Realizm

Samuel Earp, gerçekçilik (realizm) akımına mensup bir peyzaj sanatçısıdır.

Albrecht Dürer'in detaycılığı ve realizmi, sanatında doğayı ve figürleri gerçekçi bir şekilde yansıtma çabasıyla öne çıkar. Detaycılık: Dürer, bitki ve hayvan çizimlerinde olağanüstü bir hassasiyet gösterir. "Genç Tavşan" adlı eserinde, biçim, ışık, gölge ve doku gibi unsurları olağanüstü bir şekilde işler. Realizm: Rönesans doğalcılığını yansıtan eserlerinde, insan bedenini ve doğayı olduğu gibi tasvir eder. "İsa Âlimlerin Arasında" gibi eserlerinde, figürlerin detayları ve doğal pozları dikkat çeker. Dürer, perspektif ve orantı gibi matematiksel prensipleri sanatına uygulayarak Kuzey Avrupa sanatına önemli bir yenilik getirmiştir.

Realist halk hikâyeleri, olağanüstü unsurlar içermeyen, realist bir anlatımla yazılmış halk hikâyeleridir. Bazı realist halk hikâyeleri: Hikâye-i Mansûr. Yahya Bey (veya Yemen Hanım), Sürmeli Bey, Necep ile Kara (veya Telli). Realist halk hikâyelerinin özellikleri: Giriş bölümünde kalıplaşmış ifadeler bulunmaz. Tamlamalarla dolu, ağır bir dil kullanılır. Olaylar gerçek hayatta rastlayabileceğimiz şekilde anlatılır. Hızır ve at gibi kahramana yardımcı varlıklar anlatıda yer almaz.

Klasizme tepki olarak doğan bazı akımlar şunlardır: Romantizm (Coşumculuk). Neo-klasisizm (Yeni Klasisizm). Realizm (Gerçekçilik). Maniyerizm.

Mehmet Akif Ersoy'un "Seyfi Baba" adlı manzumesinde hangi edebi sanatlara yer verildiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerinde sıkça edebi sanatlara yer verdiği ve bu sanatların şiir incelemelerinde önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Edebi sanatlar, dilin gerçek ve sembolik her türlü anlamını karşılamak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ve çağrışım ilgileri kurmak amacıyla kullanılır. Bazı edebi sanat örnekleri: Teşbih (Benzetme). Vech-i Şibh (Benzetme Sebebi).

Lev Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı eseri, belirli bir felsefi akıma dahil edilmekten ziyade, ahlak, inanç ve sevgi gibi temaları gerçekçi bir bakış açısıyla ele alır. Tolstoy, bu eserde insanın özünde iyilik ve sevgi olduğunu, bu duyguların Tanrı sevgisi ile bağlantılı olduğunu savunur. Ayrıca, eserde insanın yalnız yaşayamayacağı ve birbirine merhamet ve sevgi ile yaklaşması gerektiği mesajı verilir.

Fausto Zonaro, belirli bir akıma sıkı sıkıya bağlı olmayan, çeşitli akımların etkilerini eserlerinde yansıtan bir ressamdır. Gerçekçilik: İstanbul'a gelmeden önceki eserlerinde hareketli bir gerçekçilik hakimdir. Empresyonizm: Paris yıllarında empresyonist ressamlarla tanışmış ve bu akımla ilgilenmiştir. Barbizon Ressamları: Empresyonizmi tanıdıktan sonra da Barbizon ressamlarının realizmini benimsemiştir. Zonaro, oryantalist konulu resimleriyle de tanınır, ancak bu akımla kendini tanımlamamıştır.

Küçük Şeyler adlı eser, romantik bir tavırla kaleme alınmış olup, realist bir üsluba sahiptir. Eser, Tanzimat edebiyatının ikinci kuşağı içinde değerlendirilmektedir. Etkilendiği akımlar: Romantizm: Eserde romantizm izleri bulunmaktadır. Realizm: Realist bir anlatım kullanılmıştır. Etkilediği akımlar: Edebiyat-ı Cedide: Eser, Edebiyat-ı Cedide nesircilerine rehberlik etmiştir.

İlhan Berk'in İstanbul şiirleri, şehrin çeşitli yönlerini ve toplumsal yapısını yansıtır. Bazı temalar: Tarihî semtler ve detaylar: Berk, İstanbul'un tarihi semtlerini en ince ayrıntısına kadar betimler. Toplumcu bakış açısı: Şiirlerinde işçiler, yoksullar, hastalar ve balıkçılarla toplumun her kesiminden insanları işler; bu yaklaşım onun toplumcu kişiliğinin yansıması olarak görülür. Yalnızlık ve aşk: İstanbul, onun şiirlerinde yalnızlığın ve aşkın şehri olarak da yer alır. Değişim ve dönüşüm: İstanbul'un değişimi, özellikle çiçekçilerin yok olmasından yola çıkarak ironik bir dille ele alınır. Berk, İstanbul'u bütün semtleri ve sokaklarıyla şiire dahil eder ve şehri canlı bir varlık olarak tasvir eder.

