Patoloji

Solunum fizyolojisi ve fizyopatolojisi şu şekilde tanımlanabilir: 1. Solunum Fizyolojisi: Canlı organizmalardaki solunum süreçlerini inceleyen bir bilim dalıdır. 2. Fizyopatolojisi: Hastalıkların vücutta yol açtığı anormal işleyişleri ve bozulmuş biyolojik süreçleri inceleyen bir tıp dalıdır.

Karın sağ üst kadranda kitle, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir ve genellikle iki ana kategoriye ayrılır: anatomik yapılar ve patolojik durumlar. Anatomik yapılar arasında karaciğer, safra kesesi ve böbrek gibi organların varlığı, bu bölgede ele gelen kitlelere neden olabilir. Patolojik durumlar ise enfeksiyonlar, tümörler ve kistleri içerir. Bu tür bir kitle tespit edildiğinde, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir.

Patolojide iş akışı şu aşamalardan oluşur: 1. Örnek Kabulü: Nekropsi, biyopsi ve sitolojik örneklerin alınması ve kaydının yapılması. 2. Örneklerin Değerlendirilmesi: Doku örneklerinin makroskopik değerlendirmesinin ardından tespit işlemine alınması ve sitoloji örneklerinin hazırlanması. 3. İşleme ve Takip: Örneklerin otomatik doku takibine alınması, bloklanması ve kesit alınarak rutin ve özel boyamanın yapılması. 4. Mikroskopik İnceleme: Preparatların patolog tarafından mikroskop altında incelenmesi. 5. Rapor Hazırlama: İnceleme sonuçlarının yorumlanarak rapor yazılması ve gerekli durumlarda immünohistokimyasal yöntemlerle boyanması. 6. Dokümantasyon ve Bildirim: Elde edilen tüm verilerin internet tabanlı yazılıma kaydedilmesi ve raporun ilgili kliniğe gönderilmesi.

Konya Şehir Hastanesi'nde yapılan patoloji sonuçlarının çıkma süresi 30 günü bulabilir. Ayrıca, patoloji sonuçlarına E-Nabız sistemi üzerinden de ulaşılabilir.

Displazi ve displastik neoplazm kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Displazi: Hücrelerin normalden sapmış yapıda veya düzensiz olarak büyüdüğü durumu ifade eder. 2. Displastik Neoplazm: Bu terim, displazinin neoplazm (yeni doku oluşumu) ile birleşimini ifade eder.

İyi huylu kist türleri şunlardır: 1. Dermoid Kist: Cilt altında saç, yağ, diş gibi çeşitli dokuları içeren kistler. 2. Epidermoid Kist: Cilt yüzeyine yakın, keratinle dolu küçük, yuvarlak kistler. 3. Ovarian Kist: Yumurtalıklarda hormonal değişikliklere bağlı olarak gelişen kistler. 4. Ganglion Kisti: Eklem veya tendon kılıflarının yakınında, genellikle el veya bilekte görülen kistler. 5. Böbrek Kisti: Böbreklerde sıvı dolu kesecikler. 6. Meme Kisti: Memede sıvı dolu kesecikler, genellikle iyi huyludur. Bu kistler genellikle zararsızdır ve belirti vermezler, ancak bazı durumlarda rahatsızlık veya komplikasyonlara yol açabilirler.

Grey-Turner's sign, aşağıdaki hastalıklarda görülebilir: 1. Akut pankreatit: Şiddetli akut pankreatit, retroperitoneal hemorajiye yol açarak Grey-Turner's sign'e neden olabilir. 2. Travma: Künt karın travması veya abdominal cerrahi sonrası retroperitoneal kanama meydana gelebilir. 3. Rüptüre abdominal aort anevrizması: Aortun yırtılması, retroperitoneal kanamaya yol açabilir. 4. Rektus sheath hematomu: Karın duvarında hematom oluşumu, Grey-Turner's sign'e benzer bir görünüme neden olabilir. 5. Rüptüre ektopik gebelik: Dış gebeliğin yırtılması, intra-abdominal kanamaya yol açabilir. Bu belirti ayrıca, antikoagülasyon tedavisi gören hastalarda da ortaya çıkabilir.

Patolojiye gelen örnekler, aşağıdaki adımlarla kayıt edilir: 1. Örnek Kabının Etiketlenmesi: Örnek kabı, hastanın adı-soyadı, dosya numarası, sorumlu hekimin adı ve soyadı, materyalin alındığı tarih ve saat gibi bilgileri içeren bir etiketle etiketlenir. 2. Patoloji Tetkik İstek Formunun Doldurulması: Bu formda, hastanın klinik bilgileri, önceki laboratuvar sonuçları, klinik ön tanı ve örneğin hangi organdan alındığı gibi detaylar yer alır. 3. Laboratuvara Teslim: Örnekler, klinik sekreteri tarafından patoloji laboratuvarına teslim edilir ve "Patoloji Numune Kayıt Defteri"ne kaydedilir. 4. Online Kayıt: Örnekler laboratuvara ulaştıktan sonra, laboratuvar teknisyeni tarafından internet üzerinden online kayıt sistemine giriş yapılır. Bu süreç, örneklerin güvenli ve doğru bir şekilde takip edilmesini sağlar.

