Osmanlıİmparatorluğu

Osmanlı'da 7 tuğ, askeri bir rütbe terimi olup, üstün yetenekleri olan komutanlara verilen bir unvandır. Osmanlı'da tuğ, hükümdarlık, vezirlik, beylerbeylik, sancakbeylik ve askeri görev ve memuriyet alameti olarak kullanılmıştır. Osmanlı tarihindeki bazı 7 tuğlu komutanlar: Kahramanmaraş Beyi Kara Murat Paşa; Trikala ve Selanik'te önemli savaşlar kazanan Balkanlı Ali Paşa; Vezir-i Azam Mahmut Paşa; Sokullu Mehmet Paşa; Bozoklu Mustafa Paşa. Ayrıca, Tanzimat'tan önceki padişahların savaş bayrakları, Oğuz geleneğine uygun olarak dokuz tuğdan oluşurdu.

Sekbanbaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağı'na bağlı olan Sekbanların başında bulunan komutandı. Başlıca görevleri: Disiplin ve yönetim: Sekbanların disiplini, eğitimi ve yönetiminden sorumluydu. Yeniçeri ağasına vekâlet: Yeniçeri ağası İstanbul'da bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet eder ve şehrin güvenliğinden sorumlu olurdu. Askeri hiyerarşi: Askeri hiyerarşi içinde üst düzey bir pozisyonda yer alır ve yeniçeri ağasından sonra gelirdi. Asayiş: İstanbul’un asayişinin sağlanmasında yeniçeri ağasına yardım ederdi. Sekbanbaşı unvanı, 1826'da Yeniçeri Ocağı ile birlikte kaldırılmıştır.

İlk Türk filmi, Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin yıkılışını belgelemek amacıyla çekilmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından inşa edilen ve Osmanlı’nın yenilgisini simgeleyen Rus Abidesi, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, Osmanlı’nın Ruslara karşı zafer kazanma iradesini göstermek için yıkılmıştır. Ayrıca, 1915 yılında Enver Paşa'nın talimatıyla Osmanlı ordusunda sinema kolunun kurulması da Türk sinemasının gelişiminde önemli bir adım olmuştur.

Mekteb-i Hümayun, Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı anlamlara gelen bir terimdir: Aşiret Mektebi. Mekteb-i Hümayun (kitap). Mekteb-i Hüma.

İstanbul kuşatmasında kullanılan topların sayısı hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Modern tahminler: 30.000–50.000 arasında top olduğunu belirtmektedir. Dukas ve Yeorgios Francis'in ifadeleri: Dukas, Osmanlı Donanması'ndaki top sayısının 300, Yeorgios Francis ise 160 olduğunu ifade etmektedir. Georges Sphrantzes'in ifadesi: Kuşatmadaki Osmanlı ordusunun 200.000 kişiden oluştuğunu belirtmektedir. Bu nedenle, İstanbul kuşatmasında tam olarak kaç top kullanıldığı kesin olarak belirlenememiştir.

Osmanlı İmparatorluğu, Budin'de (günümüzde Budapeşte) 1529'dan 1686'ya kadar yaklaşık 457 yıl kalmıştır. Bu süre, Budin'in ilk kez Osmanlı hakimiyetine girdiği 1529 Budin Kuşatması'ndan, şehrin Habsburglar tarafından yeniden ele geçirildiği 1686'ya kadar olan dönemi kapsar.

Türkiye'de en eski madenlerin hangi dönemde bulunduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, madencilik faaliyetlerinin tarih öncesi dönemlere kadar uzandığı bilinmektedir. Bazı önemli madencilik faaliyetleri ve dönemleri: Neolitik Dönem: Güneydoğu Anadolu'daki Çayönü Tepesi'nde, Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a ait tabakalarda işlenmemiş malakit bulunmuştur. MÖ 5000-4900: Mersin-Yumuktepe'de cevherden bakırın ısıyla ergitilip kalıplara dökülmesi yöntemi kullanılmıştır. MÖ 4500: Çorum-Derekutuğun'da nabit bakır çıkarmak amacıyla açılmış en eski maden galerisi bulunmuştur. MÖ 3000-1200: Anadolu'da kalay bir alaşım maddesi olarak kullanılmış ve Tunç Çağı başlamıştır. Ayrıca, M.Ö. 800 yılına tarihlendirilen bir yazıt, Anadolu'daki ilk maden ruhsatlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Asakir-i Mansure-i Muhammediye, II. Mahmud tarafından 7 Temmuz 1826 tarihinde Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından kurulan Osmanlı ordusudur. Eşkinci Ocağı ise, 1826 yılında II. Mahmud tarafından kurulan ve Yeniçeri Ocağı'nın bir bölümü olan bir askeri sınıftır. Eşkinci Ocağı'nın kurulmasından kısa bir süre sonra, yeniçerilerin ayaklanması sonucu bu ocak da kaldırılmıştır.

