Nöroloji

Evet, nörolojik hastalıklar insan hayatını tehdit etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün güncel verilerine göre, küresel çapta 3 milyardan fazla insan nörolojik bir durumla mücadele etmektedir. En yaygın nörolojik hastalıklardan bazıları şunlardır: baş ağrısı; epilepsi; felç (inme); Parkinson hastalığı; Alzheimer ve demans; multiple skleroz.

Derin tendon refleksleri (DTR), 0 ile 5 arasında şu şekilde derecelendirilir: 0: Eksik, refleks yanıtı yok. 1: Bozulmuş, refleks yanıtı mevcut ancak zayıf. 2: Normal, orta derecede kas kasılması meydana gelir. 3: Artmış, kas kasılması normalden daha güçlü. 4: Hiperaktif, kas kasılması çok güçlü ve genellikle komşu kaslara yayılır. 5: Klonus, bir tendon gerildiğinde ritmik kas kasılması ve gevşemesi. Bu derecelendirme, refleks aktivitesinin farklı seviyelerini gösterir ve nörolojik durumların teşhis edilmesine yardımcı olur.

Santral pontin miyelinozisin (SPM) en yaygın nedeni, vücudun sodyum düzeylerindeki hızlı değişimdir. SPM'nin diğer nedenleri arasında şunlar yer alır: alkolizm; malnütrisyon (yetersiz beslenme); elektrolit dengesizliği; kronik böbrek yetmezliği; diyaliz tedavisi; ciddi yanıklar; karaciğer yetmezliği; dehidratasyon; enfeksiyonlar. SPM'nin mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, ozmotik strese karşı duyarlı olan oligodendroglial hücrelerin hasarının sorumlu olabileceği düşünülmektedir.

Prof. Dr. Bülent Elibol, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda görev yapmaktadır. Adres: Samanpazarı Mah.. Hacettepe Hastanesi'nin hangi bloğunda yer aldığına dair bilgi bulunamamıştır.

Dorsalji, sırt, kemik ve kas ağrılarını ifade eden bir terimdir. Dorsaljinin bazı nedenleri: duruş bozukluğu; masa başı iş; stres ve gerginlik; kaza veya travma; menopozal kadınlarda yaygın olan osteoporoz; disklerde kireçlenmeye sebep olan dejeneratif disk hastalığı. Dorsaljinin bazı belirtileri: sırt veya boyunda ağrı; batma ya da yanma; duruş değiştirme zorlukları; el, kol ya da ayaklarda karıncalanma ve uyuşukluk; baş dönmesi ya da baş ağrıları. Dorsalji tedavisi, altta yatan neden tespit edildikten sonra yapılır.

Servikal dar kanal (boyun bölgesinde omurilik kanalının daralması) tehlikeli olabilir, çünkü bu durum omurilik ve sinir köklerinin sıkışmasına yol açar. Tehlike oluşturan bazı durumlar: Myelopati: Omurilik zedelenmesi olup, ileri seviyelerde felç gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Sinir kökü sıkışması (radikülopati): Kollara yayılan ağrıya neden olur. Tedavi seçenekleri: Cerrahi olmayan yöntemler: Fizik tedavi, ilaç tedavisi ve aktivite modifikasyonu gibi yöntemleri içerir. Cerrahi müdahale: Omurilik üzerindeki baskının azaltılması için ciddi vakalarda gerekebilir. Teşhis ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Bütüncül çocuk nörolojisi, çocukların beyin, omurilik, sinir ve kas hastalıklarının tanı, tedavi ve yönetiminde multidisipliner bir yaklaşım benimseyen tıbbi uzmanlık dalıdır. Çocuk nörolojisinin ilgilendiği bazı hastalıklar: epilepsi ve nöbet bozuklukları; serebral palsi (beyin felci); baş ağrısı ve migren; hareket bozuklukları (tikler, Tourette sendromu); nöromüsküler hastalıklar (kas distrofisi); otizm ve diğer nörogelişimsel bozukluklar; beyin tümörleri; gelişim geriliği. Tanı ve tedavi yöntemleri arasında klinik değerlendirme, EEG, MRI, genetik testler ve nöropsikolojik testler bulunur.

Op. Dr. Volkan Yılmaz, VM Medical Park Samsun Hastanesi'nde göğüs cerrahisi alanında görev yapmaktadır. Uzm. Dr. Volkan Yılmaz ise Erbaa Devlet Hastanesi'nde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışmaktadır. Ass. Dr. Volkan Yılmaz ise İstanbul'da ortopedi ve travmatoloji alanında hizmet vermektedir.