Ahmet Faik, realist edebi anlayışa mensuptur.

İvan Turgenyev, realizm akımına mensuptur. Ayrıca, Turgenyev'in eserlerinde romantizm akımına dahil edilebilecek örnekler de bulunmaktadır.

Thomas Hobbes, hümanizm ve materyalizm akımlarına mensuptur. Hümanizm: İnsanın merkezi önemini vurgulayan bir felsefi yaklaşımdır ve Hobbes’un felsefi yaklaşımının temelini oluşturur. Materyalizm: Hobbes’un evrensel yasaları ve doğal düzeni açıklamak için kullandığı bir kavramdır. Ayrıca, Hobbes sosyal sözleşme teorisi ile de tanınır.

"Kırık Hayatlar" romanı, İkinci Abdülhamit sansürü tarafından yasaklanmıştır çünkü roman, realist akımın temalarından biri olan sosyal çevrenin bireyleri etkilemesini ele almaktaydı.

Gerçekçi kelimesi, TDK'ye göre iki farklı anlama gelir: 1. Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist. 2. Gerçekçilik yanlısı olan, realist. Ayrıca, gerçekçi kelimesi, hayalperest ve hayalci olmayan anlamlarında da kullanılır.

Recaizade Mahmut Ekrem, hem romantizm hem de realizm akımlarının temsilcisidir. Romantizm: Ekrem, gençlik döneminde romantizm akımının etkisi altındadır. Realizm: 1887'den sonra Beşir Fuat'ın etkisiyle realizm akımına yönelmiş ve Türk edebiyatının ilk realist romanı kabul edilen "Araba Sevdası"nı yazmıştır.

Sergüzeşt romanı, romantizm akımından realizme geçiş akıma aittir. Realizm akımının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eser, kölelik ve insan ticareti konularını gerçekçi bir bakış açısıyla ele alır.

Sergüzeşt, roman türüdür. Türk edebiyatında romantizmden realizme geçiş eseri olarak kabul edilir. Farsça bir kelime olan "sergüzeşt" sözcüğü "başa gelen olaylar, serüven, macera" anlamına gelmektedir.

Mehmet Âkif Ersoy'un edebi kişiliği ve sanat anlayışı şu şekilde özetlenebilir: Edebî kişiliği: Toplum için sanat anlayışı: Sanatın topluma hizmet etmesi ve toplumda bir boşluğu doldurması gerektiğini savunmuştur. Realist bakış açısı: Eserlerinde gerçeği olduğu gibi yansıtmaya çalışmıştır. Dil ve üslup: Halk deyimleri, atasözleri ve günlük konuşma dilini kullanmıştır. Edebî topluluklara dahil olmama: Herhangi bir edebî topluluk içinde yer almamıştır. Sanat anlayışı: Kur'an ve hayat: Edebiyatın merkezinde "Kur'ân ve hayat" kavramı bulunmaktadır. Sanat, sanat içindir anlayışına karşı olma: "Sanat, sanat içindir" anlayışını yanlış bulmuş, sanatın toplum için olması gerektiğini belirtmiştir. Edebî ekoller: Muhteva yönünden realist, biçim yönünden parnasçı ve bazı şiirlerinde naturalist bir hava içindedir. Nazım ve vezin: Şiirlerini çoğunlukla kuralsız nazım şekliyle yazmış, vezin olarak yalnız aruzu kullanmıştır.

Gerçeküstü sanat akımı, I. Dünya Savaşı'nın ardından ortaya çıkan bir tepki hareketi olarak doğmuştur. Bu akımın gelişiminde, Dadaizm gibi önceki sanat akımlarının etkisi de vardır. Gerçeküstü sanat akımının kurucusu André Breton, Sigmund Freud'un psikanaliz teorilerinden de etkilenmiştir.

"Martı"nın neden realizm akımına ait olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, realizm akımının genel özellikleri hakkında bilgi verilebilir. Realizm (gerçekçilik) akımı, 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizm ve klasisizm akımlarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Realizm akımının bazı özellikleri: Gerçeklik: Gerçek hayattaki nesneler ve olaylar, mümkün olduğunca gerçekçi bir şekilde tasvir edilir. Yalın tarz: Fazla süslemeden kaçınılır, nesnelerin doğal güzellikleri ve gerçekçi özellikleri vurgulanır. Doğalcılık: Doğal ve sıradan konular ele alınır. Objektiflik: Sanatçılar, kendi duygularını veya yargılarını eserlerine yansıtmaktan kaçınır. Toplumsal mesajlar: Toplumsal meseleler ele alınır.