Teori

Antonin Artaud'un Vahşet Tiyatrosu'nun temel ilkeleri şunlardır: Tüm çıplaklığıyla insan: Tiyatro, insanı tüm çirkinliği ve doyumsuz istekleriyle ortaya koymalıdır. Seyirci katılımı: İzleyici, pasif bir gözlemci olmaktan çıkıp, oyunun içinde aktif bir rol almalıdır. Fiziksel anlatım: Jest, çığlık, soluk, ışık ve ses gibi unsurlar ön planda olmalı, metin ve sözlü dil yerine fiziksel anlatım tercih edilmelidir. Sahne ve gerçeklik: Sahne, insan bedeninin her organını ayrıştırıcı bir gerçeklik olmalıdır. İlkellik ve ritüel: Tiyatro, ilkel ritüellere dönüş yapmalı ve ayinsel bir nitelik taşımalıdır. Duygusal etki: Seyircilerin duyu organlarına saldırılmalı, bilinçaltında bastırılmış duygular ortaya çıkarılmalıdır.

Sonsuz maymun teoremi, bir daktilonun tuşlarına sonsuz bir süre boyunca gelişigüzel basan bir maymunun belirli bir metni (örneğin William Shakespeare'in tüm yapıtlarını) neredeyse kesin olarak yazabileceğini ortaya koyan matematik teoremidir. Bu bağlamda, "neredeyse kesin" söz öbeği matematiksel bir terimdir ve "maymun" da gerçek bir maymundan çok, rastgele harflerden oluşan bir diziyi sonsuza dek üreten soyut bir aygıtı ifade eder. Teoremin kökleri Aristoteles, Blaise Pascal ve Jonathan Swift'in düşüncelerine dayanmaktadır. Ancak, matematiksel hesaplamalar, sonsuz kaynaklar ve zaman verildiğinde bile, rastgeleliğin anlamlı bir şey üretmek için yeterli olmadığını göstermektedir.

D# akoru, re diyez majör akorudur. Bir triad olan re diyez majör akoru (sembolü D# olarak yazılır), re♯, fa ve la♯ notalardan oluşur. Ayrıca, D# ve Eb (D sharp ve E flat major) aynı akordur, ancak çalındıkları anahtara bağlı olarak isimleri değişir.

Yaşam üçgeni bilimsel olarak kanıtlanmamış bir teoriye dayanmaktadır. Bu teoriye göre, bina çökerken, nesneler veya mobilyaların üzerine düşen tavan ağırlığı, bir boşluk bırakır ve bu boşluk "hayat üçgeni" olarak tanımlanır. AFAD gibi kuruluşlar, deprem sırasında "çök, kapan, tutun" yönteminin daha güvenli olduğunu belirtmektedir.

Karanlık Orman, tehlikeli kabul edilir çünkü bu ormanda her medeniyet, diğerleri için potansiyel bir tehdittir. Liu Cixin'in "Karanlık Orman" adlı bilimkurgu eserinde bu durum şu şekilde açıklanır: Bütün akıllı yaşam formları, hayatta kalma içgüdüsüne sahiptir. Diğer uygarlığın, şans elde etmesi halinde sizi yok edip etmeyeceğini önceden bilmenin garantili bir yolu yoktur. Bu nedenle, her akıllı tür için en güvenli seçenek, onlar aynısını yapma şansı bulmadan önce diğer akıllı türü yok etmektir. Karanlık Orman Hipotezi'ne göre, bu durum, uygarlıkların varlıklarını açığa çıkarabilecek her izi gizlemelerine yol açar. Bu hipotez, Fermi Paradoksu'na bir açıklama sunar; yani, dünya dışı akıllı yaşam formlarının izlerine rastlanamamasının nedeni, bu uygarlıkların bilerek sessiz kalmayı tercih etmeleridir.

Morfik rezonans, İngiliz biyolog Rupert Sheldrake tarafından geliştirilen bir teoriye göre, tekrarlanan herhangi bir olayın olduğu bölgeye verilen addır. Bu teoriye göre: Morfik alan, olayın tekrarına verilen addır ve olayın titreşimsel şifresidir. Morfik rezonans, bu şifreye sahip kainatın, koduna göre olayın tekrarını sağlamasıdır. Morfik alanlar, biyolojik organizmaların sahip olduğu bir tür kolektif bilinci temsil eder ve organizmaların formlarını, davranışlarını ve özelliklerini şekillendirir. Morfik rezonans teorisi, bilimsel topluluk tarafından oldukça tartışmalı bir konudur ve bazıları tarafından reddedilir.

