ToplumsalCinsiyet

Feminist terapi, bireylerin psikolojik sorunlarını toplumsal cinsiyet, güç ilişkileri, ayrımcılık ve sistemik baskılar gibi sosyal bağlamlarda ele alan bir psikoterapi yaklaşımıdır. Temel ilkeleri: - Toplumsal cinsiyet ve güç dinamiklerini anlamak: Toplumun dayattığı rollerin etkisi incelenir. - Eşitlikçi terapötik ilişki: Terapist ve danışan arasında güç dengesizliğini en aza indirmeyi hedefler. - Birey ve sosyal bağlam: Kişisel sorunların yalnızca bireysel seçimlerden değil, aynı zamanda toplumsal yapılardan kaynaklandığı kabul edilir. - Güçlendirme: Danışanların kendi hayatlarını aktif bir şekilde yönlendirebilmeleri için kapasitelerinin artırılması amaçlanır. - Kesişimsellik: Irk, sınıf, cinsel yönelim, engellilik gibi diğer baskı ve ayrımcılık biçimlerine de odaklanır. Kullanım alanları: Kadın sağlığı klinikleri, LGBTQ topluluk örgütleri ve aile içi şiddet merkezleri gibi özel ve grup ortamlarında uygulanır.

Çatalhöyük'te kadın ve erkeklerin yan yana gömülmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca, bu uygulama, toplumun yaşlı üyelerine özel bir saygı göstergesi olarak, kafaları çıkarılmış başsız iskeletlerin bulunmasıyla da ilişkilendirilmektedir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği haberleri, genellikle kadınların ve erkeklerin sosyal, ekonomik ve politik alanlarda eşit hak ve fırsatlara sahip olması konusundaki gelişmeleri içerir. 2024 yılında bu konuda öne çıkan bazı haberler şunlardır: 1. Dünya Bankası Raporu: Kadınların yasal haklarının dünya genelinde sınırlı ilerleme kaydettiğini ve kadınların iş gücüne katılımının artırılmasının küresel ekonomiyi yüzde 20'den fazla yükseltebileceğini ortaya koydu. 2. PwC Raporu: OECD ülkelerinde kadınlar ve erkekler arasındaki ücret farkının yıllardır yüzde 14 seviyesinde sabit kaldığını ve ebeveyn izin politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. 3. KONDA Araştırma: Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği algısının son on yılda yavaş bir ilerleme gösterdiğini, ancak ev içi işlerde daha adil bir görev paylaşımına doğru bir eğilim olduğunu ortaya koydu. 4. Dünya Ekonomik Forumu Raporu: Cinsiyet eşitliği uçurumunun dünya genelinde yüzde 68.5 oranında kapandığını, ancak tam eşitliğe ulaşmanın 134 yıl süreceğini öngördü. 5. Bahçeşehir Üniversitesi Raporu: İş gücü piyasasında yaşanan olumsuz gelişmelerin kadınları erkeklere kıyasla daha fazla etkilediğini ve kadın işsizlik oranının arttığını belirtti.

ANGİKAD (Girişimci İş Kadınları Derneği) ve TRT (Türkiye Radyo Televizyon Kurumu) arasındaki iş birliği, ANGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Gözde Diker'in TRT Çukurova Radyosu'nda canlı yayına katılması ile ilgilidir. Gözde Diker, 11:40'ta TRT Çukurova Radyosu'nda yapay zeka odaklı girişim ürünlerine ilişkin iş birliklerinin geliştirilmesi konusundaki görüşmeler hakkında konuşmak üzere konuk olacaktır. ANGİKAD ve TRT arasındaki başka bir iş birliği hakkında bilgi bulunamamıştır.

"Yükselten Ses" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Online Ses Yükseltici Aracı: Bu, ses dosyalarının ses seviyesini kalıcı olarak artırmak için kullanılan bir çevrimiçi araçtır. 2. "Yükselt SES'ini!" Podcast Serisi: SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu tarafından NewsLabTurkey'in EquaLab Programı desteğiyle hazırlanan bu podcast serisi, toplumsal cinsiyet odaklı habercilik anlayışını işitsel boyuta taşıyarak kadın gündemini ele alır.

