Realizm

Amerika'da gerçekçilik akımı, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar uzanan bir realist resim stilidir. Bazı önemli temsilcileri: Charles Demuth; Edward Hopper; Georgia O’Keeffe; Diego Rivera; Grant Wood. Toplumsal gerçekçilik ise, 20. yüzyılda ortaya çıkan ve işçi sınıfı ile yoksulların günlük hayatlarına odaklanan bir alt akımdır. Önemli temsilcileri: George Bellows; Robert Henri; Ben Shahn.

Memduh Şevket Esendal, durum hikâyeciliği (Çehov tarzı) akımının Türk edebiyatındaki önemli temsilcilerinden biridir. Ayrıca, eserlerinde sosyal gerçekçilik anlayışı da görülmektedir.

Türk edebiyatında ilk realist roman örneği, Recaizade Mahmud Ekrem'in "Araba Sevdası" adlı eseridir. Bu eser, 1896 yılında Servet-i Fünûn mecmuasında tefrika edilmiş ve 1897 yılında kitap halinde yayımlanmıştır.

John Steinbeck, realizm akımına mensuptur. Ayrıca, bazı kaynaklarda Steinbeck'in naturalizm akımına dahil olduğu da belirtilmektedir.

Recaizade Mahmut Ekrem'e edebiyatın ilk realisti denmesinin sebebi, edebiyatımızda ilk realist roman sayılan Araba Sevdası adlı eserini yazmasıdır. Araba Sevdası'nda mirasyedi bir gencin hayatı etrafında yanlış Batılılaşma konusu işlenmiştir.

Uluslararası ilişkilerde bazı güvenlik teorileri: Kopenhag Okulu: Güvenliği askeri, siyasi, ekonomik, çevresel ve toplumsal olmak üzere beş sektöre ayırır. Realizm: Güvenliği devlet merkezli ele alır ve tehdit olarak diğer devletleri ve silahlı kuvvetlerini görür. Liberalizm: Güvenliğin, devletlerin ekonomik, sosyal ve teknolojik bağlarla birbirine bağlanmasından geçtiğini savunur. Feminist Yaklaşım: Güvenlik alanında kadınların görünür kılınmasını ve kadın deneyimlerinin dikkate alınmasını önerir. Ontolojik Güvenlik Teorisi: Devletlerin, kimliklerinin sürekliliği ve diğer devletlerle olan rutin ilişkileriyle kendilerini güvende hissettiğini öne sürer. Ayrıca, barış çalışmaları, çevresel güvenlik, ekonomik güvenlik ve postyapısal, postkolonyal güvenlik çalışmaları gibi yaklaşımlar da bulunmaktadır.

Sergüzeşt romanı, romantizmden realizme geçiş eseri olarak kabul edilir çünkü: Kölelik ve cariyelik sistemini eleştirir. Realist özellikler taşır. Gerçek hayattan alınmış bir konuyu işler. Tanzimat dönemi romancılığından realizme geçişi simgeler.

Sabahattin Ali'nin "Çocuklar Gibi" şiiri, realizm edebi akımına aittir. Realizm, edebiyatta toplumsal yapıyı ve sistemi eleştiren bir bakış açısı sunar; bürokrasiyi, yozlaşmış düzeni ve sosyal adaletsizlikleri konu alır.

Dış dünyanın gerçekliğini savunan bazı filozoflar: George Edward Moore: "Moore'un Kanıtı" olarak bilinen argümanıyla dış dünyanın gerçek olduğunu savunmuştur. Bertrand Russell: 20. yüzyılın başlarında idealizmi reddederek analitik felsefe geleneğinin kurucusu olmuştur. Ayrıca, Heidegger de dış dünyanın varlığına dair tartışmaları anlamsız bulur, ancak Dasein'ın dünya-içinde-var-olma durumu nedeniyle dış dünyanın gerçekliğinin mümkün olduğunu savunur.

Molla Panah Vagif, realizm akımına mensuptur. Azerbaycan şiirinde yeni bir dönemin başlangıcı olan Vagif, zamanındaki tasavvuf ağırlıklı şiirlerde yaygın olan soyut ve dini temalardan ziyade daha dünyevi hisleri ve arzuları işlemiştir.

Mukay Elebayev'in "Zor Zamanlar" adlı eseri, realist roman ve hikâye anlayışına aittir.