"Tek Başına" şarkısının akorları, farklı sanatçılar tarafından yorumlandığı için değişiklik gösterebilir: Nilüfer - "Tek Başına" (Kolay ve orijinal ton): F#m, C#m, E, Bm, D, A, G#m, C#m, F#m. Ayten Alpman - "Tek Başına" (Kolay ve orijinal ton): Em, Am, D, G, Em, F#7, B, B, Em. Akorların doğru kullanımı için ilgili kaynakların incelenmesi önerilir. Ayrıca, "Tek Başına" şarkısının akorları akorculuk.com ve akor.gitaregitim.net sitelerinde de bulunmaktadır.

Yanlışlanabilir, bir önerme, hipotez ya da teorinin özünde yanlış olduğunun kanıtlanabilme ihtimalinin olması anlamına gelir. Bir yargıyı geçersiz kılacak herhangi bir gözlem yapmak ya da argüman sunmak mümkünse o yargı yanlışlanabilir demektir. Yanlışlanabilirlik ilkesi, bilim ile bilim dışı olanı, bilgi ile inancı ayırmak için kullanılır.

İkinci mertebe teorisi, yapı sistemlerinin yatay yükler altında doğrusal davranış sergilemediği durumlarda kullanılan bir yaklaşımdır. İkinci mertebe teorisinde, eksenel kuvvetlerden oluşan ikinci mertebe etkileri hesaba katılır. İkinci mertebe teorisi, aşağıdaki durumlarda dikkate alınmalıdır: Zemin kat yüksekliğinin fazla olması; Normal kat yüksekliği ile zemin kat yüksekliği arasındaki oranın iki veya daha büyük olması. İkinci mertebe teorisi, "P-delta etkisi" olarak da adlandırılır.

11. sınıf sosyal bilim çalışmaları dersi, sosyal bilimlere ait alan becerilerinin esasları üzerine odaklanan bir derstir. Bu ders kapsamında öğrenciler: Sosyal bilim kavramlarını ve yöntemlerini öğrenir. Toplumsal sorunları disiplinler arası bir yaklaşımla değerlendirir. Farklı disiplinlere ait bilgi ve becerileri günlük yaşamla ilişkilendirir. Bilimsel düşünme alışkanlığı kazanır. Sosyal sorumluluk projelerinde kişisel sorumluluk alır. 11. sınıf sosyal bilim çalışmaları dersi, haftada 2 veya 3 ders saati olarak işlenir ve 9, 10, 11 ve 12. sınıfların herhangi birinde iki kez seçilebilir.

DFA kısaltmasının açılımı, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı yaygın açılımlar: Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA). Amerika için Demokrasi (DFA). Dijital Kusur Analizi (DFA). Derin Femoral Arter (DFA). Daha fazla bilgi için kısaltmanın kullanıldığı spesifik alana bakmak gerekebilir.

Paulo Freire'nin resim teorisi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Freire'nin eğitim ve bilinçlenme üzerine bazı görüşleri bilinmektedir: Bankacı Eğitim Modeli: Freire, geleneksel eğitimi "bankacı model" olarak adlandırır. Problem Tanımlayıcı Eğitim: Freire, "problem tanımlayıcı eğitim" modelini önerir. Praksis: Freire, "praksis" kavramını, teori ile pratiğin diyalektik olarak birbirini etkilediği ve dünyanın dönüştürülmesini sağlayan bilinçli eylem olarak açıklar.

Sol ve fa anahtarlı dizek, müzik notalarını yazmak için kullanılan 5 paralel çizgiden oluşan bir sistem olan dizek (porte) üzerinde sol ve fa anahtarlarının bulunduğu bir düzenlemeyi ifade eder. Sol anahtarı, müzik notaları sisteminde kullanılan bir sembol olup, sol ses perdesinden başlar ve sol notasını ifade eder. Fa anahtarı, müzik notalarının yüksekliklerini belirlemek için kullanılır. Dizek üzerindeki her bir çizgi ve aralık, farklı bir nota yüksekliğini temsil eder.

