Plasenta

Plasenteli memeliler, embriyonik gelişimin dişi bireyin karnında tamamlandığı ve ardından doğumun gerçekleştiği memeli hayvan grubudur. Plasenteli memelilere bazı örnekler: kirpi; fok; balina; tavşan; at; maymun; fare; yarasa. Plasenteli memeliler, memeliler sınıfının en büyük grubudur. Günümüzde, 6000'in üzerinde plasenteli türü bulunmaktadır.

Gebelik kesesi, gebeliğin ilk aylarında aşağıda yerleşmiş olsa da, rahim büyüdükçe zamanla yukarı çıkabilir. Plasenta, hamileliğin son haftalarına doğru, yaklaşık 24. haftadan itibaren yukarı doğru hareket eder ve yukarıda kalır. Ancak, son aylarda hala rahim ağzını kısmen ya da tamamen kapatıyorsa, bu durum riskli gebelik grubuna girer. Gebelik sürecinde herhangi bir endişe durumunda, bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Kord traksiyonu, plasentanın ayrılması sırasında aşırı kanamanın önlenmesi için uygulanan bir yöntemdir. Kontrollü kord traksiyonu, plasentanın ayrılması sırasında uzman hekim veya ebenin uyguladığı bir tekniktir. Kord traksiyonunun uygulanabileceği durumlar: Vajinal doğumlar; Sezaryen doğumda plasentanın çıkarılması. Kord traksiyonunun, uterus inversiyonu gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceği belirtilmiştir.

Sinsityotrofoblast, tıpta trofoblast hücresinin sinsitiyal dış tabakası anlamına gelmektedir. Gebeliğin ilk haftalarından itibaren oluşan trofoblast adı verilen hücre tabakasının dış katmanıdır. Sinsityotrofoblastın bazı işlevleri şunlardır: Kan-plasenta bariyeri. Besin ve oksijen taşıma. Atık madde uzaklaştırma. Hormonal üretim. Bağışıklık kalkanı.

Plasenta tutulmasında ineğin ne zaman kesime geleceği hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, plasenta tutulmasının inekler için ciddi bir sorun olduğu ve tedavi edilmesi gerektiği bilinmektedir. Plasenta tutulmasının belirtileri: Plasentanın 8 saat içinde ayrılmaması; Vajina bölgesinde zar parçalarının görülmesi; Depresyon, dış uyaranlara yavaş tepki verme; Yüksek vücut sıcaklığı, kötü kokulu akıntı. Tedavi yöntemleri: Uterus kaslarını güçlendiren ve hayvanın genel tonunu artıran prosedürler; Gerekirse cerrahi müdahale ve antibakteriyel ilaç tedavisi. Plasenta tutulması durumunda bir veterinerden yardım alınmalıdır.

Preeklamptik plasenta, plasentanın rahim duvarına yeterince yerleşememesi ve kan akışının yetersiz olması ile karakterizedir. Bu durum, iki aşamalı bir sürece yol açar: 1. Plasental Aşama: Plasenta, rahme olması gerektiği gibi yerleşemez ve oksijen eksikliği (oksidatif stres) gelişir. 2. Anne Vücudu Aşaması: Plasentadan gelen uyarılarla anne vücudunda yaygın bir iltihabi yanıt başlar. Preeklamptik plasentanın bazı özellikleri: Damar Yapısı: Plasentaya giden kan damarlarının (spiral arterler) değişimi eksik olur veya gerçekleşmez. Kan Akımı: Bebeğe giden kan miktarı yetersiz olur. Preeklampsi, anne ve bebek için ciddi riskler taşıyan bir durumdur.

