• Buradasın

    Reform

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yargı Reformu Strateji Belgesi kaç yılda bir güncellenir?

    Yargı Reformu Strateji Belgesi, 5 yılda bir güncellenir. 2025-2029 dönemini kapsayan son belge, 23 Ocak 2025 tarihinde açıklanmıştır ve bir sonraki güncelleme 2029 yılında yapılacaktır.

    Yargı reformu stratejisi nedir?

    Yargı Reformu Stratejisi, Türkiye'deki hukuk sistemini modernize etmek, adaletin hızlı, etkili ve şeffaf bir şekilde sağlanmasını temin etmek amacıyla hazırlanan kapsamlı bir belgedir. Yargı Reformu Stratejisi'nin temel amaçları: Adaletin hızlı ve etkili sağlanması. Yargının bağımsızlığının güçlendirilmesi. Hukuk güvenliğinin artırılması. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması. Ceza adaletinde yenilikler. İlk Yargı Reformu Stratejisi 2009 yılında hazırlanmış, ikincisi 2015'te, üçüncüsü ise 2019'da kamuoyuna duyurulmuştur.

    Reformun 4 temel ilkesi nedir?

    Türkiye'nin 2025-2029 yıllarını kapsayan Yargı Reformu Stratejisi'nin 4 temel ilkesi şunlardır: 1. Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi. 2. Adalete erişimin kolaylaştırılması. 3. Ceza adaletinde yenilikler. 4. Teknolojik dönüşüm (dijitalleşme ve yapay zeka uygulamalarının entegrasyonu). Reformun 4 temel ilkesi ayrıca siyaset ve tarih bağlamında şu şekilde de ele alınabilir: Milli egemenlik ilkesi. Laiklik ilkesi. Cumhuriyetçilik ilkesi. Devletçilik ilkesi.

    Tanzimat fermanı neden ilan edildi?

    Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti'ni modernleştirmek ve devlet düzenini yeniden yapılandırmak amacıyla ilan edilmiştir. Fermanın ilan edilme nedenleri arasında şunlar yer almaktadır: Meşruti yönetim isteyen aydınların baskılarını azaltmak. Gayrimüslimleri devlete bağlamak. Fransız İhtilali'nin milliyetçilik etkilerini azaltmak. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa meselesinde ve Londra Boğazlar Sözleşmesi'nde Avrupa'nın desteğini almak. Avrupa'nın Osmanlı'nın iç işlerine karışmasını önlemek.

    Skolastiğin zayıflaması nedir?

    Skolastik düşüncenin zayıflaması, Orta Çağ'da kilisenin hem toplum hem de siyasi düşünce üzerindeki hakimiyetinin azalması anlamına gelir. Skolastik düşüncenin zayıflamasına katkıda bulunan bazı faktörler: Matbaanın yaygınlaşması: Matbaa sayesinde hümanistler düşüncelerini daha kolay yaymış, insanlar İncil'i kendi dillerinde okumaya başlamış ve din adamlarının her zaman doğru bilgi vermediğini fark etmişlerdir. Reform hareketi: Martin Luther gibi teologlar, kilisenin temel dini dogmalarını sorgulayarak insanların bilinçlenmesine ve kilisenin otoritesinin zayıflamasına katkıda bulunmuşlardır. Hümanizmin yükselişi: "Hümanizm" akımı, insana değer verilmesi gerektiğini savunarak skolastik düşüncenin insanlar üzerindeki baskısını azaltmıştır. Skolastik düşünce, 16. yüzyılda Rönesans ile resmen sona ermiş olsa da, günümüzde bile bu düşünceyi savunan kişilerle karşılaşmak mümkündür.

    Yargı reformu neleri kapsıyor?

    Yargı reformu, Türkiye'de adalet sisteminin daha etkin, hızlı, şeffaf ve erişilebilir hale getirilmesi için yapılan düzenlemeleri kapsar. 2025-2029 Yargı Reformu Stratejisi kapsamında bazı hedefler şunlardır: Hak arama yollarının güçlendirilmesi. Adalet sistemine güvenin artırılması. Yargı süreçlerinin hızlandırılması. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması. Dijital teknolojilerin adli süreçlerde kullanılması. Ceza adalet sisteminin etkinliğinin artırılması. Ayrıca, 2024-2028 dönemini kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde, adalete erişimi güçlendiren ve hukukun üstünlüğünü esas alan düzenlemeler de yer almaktadır.

    Reform neden ve nasıl başladı?