Statik vize sınavında çıkabilecek bazı konular: Kuvvetler ve etkiler: Bileşke kuvvet, tesir çizgisi denklemi, reaksiyon kuvvetleri. Mafsallı sistemler: Mafsallı elemanların bağlantı alternatifleri, mesnet reaksiyonları. Kablo ve çubuk sistemleri: En küçük ve en büyük kablo kuvvetleri, sarkma miktarı hesaplamaları. Gerber kirişleri: Mesnet tepkileri ve mafsal kuvvetleri. Vize sınavında çıkacak konular, dersin öğretim görevlisinin müfredatına göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca, vize sınavının yazılı veya test şeklinde olacağını da öğretim görevlisi belirler.

Bir müzik parçasının temel dizisi, genellikle melodi, armoni ve ritim unsurlarından oluşur. Melodi, bir müzik parçasının ezgisini oluşturan, belirli bir ton ve yarım ton dizisine sahip notalar bütünüdür. Armoni, aynı anda çalınan notaların kombinasyonudur ve müzikte uyumun temelini oluşturur. Ritim, müzikteki sesler ve sessizliklerin düzenini ifade eder. Ayrıca, dizi (gam) de bir müzik parçasının temelinde yer alır.

McLuhan'ın sıcak ve soğuk medya ayrımı, iletişim araçlarını katılım duygusu ve duyusal hitap şekline göre sınıflandırır. Sıcak medya: Tek bir duyuya yüksek düzeyde hitap eder, genişletir ve derinleştirir. "Yüksek çözünürlük" (high definition) vardır ve izleyicinin katılma payı çok azdır. Radyo ve telefon, sıcak medyaya örnek olarak verilebilir. Soğuk medya: Birden fazla duyuya hitap eder ve daha az duyusal veri sağlar. İzleyicinin eksik unsurları kendi zihninde tamamlamasını gerektirir ve katılımı yüksektir. Televizyon, ideografik yazı, söz ve telefon, soğuk medya örneklerindendir.

"Hüküm varlık ve yokluk bakımından illeti iledir" ifadesi, usulcülerin hüküm-illet ilişkisini açıklamak için kullandıkları bir sözdür. Bu sözden kastedilen, illet ile hüküm arasındaki ilişkidir. Usulcülere göre, illetin varlığı, gerçekte hükmün varlığını zorunlu olarak gerektirmez. Ancak, fıkıh usulünde illet, kıyasın esası, odak noktası ve en önemli rüknüdür.

Melodi ve akor aynı şey değildir, ancak müzikte birbirleriyle yakından ilişkilidirler. Akor, birden fazla notanın aynı anda çalınmasıyla oluşan, harmoni sağlayan bir ses üçlüsü veya dörtlüsüdür. Akorlar, melodinin temelini oluşturur ve ona harmonik destek sağlar.

Müzikte dört temel terim şunlardır: 1. Nota: Müzikal sesleri simgeleyen ve porte adı verilen beş çizgi üstüne veya aralığa yazılan sembol. 2. Ritim: Seslerin ve sessizliklerin zaman içinde belirli bir düzende organizasyonu. 3. Tempo: Müzik parçasının çalınma hızı, genellikle dakikadaki vuruş sayısı (BPM) ile ölçülür. 4. Tonalite: Bir eserin hangi anahtar veya dizide yazıldığını belirtir, eserin genel hissiyatını ve yapısını etkiler. Bu terimler, müzik teorisi, performans ve kompozisyon gibi alanlarda önemli bir rol oynar.

Müzikte melodi ve ritim şu şekilde ayırt edilebilir: Melodi. Melodi, ritmik ve armonik özellikler taşıyan, belirli bir kurguyla yatay olarak dizilen seslerin oluşturduğu müzik cümlesidir. Melodi, bir şarkının ana ayarını yapar ve bir dizi tek tonlu notalar dizgesi oluşur. Notalar eşzamanlı olarak çalınır ve bu nedenle gösterimde dikey yazılır. Ritim. Ritim, müzikteki tüm unsurların ‘zaman’ ile olan ilişkisidir. Ritim, sabit ritmin üzerinde çalan kısa ve uzun seslerin örüntüsüdür. Bir müzik parçasında notaların düzgün ve ardışık sırayla birbirini takip etmesi ritmi ele verir.