Tıp

Tıpta "margo" terimi, bir organ veya doku yapısının kenar kısmını tanımlamak için kullanılan Latince bir ifadedir. Bazı örnekler: Rahim: Margo uteri. İnce bağırsak: Margo ileocolicus. Diş eti: Margo gingivalis. Kornea: Margo corneae. Kalbin sağ kulakçığı: Margo ovalis. Ayrıca, "margo" özel isim olarak da kullanılabilir, örneğin "Gone Girl" romanının ve filminin ana karakteri.

Bilgisayarlı Tomografi (BT) ile görülebilen bazı hastalıklar şunlardır: Kanser türleri ve iyi huylu tümörler. Kemik kırıkları, bozuklukları veya kemik tümörleri. Kalp hastalıkları ve kan pıhtıları. Bağırsak rahatsızlıkları (apandisit, divertikülit, tıkanıklıklar, Crohn hastalığı). Böbrek taşı. Beyin ve omurilik yaralanmaları. İç kanama ve iç organ yaralanmaları. Ülseratif kolit ve sinüzit gibi enflamatuar hastalıklar. BT, teşhis amacıyla kullanılan bir görüntüleme yöntemidir ve tedavi için değil, tanı koymak için uygulanır.

Hastanelerde bulunan bazı bölümler şunlardır: Acil Servis: Acil tıbbi müdahalelerin yapıldığı bölüm. Dahiliye (İç Hastalıkları): Sindirim sistemi rahatsızlıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların teşhisi ve tedavisi. Cerrahi Bölüm: Genel cerrahi, nöroşirurji, ortopedi gibi cerrahi branşların bulunduğu bölüm. Pediatri Bölümü: Çocuk sağlığı ve hastalıklarıyla ilgilenen bölüm. Kadın Hastalıkları ve Doğum: Gebelik takibi, doğum ve jinekolojik hastalıkların tedavisi. Radyoloji Bölümü: Görüntüleme teknikleriyle hastalıkların teşhisinin yapıldığı bölüm. Laboratuvar: Kan testleri, idrar analizleri gibi tıbbi testlerin yapıldığı bölüm. Yoğun Bakım Üniteleri: Ağır hasta ve travma vakalarının izlendiği ve tedavi edildiği özel bakım üniteleri. Onkoloji Bölümü: Kanser teşhisi ve tedavisi. Kardiyoloji Bölümü: Kalp ve damar hastalıklarının teşhisi ve tedavisi. Psikiyatri Bölümü: Ruhsal sağlık sorunlarının değerlendirildiği ve tedavi edildiği bölüm. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü: Fiziksel yaralanmaların tedavisi ve rehabilitasyon hizmetleri.

Anad kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Varay dilinde: "evcilleştirme" anlamına gelir. Urban Dictionary'de: "komik ve insanlar tarafından sevilen, kadın düşkünü bir adam" anlamında kullanılır. Kısaltma olarak: "Anniston Ordusu Deposu", "Anoreksiya Nervoza ve İlişkili Bozukluklar Ulusal Derneği" gibi çeşitli kuruluşları veya terimleri temsil edebilir.

LY% (lenfosit yüzdesi) değerleri, yaşa göre değişiklik gösterir: Yetişkinler: %15-40. Çocuklar: %30-50. Sağlıklı bireylerde LYM (lenfosit) değerleri: Yetişkinler: 1000-4800 mcL. Çocuklar: 3000-9500 mcL. Bu değerler, laboratuvarlara göre küçük farklılıklar gösterebilir. Kan tahlili sonuçlarının doğru yorumlanması için bir doktora danışılmalıdır.

Dönme kelimesi farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: Genel tanım: Bir merkeze bağlı olarak dairesel hareket yapan cisimlerin hareketi. Matematik: Biçimi değişmeyen bir şeklin ekseni çevresindeki hareketi. Astronomi: Yıldızlar, gezegenler ve gök cisimlerinin kendi eksenleri etrafında dönüşü. Tıp: Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimse. Din: Başka bir dindeyken Müslüman olan kimse (mühtedi). Havacılık: Uçağın burun kısmının kalkıştan sonra yukarı doğru çıkması. Spor: Spin (çevirme) olarak tanımlanır; teniste üst dönme ve geri dönme, bilardo ve benzeri oyunlarda dönme hareketleri.