    Reform, 16. yüzyılda Katolik Kilisesi'nde meydana gelen bozulmalara tepki olarak ortaya çıkan bir dinsel harekettir. Başlamasının bazı nedenleri: Kilisenin yozlaşması ve aşırı zenginleşmesi. Hümanizm sayesinde Hristiyanlığın kaynaklarına inilmesi ve İncil'in millî dillere çevrilmesi. Matbaanın yaygınlaşması ve okuma-yazma bilenlerin artması. Endüljans uygulaması: Kilisenin günahları para karşılığında affetmesi. Din adamlarının halkı dini ve ekonomik açıdan zorlaması. Nasıl başladı: Martin Luther'in 95 Tez'i: 31 Ekim 1517'de Martin Luther, Wittenberg Kalesi Kilisesi'nin kapısına, Katolik Kilisesi'nin bazı uygulamalarını eleştiren 95 maddeden oluşan bir protesto metni astı. Protestanlığın doğuşu: Luther'in fikirleri destek bulmuş ve Protestanlık mezhebi ortaya çıkmıştır.

    Reformun 3 temel ilkesi nedir?

    Reformun üç temel ilkesi şunlardır: 1. Milli Egemenlik İlkesi: Halkın kendi kendini yönetme hakkına dayanan bu ilke, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu vurgular. 2. Laiklik İlkesi: Devletin din işlerinden ayrılması ve laik bir yapıya kavuşması hedeflenir. 3. Cumhuriyetçilik İlkesi: Halkın kendi temsilcilerini seçerek yönetime katıldığı bir yönetim biçimini ifade eder. Bu ilkeler, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer almaktadır. Reformun diğer temel ilkeleri arasında bireysel inanç özgürlüğü, sözlerin gücü ve ifade özgürlüğü, kilise reformu, inanç ve ahlak ilişkisi gibi unsurlar da bulunmaktadır.

    16. yüzyıl neden önemli?

    16. yüzyıl, dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir çünkü birçok alanda büyük değişimlere ve gelişmelere sahne olmuştur. İşte bu yüzyılın önemli olmasının bazı nedenleri: Coğrafi Keşifler: Yeni deniz yollarının keşfedilmesi, ticaret yollarının değişmesine ve ekonomik yapıların yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Rönesans: Sanat, bilim ve kültür alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi sanatçılar önemli eserler üretmiştir. Osmanlı İmparatorluğu: Osmanlı Devleti, viyana'ya kadar ilerlemiş, ancak aynı zamanda çöküş dönemine girmiştir. Bilimsel Gelişmeler: Kopernik, dünyanın evrenin merkezi olmadığını, Güneş etrafında döndüğünü teorisini yayınlamıştır. Edebiyat ve Kültür: Portekiz'de klasisizm akımı başlamış, Brezilya'da ise sömürge dönemi edebiyatı şekillenmiştir. Bu olaylar, 16. yüzyılın hem kültürel hem de bilimsel açıdan zengin ve önemli bir dönem olduğunu göstermektedir.

    Koçi Beyin Osmanlıya katkıları nelerdir?

    Koçi Bey'in Osmanlı'ya başlıca katkıları şunlardır: Islahat Önerileri: Koçi Bey, Osmanlı Devleti'nin gerileme nedenlerini analiz ederek, tımar sisteminin düzeltilmesi ve daha disiplinli bir ordu ile sıkı bir devlet idaresi uygulanması gerektiğini savunmuştur. İlk Yazılı Raporlar: Koçi Bey, Sultan IV. Murad ve Sultan İbrahim'e sunduğu risalelerle, Osmanlı'da padişaha sunulan ilk yazılı raporları hazırlamıştır. Devlet Yönetimine Katkılar: Koçi Bey'in risaleleri, Osmanlı'nın idari, askeri, sosyal ve mali krizlerini ele alarak, dönemin hükümdarlarına yönetim önerileri sunmuştur. Koçi Bey'in önerileri, özellikle IV. Murad'ın idareyi ele almasıyla uygulamaya konulmuş ve devlet yönetiminde köklü ıslahatların yapılmasına katkı sağlamıştır.

    KİT reformu nedir?

    KİT reformu, Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nde (KİT) şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmak amacıyla başlatılan bir dizi düzenlemeyi ifade eder. Bu reform kapsamında: Yönetim yapılarının profesyonelleştirilmesi hedeflenmektedir. Satın alma usullerinin kurumsal yönetim ilkeleri, verimlilik ve kârlılık ekseninde yeniden düzenlenmesi planlanmaktadır. CEO ve CFO gibi pozisyonların oluşturulması ve bu kuruluşlarda özel sektör benzeri beyaz yakalı uygulamalara ağırlık verilmesi beklenmektedir. Benzer fonksiyonları icra eden birimlerin veya işletmelerin birleştirilmesi öngörülmektedir. Reformun, KİT'leri daha etkin ve rekabetçi hale getirmesi hedeflenirken, özelleştirme veya kapatma gibi sonuçlar doğurabileceği endişeleri de bulunmaktadır.

