Tıp

Poikilositoz, altta yatan bir tıbbi durum kırmızı kan hücrelerinin (RBC) görünümünü etkilediğinde ortaya çıkar. Bazı hastalıklar ve durumlar: Kalıtsal nedenler: orak hücre anemisi, talasemi, kalıtsal sferositoz, piruvat kinaz eksikliği, kalıtsal eliptositoz, McLeod sendromu. Edinilmiş nedenler: demir eksikliği anemisi, megaloblastik anemi, otoimmün hemolitik anemi, karaciğer ve böbrek hastalığı, alkole bağlı karaciğer hastalığı, miyelofibrozis, kurşun zehirlenmesi, kanser, şiddetli enfeksiyonlar. Poikilositoz kendi başına ölümcül bir durum değildir, ancak altta yatan bir tıbbi durumu gösterir.

Evet, intravenöz kanül ve intraket aynı anlama gelir. İntraket, damar içine ilaç, sıvı, kan veya kan ürünleri vermek için kullanılan steril, tek kullanımlık bir tıbbi cihazdır. Ayrıca, tıp alanında branül ve anjiokat olarak da adlandırılır.

Bilateral bulgu, tıpta vücudun her iki tarafını da etkileyen durumları ifade eder. Bu terim, çeşitli hastalıkların teşhisinde ve semptomların tanımlanmasında kullanılır. Bilateral bulgular, fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra, kaygı, stres veya depresyon gibi psikolojik durumları da içerebilir. Teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Tıpta ADW kısaltması çeşitli anlamlara gelebilir, bunlardan bazıları: Atrioventriküler Septal Defekt (AVSD). Arteriovenöz Malformasyon (AVM). Ayrıca, ADW kısaltması "Aged and Disabled Waiver" (Yaşlı ve Engelli Feragat) anlamına da gelir. Daha fazla bilgi için bağlamın belirtilmesi gerekebilir.

İlk şifahane, 707 yılında Emevi Halifesi Velid Abdülmelik tarafından Nişâbur'da kurulmuştur. Anadolu'daki ilk şifahane ise 1205-1206 yıllarında Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından Kayseri'de inşa ettirilmiştir.

Kümülatif terimine dair bazı örnekler: Matematik: Bir sayının karesi, o sayının kendisi ile çarpımıdır; 2'nin karesi 4, 3'ün karesi 9, 4'ün karesi 16 gibi. Finans: Kümülatif getiri, bir yatırımın başlangıç değeri üzerine eklenen veya çıkarılan getirilerin toplamını ifade eder. İstatistik: Kümülatif frekans, bir veri setindeki değerlerin sınıflara göre gruplandırıldığında her bir sınıfın altında biriken gözlemlerin sayısını ifade eder. Eğitim: Kümülatif değerlendirme, öğrencinin yıl boyunca gösterdiği performansın toplamını ifade eder. Hukuk: Kümülatif borç, her alacaklının hakkı olan ödencin tamamı ya da her borçlunun ödencinin tamamı şeklinde tanımlanır.

Kolesterol serum plazma, kandaki kolesterol olarak bilinen yağ türlerinin miktarının ölçümüdür. Bu ölçüm, kolesterol seviyesini belirlemek için laboratuvar testlerinde kullanılır ve kandaki HDL, LDL ve trigliserit gibi tüm kolesterol türlerini verir.

OB, tıpta "obstetriks" veya "obstetrics" olarak açılır. Obstetriks, hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenen tıp dalıdır. Obstetrics, kadın sağlığı ile ilgili bu yönleri inceleyen alandır. Ayrıca, OB kısaltması, "obez" veya "occult bleeding" gibi başka tıbbi terimlerle de ilişkilidir.

