SözcükAnlamları

Valide Sultan, Osmanlı padişahlarının annelerine verilen unvandır. Valide kelimesi ise, genel anlamda "anne" demektir. Bazı ünlü Valide Sultanlar: Ayşe Hafsa Sultan; Hürrem Sultan; Safiye Sultan; Kösem Sultan; Hatice Turhan Sultan.

Yadsıma ve kanıksama farklı kavramlardır: Yadsıma: Bir şeyi kabul etmeme, inkar etme anlamına gelir. Kanıksama: Sık tekrar edilen bir durumu normal veya olağan bir şekilde kabul etme eylemidir. Örnekler: Yadsıma: "Bu iddiaları kesinlikle reddediyorum." Kanıksama: "Her gün dayak yediği için artık korkmuyor." (Bu duruma alıştı).

Kont, Avrupa'da bir soyluluk unvanıdır. Şatilyon hakkında ise bilgi bulunmamaktadır. Bazı diğer soyluluk unvanları: Dük: Büyük dükalık olarak adlandırılan bölgenin hükümdarı. Prens: Hükümdarın oğlu veya toprakları ülke sayılmayacak kadar küçük devletin hükümdarı. Marki: Dükten daha aşağıda kalan bağımlı hükümdar. Baron: Genellikle kalıtsal olan bir asalet veya onur unvanı.

Kötü haber verene "naî" denir. Ayrıca, bulmacalarda kötü haber veren için 3 harfli cevap olarak "naî" yazılabilir.

Bozuşmak ve küsmek aynı anlama gelebilir, çünkü "bozuşmak" kelimesi, karşılıklı küsmek anlamında da kullanılmaktadır. Küsmek, bir bireyin başkalarıyla olan iletişim alanını hem sözlü hem de sözel olmayan davranışlar içeren pasif bir saldırganlık biçimiyle manipüle etme girişimi olarak tanımlanır. Ancak, her "bozuşma" durumu küsme olarak değerlendirilmeyebilir; çünkü "bozuşmak" kelimesi farklı bağlamlarda da kullanılabilir.

Görünüş ve görüntü arasındaki temel fark, görünüşün bir şeyin neye benzediği veya nasıl göründüğü olduğunu, görüntünün ise bir şeyin görsel temsili olduğunu ifade etmesidir. Görünüş: Aldatıcı olabilir. Geçici ve değişebilir. Bir şeyin özünü tam olarak yansıtmayabilir. Görüntü: İki veya üç boyutlu olabilir. Çizim, resim, fotoğraf veya heykel gibi farklı biçimlerde olabilir. Elektronik sinyaller veya fiziksel ortamlar aracılığıyla görüntülenebilir.

Hotoz, kadınların süs için saçlarının üstüne taktıkları, çeşitli renk ve biçimde yapılmış küçük başlık anlamına gelir. Ayrıca, tavus kuşu, tavuk gibi kuşların başlarında bulunan tüyler için de "hotoz" kelimesi kullanılır.

Banket, karayolunun kenarında, başta yayalar olmak üzere bisikletliler ve hayvanlar için ayrılmış güvenli yürüyüş yoludur. Banketler, araçların acil durumlarda durması için de kullanılabilir, ancak bu durum sadece zorunlu hallerde mümkündür. Banketlerin bazı özellikleri: Yol ile farklı bir zemin malzemesine sahiptir. Şerit çizgisi ile değil, farklı renkteki eksen çizgileriyle belirlenir. Genişliği, yolların tipine göre değişiklik gösterir. Düşük banket, yol seviyesinden daha aşağıda kalan banketler için kullanılan bir terimdir.

Sâki, Farsça kökenli bir kelime olup, "içki sunan kişi" anlamına gelir. Meyhane ise Farsça "mey" (şarap) ve "hane" (ev) kelimelerinden türemiş olup, "şarap evi" veya "içki içilen yer" anlamına gelir.

Direnmek ve karşı çıkmak aynı anlama gelir, çünkü "direnmek" fiili, "karşı çıkmak" veya "karşı koymak" anlamlarına gelir. "Direnmek", bir kişi veya grubun karşılaştığı zorluklara, sıkıntılara ya da engellere karşı durma, karşı koyma ve pes etmeme eylemidir. Örnek cümleler: "Kömür çalmak, Sayın Yargıç ve tutuklamaya direnmek, onu tutuklayan memura açıkladı". "Onlar baskılara karşı direnen cesur insanlardı".

