Nöroloji

Isırmanın bazı nedenleri: Sevinç ve sevgi ifadesi. Cinsel haz. İçsel duyguların dışa vurumu. Oyun ve güven göstergesi. Isırma davranışının anlamı, kültürel ve bireysel farklılıklara göre değişebilir.

Parkinson hastalarının neden sertleşemediğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, Parkinson hastalığında kas sertliği görülebileceği bilinmektedir. Parkinson hastalığında kas sertliği (rijidite) şu şekillerde ortaya çıkabilir: Hastalar uzuvlarını gevşetmekte zorlanabilir ve sertlik hissedebilirler. Kas sertliği, yorgunluk, ağırlık, ağrı veya kramp şeklinde hissedilebilir. Omuz ağrısı gelişebilir. Kas sertliği en sık dirsek, el bileği, diz veya ayak bileği gibi eklemlerin muayenesinde saptanır. Parkinson hastalığından şüphelenilen durumlarda doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Türk Nöroloji Dergisi'nde yayınlanan makale türleri: Özgün deneysel ve klinik çalışmalar. Editöre mektuplar. Orijinal olgu sunumları. Çeviriler. Derleme yazıları. Dergi, nöroloji ve ilgili bilim dallarındaki bilimsel değeri olan yazıları kabul eder.

MS Tip 2 olarak belirtilen bir MS türü bulunmamaktadır. Ancak, MS hastalığının bazı türleri şunlardır: Ataklarla Seyreden MS (Relapsing-Remitting MS - RRMS). İkincil İlerleyici MS (Secondary Progressive MS - SPMS). Birincil İlerleyici MS (Primary Progressive MS - PPMS). Selim MS (Benign MS). Progresif-Relapsing MS (PRMS). MS hastalığının teşhisi ve tedavisi için bir uzmana danışılması önerilir.

Charcot-Bouchard anevrizması, beyin damarlarında, çapı 300 mikrometreden küçük olan küçük kan damarlarında oluşan bir anevrizmadır. Özellikleri: Konum: Genellikle bazal gangliyonlardaki lentikülostriat damarlarda bulunur. Nedenleri: Kronik hipertansiyon (yüksek kan basıncı) ile ilişkilidir. Komplikasyonlar: Anevrizma yırtıldığında, intraserebral kanamaya neden olabilir, bu da felç gibi ciddi durumlara yol açabilir. Adını, bu anevrizmaları 1868 yılında tanımlayan Fransız patologlar Jean-Martin Charcot ve Charles-Joseph Bouchard'dan almıştır.

Soma (hücre gövdesi) ve akson arasındaki temel farklar şunlardır: Konum: Soma, nöronun merkezinde yer alırken, akson hücre gövdesinden çıkan bir uzantıdır. İşlev: Soma, çekirdek ve hücrenin yaşamsal işlevlerini sağlayan mekanizmaları içerir; akson ise bilgiyi hücre gövdesinden terminal butonlara taşır. Yapı: Soma, dendritler ve akson gibi diğer nöron yapılarından farklı olarak, Nissl cisimcikleri, Golgi kompleksi, mitokondri ve lizozom gibi organeller içerir. Özetle, soma nöronun yaşamsal işlevlerini sürdürürken, akson bilgi iletiminden sorumludur.

Noradrenalin (norepinefrin) eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir: Ruh sağlığı sorunları: Depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve yorgunluk. Fiziksel semptomlar: Baş ağrıları, hafıza sorunları, uyku problemleri, düşük kan basıncı ve düşük kan şekeri. Diğer belirtiler: Motivasyon eksikliği, ilgisizlik ve enerji düşüklüğü. Noradrenalin eksikliği durumunda bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Koma sonrası hafıza kaybının ne kadar süreceği, beyin hasarının yeri ve şiddetine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna bağlıdır. Örneğin, 3 hafta boyunca komada kalan bir kişide hafıza kaybı 10 hafta veya daha uzun süre devam edebilir. Hafıza kaybının süresi, kişinin genel vücut fonksiyonlarının iyileşme potansiyeline dair de bir gösterge olabilir; hafızanın erken dönemde geri gelmesi, iyileşmenin daha hızlı olabileceğini düşündürür. Koma sonrası hafıza kaybı yaşayan bir kişinin kesin tedavi süresi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Lökoensefalopati, beynin beyaz cevherindeki hasar nedeniyle oluşan bir durumdur ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. İşte bazı nedenler: Binswanger hastalığı. Progresif multifokal lökoensefalopati (PML). Van der Knaap lökoensefalopatisi. Ayrıca, enfeksiyon, kafa travması, beyin tümörü, inme, vitamin eksikliği ve düzensiz beslenme gibi faktörler de lökoensefalopati neden olabilir. Lökoensefalopati belirtileri fark edildiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Korsakoff sendromu, alkolik demans olarak da bilinir. Korsakoff sendromu, özellikle kronik alkol kullanımı sonucu ortaya çıkan ve merkezi sinir sisteminde ciddi hasarlara yol açan bir nörolojik bozukluktur. Alkolik demans dışında, Korsakoff sendromunun diğer nedenleri arasında AIDS, kanser, kronik enfeksiyonlar, yetersiz beslenme ve kilo verme ameliyatları gibi durumlar da yer alır.