Lir, antik çağlardan beri müzik tarihinin önemli bir parçası olan telli bir çalgıdır. Başlıca kullanım amaçları: Dini törenler ve şenlikler: Antik dönemlerde lir, tanrılara ithaf edilen dini törenlerde ve eğlencelerde kullanılırdı. Eğitim: Antik Yunan'da müzik eğitiminin önemli bir parçasıydı; birçok genç lir çalmayı öğrenirdi. Sembolizm: Helenistik dönemde ozanlar ve düşünürler için semboldü. Müzik yarışmaları: Lir, özel şölenler, sempozyumlar ve festivallerdeki müzik yarışmalarında kullanılırdı. Ayrıca, lirin taşınabilir ve çalması basit bir enstrüman olması, onu gezici müzisyenler için ideal kılardı.

Hacamatta genellikle dört ana bölge vardır: 1. Skapula alt ve üst köşeleri. 2. Bel bölgesi. 3. Bacak arkası. 4. Kafa arkası. Ayrıca, hacamatın tarama yöntemi ile de uygulanabileceği ve bu durumda vücudun yedi farklı bölgesine (baş, omuz, sırt, kasık, üst bacak, baldır ve ayak bilekleri) aynı anda yapılabildiği belirtilmiştir. Hacamat uygulaması, uzman kişiler tarafından steril koşullarda yapılmalıdır.

D-dimer seviyesinin hastaneye yatış gerektirip gerektirmediğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, yüksek D-dimer seviyeleri, vücutta aktif bir pıhtılaşma veya fibrin yıkımı sürecinin olduğunu gösterebilir ve bu durum, derin ven trombozu (DVT), pulmoner emboli (PE) veya yaygın damar içi pıhtılaşması (DIC) gibi ciddi sağlık sorunlarının işareti olabilir. D-dimer yüksekliği durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önemlidir. Normal D-dimer değeri, kullanılan test yöntemine göre değişiklik gösterse de genellikle 500 ng/mL'nin altındadır. Bazı durumlarda D-dimer referans değerleri: 20-50 yaş aralığındaki kadınlar için: 1. trimesterde <0.75 mg/L FEU; 2. trimesterde <1.0 mg/L FEU; 3. trimesterde <1.25 mg/L FEU. 50 yaş ve üzeri hastalar için: D-dimer seviyesi, hastanın yaşının 10 ile çarpımından daha düşük olmalıdır.

Ege Üniversitesi (EÜ) bir devlet üniversitesi olduğu için, T.C. vatandaşı öğrenciler normal öğrenim süreleri boyunca herhangi bir öğrenim ücreti veya harç ödemezler. Ancak, bazı programlar veya özel durumlar için ücret talep edilebilir. Örneğin, Ege Üniversitesi'nde UOLP-Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi ile yürütülen Gıda Mühendisliği programı ücretlidir.

Kan yapıcı organlar (kemik iliği, dalak ve lenfatik dokular) aşağıdaki ışınlardan etkilenir: Radyasyon. Gama ışınları. Kan yapıcı organlar, bölünen hücreler içerdikleri için radyasyona karşı daha hassastırlar.

Albümin değerinin %10 olması, normal değer aralığının oldukça dışında bir durumu ifade eder. Yetişkin bireylerde normal serum albümin değeri genellikle 3,5 ila 5,0 g/dL arasında değişir. Hiperalbüminemi belirtileri arasında sürekli uyuma isteği, ağız içi kuruluk, karın bölgesinde ağrı, baş dönmesi, yorgunluk ve sık idrara çıkma yer alır. Bu tür durumlarda, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

İngilizce doktor-hasta diyalogları için bazı örnekler: Baş ağrısı hakkında diyalog: Hasta: Doktor, dün akşamdan beri başım ağrıyor. Doktor: Hiç ilaç aldın mı? Hasta: Evet, ama baş ağrım geçmedi. Doktor: Burnun da akıyor. Hasta: Teşekkürler, doktor. Randevu alma diyalogu: Resepsiyonist: Günaydın! Nasıl yardımcı olabilirim? Hasta: Merhaba, bir doktorla randevu almak istiyorum. Resepsiyonist: Tabii! Şikayetiniz nedir? Hasta: İki gündür baş ağrım ve ateşim var. Resepsiyonist: En erken randevu bugün saat 15.00'te? Hasta: Evet, uygun. Acil durum diyalogu: Hemşire: Beyefendi, iyi misiniz? Solgun görünüyorsunuz. Hasta: Hayır, çok başım dönüyor ve göğsüm ağrıyor. Hemşire: Hemen bir doktor çağırıyorum. Hasta: Teşekkür ederim. İngilizce doktor-hasta diyalogları için daha fazla örnek, konusarakogren.com ve quizlet.com gibi sitelerde bulunabilir.