Fizyopatoloji kitabı, vücudu oluşturan yapıların normal işleyişini ve bu işleyişteki bozulmaların çözümlenmesini anlatarak sağlık profesyonelleri için öğrenmeyi kolaylaştırır. Kitapta işlenen konular arasında: - Hastalıkların fizyolojik, fiziksel ve kimyasal koşullarının incelenmesi; - Hücre, doku ve organların görevlerinin ve bu görevlerin nasıl yerine geldiğinin açıklanması; - Tıp pratiğinde en sık rastlanılan patolojik süreçlerin fizyopatolojik çözümlemesi. Bu tür kitaplar, fizyoloji bilgilerini temel alarak, tıbbın bir bilim ve düşünce biçimi olduğunu vurgular.

"Gross patoloji saptanmadı" ifadesi, patoloji bölümüne gönderilen örneklerde herhangi bir hastalıklı doku veya bozukluk olmadığının tespit edildiğini gösterir. Bu durum, her zaman kişinin sağlıklı olduğunu göstermez; sadece incelenen örnek için kullanılan bir ifadedir.

Rokitansky-Aschoff sinüsleri, safra kesesi mukozasının altındaki bağ dokusu içerisinde oluşturduğu düzensiz şekilli, kapalı boşluklardır. Bu sinüsler, safra kesesinin ayırt edici bir özelliğidir ve adenomiyomatozis olarak da adlandırılır.

Fibrohistiositik tümör, spindle şekilli fibroblast benzeri hücreler ve histiosit benzeri dev hücreler içeren mezenkimal bir tümördür. İki ana türü vardır: 1. Benign (iyi huylu): Kitle etkisi yaparak burun içi yapılarda itilmeye ve kemikte atrofiye neden olabilir. 2. Malign (kötü huylu): Kemik erozyonuna yol açabilir ve metastaz yapma potansiyeline sahiptir. Sık görüldüğü yerler arasında üst ve alt ekstremiteler, gövde ve baş-boyun bölgeleri bulunur. Teşhis, histopatolojik inceleme ile konur ve tedavi, tümörün geniş cerrahi sınırlarla çıkarılmasıdır.

Patoloji sonucunda "fibroepitelyal lezyon" teşhisi, hem epitelyal hem de fibroblastik hücrelerden oluşan bir tümörü ifade eder. Bu lezyonlar iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Bazı fibroepitelyal lezyon türleri: - İyi huylu: Fibroadenoma ve fibroepitelyal polip gibi, genellikle ciltte görülen ve tehlikeli olmayan tümörlerdir. - Kötü huylu: Phyllodes tümörü olarak adlandırılan, genellikle iyi huylu olup ilerleyen süreçte kötü huylu tümöre dönüşebilen lezyonlardır. Teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Subakut inflamasyon, tıpta inflamasyonun süresinin 1-4 hafta arasında devam etmesi durumunu ifade eder.

Komplike tailgut kisti, nadir görülen bir embriyonik gelişim kalıntısı olan tailgut kistinin çeşitli komplikasyonlarla birlikte olması durumunu ifade eder. Bu komplikasyonlar şunları içerebilir: - Enfeksiyon: Kist içeriğinin enfekte olması, pelvik apseye yol açabilir. - Rüptür: Kistin patlaması, ciddi abdominal ağrıya ve peritonit gelişimine neden olabilir. - Malignite: Nadir durumlarda, tailgut kistleri malign dönüşüm gösterebilir, bu da kanser riskini artırır. Tailgut kistlerinin tanısı genellikle görüntüleme yöntemleri ile konulur ve tedavisi, kistin semptomatik olup olmamasına göre değişir.

"Neoplazma rastlanmamıştır" ifadesi, meme dokusunda anormal hücre büyümesi (tümör) tespit edilmediğini gösterir.

Mikroskopik incelemede çok katlı yassı epitelin hiperplastik olması, bu epitel hücrelerinin normalden daha fazla çoğalması ve kalınlaşması anlamına gelir. Bu durum, genellikle enflamasyon, dermatozlar, neoplaziler ve diğer çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve koruyucu bariyerin zayıflamasına işaret edebilir.

"Meme ER" ifadesi, östrojen reseptörü (ER) anlamına gelir ve tıp alanında kullanılır. Bu terim, patoloji raporlarında kanser hücrelerinin östrojen reseptörlerini taşıdığını belirtmek için kullanılır.

Lamel-Lugol yöntemi, mikroskobik incelemelerde örneklerin boyanarak daha net görüntülenmesini sağlamak için kullanılan bir tekniktir. Bu yöntemde: 1. Kesit alma: İncelenecek örnekten ince bir kesit alınır. 2. Lam ve lamel: Lam üzerine damlatılan inceleme ortamının (genellikle su veya biyolojik boyalar) üzerine kesit bırakılır ve lamel 45 derecelik açıyla kapatılır. 3. Lugol solüsyonu: Bazı durumlarda, örneğin bitki örneklerinde, Lugol solüsyonu kullanılarak ksilem gibi yapıların daha belirgin hale gelmesi sağlanır. Bu yöntem, özellikle tiroid hastalıklarının teşhisinde ve mikrobiyoloji laboratuvarlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Stenotrofomonas maltofili (S. maltophilia) doğada yaygın olarak bulunan bir bakteridir ve aşağıdaki ortamlarda görülebilir: Toprak; Su; Kontamine tıbbi çözümler (salin durulama solüsyonları, nemlendirici suyu gibi); Kontamine tıbbi cihazlar (kateterler ve solunum tüpleri gibi). Ayrıca, insanların orofarinks ve balgamında da izole edilebilir.