleci bir şekilde tasvir edilmesi de dikkat çeker.

Diego Rivera'nın "Kuyudaki Kadın" tablosu, günlük yaşamın ve sıradan insanların mücadelelerine bir bakış sunmaktadır. Tablonun anlatımında, kadının gerçekçi tasviri ve çevresinin titiz işlenmesi dikkat çekicidir.

İrlanda'daki Magdalene Çamaşırhaneleri, 1922'den 1996'ya kadar 74 yıl boyunca, "düşmüş kadın" olarak görülen ve toplum tarafından dışlanan kadınların iradeleri dışında çalıştırılması nedeniyle kapatıldı. Bu çamaşırhanelerde çalıştırılan kadınlar, Katolik Kilisesi'ne büyük paralar kazandırmalarına rağmen hiçbir maaş almıyorlardı. 2011 yılında Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite'nin soruşturulmasını istemesinin ardından, 2013'te İrlanda hükümeti bu evlerde yaşamak ve çalışmak zorunda kalan kadınlardan resmi olarak özür diledi ve hayatta kalan kadınlara tazminatlar ödendi.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı, Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadelede yol haritasını belirleyen ve temel politika önceliklerini ortaya koyan bir plandır. 2007 yılından beri uygulanan bu plan, 2021-2025 yıllarını kapsayan "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı" olarak şu şekilde özetlenebilir: 5 ana hedef. 28 strateji ve 227 faaliyet. Kurumlar arası işbirliği. 2026-2030 yıllarını kapsayacak "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele V. Ulusal Eylem Planı"nın hazırlanması planlanmaktadır.

Charles Dickens'ın Martin Chuzzlewit kitabı, çıkar çatışmaları sonucu insan ilişkilerinin ne kadar çirkinleştiğini ve aile içi gerilimlerin ne boyutlara ulaştığını anlatır. Kitabın bazı konuları şunlardır: Hırs ve ikiyüzlülük. Amerika eleştirisi. Aile içi ilişkiler. Ayrıca, Martin Chuzzlewit'in Bildungsroman (bir kişinin karakter ve kişilik olarak gelişimini anlatan roman) ögeleri içerdiği ve özellikle Jonas Chuzzlewit karakterinin gelişimi üzerinden ahlaki sınavlar ve erdemli olma süreci işlendiği belirtilir.

Ezilenler romanının ana fikri, toplumda hep aşağılanan ve hor görülen insanların, nüfuzlu kimselerin bencilce hesapları arasında ezilişini ve sarsılışını işlemektir. Romanda, para ve şöhret için her türlü kötülüğü yapmaya hazır olan aristokratlar ile yoksul köylüler arasındaki sınıf çatışması da ele alınmıştır. Ayrıca, insanın iç dünyasındaki derinlikler ve ahlaki sorgulamalar da işlenmiştir.

Cumhuriyet döneminde şiirde işlenen bazı konular: Millî duygu ve heyecan: Millî Edebiyat'ın devamı niteliğinde, halka inme ve Anadolu'yu tanıma çabası ön plandadır. Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimleri: Şiirler, bu konularla doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılıdır. Toplumsal konular: Toplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, dışavurumculuk, gerçeküstücülük gibi akımların etkisi altında eserler verilmiştir. Bireysel duygu ve sorunlar: 1940'lı yıllardan sonra bireysel duygu ve sorunlar ele alınmıştır. Doğa, aşk, yaşam, sevgi, barış, özgürlük: Açık ve aydınlık bir şiir diliyle işlenmiştir. Soyutlamalar ve bilinçaltı: İnsanın evrendeki yerini konu edinen, soyutlamalardan ve bilinçaltı araştırmalardan yararlanan şiirler de yazılmıştır. Bazı şiir toplulukları ve temsilcileri: Beş Hececiler: Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon. Garipçiler (Birinci Yeniciler): Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu. İkinci Yeniciler: Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ece Ayhan. Toplumcu Gerçekçiler: Nazım Hikmet Ran, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Ceyhun Atuf Kansu, Şevket Süreyya Aydemir.

Mehmet Akif Ersoy'un "Küfe" şiirinde ele alınan başlıca toplumsal sorunlar şunlardır: Yoksulluk ve çaresizlik. Çocuk işçiliği. Toplumsal adaletsizlik.

Dullar grubu ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Facebook Grubu: "Dul Kadınlar" adında, dul kadınların yer aldığı bir Facebook grubu bulunmaktadır. TikTok Platformu: "Dul Kadın Sohbet Grubu" adında, dul kadınların bir araya gelerek destek alabileceği ve yeni dostluklar kurabileceği bir TikTok grubu mevcuttur. Terör Örgütü: "Kara Dullar", Rusya'ya karşı mücadelelerde eşlerini kaybetmiş kadın militanlardan oluşan bir terör örgütüdür. Forum Konusu: "Dullar Kulübü" adında, memurlar.net forumunda açılmış bir konu bulunmaktadır.

Mezarlık dizisi, kadın cinayetlerini aydınlatmaya çalışan bir ekibin hikayesini anlatıyor. Başkomiser Önem Özülkü, kadın cinayetlerini çözmek için kurulan Özel Suçlar Birimi'nin başına getirilir. Dizi, emniyet teşkilatına, baskıcı ailelere ve erkek zihniyetine değiniyor.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu 18. Toplantısı, 4 Şubat 2025 tarihinde Ankara Hakimevi'nde gerçekleştirilmiştir.

Charles Dickens'ın "Antikacı Dükkanı" (The Old Curiosity Shop) adlı romanı, öksüz Nelly ile dedesinin yaşam mücadelesini ve bu mücadele etrafında gelişen olayları konu alır. Sanayileşme dönemi Birleşik Krallık'ının sefaletini Nell'in gözünden anlatan roman, yazarın diğer tüm romanlarında olduğu gibi insanlık trajedisine değinir. Eserde, altyapı ile üstyapının birlikte irdelenmesi, yeni insanın önünün açılması olarak yorumlanabilir. Romanın bazı karakterleri şunlardır: Daniel Quilp; Kit; Fred; Dick Swiveller.