Romalılar

Kleopatra'ya özel kumun getirilmesinin nedeni, efsaneye göre, Romalı komutan Marcus Antonius'un, sevgilisi Kraliçe Kleopatra için Mısır'dan 60 büyük gemiyle, her tanesi aynı büyüklükte olan altın sarısı kumları getirtmiş olmasıdır. Ancak, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, Sedir (Kleopatra) Adası’nda koruma altında tutulan altın sarısı kumların efsanedeki gibi Mısır’dan gelmediği, adadaki kumun Mısır’daki kumlardan bin 500 yıl önce oluştuğu tespit edilmiştir. Kleopatra Plajı’ndaki kumun özel olmasının diğer nedenleri ise şu şekildedir: Simli gibi parıl parıl parıldayan bir parlaklığa sahiptir. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşmuştur. Ateşte yanma özelliğine sahiptir. Sodalı suda kendiliğinden çoğalabilir. Büyüteç ile incelendiğinde hareket ettiği görülür.

Alanya, tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır: Antik Çağ: Alanya, Pamfilya ve Klikya arasında yer almıştır. Bizans Dönemi: Bu dönemde şehre "Kalanoros" adı verilmiştir. Anadolu Selçukluları: 1221 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad tarafından fethedilmiş ve "Alaiye" olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Dönemi: 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Günümüzde Alanya, idari olarak Antalya iline bağlı bir ilçedir.

Tarihteki ilk yollar, hayvanlar tarafından kullanılan güzergâhlarda kendiliğinden oluşan patikalardı. İlk yol yapım örneklerinden bazıları: MÖ 6000 yıllarına ait yollar. MÖ 4000 yıllarına ait yollar. MÖ 2800-2600 yıllarına ait yollar. Yol yapımının ilk organize devlet gücü ise Roma İmparatorluğu olmuştur.

Kleopatra Kapısı'nın yapılma nedeni, Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın MÖ 41 yılında sevgilisi Romalı General Antonius ile Tarsus'ta buluşmak üzere geldiğinde, o zamanın limanı olan Gözlükule'de büyük bir törenle karşılanması ve şehre bu kapıdan girmesidir. Bu nedenle, Deniz Kapısı olarak da anılan bu kapıya, zamanla Kleopatra Kapısı denilmeye başlanmıştır.

Isparta isminin kökeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, çeşitli görüşler bulunmaktadır. Baris Teorisi: Isparta adının, Pisidia'daki Baris şehrinin yerine kullanıldığı düşünülmektedir. Baride Teorisi: Isparta adının "Baride" kelimesinden geldiği, bu kelimenin Hititçe veya Lidya dilinden olabileceği ve Yunan göçmenlerin "Barida"ya "Eis" takısı ekleyerek "Isbarida" dedikleri, daha sonra Türklerin bunu "Isparta" olarak kullandıkları ifade edilmektedir. Sabarta Teorisi: Arap kaynaklarında Isparta'nın "Sabarta" olarak anıldığı ve bu ismin, MÖ VIII. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyinden güneye sürülen İskitler tarafından verildiği iddia edilmektedir. Hitit Adı Teorisi: Hititler, Isparta'ya "Baris" adını vermişlerdir ve bu isim "bereket" anlamına gelmektedir. Bu bilgiler, Isparta isminin kökeni hakkında kesin bir kanıt sunmamaktadır.

Kireç harcı, en eski bilinen bağlayıcı malzeme olarak, Antik Babil, Mısır, Finike, Hitit ve Pers uygarlıkları tarafından kullanılmıştır. Romalılar ise su kirecini (hidrolik kireç) bulmuş ve su içerisindeki inşaatlarda kullanmıştır. Türkler, puzolanik kirece (volkanik esaslı, killi, kalkerli toprak) tuğla kırıklarını (pişmiş kil) öğütüp karıştırarak Horasan harcı olarak kullanmıştır.

"Rome" dizisinin 2. sezonunun 6. bölümü, 18 Şubat 2007 tarihinde yayınlanmıştır.

Romalılar 5:8, Elçi Pavlus'un Roma'daki Hıristiyanlara yazdığı mektupta yer alan bir ayettir. Ayetin anlamı şu şekilde açıklanabilir: > "Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü". Bu ayet, Tanrı'nın büyük bir sevgi gösterdiğini, çünkü insanların günahkâr olduğu bir dönemde, İsa Mesih'in insanlar uğruna öldüğünü ifade eder.

Saatlerin neden 4'e kadar olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, saatlerin nasıl belirlendiğine dair bazı bilgiler mevcuttur. Saatler, uluslararası ortak saat kullanımı amacıyla Greenwich'te belirlenen başlangıç meridyenine göre, 15 boylamın bir saatte geçişi esas alınarak, 15 boylam aralıkla çizilen saat dilimlerine göre belirlenir. Türkiye, Greenwich Ortalama Zamanı (GMT) +3 saat diliminde yer alır.

Romalılar savaşta çeşitli silahlar kullanmıştır: Piyade silahları: Pilum: Ağır piyade silahı, yaklaşık 30 metre menzile sahip, iki ağır mızrak. Gladius: Kısa kılıç. Scutum: Oval, dışbükey kavisli kalkan. Lorica: Göğüs zırhı. Miğfer: Yanaklıklı bronz miğfer. Hafif piyade ve süvari silahları: Cirit (plumbata): Hafif piyade silahı. Mızrak-orak (falx muralis): Az bilinen bir Roma silahı. Mühendislik ürünleri: Catapulta, scorpio ve ballistalar: Ok ve taş gülle fırlatan sistemler. Sambykēler: Kuşatma köprüleri. Vinealar: Hareketli kuşatma sığınakları. Koçbaşı (aries) ve kuşatma rampaları.