Anjiyo sonrası hastanede kalma süresi, işlem yapılan kişinin durumuna ve anjiyonun amacına bağlı olarak değişebilir. Basit ve düşük riskli anjiyo işlemleri sonrası, durum stabil ise hasta aynı gün taburcu edilebilir. Daha karmaşık anjiyo işlemleri veya komplikasyon riski taşıyan durumlarda hastanede kalış süresi daha uzun olabilir. Stent yerleştirilmişse veya daha fazla gözlem gerekiyorsa, hasta birkaç gün hastanede kalabilir. Anjiyo sonrası hastanede kalma süresi hakkında en doğru bilgiyi, işlemi gerçekleştiren doktor verebilir.

HBeAg'nin negatif olması, farklı anlamlara gelebilir: Kronik hepatit B enfeksiyonu: HBeAg'nin altı aydan uzun süre pozitif kalması, kronik enfeksiyona işaret eder. İmmün tolerans fazı: Doğumda veya erken çocukluk döneminde enfekte olan kişilerde, KHB'nin erken evresindeki yüksek replikatif faz. İmmün aktif faz: Dalgalanan aminotransferazlar ve yüksek HBV DNA konsantrasyonları ile karakterize edilen HBeAg pozitif hastalık evresi. İnaktif faz (immün kontrol fazı): HBeAg negatifliği, anti-HBe pozitifliği, normal ALT ve düşük HBV DNA konsantrasyonu ile karakterize edilen düşük replikatif faz. HBeAg negatifliği, aynı zamanda HBeAg üretimini bozan mutasyonlar (prekor veya kor mutasyonları) nedeniyle de olabilir. HBeAg durumunun değerlendirilmesi ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Klinefelter sendromu, erkeklerde fazladan bir X kromozomunun (XXY) bulunmasıyla ortaya çıkan bir genetik bozukluktur. Klinefelter sendromunun bazı belirtileri: Düşük testosteron seviyeleri ve kısırlık; Küçük testisler ve penis; Orantısız boy (uzun bacaklar, kısa gövde); Gecikmiş veya tamamlanmamış ergenlik; Yüz ve vücut kıllarının az olması; Sosyalleşme ve düşünce ifade etmede zorluk. Klinefelter sendromu türleri: 48, XXYY sendromu: Fazladan bir Y kromozomunun da bulunması. Mozaik 47, XXY & 46,XY: Hücrelerin bir kısmında Klinefelter sendromu, diğer kısmında farklı bir yapı bulunması. Klinefelter sendromu kalıtsal değildir; genetik hata, genellikle ebeveynlerden birinin üreme hücrelerinde meydana gelir.

Ayaktaki yağlanma için hangi doktora gidilmesi gerektiği hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, ayak ve bacak şişmesi gibi benzer belirtiler için dahiliye (iç hastalıkları) uzmanına başvurulabilir. Daha spesifik bir alana yönlendirme gerektiğinde, dahiliye doktoru kardiyolog, nefrolog, damar cerrahı veya hematolog gibi farklı uzmanlık alanlarına yönlendirme yapabilir. Ayak hastalıkları için ise genellikle ortopedi uzmanlarına başvurulur. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

Fe (ferritin) seviyesinin yüksek olması, vücutta gereğinden fazla demir depolandığını gösterir ve bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Fe seviyesinin yüksekliğinde görülebilecek bazı belirtiler: çarpıntı ve göğüs ağrısı; halsizlik ve yorgunluk; karın ve eklem ağrıları; kilo kaybı; ciltte koyulaşma. Fe seviyesinin yüksekliğinin nedenleri arasında hemokromatozis, aşırı alkol tüketimi, iltihaplı hastalıklar, bazı kanser türleri ve fazla miktarda demir takviyesi alımı yer alabilir. Tedavi yöntemleri: Kan bağışı gibi yöntemlerle demir seviyesinin düşürülmesi; Demir emilimini azaltan ilaçlar (demir şelatörleri); Altta yatan hastalığın tedavisi. Fe seviyesinin yüksek olması durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

Gıda intoleransı testi sonuçları genellikle kan örneği laboratuvara ulaştıktan sonra 1-3 hafta içinde hazır olur. Ancak, test sonuçlarının çıkma süresi farklı laboratuvarlara ve kullanılan yöntemlere göre değişiklik gösterebilir. Gıda intoleransı testi yaptırmadan önce, kullanılan ilaçlar veya mevcut sağlık durumu hakkında doktorla konuşulması önerilir.