Havale (konvülsiyon) yapabilen bazı hastalıklar: Ateşli hastalıklar (febril nöbet). Beyin travmaları. Epilepsi. Metabolik dengesizlikler. Enfeksiyonlar. Genetik faktörler. İlaçlar ve toksinler. Havale belirtileri fark edildiğinde bir sağlık profesyoneline başvurulması önerilir.

Kedilerde yürüyememenin birkaç yaygın nedeni vardır: Vestibüler sistem sorunları: Kulak enfeksiyonları, tümörler veya vestibüler sinirin hasarı gibi durumlar, denge kaybına ve yürümede dengesizliğe yol açabilir. Travma veya yaralanmalar: Düşme, araba çarpması veya darbe gibi olaylar, omurga veya bacaklarda yaralanmalara neden olabilir. Nörolojik hastalıklar: Felç, omurilik tümörleri, sinir sistemi enfeksiyonları kas kontrolünde bozulmaya ve yürüme sorunlarına yol açabilir. Artrit ve ortopedik sorunlar: Özellikle yaşlı kedilerde eklem iltihapları veya kırıklar yürüme güçlüklerine neden olabilir. Zehirlenmeler: Belirli bitkiler, temizlik ürünleri veya zehirli maddeler kedilerde kas güçsüzlüğüne ve yürüyememeye yol açabilir. Bu belirtilerle karşılaşıldığında, doğru teşhis ve tedavi için bir veteriner hekime başvurulması önerilir.

Tıpta IAT farklı anlamlara gelebilmektedir: Intra-arterial thrombolysis (IAT). Indirect antiglobulin test (IAT). Immuno-augmentative therapy (IAT). Ayrıca, "IAT" kısaltması, "interoperative autotransfusion", "intake air temperature" veya "international conference on intelligent agent technology" gibi farklı bağlamlarda da kullanılabilir.

Aşkta görülen nörolojik bozukluklar arasında bilişsel çelişkiler ve saplantılı kişilik bozuklukları yer alabilir. Bilişsel çelişkiler: Mantığın bir kişinin uygun olmadığını söylemesine rağmen, duygusal beynin ona bağlı kalması durumu. Saplantılı kişilik bozuklukları: Serotonin seviyesinin saplantılı (obsesif-kompulsif bozukluğu) kişilerle aynı seviyede olması. Ayrıca, aşk sürecinde dopamin, serotonin, noradrenalin ve oksitosin gibi nörotransmitterlerin seviyelerindeki değişiklikler, aşkın bağımlılık yapıcı ve duygusal olarak yoğun bir deneyim olmasına neden olur. Nörolojik bozukluklar genellikle aşk bağlamında değil, daha çok aşk ve beyin arasındaki karmaşık etkileşimler çerçevesinde ele alınır. Daha fazla bilgi için bir nörolog veya psikiyatriste danışılması önerilir.

Chiari malformasyonu (beyincik sarkması) tehlikeli olabilir, tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tehlikeli durumlar: Solunum problemleri: Beyin sapı üzerindeki baskı nedeniyle uyku apnesi, solunum düzensizlikleri ve nefes almada zorluk gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Nörolojik fonksiyon kaybı: Uzuvlarda his kaybı, reflekslerin azalması, denge ve motor beceri kayıpları görülebilir. Kronik ağrılar: Baş, boyun ve sırt bölgelerinde sürekli ağrılar oluşabilir. Siringomyeli: Omurilikte sıvı dolu kistler oluşabilir, bu durum his kaybı ve kas güçsüzlüğüne yol açabilir. Erken teşhis ve doğru tedavi, özellikle Tip I ve Tip II vakalarında, hastaların yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynar. Chiari malformasyonu belirtileri fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.

İyi huylu titreme hastalığı, genellikle esansiyel tremor olarak bilinir. Özellikleri: Genellikle ailesel geçişlidir ve altta yatan ciddi bir hastalık yoktur. En sık ellerde görülür, ancak baş, ses telleri ve bacaklarda da olabilir. Yorgunluk, stres ve kafein titremeyi artırırken, alkol alımı azaltabilir. Genellikle 20'li yaşlarda belirginleşir, ancak her yaşta görülebilir. Tedavi seçenekleri arasında ilaç kullanımı, yaşam tarzı değişiklikleri ve şiddetli vakalarda cerrahi müdahaleler yer alır. Titreme sorunu yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına başvurması önerilir.