    Rönesans ve reformun ortak özellikleri nelerdir?

    Rönesans ve Reform'un ortak özellikleri şunlardır: Ortaçağ düşüncesine tepki: Her iki hareket de Ortaçağ'ın dindarlığına, metafiziğine ve kilisenin resmi felsefesi olan Skolastisizme tepki göstermiştir. Yeni akımların etkisi: Rönesans, Antik Yunan ve Roma kültürlerinin yeniden keşfiyle; Reform ise hümanizm akımının etkisiyle gelişmiştir. Eğitim ve kültürün güçlenmesi: Rönesans'ta Antik klasik metinlerin yeniden keşfi ve öğrenilmesi, Reform'da ise İncil'in ulusal dillere çevrilmesi, eğitim ve kültürün güçlenmesine katkı sağlamıştır. Dini ve entelektüel etki: Her iki hareket de dini, politik ve entelektüel alanda etkili olmuştur. Değişim ve yenilik: Rönesans, dünyayı ve insanı keşfetme zihniyetiyle; Reform ise Katolik Kilisesi'nde reform yapma ve orijinal Hıristiyan inançlarını yeniden kurma hedefiyle ortaya çıkmıştır.

    Nizam i Cedid hangi isyana neden oldu?

    Nizam-ı Cedid, 25 Mayıs 1807'de başlayan ve 3. Selim'in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan Kabakçı Mustafa İsyanı'na neden olmuştur. Bu isyan, yapılan yeniliklerden memnun olmayan yeniçeri ve ulemâ kesiminin, yeniliklerin kendi menfaatlerini zedelemesi nedeniyle ortak bir tavır alarak başlatmasıyla ortaya çıkmıştır.

    Eğitimde reformun önemi nedir?

    Eğitimde reformun önemi şu noktalarda toplanabilir: Toplumsal değişime uyum: Eğitim sistemindeki değişiklikler, toplumsal değişime uyum sağlamak için gereklidir. Öğrenci ihtiyaçlarına cevap verme: Özgün bir eğitim felsefesi oluşturulmadan yapılan değişiklikler, toplumsal tatminsizliği gideremez. Eğitim kalitesini artırma: Yenilik ve reform, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi hedefler. Fırsat eşitliği: Eğitimde yapılan yenilikler, fırsat eşitliğinin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Küresel rekabet: Değişen dünya koşullarına uygun bir eğitim felsefesi, küresel rekabet gücünü artırabilir. Eğitimde reformun başarılı olabilmesi için sorunun doğru saptanması, geçerli eylem planlarının yapılması ve sürekli değerlendirme gibi unsurların dikkate alınması gerekir.

    7. sınıf sosyal bilgiler Avrupa'da uyanış nedir?

    7. sınıf sosyal bilgiler dersinde Avrupa'da uyanış, 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa'da meydana gelen Rönesans, Reform ve Aydınlanma hareketlerini ifade eder. Rönesans, İtalya'da başlayıp Avrupa'ya yayılan, bilim, kültür, edebiyat ve sanat alanlarında yaşanan yeniliklerdir. Reform, Katolik Kilisesi'nin eleştirilmesiyle başlayan ve yeni mezheplerin ortaya çıkmasına yol açan dini bir harekettir. Aydınlanma Çağı, akıl ve bilimin öneminin vurgulandığı, toplumsal ve siyasi reformların savunulduğu bir düşünce hareketidir. Bu uyanış, Avrupa'nın siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimini önemli ölçüde etkilemiş, kapitalizmin gelişmesine, demokratik düşüncenin yayılmasına ve milliyetçilik akımının ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur.

    Rönesans ve Reformun Aydınlanma Çağına etkileri nelerdir?