MS 800 yılında yaşanan bazı önemli olaylar: Şarlman'ın Batı İmparatoru olarak taç giymesi. Vikinglerin Dublin'de kalıcı üs kurması. Karolenj Rönesansı'nın başlaması. Ayrıca, bu dönem Orta Çağ'ın erken dönemlerine denk gelir ve tarihsel, kültürel ve siyasi açıdan çeşitli olaylar ve gelişmeler yaşanmıştır.

Filipo’nun Kitabı, hipnoz yoluyla yapılan bir regresyon seansıyla başka bir yaşama ve bedene yolculuk yapan Romalı asker Filipo’nun hikayesini anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Reenkarnasyon ve spiritüel yolculuk: Filipo, imparatorluk zamanında doğuya göreve giden bir asker olarak reenkarne olur. İçsel keşif: Filipo, bu yolculuk sırasında benliğini, dünyayı ve değerlerini keşfeder. Adalet ve vicdan: Asi bir grubun lideri olan Yilak ile tanışması, Filipo’nun dünyayı algılama biçimini değiştirir. Görev ve ihanet: Filipo, hizmet ettiği imparatorluk ile vicdani değerleri arasında kalır. Kitap, psikoloji, sosyoloji ve mitolojiden beslenen katmanlı bir anlatı sunar.

Antik Romalılar lav taşını çeşitli alanlarda kullanmışlardır: İnşaat ve Peyzaj: Lav taşları, dayanıklı yapıları ve doğal görünümleri nedeniyle inşaat sektöründe ve peyzaj düzenlemelerinde kullanılmıştır. Akvaryumlar: Lav taşları, akvaryumlarda suyun oksijen seviyesini artırmak ve biyolojik filtreleme sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Isı ve Ses Yalıtımı: Lav taşları, yüksek ısıya dayanıklı özellikleri sayesinde ısı ve ses yalıtımı alanlarında kullanılmıştır. Tarım: Lav taşları, toprak verimliliğini artırmak ve minerallerin bitkiler tarafından daha kolay emilmesini sağlamak amacıyla tarım sektöründe kullanılmıştır. Ayrıca, lav taşları, eski dönemlerde kültürel ritüellerde de kullanılmıştır.

Penteres, Eski Romalılar'ın kullandığı beş kürekle çekilen savaş gemisi anlamına gelir. Ayrıca, Antik Yunan'da, üst üste beş katta kürekçilerin yer aldığı bir kadırga türü olarak da bilinir.

Evet, Rumlar Romalıdır. Rum kelimesi, Latince "Romalı" anlamına gelen "Romeos" kelimesinden türemiştir. Ancak, Rumlar yalnızca Romalıları değil, aynı zamanda Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan Slavlar, Bulgarlar, Ermeniler ve Ruslar gibi çeşitli etnik grupları da kapsayan geniş bir anlam kazanmıştır.

Mare Nostrum, "Bizim Deniz" sloganıdır. Bu slogan, Roma İmparatorluğu'nun Akdeniz'i ele geçirdikten sonra bölgeye verdiği ismi ifade eder. Ayrıca, Avrupa'nın göçmen taraftarı kuruluşlarından biri de bu ismi benimseyerek Akdeniz'in emperyalistlerin ve faşistlerin simgesel tekelinden kurtarılmasına katkıda bulunmuştur.

"Rome" dizisinin 2. sezonunun 7. bölümü, 4 Mart 2007 tarihinde yayınlanmıştır.

Fransa, MÖ 58 yılında, Roma İmparatorluğu'nun Galya'yı fethetmesiyle bir Roma eyaleti olarak kurulmuştur. Modern Fransa'nın temelleri ise 843 yılında imzalanan Verdun Antlaşması ile atılmış ve Fransa Krallığı olarak ortaya çıkmıştır. Fransa'nın "Fransa" olarak adlandırılması, Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra bölgeye yerleşen Frank kabilelerinden gelmektedir. Dolayısıyla, Fransa'nın milattan kaç yıl önce kurulduğu sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Ancak, Fransa tarihi Demir Çağı'ndan itibaren yazılı kayıtlara dayanmaktadır.

Antik Romalılar, banyo yapmak için özel olarak inşa edilmiş kamu hamamlarına giderlerdi. Banyo yapma süreci genellikle şu adımları içeriyordu: 1. Apodyterium (soyunmalık). 2. Frigidarium (soğukluk). 3. Tepidarium (ılıklık). 4. Caldarium (sıcaklık). Banyo sırasında kullanılan bazı gereçler: Strigilis. Aleipterion. Roma hamamlarında su, genellikle su kemerleri aracılığıyla taşınır ve karmaşık ısıtma sistemleriyle ısıtılırdı.

Romalıların kökeni, MÖ 753 yılında kurulan Antik Roma'ya dayanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, Roma İmparatorluğu Akdeniz etrafında yayıldıkça, Romalıların kökenlerinin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'dan gelen göçmenlere dayandığı tespit edilmiştir. Kentin erken dönemlerine bakıldığı zaman, insanların genetik olarak Batı Avrupalılara benzediği görülmektedir.