Cansız varlıkların konuşturulmasına intak (konuşturma) sanatı denir. İntak sanatında, kişileştirilen varlık insan gibi konuşturulur ve konuşma direkt bu kişilerin ağzından yapılır. İntak sanatının teşhis (kişileştirme) sanatından sonra yapıldığı ve her intak sanatında teşhis olduğu, ancak her teşhiste intak olmadığı unutulmamalıdır.

Lütfeylemek, "lütuf etmek" anlamına gelir ve doğru yazım şeklidir. Lütuf etmek ise, "iyi davranmak, hoş muamele etmek, iyilikte bulunmak" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: - Lütfeylemek: "Bu hususta bize karşı lütfediyorlar, nezaket gösteriyorlar". - Lütuf etmek: "Bir yudum su lütfediniz".

Evet, 4. sınıfta terim anlamlı kelimeler bulunmaktadır. Terim anlamlı kelimeler, bilim, sanat, spor, meslek gibi çeşitli alanlarda belli bir kavramı ifade eden kelimelerdir. Örnekler: Futbol: taç, kale; Müzik: dizek, sus işareti; Tiyatro: kostüm, sufle; Dilbilgisi: nokta, virgül; Matematik: yarıçap, kök; Tarih: kronoloji.

Kakofonik ses, ses uyumsuzluğu anlamına gelir. Kakofoni, TDK'ye göre "ses itişmesi" veya "tenafür" olarak da tanımlanabilir. Kakofonik sesin bazı özellikleri: İstenmeyen bir durumdur. Arka planda fazla gürültü nedeniyle iletilmek istenen mesajın etkin biçimde algılanmasını engelleyebilir. "Patlayıcı" ünsüzlerin (b, d, k, p, t, g) tekrarlanmasıyla oluşabilir. Örnek olarak, radyo frekansında parazit olması veya gürültülü ortamlarda insanların iletişim kuramaması verilebilir.

Vasıfı olmayan kişiye "vasıfsız" denir. Vasıfsız kelimesi, bir alanda özel eğitimi olmayan, deneyimi veya yeterliliği bulunmayan, kısacası mesleki bilgisi olmayan kişiler için kullanılır.

"Göa" kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Goa Eyaleti: Hindistan'ın batı kıyısında yer alan bir ildir. Global Outstanding Assessment (GOA): Uluslararası organizasyonlarda çalışanların etkinliğini ve performansını değerlendirmek için kullanılan kapsamlı bir değerlendirme programıdır. Gene Ontology Annotation (GOA): Protein fonksiyonlarını tanımlamak için GO terimlerini uygulayan bir projedir. "Göa" kelimesinin başka anlamları da olabilir.

İlkel bulmaca, insanların zihinsel becerilerini geliştirmek ve düşünsel süreçlerini uyarıcı bir şekilde kullanabilmek amacıyla tasarlanmış, genellikle basit ve tek bir doğru çözümü olan bulmacalardır. İlkel kelimesi bulmacalarda aşağıdaki kelimelerden biri olarak yanıtlanabilir: Ham. Eski. Geri. Barbar. İptidai. Primitif.

Yankesici, bir kimsenin cebinden, çantasından ustalıkla, hissettirmeden bir şeyler çalan kimse, cep faresi, tırtıkçı anlamına gelir. Arapça "tarrâr" sözcüğü de yankesici demektir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu (TCK), yankesiciliği daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hırsızlık halleri arasında saymıştır.

"Naive" ve "naiwe" arasındaki temel fark, kullanım bağlamları ve anlamlarıdır: - Naive: Genel olarak deneyimsiz, bilgisiz veya yargı eksikliği olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Olumsuz bir anlam taşır ve genellikle saf, kolayca aldatılabilir anlamında kullanılır. - Naiwe: Özellikle belirli bir alanda yeni olan veya öğrenmeye istekli kişileri tanımlamak için kullanılır. Olumlu bir anlam taşır ve öğrenme isteğini, deneyim eksikliğini kabul etmeyi ifade eder. Örnekler: - "She's naive about politics" (Siyaset konusunda saf). - "She's naiwe about international relations" (Uluslararası ilişkiler konusunda deneyimsiz).

İnen kelimesinin zıt anlamlısı çıkan kelimesidir. Ayrıca, "iniş" kelimesinin zıt anlamlıları arasında "yokuş" ve "çıkış" kelimeleri de bulunmaktadır. "İniş" ve "çıkış" kelimeleri birbirinin zıddı değildir, çünkü anlam bakımından tam karşıt değildirler.