MacKinnon'a göre devlet, kadınların ezilmişliği üzerine kurulmuştur. MacKinnon, devletin toplumsal cinsiyet hiyerarşisi içindeki rolünü incelemediğini ve bu nedenle kadınların çıkarlarını gözetmediğini savunur.

Feministler, patriyarkayı toplumda erkeklerin egemen olduğu, kadınların ise ikincil konumda kaldığı bir sistem olarak tanımlarlar. Bu sisteme göre: Erkekler, iş, ev, kamusal alan fark etmeksizin kadınlar ve LGBTİ+’lar üzerinde kontrol uygular. Toplumsal cinsiyet rolleri ve normları katı bir şekilde tanımlanır. Kadınlar, sosyal statü, gelir, eğitim ve fırsatlara erişim gibi alanlarda dezavantajlı konumda bulunur. Patriyarka, feminist hareketlerin temel eleştiri noktalarından biridir ve bu sistem, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ile sorgulanmakta ve yavaş yavaş değişime uğramaktadır.

Feminist film türü, kadın deneyimlerini, toplumsal cinsiyet rollerini ve patriyarkal yapıya karşı eleştirileri merkeze alan bir anlatı biçimidir. Bu tür filmlerde genellikle: Kadın karakterler, sadece yan karakter olarak değil, kendi hikayelerinin merkezinde yer alır. Kadınların karmaşık, özerk ve derinlikli portreleri çizilir. Klişeler kırılarak kadınların eşitlikçi bir dünyada kurgulanması hedeflenir. Öne çıkan feminist filmler arasında "Vecide", "Persepolis", "Fried Green Tomatoes", "Suffragette" ve "The Hours" gibi yapımlar bulunmaktadır.

"Erkekliğe İlk Adım" filmi, 1970'lerde Türkiye'nin güneydoğusunda yaşayan beş kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Filmde işlenen ana temalar şunlardır: Kadınların özgürlüğü: Kız kardeşler, köydeki erkeklerin baskısına karşı mücadele ederek özgürlüklerini korumaya çalışırlar. Toplumsal cinsiyet rolleri: Film, erkeklerin kadınlar üzerindeki otoritesini ve kadınların toplumsal hayattaki konumunu sorgular. Ayrıca, "Erkekliğe İlk Adım" ifadesi, sünnet olan çocukların yaşadığı heyecanı da ifade edebilir.

Mahu Derneği, Fransa merkezli eşcinsel tiyatro oyunlarıyla bilinen bir sözde sanat derneğidir. CHP ile Mahu Derneği arasındaki bağlantı, CHP İstanbul Gençlik Kolları'nda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu başkanlığı yapmış olan Kerem Kitay'ın, Beyoğlu Belediyesi'nde anaokullarından sorumlu koordinatör olarak atanmasıyla ortaya çıkmıştır.

Kadın ve erkeklerin farklı işlerde çalışmasının temel nedenleri arasında toplumsal cinsiyet rolleri ve cinsiyete dayalı ayrımcılık yer alır. Toplumsal cinsiyet rolleri, toplumda kadın ve erkeğe yüklenen geleneksel sorumluluklar ve beklentiler doğrultusunda şekillenir. Cinsiyete dayalı ayrımcılık ise iş ilanlarında kullanılan ifadeler, işe alım süreçleri ve ücretlendirmede ortaya çıkar.

Feminist sağlık anlayışı, kadınların sağlık sorunlarının değerlendirilmesinde biyolojik özelliklerin yanı sıra sosyal ve kültürel faktörleri de dikkate alan bir yaklaşımdır. Bu anlayışa göre: Kadının kendi sağlığı için en iyi kararı kendisi verebilir ve bu, temel bir insan hakkıdır. Aydınlatılmış onam tüm tıbbi tanı ve tedavi süreçlerinde gereklidir. Güçlendirme, kadınların kendi sağlıklarının savunucusu olabilmeleri için yeterli bilgi ve beceriye sahip olmaları anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve diğer baskı biçimleri, sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve bu etkilerin azaltılması veya üstesinden gelinmesi için uygun bir yapı sunar. Ayrıca, feminist sağlık anlayışı, tıbbi modelin kadını sorunlu parçaları düzeltilmesi gereken bir nesne olarak görmesini eleştirir ve toplumsal modelin sakatlığın toplumsal inşasını vurgular.

