Sümer

Demirin ilk kullanıldığı yer, Sümerliler ve eski Mısırlılar olarak kabul edilmektedir.

Sümer tabletlerinin Türkçe olduğu iddiası, Sümer dilinin Ural-Altay dil grubuna ait Türkçe ile akraba olduğu tezine dayanmaktadır. Bu tez, Sümerce ve Türkçe arasında bazı benzer kelimeler bulunması ve dilbilimsel analizlerin bu iki dilin tarihsel bir ilişkiye sahip olabileceğini göstermesi üzerine kurulmuştur.

Taş tanrılar, Sümer ve Hitit uygarlıklarına aittir.

Sümerlilerin ilk tekerleğin icadı, Mezopotamya uygarlığına katkı sağlamıştır.

Evet, Ninkasi Sümer mitolojisinde bira tanrıçası olarak kabul edilir.

Takvimi ilk bulan uygarlık Mısırlılar olarak kabul edilir. Ancak, ay takvimini bulan ilk uygarlığın Sümerler olduğu da öne sürülmüştür.

Sümerlerde ticaret, gelişmiş bir ekonomik faaliyet olarak yürütülmüştür. Başlıca ticaret unsurları: - Tarım ürünleri: Tahıl, hurma, susam yağı gibi ürünler hem iç piyasada kullanılmış hem de dış ticarete konu olmuştur. - El sanatları ürünleri: Seramik, dokuma, metal işçiliği gibi alanlarda üretilen kaliteli ürünler, komşu bölgelerde büyük ilgi görmüştür. - Takas sistemi: Ticarette genellikle para yerine takas sistemi kullanılmıştır; tarım ürünleri, el sanatları ürünleri ve emek karşılığında mal değişimi yapılmıştır. Ticaret yolları ve merkezleri: - Sümer tüccarları, Basra Körfezi üzerinden İndus Vadisi'ne kadar uzanan önemli ticaret yollarına erişmişlerdir. - Ur ve Nippur gibi büyük şehirler, yoğun bir ticaret trafiğine ev sahipliği yaparak ekonominin canlanmasını sağlamıştır. - Ayrıca, Ebla gibi diğer uygarlıklarla da kapsamlı ticari alışverişler yapılmıştır.

İmdugut kuşu, Sümer ve Akad mitolojisinde ilahi bir fırtına kuşu olarak bilinir. Bu kuş, aslan başlı kartal sembolüyle de ilişkilendirilir ve yağmur, fırtına ve savaş tanrısı Ninurta'nın önemli bir sembolüdür.

Sümerlerde şehir devletlerinin başında "patesi" veya "ensi" adı verilen rahip-krallar bulunmaktaydı.

Sümerlerin yazısı, çivi yazısı olarak bilinir. Bu yazı sistemi, M.Ö. 3200 civarında Sümerler tarafından icat edilmiştir.

Sümer'in ilk haritası, Ninova'daki Kral Asurbanipal'in kütüphanesinde bulundu.

Sümerlerin en önemli ticaret mallarından biri tekstil idi. Ayrıca, Sümerler bakır, gümüş, altın gibi metallerin, kereste ve tarım ürünlerinin (tahıl, hurma, susam yağı) ticaretini de yapmışlardır.

Sümer medeniyetini temsil eden bazı semboller şunlardır: 1. Ziggurat: Sümer tapınak kuleleri, dini ve siyasi otoritenin sembolüdür. 2. Yılan: Yaradılış yasalarının bekçisi ve bilgelik sembolü olarak kabul edilir. 3. Çivi Yazısı: Tarihte bilinen en eski yazı sistemlerinden biridir ve Sümerlerin yazılı tarihini temsil eder. 4. Yedi Sayısı: Sümerlerde önemli bir sayı olup, yedi gün geçmek, yedi dağ aşmak gibi ifadelerde kullanılır. 5. Tanrı Heykelleri: Tanrıların ilahi gücünün bir parçası olarak görülür ve özenle yıkanır, süslenir ve yiyecek sunulur.

Sümerce yazıtlar, günümüz Irak'ında bulunan güney Babil bölgesinde, en az MÖ 3500 yılından itibaren yerleşik olan Sümer şehrinde bulunmuştur. Ayrıca, bu yazıtlardan bazıları Drehem ve Ebla gibi yerlerde de ortaya çıkarılmıştır.

Dünyanın en eski aşk şiiri, Sümerlere ait olup, Kral Şusin için yazılmış bir şiirdir. Bu şiir, 4 bin yıllık bir tablet üzerinde bulunmuş ve 1889 yılında Bağdat'ın 150 km uzağındaki Sümer kenti Nippur'da keşfedilmiştir.

Sümer tanrıçası Anu'nun büyük kızının adı Bo'dur.

"Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa" adlı eser, Abdullah Öcalan tarafından yazılmış ve uygarlığın gelişimini ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana konular: - Sümerlerin devlet ve toplum yapısı: Sümerlerin rahiplerin yönetimindeki devletlerinin kuruluşu ve bu devletin sınıflı toplumun özeti olarak görülmesi. - İlk yazılı hukuk normları: Sümerlerin hukuk kurallarını kayalara kazıp dikerek toplumun temel yönetim yasalarını belirlemesi. - İcatlar ve katkılar: Yazı, matematik, astronomi, edebiyat ve sanat gibi alanlarda yaptıkları yenilikler ve bunların sonraki medeniyetler üzerindeki etkileri. - Demokratik uygarlık kavramı: Öcalan'ın, demokratik değerlerin ve evrensel insan haklarının Orta Doğu'nun köklü kültürel değerleriyle birleşerek yeni bir uygarlık sentezi oluşturması gerektiği düşüncesi.

Ziusudra, Sümer mitolojisinde uzun ömürlü anlamına gelen bir isimle anılan, tufan sonrası insanlığın yeniden doğuşunu simgeleyen bir kral ve kahramandır. Bazı kaynaklarda ölümsüzlük bahşedildiği belirtilen Ziusudra, Şuruppak kentinin son hükümdarı olarak Sümer Kral Listeleri'nde yer alır. Hikayesinin ana hatları: - Tanrılar insanlığın gürültüsünden ve hatalarından bıkmış, onları yok etmeye karar vermiş. - Bilgelik tanrısı Enki, Ziusudra'ya bir duvarın ardından fısıldayarak tufanı haber vermiş ve devasa bir gemi inşa etmesini söylemiş. - Ziusudra, tanrıların gazabından kaçmak için ailesini, hayvanları ve "her meslekten insanı" gemiye almış. - Yedi gün süren fırtınanın ardından sular çekilmiş ve gemisi bir dağın tepesine oturmuş. - Kurbanlar sunmasının ardından, tanrı Enlil onu ödüllendirerek Dilmun adlı cennet benzeri bir yere yerleştirmiş ve ölümsüzlük bahşetmiş.

En eski Sümer tableti, M.Ö. 4. binyılda icat edilen çivi yazısı ile yazılmış olan tabletlerdir.

Akadların askeri gücü, kendi kültürleri ile Sümer kültürünün kaynaşmasından ve ilk düzenli ordu sistemini kurmalarından gelir. Sümer kültürü: Akadlar, Sümerlerin teknik ve idari deneyimlerinden faydalanarak ordularını organize etmişlerdir. İlk düzenli ordu: Kral Sargon döneminde kurulan ordu, hem yerel halktan toplanan askerlerden hem de profesyonel birliklerden oluşuyordu.