Vahdettin (VI. Mehmed), 4 Temmuz 1918 tarihinde, abisi V. Mehmed'in ölümü üzerine tahta çıkarak padişah olmuştur.

Kanli Kula'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Stratejik konum: Adriyatik Körfezi'ne tamamen hakim bir konumda yer alır ve bölgenin kontrolü için stratejik bir öneme sahiptir. Tarihî değer: 1539 yılında Osmanlılar tarafından inşa edilmiştir. Kültürel etkinlikler: Günümüzde açık hava amfitiyatrosu olarak kullanılmakta ve kültürel etkinliklere, festivallere ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi izler: Hapishane olarak kullanıldığı dönemden kalma, mahkumların duvarlara çizdiği tarihi gemi tasvirleri ve çeşitli yazılar gibi önemli tarihi izler bulunmaktadır.

Celali İsyanları, 1519 yılında Yozgatlı Şeyh Celâl'in Osmanlı yönetimine başkaldırmasıyla başlamıştır.

17. ve 18. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşadığı bazı toprak kayıpları şunlardır: Karlofça Antlaşması (1699). Rusya ile savaşlar. Avusturya ile savaşlar. Tunus'un Fransızlar tarafından alınması. Mısır'ın İngilizler tarafından işgali. Kıbrıs'ın İngiltere’nin denetimine verilmesi. Sırbistan, Karadağ ve Romanya'nın bağımsız olması. Bosna-Hersek'in Avusturya-Macaristan'a bırakılması. Ayrıca, 18. yüzyılda Osmanlı topraklarında sık sık isyanlar patlak verdi. Tarihçiler arasında genel kanaat, yüzölçümü bakımından en çok toprak kaybının II. Abdülhamid döneminde yaşandığı yönündedir.

Çay, Türkiye'ye Osmanlı döneminde, İstanbul'daki bazı dükkanların çay ithalatı yapmasıyla gelmiştir. Çayın değerli ve güzel bir içecek olduğunun farkına varan Osmanlı, Sultan II. Abdülhamid döneminde, Çin'den getirilen çay fidanlarını Bursa'ya ektirmiş ancak ekolojik nedenlerle burada çay yetiştirmek mümkün olmamıştır. Yapılan araştırmalara göre Türklerin çayla tanışıklığı aslında çok daha öncelere, Orta Asya'ya dayanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, kahvenin pahalılığına karşı çayın Türkiye topraklarında yetiştirilebileceğini ve daha ucuza imal edilebileceğini düşünmüş, bu doğrultuda çalışmalar başlatmıştır. 1900'lü yıllarda, özellikle Rize'de çay yetiştiriciliği konusunda önemli bir büyüme gözlemlenmiştir. Günümüzde Türkiye, dünyada en çok çay üretimi yapılan ülkeler arasında yer almaktadır.

Hayır, 6. yüzyıl Osmanlı'nın en güçlü dönemi değildir. Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçlü dönemi, 16. yüzyıl olarak kabul edilir. Osmanlı'nın en güçlü olduğu dönemlerden biri de Yükseliş Dönemi (1453-1606) olarak bilinen, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesiyle başlayan ve Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatına kadar süren süreçtir. İmparatorluğun en zayıf dönemi ise Dağılma Dönemi (1792-1922) olarak adlandırılır ve bu dönemde Osmanlı, toprak kayıplarıyla karşı karşıya kalmış ve resmi olarak dağılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında üç cephede savaşmıştır çünkü Türkiye, farklı düşmanlarla karşı karşıya idi. Bu cepheler: 1. Doğu Cephesi: İngilizlerin desteklediği Ermenilere karşı açılmıştır. 2. Batı Cephesi: Yunan işgallerine karşı Kuva-yi Milliye ve düzenli ordu tarafından açılmıştır. 3. Güney Cephesi: Fransızlara ve Ermenilere karşı açılmıştır. Bu cephelerde savaşılmasının nedeni, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü korumak ve bağımsızlığını sağlamaktı.

Tanzimat dönemi eyalet sistemi, 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi ile kaldırılmıştır.

Veliaht Dairesi, Sultan Abdülmecid (1839-1861) döneminde, Dolmabahçe Sarayı ile aynı süreçte inşa ettirilmiştir.

Fatih Sultan Mehmet'in (II. Mehmet) saltanatı, iki dönem halinde toplam 30 yıl sürmüştür: 1. İlk saltanatı: 1444-1446 yılları arasında 2 yıl. 2. İkinci saltanatı: 1451-1481 yılları arasında 30 yıl. Bu durumda, Fatih Sultan Mehmet'in saltanatı 32 yıl sürmüştür.

Jandarma, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 14 Haziran 1839 tarihinde kurulmuştur. Bu tarih, Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi'nin (Askeri Kolluk Tüzüğü) yürürlüğe girdiği gün olarak kabul edilir.

Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet), Osmanlı İmparatorluğu'nda iki kez tahta çıkmıştır.