Hafıza kaybının süresi, nedenine ve türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir: Geçici hafıza kaybı: Genellikle birkaç dakika ile birkaç saat arasında sürer. Geçici global amnezi: 24 saatten kısa sürer. Kafa travması sonrası hafıza kaybı: Beyin hasarının yeri ve şiddetine, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna bağlı olarak birkaç dakikadan birkaç ay veya yıla kadar sürebilir. Hafıza kaybının nedenini belirlemek ve uygun tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Ekstraaksiyel BOS mesafesinin neden genişlediğine dair kesin bir bilgi vermek için bir doktora danışılması önerilir. Ekstraaksiyel BOS mesafesinin genişlemesinin bazı nedenleri: Beyin boşluklarında aşırı beyin omurilik sıvısı birikimi. Travma veya küçük cerrahi girişimler. Ayrıca, MRG bulgularının hastanın nörolojik muayene sonuçları, şikayetleri ve diğer tetkiklerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bal arılarının beyninde yaklaşık bir milyon nöron bulunmaktadır.

Akut ekstrapiramidal sendromlar, ekstrapiramidal sistem ile ilişkili kısa süreli semptomlardır. Bazı akut ekstrapiramidal sendromlar: Akatizi. Distoni. Pseudoparkinsonizm. Oculogyric crisis. Ekstrapiramidal semptomlar, teşhis için derecelendirme ölçekleri kullanılarak değerlendirilir.

Bazal gangliyon hastalıklarının bazı nedenleri: Metabolik bozukluklar. Kalsiyum, fosfor ve parathormon metabolizması anormallikleri. Radyasyon, anoksi, toksinler, ensefalitler gibi çeşitli bozukluklar. Genetik faktörler. Sistemik hastalıklar. Bazal gangliyon hastalıklarının kesin nedeni her durumda belirlenemeyebilir ve idiyopatik olarak adlandırılabilir.

MPS III A ve B arasındaki temel fark, bu alt tiplerin farklı enzim eksikliklerine sahip olmasıdır. - MPS III A, heparan sülfamidaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. - MPS III B, N-asetilglukozaminidaz enziminin ya hiç üretilmemesi ya da çok az üretilmesi durumudur. Belirtiler açısından: - MPS III A genellikle daha şiddetli ve hızlı ilerleyicidir. - MPS III B daha hafif seyredebilir ve bazı hastalar yetişkinliğe kadar nispeten sağlıklı kalabilir. Kalıtım açısından: - Her iki tip de otozomal çekinik geçiş gösterir, yani hastalığın ortaya çıkması için hem anneden hem babadan kusurlu genin alınması gerekir.

Evet, müzik Parkinson hastalığına iyi gelebilir. Müzik terapisi, ritim, hareket, ses ve yaratıcılığı kullanarak Parkinson semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Müzik terapisinin Parkinson hastalarına faydaları: Denge ve hareket: Müzik terapisi, adım uzunluğu, duruş ve yan yana hareket gibi fiziksel yetenekleri geliştirebilir. İletişim: Şarkı söylemek, ses seviyesini ve artikülasyonu artırabilir, ayrıca yutma fonksiyonunu iyileştirebilir. Bilişsel işlev: Şarkı sözleri aracılığıyla hafıza sorunları iyileşebilir. Ruhsal durum: Müzik, kendini ifade etme ve keşfetme yoluyla kaygı, yorgunluk ve depresyon gibi duygularla başa çıkmaya yardımcı olabilir. Sosyal izolasyon: Grup aktiviteleri, sosyal bağlantıların kurulmasına katkı sağlayabilir. Ancak, herhangi bir tedaviye başlamadan önce bir nöroloğa danışılması önerilir.

Huperzine A, Çin yosunu olarak bilinen Huperzia serrata bitkisinden elde edilen bir alkaloiddir ve bilişsel destek amacıyla kullanılır. Huperzine A'nın bazı potansiyel faydaları: Hafıza ve öğrenme desteği: Asetilkolin düzeyini korumaya yardımcı olarak hafıza, öğrenme ve odaklanma gibi bilişsel işlevleri destekleyebilir. Zihinsel performans ve odaklanma iyileştirmeleri: Dikkat ve yoğunlaşma gerektiren görevlerde performansı artırabilir. Nöroprotektif etki: Antioksidan ve anti-enflamatuar özellikler göstererek nöron hücrelerini oksidatif stresten koruyabilir. Huperzine A kullanmadan önce, özellikle altta yatan sağlık sorunları veya kronik hastalıklar varsa, bir doktora danışılması önerilir.

Astrositlerin ve oligodendrositlerin temel işlevleri şunlardır: Astrositler: Kan-beyin bariyerini oluşturur ve beyne zararlı maddelerin geçişini önler. Nöronlara mekanik destek sağlar. İyon dengesini ve pH seviyesini korur. Glikojen depolayarak gerektiğinde glukoz sağlar. Sinapslarda nörotransmitterleri endositozla alarak ortadan kaldırır. Oligodendrositler: Miyelin kılıfını oluşturur ve aksonların yalıtımını sağlar, bu sayede sinir sinyallerinin hızlı iletilmesini mümkün kılar. Tek bir oligodendrosit, birden fazla aksona miyelin kılıf yapabilir.

Ahmet Ertürk'ün görev yaptığı hastane, bulunduğu uzmanlık alanına göre değişiklik göstermektedir: Nöroloji uzmanı Ahmet Ertürk, Kayseri Kızılay Hastanesi'nde görev yapmaktadır. Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz uzmanı Ahmet Ertürk, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi'nde çalışmaktadır. Çocuk Cerrahisi uzmanı Ahmet Ertürk, Ankara Şehir Hastanesi'nde hizmet vermektedir.