Preoptik alan, dört çekirdek içerir: 1. Median (ortanca) preoptik çekirdek. 2. Medial (yanal) preoptik çekirdek. 3. Preoptik periventriküler çekirdek. 4. Ventrolateral (ara) preoptik çekirdek.

Oksipital lobda tümör olması durumunda ortaya çıkabilecek bazı belirtiler şunlardır: Görme kaybı veya bozukluğu. Derinlik algısı ve hareket becerilerinde bozulma. Renk, şekil, boyut algısında bozukluk. Halüsinasyonlar. Yazıları tanıma ve okumada güçlük. Öğrenme ve hafıza bozuklukları. İnce ve kaba motor becerilerde aksama. Göz kırpma sorunu ve görsel dalgınlık. Tümörün türüne ve konumuna bağlı olarak tedavi planı değişir. Beyin tümörü şüphesi durumunda, baş ağrısı, baş dönmesi, denge kaybı gibi belirtiler gözlemlendiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Sodyum-potasyum pompası, sinir iletiminde şu şekilde çalışır: 1. ATP ile fosforilasyon: Sodyum iyonları pompaya bağlandığında, ATP tarafından fosforilasyon gerçekleşir ve enerji açığa çıkar. 2. Protein yapısının değişimi: Enerji ile protein kompleksinin yapısı değişir; protein, dışa doğru açılır ve içe doğru kapanır. 3. Sodyum iyonlarının salınımı: Proteinin yeni şeklinde sodyum iyonlarına ilgi kalmaz ve bu iyonlar hücre dışına salınır. 4. Potasyum iyonlarının bağlanması: Potasyum iyonları hücre dışından proteine bağlanır. 5. Defosforilasyon ve protein geri dönüşü: Potasyum bağlanmasıyla defosforilasyon meydana gelir ve protein eski şekline geri döner. 6. Potasyum iyonlarının salınımı: Protein, ilk haliyle potasyum iyonlarını hücre içine salar. Bu süreç, hücre dışı ve içi arasındaki elektrik potansiyelinde fark oluşturur ve bu fark, sinir hücrelerinin sinyal iletimi için gereklidir.

Deliryuma neden olan bazı hastalıklar şunlardır: Enfeksiyonlar. Metabolik hastalıklar. Kalp hastalıkları. Beyinle ilgili durumlar. Zehirlenmeler. Diğer nedenler. Deliryum, genellikle birden fazla faktörün birleşimiyle ortaya çıkar.

"Magnegyn 7 farklı magnezyum formu" hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, farklı magnezyum formlarının genel olarak ne işe yaradığı şu şekilde özetlenebilir: Magnezyum Sitrat: Sindirimi destekler, kabızlığı giderir, migren ve anksiyete sorunlarına iyi gelir. Magnezyum Glisinat: Anksiyete ve stresi azaltır, uyku kalitesini artırır. Magnezyum Malat: Enerji üretimini artırır, kas sağlığını destekler ve fibromiyalji tedavisinde kullanılır. Magnezyum Taurat: Kan basıncını düşürür, kalp sağlığını destekler ve insülin duyarlılığını artırır. Magnezyum L-Treonat: Beyin sağlığını iyileştirir, hafızayı güçlendirir ve bilişsel fonksiyonları destekler. Magnezyum Oksit: Kabızlık tedavisinde kullanılır, ancak emilimi düşüktür. Hangi magnezyum formunun kullanılması gerektiği, bireysel sağlık ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına bağlıdır.

Gözbebekleri, çeşitli durumları ve duyguları yansıtabilir: Işık miktarına tepki: Karanlıkta göz bebekleri büyür, ışıkta ise küçülür. Duygusal durum: Heyecan, iğrenme gibi duygular göz bebeklerinin daralmasına veya genişlemesine neden olabilir. Bilişsel aktivite: İnsanlar bir konu hakkında düşünürken veya karar verirken göz bebekleri farklı tepkiler verebilir. Sağlık durumu: Göz bebekleri, beynin düzgün çalışıp çalışmadığını gösterebilir; örneğin, beyin travma geçirdiyse göz bebekleri ışığa tepki vermeyebilir. Politik duruş: Farklı siyasi görüşlere sahip kişilerin, belirli politik figürleri gördüklerinde göz bebeklerinde değişiklik gözlemlenebilir. Ayrıca, göz bebekleri alkol veya bazı ilaçlar gibi dış etkenlerden de etkilenebilir; örneğin, LSD, kokain gibi maddeler göz bebeklerini genişletirken, alkol ve opioidler küçülmesine neden olabilir.