Plasenta previa'nın kesin nedeni bilinmemektedir, ancak bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Plasenta previa riskini artıran faktörler: Önceki gebeliklerde plasenta previa öyküsü. Daha önce sezaryen veya rahim ameliyatı geçirmiş olmak. Çoğul gebelikler. Rahim anomalileri, kist gibi sorunlar. İleri anne yaşı. Sigara kullanımı. Annede insülin direnci gibi metabolik bozukluklar. Plasenta previa'nın neden olduğu komplikasyonları önlemek için düzenli doktor kontrolü önemlidir.

Plasentanın rahme derin yapışmasının (plasenta akreata) bazı nedenleri: Sezaryen veya rahim ameliyatları: Özellikle birden fazla sezaryen geçirmiş kadınlarda plasenta akreata riski artar. Plasenta previa: Plasentanın rahim ağzını kapatması durumu, akreata riskini artırır. Miyom çıkarma ameliyatı: Veya rahimle ilgili diğer operasyonlar. 35 yaş üstü hamilelik:. Çoğul gebelikler: İkiz, üçüz gibi. Doğumsal rahim anormallikleri:. Hormon dengesizliği:. Plasenta akreata, genellikle gebelik takibi sırasında yapılan ultrason ile teşhis edilir.

Doğumdan sonra plasenta genellikle incelenir, ardından tıbbi atık olarak uygun şekilde imha edilir. Ancak, bazı durumlarda anne plasentasını almayı talep edebilir; bu, kültürel veya kişisel tercihlere bağlıdır.

Plasenta, bazı zararlı maddelerin ve enfeksiyonların fetüse geçişini engelleyerek koruyucu bir bariyer görevi görür. Plasentanın geçirmediği maddelerden bazıları: Savunma hücreleri: Plasenta, annenin kanında bulunan savunma hücrelerinin fetüsün tarafına geçmesini engeller. Büyük moleküller: Plasenta, daha büyük oldukları için savunma hücrelerinin aralıklardan geçip fetüse ulaşmasını sağlayamaz. Bazı zararlı maddeler ve ilaçlar: Annenin kullandığı bazı ilaçlar ve sigaradaki zararlı maddeler plasentadan geçip bebeğe ulaşabilir. Plasenta ile ilgili herhangi bir şüphe veya sorun durumunda, mutlaka uzman bir doktora danışılması önerilir.

Plasentayı oluşturan iki ana yapı şunlardır: fetal kısım ve maternal kısım. - Fetal kısım, kordon bağı ile bebeğe bağlıdır ve kordon bağı içindeki damarlar aracılığıyla bebeğe besin ve oksijen taşır. - Maternal kısım ise rahim duvarına yapışır ve anne kanından besin maddelerinin ve oksijenin alınmasını sağlar.

Plasentanın yaşlandığını, ultrason muayenesi sırasında plasentadaki beyaz ve kireç benzeri lekelerin görülmesiyle anlamak mümkündür. Diğer belirtiler arasında ise bebeğin düşük kilosu, gelişim geriliği, kalp atışlarının yavaşlaması veya hızlanması yer alabilir. Plasentanın yaşlanması normal bir süreç olsa da, erken haftalarda ve şiddetli bir şekilde başlaması durumunda anne ve bebek için bazı riskleri beraberinde getirebilir. Bu nedenle, hamilelik sürecinde herhangi bir endişe duyulduğunda hemen doktora başvurulması önemlidir.

Kordon ve plasenta, normal doğumda bebeğin doğumundan yaklaşık yarım saat sonra ayrılır.

Plasenta, normal doğumda üçüncü evrede ayrılır.

İneklerde plasenta, doğumdan sonraki ilk 6 saat içinde atılması gerekmektedir.

Plasentanın ayrılması, normal doğum sürecinde yaklaşık 5-10 dakika sürer.

Plasenta previa tanısı genellikle 26-28. haftadan sonra kesinleşir. Erken dönemlerde rahim ağzına yakın bir yerleşim gösteren plasenta, rahimin büyümesiyle rahim ağzından uzaklaşabilir.

Plasenta perkreata yaklaşık 2500-3500 gebelikte bir görülür.