    Rönesans ve Reform'un Aydınlanma Çağı'na etkileri şunlardır: Akıl ve bireycilik: Rönesans'ta insanın akıl ve özgür iradeyle donatılmış olduğu düşüncesi, siyasi yapıları ve yönetimleri etkilemiştir. Bilimsel ilerleme: Coğrafi Keşifler, bilim insanlarına ve filozoflara doğa hakkında daha fazla bilgi edinme ve gözlem yapma fırsatı sunmuştur. Siyasi paradigmalar: Antik Yunan ve Roma'dan esinlenen siyasi idealler tekrar gündeme gelmiş, monarşi ve feodal yapıya alternatif düşünceler öne çıkmıştır. Eğitim ve okuryazarlık: Hümanistlerin matbaayla ittifakı, okuryazar oranını artırmış ve eğitimi toplumsallaşmanın bir aracı haline getirmiştir. Sosyal ve kültürel değişim: Reform, sosyal ve kültürel hayatı boyunduruktan kurtarmak amacıyla ortaya çıkmış ve dini anlamda çoğulculuğun oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu etkiler, Aydınlanma Çağı'nın düşünsel temellerini atmış ve modern düşüncenin, çağdaş dünyanın temellerinin atıldığı bir zaman dilimi olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.

    Avrupa'da düşünce alanında meydana gelen değişimlerin sebepleri nelerdir?

    Avrupa'da düşünce alanında meydana gelen değişimlerin başlıca sebepleri şunlardır: Rönesans ve Reform: Rönesans, İtalya'da XV. yüzyılın sonunda başlamış ve bilim, güzel sanatlar ile edebiyat alanlarında yenilik ve gelişmeleri ifade etmiştir. Akıl ve Aydınlanma Çağı: 17. yüzyılda Akıl Çağı, 18. yüzyılda ise Aydınlanma Çağı ortaya çıkmıştır. Çeviriler: İslam dünyasından yapılan çeviriler, eski Yunan felsefesinin yeniden keşfedilmesini sağlamış ve bilimsel aydınlanma kıvılcımlarını yakmıştır. Sosyal ve Ekonomik Değişimler: Burjuvazi sınıfının yükselişi ve merkantilizm gibi ekonomik sistemler, düşünce değişimlerini etkilemiştir. Bilimsel ve Teknolojik Gelişmeler: Fizik, kimya, astronomi ve tıp gibi alanlarda yaşanan gelişmeler, düşünce değişimlerinin temelini oluşturmuştur.

    30 Şubat neden var?

    30 Şubat, tarihte iki kez resmi takvim günü olarak kaydedilmiştir: 1. İsveç'te 1712 yılında: 1700 yılından başlayarak Julian Takvimi'ni Gregoryen Takvimi'ne çevirme planı yapılırken, 1704 ve 1708 yılları yanlışlıkla artık yıl kabul edildi. Bu hatayı düzeltmek için İsveç, şubat ayına iki gün ekleyerek 30 gün çekti. 2. Sovyetler Birliği'nde 1930-1931 yıllarında: İşçi verimliliğini artırmak amacıyla her ayın 30 gün çektiği bir takvim sistemi kuruldu. Kalan 5 veya 6 gün, "ayı olmayan günler" olarak ilan edildi. Ancak bu sistem günlük hayatta uygulanmadı ve 1932 yılında normal takvime dönüldü. Günümüzde ise 30 Şubat, takvimlerde yer almamaktadır.

    Reform Avrupa'yı nasıl etkiledi?

    Reform'un Avrupa'ya etkilerinden bazıları şunlardır: Mezhep birliği bozuldu. Papa ve din adamları saygınlıklarını kaybetti. Katolik Kilisesi yeni düzenlemeler yapmak zorunda kaldı. Eğitim ve öğretim, kilisenin elinden alınarak laik eğitim anlayışı yaygınlaştı. Katolik Kilisesi’nden ayrılan ülkelerde kilisenin topraklarına ve mallarına el konuldu. Papa, engizisyon mahkemeleriyle Katolik Kilisesi’nin otoritesini devam ettirmeye çalıştı. Protestan krallar ve prensler egemen oldukları bölgelerde din işlerinin mutlak hakimi haline geldi. Reform hareketleri Avrupa’yı siyasi yönden olumsuz etkiledi. Kilise malları prensler tarafından yağmalanarak güçlü prenslikler kuruldu. Yeni mezhepler nedeniyle Avrupa’da siyasi birlik zayıfladı.

    Reformun ilk adımı nedir?

    Reformun ilk adımı, Martin Luther'in 31 Ekim 1517'de Wittenberg Kalesi Kilisesi'nin kapısına, Katolik Kilisesi'nin bazı uygulamalarını eleştiren 95 maddeden oluşan bir protesto bildirisi asmasıdır. Luther, bu bildiride özellikle endüljans sorununa karşı çıkmış ve Tanrı ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini, günahların sadece Tanrı tarafından affedilebileceğini savunmuştur.