Realist şiirin temsilcisi olarak Tevfik Fikret gösterilebilir. Realizm (gerçekçilik), 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır. Türk edebiyatında realizmin şiirdeki temsilcileri arasında Hüseyin Rahmi Gürpınar da bulunmaktadır. Realizm akımının bazı temsilcileri şunlardır: Stendhal; Honore de Balzac; Gustave Flaubert; Charles Dickens; Lev Tolstoy; Fyodor Dostoyevski; Anton Çehov.

İvan Turgenyev'in "Faust" adlı eseri, realizm akımına aittir.

Aleksandr Puşkin'in "Yüzbaşının Kızı" adlı eseri, romantizm akımına aittir. Ayrıca, realist unsurlar da içeren eser, "dönem romancılığı" olarak da değerlendirilmektedir.

Zehra kitabı, Türk edebiyatı açısından önemli kabul edilir çünkü: İlk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilir. Realizm ve natüralizm akımlarının ilk örneklerinden biridir. Kıskançlık, hırs ve intikam gibi duyguları işleyerek bu temalar etrafında bir hikaye sunar. Tanzimat sonrası İstanbul'da geçen bir aile faciasını gerçekçi bir dille anlatır. Döneme dair gözlemler içerir; Şehzadebaşı tiyatroları, tulumbacı kahveleri ve kadın kavgaları gibi sosyal ve toplumsal detayları aktarır.

Recaizade Mahmut Ekrem'in Türk edebiyatına katkıları şunlardır: Yenilikçi bir şair ve teorisyen olarak Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı'nda önemli bir rol oynamıştır. Talim-i Edebiyat adlı eseriyle edebiyat teorisi alanında yeni bir yön vermiş, edebiyatı "fikir, his ve hayal" unsurları temelinde ele almıştır. Batı tarzı edebiyatın yaygınlaşmasına katkı sağlamış, bu yönüyle modern Türk edebiyatının gidişatını değiştirmiştir. Muallim Naci ve çevresiyle girdiği tartışmalar sayesinde Edebiyat-ı Cedide akımının doğmasına zemin hazırlamıştır. Öğrencileri ve yetiştirdiği edebi çevre üzerinde derin izler bırakmış, Mekteb-i Sultanî ve Mekteb-i Mülkiye'de verdiği derslerle Servet-i Fünûn topluluğunun temelini oluşturmuştur. Bireylerin iç dünyasına odaklanarak Tanzimat Dönemi edebiyatına yeni bir yön kazandırmış, ferdî ıstırap temasını işlemiştir. Araba Sevdası adlı realist romanıyla Türk edebiyatında önemli bir eser ortaya koymuştur.

Romantizme tepki olarak doğan bazı akımlar şunlardır: Realizm. Natüralizm. Parnasizm. Ayrıca, romantizme tepki olarak doğan akımlar arasında fütürizm, gerçeküstücülük, egzistansiyalizm ve dadaizm gibi akımlar da bulunmaktadır.

Ahmet Cemil, Servet-i Fünun (Edebiyat-ı Cedide) akımına mensuptur. Bu akım, 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nda etkili olmuş, bireysel duyguları ve iç dünyayı ön plana çıkaran bir edebi anlayışa sahiptir.

Bilim, varlığı dış nesnel gerçeklik olarak ele alır ve realist bir yaklaşım sergiler. Bilimin varlığa bakış açısı şu şekilde özetlenebilir: Varlığın var olup olmadığını tartışmaz. Varlığın somut ve ölçülebilir yönlerini anlamaya odaklanır. Varlığı, uzay ve zamanda yer kaplayan ve fiziksel olarak var olan her şey olarak tanımlar. Gözlem ve deney yoluyla varlığı araştırır. Bilim, farklı varlık türlerini kendi alanına göre inceler; fizik maddi varlığı, biyoloji canlı varlığı, matematik ve mantık ise ideal varlığı araştırır.

Halit Ziya Uşaklıgil ve Hüseyin Rahmi Gürpınar farklı edebi akımlara mensuptur: Halit Ziya Uşaklıgil, Servetifünun (Edebiyat-ı Cedide) akımına mensuptur. Hüseyin Rahmi Gürpınar ise realist ve natüralist akıma dahildir.