HIV kesin tanısı için Western Blot ve PCR gibi doğrulama testleri yapılır. Western Blot Testi: Antikorların tespit edilmesine yardımcı olan bir testtir. PCR Testi: HIV RNA PCR testi, virüsün genetik materyalini doğrudan tespit ederek erken dönemde HIV'in saptanmasına yardımcı olur. İlk yapılan HIV testinin pozitif çıkması durumunda bu testler uygulanarak sonuç teyit edilir. HIV testi yaptırmak için uygun zaman, virüsün bulaşmasından sonra vücutta antikorların oluşmasına izin verecek kadar zaman geçtikten sonradır; bu süre, enfeksiyondan sonraki 2 ila 8 hafta arasındadır. Testlerin doğru yorumlanması için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

SG (spesifik gravitasyon) yüksekliğinin bazı nedenleri: Dehidrasyon. Şeker hastalığı (diyabet mellitus). Proteinüri. İdrar yolu enfeksiyonları. İlaç etkisi. İç veya dış kanama. Ciddi yanıklar. Kalp ve böbrek yetmezliği. Böbrek damarlarının daralması veya enfeksiyonları. Sodyum seviyesindeki yükseklik veya düşüklük. SG yüksekliği, böbrek fonksiyonları ve hidrasyon durumu hakkında bilgi verir. SG yüksekliği durumunda bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde hazırlık sınıfı bulunmamaktadır. Ancak, Uludağ Üniversitesi'nde hazırlık sınıfı olan bazı bölümler şunlardır: Tıp Fakültesi; Endüstri Mühendisliği (%30 üstü); Çevre Mühendisliği (%30 ve altı); Tekstil Mühendisliği (%30 ve altı); Veteriner Fakültesi; Biyosistem Mühendisliği (%30 ve altı); Gıda Mühendisliği (%30 ve altı); Bitki Koruma (%30 ve altı).

Perforasyonlu apandisit, apandisit (apendiksin iltihaplanması) tedavi edilmediğinde ortaya çıkan ve apendiksin duvarlarının yırtılması (patlaması) durumunu ifade eder. Perforasyonlu apandisit belirtileri: Şiddetli ve yaygın karın ağrısı; 39°C üzerinde yüksek ateş; Karında yaygın hassasiyet ve sertlik. Perforasyonlu apandisit ciddi bir komplikasyondur ve acil cerrahi müdahale gerektirir.

Gastroenteroloji, sindirim sistemi hastalıklarının teşhis ve tedavisiyle ilgilenen tıbbi uzmanlık alanıdır. Gastroenterolojinin baktığı bazı hastalıklar: Reflü; Gastrit ve ülser; Bağırsak hastalıkları: irritabl bağırsak sendromu, Crohn hastalığı, ülseratif kolit; Karaciğer hastalıkları: hepatit, siroz, karaciğer yağlanması; Safra kesesi taşları ve safra yolu hastalıkları; Pankreatit; Hemoroid ve anal fissür; Sindirim sistemi kanserleri. Gastroenteroloji bölümüne, sindirim sistemiyle ilgili ağrı, şişkinlik, mide yanması, ishal veya kabızlık gibi şikayetler yaşayan hastalar başvurabilir.

DILD kısaltması, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: Bilinçli rüya, rüya tarafından başlatılan. Diffüz interstisyel akciğer hastalığı. Uyuşturucu kaynaklı karaciğer hastalığı. Ayrıca, "dild" kelimesi Urban Dictionary'de mastürbasyon veya zaman israfı anlamında argo bir terim olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, "dild" kelimesinin işlevi, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösterir.