Osmanlı

Osmanlı döneminde kullanılan, ancak günümüzde kullanılmayan bazı kelimeler şunlardır: Abad. Pürçek. Hümayun. Dildade. Muhip. Mahzun. Serdengeçti. Meclup. İhtiram. Tazarru.

Haliç, tarihsel olarak İstanbul'un Tarihi Yarımada ve Beyoğlu bölgelerine bağlıydı. Osmanlı döneminde, Haliç ve çevresi, yoğun Yahudi, Rum, Ermeni ve Gürcü nüfusun yaşadığı bir bölgeydi. Günümüzde Haliç, İstanbul'un Fatih ve Eyüpsultan ilçelerine bağlı semtleri içermektedir.

Osmanlı'da Divan-ı Hümayun ve Padişahın Yetkileri: Divan-ı Hümayun: Devletin en önemli kararlarını alırdı. Yabancı elçileri kabul eder ve savaş-barış gibi önemli kararları alırdı. Temyiz mahkemesi olarak görev yapardı. Padişah: Divan-ı Hümayun toplantılarına başkanlık ederdi. Devletin sahibi olarak halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüydü. Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini mutlak olarak kullanırdı. 17. yüzyıldan sonra Divan-ı Hümayun'un önemi azalmış, 19. yüzyılda II. Mahmud'un teşkilat reformuyla kabine sistemine geçilerek sembolik hale gelmiştir.

Vezir Parmağı tatlısı, Osmanlı döneminde geçen bir hikayeye dayanır. Hikayeye göre, ava düşkün bir padişah ve onun veziri bir gün avlanırken vezir, padişahın parmağını yanlışlıkla kılıcıyla keser. Daha sonra, padişahın yolunu insan eti yiyen bir kavim keser ve padişah, vezirinin kestiği parmak sayesinde hayatta kalır. Bu olayın kutlanması için sarayda verilen ziyafette, saray aşçıları özel bir şerbetli tatlı hazırlar ve bu tatlıya "vezir parmağı" denir. Ayrıca, "Vezir Parmağı" adında, Mahsun Kırmızıgül'ün yönettiği, kadın temalı bir komedi filmi de bulunmaktadır.

Kuruluş Osman dizisindeki Osman Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu olan I. Osman veya Osman Gazi'dir (1258-1326). Osman Gazi, 1258 yılında Söğüt'te doğmuş ve 1326 yılında Bursa'da vefat etmiştir.

Kandilli Rasathanesi'nin kapatıldığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bazı kaynaklarda kurumun zor durumda olduğu ve kapatılma riskiyle karşı karşıya kalabileceği belirtilmiştir. Kandilli Rasathanesi, 1868 yılında Rasathan-i Amire adıyla kurulmuş olup, 1981 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi'ne bağlı bir enstitü olarak faaliyet göstermektedir. Enstitünün başlıca görevleri arasında Türkiye ve yakın çevresindeki depremleri izlemek, kaydetmek, analiz etmek ve raporlamak yer almaktadır.

Halil İnalcık'ın eserlerinin okuma sırası hakkında kesin bir görüş bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak en eski dönemi anlatan eserlerden en yeni dönemi anlatanlara doğru bir sıra izlenebilir. Önerilen okuma sırası: 1. Milli Mücadele Tarihi (1908-1923). 2. Fatih Sultan Mehemmed Han. 3. Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar (1441-1700). 4. Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481). 5. Devlet-i Aliyye serisi. 6. Kısa Osmanlı Tarihi. 7. Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet. 8. Rönesans Avrupası. Okuma sırası, okuyucunun ilgi alanlarına ve bilgi seviyesine göre değişebilir.

Osmanlı'da veraset sistemi, farklı dönemlerde yapılan değişikliklerle üç ana döneme ayrılabilir: 1. Kuruluş Dönemi: Osmanlı'nın ilk dönemlerinde (Osman Bey ve Orhan Bey) ülke hanedanın ortak malı olarak kabul edilirdi. 2. I. Murad Dönemi: I. Murad, veraset sisteminde değişiklik yaparak ülkenin padişah ve oğullarının ortak malı olduğunu belirtti. 3. I. Ahmed Dönemi: I. Ahmed, "ekber ve erşed" sistemini uygulayarak, ailenin aklı başındaki en büyük üyesinin padişah olmasını sağladı. Bu değişiklikler, taht kavgalarını ve belirsizlikleri azaltmaya yönelikti, ancak tamamen başarılı olunamadı.

Osman Ağa'nın hikayesi, farklı bağlamlarda ele alınabilir: Topal Osman Ağa. Temeşvarlı Osman Ağa. Osman Ağa (Sabatayist).

Maçka halkının kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Otokton gelişim: Maçka'nın, Dril ve Tzan adlı halklarının otokton ektogenez gelişimiyle etnik yapısını oluşturduğu düşünülmektedir. Türk boyları: Bölgede çok fazla ceviz ağacı bulunması nedeniyle, konar-göçer kabileler halinde buralara gelen Türk boyları şehre "Cevizlik" adını vermişlerdir. Ayrıca, Maçka, tarih boyunca Pontus, Roma, Bizans, Komnenos Devleti ve Osmanlı gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.

Dolmabahçe Sarayı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihi ve kültürel değer: Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarını ve Batı ile olan etkileşimini yansıtan bir yapıdır. Mimari ihtişam: Barok ve neo-klasik tarzda inşa edilmiş olup, zengin iç dekorasyonu ve büyük odalarıyla dikkat çeker. Önemli olaylara ev sahipliği yapmış olması: Devlet işleri: Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında devlet işlerinin yürütüldüğü merkezi bir bina olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, son yıllarını burada geçirmiş ve 10 Kasım 1938'de vefat etmiştir. Müze olarak hizmet vermesi: 1984 yılından itibaren Osmanlı dönemine ait eserlerin, tabloların ve tarihi eşyaların sergilendiği bir müze olarak ziyaret edilmektedir.

Miralay, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında kullanılan, mirliva ile kaymakam rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden albaya denk bir askerî rütbedir. Miralay kelimesi Farsça kökenlidir ve "mutlu yiğit", "yararlı yiğit", "kutlu yiğit", "gürbüz yiğit" gibi anlamlara gelir.

Osmanlı döneminde giyilen kıyafetlerden bazıları şunlardır: Kadın kıyafetleri: Şalvar, gömlek, entari, bindallı, ceket, kaftan, hırka, ferace, yaşmak, maşlah. Sokağa çıkan kadınlar kıyafetlerini ferace veya çarşafla tamamlardı. Erkek kıyafetleri: Don, çakşır/şalvar, gömlek, entari/dolama, kaftan, kürk ve başlık. Elit ile halk arasında kumaşın kalitesi ve başlık şekli dışında model ve giysi çeşitliliği söz konusu değildi. Osmanlı döneminde kıyafet, toplumsal statüyü yansıtıyordu; sarayda giyilen kumaş, biçim ve renkte kıyafeti halkın giymesi yasaktı.

Kadılık sistemi, İslam devletlerinde hukuki anlaşmazlıkları çözmek, ceza vermek ve hükümleri infaz etmek gibi görevlerin kadı adı verilen yetkili kişilere verildiği bir sistemdir. Osmanlı Devleti'nde kadılık sistemi şu şekilde özetlenebilir: Atama. Görevler. Yetki Sınırlandırması. Kaldırılması.

Rami Kışlası, İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde yer alan tarihî bir yapıdır. Kışlanın hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Kuruluş: İlk kez 26. Osmanlı padişahı III. Mustafa döneminde, Rumeli'ye sefere çıkan orduya lojistik destek sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Yenileme: II. Mahmut döneminde 1828-1829 yıllarında yenilenip büyütülmüştür. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması: Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye ordusu için kullanılmıştır. Eğitim kurumu: 1836-1837'de Mühendishane öğrencileri, kışlada bulunan Mekteb-i Harbiye’ye taşınmıştır. İşgal: I. Dünya Savaşı'nın ardından Mondros Mütarekesi imzalandığında, Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Cumhuriyet dönemi: Cumhuriyet döneminde de orduya hizmet vermiş, 1971'de mülki idareye devredilmiştir. Restorasyon: 2014 yılında restorasyon çalışmalarına başlanmış ve 2023 yılında Rami Kütüphanesi olarak hizmete girmiştir.

Kozan, Osmanlı döneminde Adana Sancağı'na bağlıydı. Cumhuriyet döneminde 1923 yılında vilayet statüsüne kavuşmuş, ancak 1926 yılında bu statüsü kaldırılarak Adana iline bağlı bir ilçe haline getirilmiştir.

I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti'ni çeşitli şekillerde etkiledi: Toprak kayıpları: Arap Yarımadası, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Kafkaslar'daki topraklar kaybedildi. Ekonomik çöküş: Ekonomi çöktü, para birimi değer kaybetti ve iç piyasada üretim durdu. İnsan kayıpları: Milyonlarca insan yaşamını yitirdi. Açlık ve salgın hastalıklar: Açlık ve salgın hastalıklar yayıldı. Toplum yapısının sarsılması: Göçler, mültecilik ve milliyetçi hareketler arttı. İmparatorluğun sonu: 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması, Osmanlı'nın parçalanmasını tasdik etti. Osmanlı yöneticileri, savaşın uzun vadede devleti daha da zayıflatacağı görüşündeydi.

Kanuni Sultan Süleyman, 72 yıl yaşamıştır.

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde Fatih Sultan Mehmet'in ilk eşi Gülbahar Hatun olarak tasvir edilmiştir. Gülbahar Hatun'un bazı özellikleri: Tam adı Emine Gülbahar Hatun'dur. 1435 yılında doğmuş ve Arnavut veya Fransız kökenli olduğu iddia edilmiştir. Küçük yaşta Osmanlı sarayına cariye olarak girmiştir. Fatih Sultan Mehmet ile Manisa'da sancakbeyliği yaptığı dönemde tanıştığı düşünülmektedir. II. Bayezid ve Gevherhan Hatun'un annesidir. 1492 yılında vefat etmiş ve Fatih Sultan Mehmet'in türbesinin yanına yapılan türbeye defnedilmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Arapça, Farsça, Tatarca, Çağataycayı ve Sırpçayı iyi derecede bildiği bilinmektedir. Ayrıca, Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrendiği belirtilmektedir.