Maskülenite, toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan erkekliğin kavramsal bir tanımıdır. Maskülenite ile ilişkili bazı özellikler: - Kararlılık; - Güçlü olma; - Atılganlık; - Liderlik; - Fiziksel aktivite. Ayrıca, maskülenite kelimesi, erkeksi veya erkeğe benzeyen anlamında da kullanılır.

“Bir Kabusa Dalmak” romanı, R. Ayça Kavraz tarafından yazılmış ve Artemis Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Kitapta anlatılan konu kısaca şu şekildedir: Başrol karakterimiz Bade, bir moda şirketinin sahibinin oğlu ve aynı zamanda şirketin tasarımcısı ve müdürü olan Devrim Zedavengidar'ın şoförü olmak için iş başvurusunda bulunur. Tüm bunların ardından aynı gece, Bade Büyücü Kadın tarafından lanetlenir ve kendilerini farklı, anaerkil bir düzende bulurlar. Kitap, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bir tepki niteliğinde olup, okuyucuları derin bir psikolojik gerilim ve sürükleyici bir kurgu ile etkilemektedir.

Çatal, kadın sembolü olarak çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: 1. Jinekolojik Muayene: Kadınlarda "çatal" ifadesi, jinekolojik muayenenin yapıldığı özel masa veya pozisyonu ifade eder. 2. Toplumsal ve Kültürel Simge: Türk kültüründe çatal, kadının rolünü veya toplumdaki yerini belirten bir sembol olarak kullanılabilir. 3. Popüler Kültür: Günümüzde sosyal medyada ve kadın hareketlerinde, çatal sembolü kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kullanılmaktadır.

Kadın yazarlar, edebiyat dünyasını çeşitli şekillerde değiştirerek önemli bir etki yaratmışlardır: 1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Hakları: Kadın yazarlar, eserlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve modernleşme gibi konuları ele alarak bu alanlarda farkındalık yaratmışlardır. 2. Yeni Bakış Açıları: Kadın yazarlar, geleneksel edebi kalıpları kırarak daha modern bir yaklaşımla kadın kimliği, cinsiyet eşitsizliği ve toplumsal baskı temalarını işlemişlerdir. 3. Edebi Çeşitlilik: Kadın yazarların artışı, edebiyatın çeşitliliğini artırmış ve farklı kültürlerde kadınların yaşadığı deneyimleri yansıtarak evrensel sorunlara dikkat çekmiştir. 4. Edebiyatın Gücü: Kadın yazarlar, edebiyatın gücünü kullanarak okuyucularında değişim yaratma potansiyeline sahip olmuş ve toplumsal normları sorgulayan bir bakış açısı geliştirmişlerdir.

Eğitim ve kadın hakları yakından ilişkilidir çünkü eğitim, kadın haklarının gelişiminde temel bir rol oynar. Bazı bağlantılar şunlardır: - Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması: Eğitim, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmalarını ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamalarını sağlar. - Ekonomik bağımsızlık: Eğitimli kadınlar işgücüne katılabilir ve ekonomik olarak bağımsız hale gelebilirler, bu da toplumun genel refahını artırır. - Liderlik pozisyonları: Eğitim, kadınların toplumda daha etkili liderlik rolleri üstlenmesine olanak tanır. - Çocuk eğitimi: Eğitimli kadınlar, çocuklarının eğitimine daha fazla önem vererek gelecek nesillerin eğitim seviyelerini yükseltir.

Binary bilen insan, genellikle cinsiyet kimliği bağlamında kullanılan bir terimdir ve toplumsal cinsiyet ikiliğini kabul etmeyen kişileri ifade eder. Non-binary olarak tanımlanan bireyler, kendilerini tamamen erkek veya kadın olarak tanımlamazlar; bu iki kategorinin dışında veya her ikisinin bir kombinasyonu olarak görebilirler.

Maskülizm, esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine kurulmuş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin temel ilkeleri: - Toplumsal cinsiyet (gender) eşitsizliğini eleştirir. - Erkeklerin hakları ve sorunları gibi konulara odaklanır. - Erkeklerin de kadınlar kadar ayrımcılığa maruz kaldığını savunur. Maskülizmi savunan kişiye "maskülist" denir.

IC Holding ve DENK aynı kavramı ifade etmektedir. DENK, IC Holding'in Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi'nin adıdır.