Alanin aminotransferaz (ALT) yüksekliğinin bazı nedenleri: Karaciğer hastalıkları: Karaciğer yağlanması, hepatit, siroz, karaciğer kanseri. İlaç kullanımı: Karaciğere zarar veren ilaçlar. Alkol tüketimi: Aşırı alkol alımı. Obezite ve diyabet: Obezite ve diyabet hastaları. Diğer sağlık sorunları: Kalp yetmezliği, çölyak hastalığı, tiroit bozuklukları. Hücre hasarı: Vücudun diğer yerlerinde görülen hücre hasarı. Genetik faktörler: Kalıtsal durumlar. ALT yüksekliği, karaciğer hasarının boyutunu belirtmez; bu durumun tespiti için diğer testlerin de yapılması gereklidir. Kesin nedenin belirlenmesi ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Penia, genellikle bir tür kan hücresinin eksikliği anlamına gelir ve çeşitli hastalıklarla ilişkilendirilebilir. İşte bazı örnekler: Leukopenia (Lökopeni): Beyaz kan hücrelerinin (lökositler) eksikliği olup, enfeksiyonlar, kemoterapi, radyasyon tedavisi, aplastik anemi ve bazı kanser türleri gibi durumlarla ilişkilidir. Neutropenia (Nötropeni): Nötrofil granülositlerin eksikliği olup, aynı zamanda lökopeni olarak da adlandırılır. Osteopenia: Kemik eksikliği anlamına gelir ve osteoporozun altında bir seviyede kemik yoğunluğunu ifade eder. Erythrocytepenia (Eritropeni): Kırmızı kan hücrelerinin eksikliği anlamına gelir. Sarcopenia: Kas kütlesi ve gücünün azalması ile karakterize bir durumdur. Bu durumlar, farklı tıbbi uzmanlık alanlarında (infectioloji, hematoloji, endokrinoloji vb.) ele alınır.

GOTI kısaltmasının farklı anlamları vardır: 1. Georgia Orthopaedic Trauma Institute (Gürcistan Ortopedi Travma Enstitüsü). 2. Girls of the Internet (İnternet'in Kızları). 3. Guns of the Internet (İnternet'in Silahları).

Bupropion, öncelikle majör depresif bozukluk tedavisinde ve sigarayı bırakma sürecinde destek olarak kullanılan bir antidepresandır. Bupropionun bazı faydaları: Genellikle cinsel işlev bozukluğuna ve kilo alımına neden olmaz. Uyku hali ile ilişkili değildir. Hipersomniya ve yorgunluk semptomlarını iyileştirmede etkilidir. Bupropionun yan etkileri arasında ağız kuruluğu, bulantı, kabızlık, uykusuzluk, anksiyete ve aşırı terleme bulunabilir. Bupropion kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

A Rh+ (pozitif) kan grubu, aşağıdaki kan gruplarından kan alabilir: 0 Rh- (negatif); 0 Rh+ (pozitif); A Rh- (negatif); A Rh+ (pozitif). A Rh+ kan grubu, yalnızca kendi grubu olan A Rh+ ve AB Rh+ kan gruplarına kan verebilir. Kan nakli sırasında kan grubu uyumunun sağlanması hayati önem taşır; farklı bir kan grubunun nakledilmesi bağışıklık tepkisi oluşturarak ölümcül olabilecek reaksiyonlara neden olabilir.

Tomografi çektirmek, gerekli önlemler alındığında genellikle tehlikeli değildir. Tomografi sırasında hasta radyasyona maruz kaldığından, bu durumun uzun vadeli zararlarının düşük olsa da mevcut olduğu bilinmektedir. Ayrıca, ilaçlı tomografi çekiminde kullanılan kontrast madde, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Tomografi, hamileler ve hamilelik şüphesi taşıyan kişilerde tercih edilmez. Tomografi çektirmeden önce, mevcut hastalıkların ve vücutta takılı cihazların (örneğin, kalp pili) doktorla paylaşılması önemlidir. Tomografi çekilip çekilmemesi ve hangi yöntemin uygun olduğu konusunda bir doktora danışılması önerilir.

AO kısaltması farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: AO Trauma: 1950 yılında İsviçre'de kurulan, ortopedik cerrahlara yönelik araştırma, enstrümantasyon, eğitim ve dokümantasyon hizmetleri sunan kar amacı gütmeyen bir düşünce ve çalışma grubudur. Arktik Salınım (Arctic Oscillation): Kuzey yarımkürenin yukarı enlemlerinde hava basıncının değişimini ifade eden bir salınım endeksidir. Havacılık Ordnanceman: Havacılık alanında mühimmat uzmanı anlamına gelir. Ayrıca, AO'nun diğer alanlarda da farklı anlamları olabilir; örneğin, "Access sıralama" veya "Acousto optik" gibi.