MemeSağlığı

Kapalı ameliyatta meme başı alınmayabilir. Meme başı korunarak yapılan cerrahi işlemler, özellikle meme koruyucu cerrahi ve endoskopik mastektomi gibi tekniklerde mümkündür. Meme Koruyucu Cerrahi: Bu yöntemde, sadece tümörlü doku çıkarılır ve meme başı korunur. Endoskopik Mastektomi: Tek küçük bir kesiden meme dokusu çıkarılır ve aynı seansta meme başı bırakılarak yeniden meme dokusu oluşturulabilir. Meme başı alınıp alınmaması, ameliyatın türüne ve hastanın durumuna göre değişiklik gösterebilir. En doğru bilgiyi, bir sağlık profesyonelinden almak önemlidir.

Kadınlarda meme ucunun nasıl olması gerektiğine dair bazı özellikler: İçe dönüklük: Kadınların yaklaşık %10 ila 20'sinde meme uçları yapısal olarak içe dönüktür ve bu genellikle zararsızdır. Yukarı yön: İdeal meme ucunda, 20 derecelik bir açıyla yukarı doğru eğim olmalıdır. Eğim: Memenin üst kısmı, meme ucuna doğru düz bir çizgi halinde veya hafif kavisli bir eğimle inmelidir. Sıkılık: Meme alt kısmı sıkı, dar ve hafif bir kaviste olmalıdır. Hassasiyet: Adet döngüsü, gebelik veya emzirme dönemindeki hormon dalgalanmaları meme ucunda hassasiyete yol açabilir. Meme ucunda meydana gelen değişikliklerin çoğu zaman hamilelik, emzirme veya genetik nedenlerle ilgili olduğu düşünülmektedir.

Silikonlu memede mamografi şu şekilde yapılır: 1. Hazırlık: Çekim öncesinde, silikon protezin olduğunu röntgen teknisyenine bildirmek gereklidir. 2. İşlem: Meme, iki plastik plaka arasına yerleştirilir ve sıkıştırılarak düzleştirilir. 3. Görüntüleme: X-ışınları kullanılarak her iki meme de farklı açılardan görüntülenir. Dijital mamografi kullanıldığında, mamografi cihazlarındaki doz seçim programları ile ayrıntılı görüntüler elde edilir. Silikon protezlerin mamografi görüntü kalitesini etkilemediği ve proteze zarar vermediği belirtilmiştir.

Meme ucu siyahlaşması, genellikle hormon seviyelerinin eski haline dönmesiyle birlikte doğum sonrası düzelir. Hamilelik sırasında meme ucu siyahlaşması, hormonların (östrojen ve progesteron) etkisiyle oluşur ve doğumdan sonra, hormon seviyeleri normale döndüğünde, meme uçları genellikle eski rengine döner. Emzirme döneminde de meme ucu siyahlaşması görülebilir ve bu durum, emzirme bittikten sonra düzelir. Çok nadir olarak, renk değişimi kalıcı olabilir. Eğer renk değişimine kanama, ağrı veya şişlik gibi belirtiler eşlik ediyorsa, bir doktora başvurulması önerilir.

Memedeki süt bezlerinin iyi huylu olması, bu bezlerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle oluşan kitlelerin kansere dönüşmediği anlamına gelir. Memede görülebilen iyi huylu kitlelerden bazıları: Fibroadenom. Kistler. Yağ nekrozu. Memede bir kitle fark edildiğinde, bunun iyi huylu olup olmadığını kesin olarak belirlemek için biyopsi yapılması gereklidir.

Memede kitle ve ağrı tehlikeli olabilir, çünkü bu belirtiler iyi huylu veya kötü huylu kitlelerin işareti olabilir. İyi huylu kitleler genellikle sağlık riski oluşturmazken, kötü huylu kitleler sağlık açısından risklidir ve tedavi gerektirir. Tehlikeli olabilecek kitle belirtileri: Sert ve düzensiz kenarlı yapı; Hareketsiz olma; Ciltte renk değişikliği, meme başında çekilme veya kanlı akıntı gibi ek belirtiler. Ağrı ise her zaman kötü huylu bir kitlenin işareti değildir, ancak ağrısız bir kitle mutlaka iyi huylu anlamına gelmez. Memede kitle veya ağrı fark edildiğinde, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Destekli sütyen, göğüslerin daha dolgun, kalkık ve şekilli görünmesini sağlamak için tasarlanmıştır. Başlıca işlevleri: Göğüs şekillendirme ve duruş desteği: Göğüsleri yukarı kaldırır ve hacim kazandırır, dar kesim kıyafetlerle uyum sağlar. Özgüven artırma: Kıyafet içinde daha güzel bir duruş sağlayarak kullanıcının özgüvenini artırır. Moda ve estetik: Farklı tasarım seçenekleriyle her tarza hitap eder ve şık bir görünüm sunar. Özel günlerde kullanım: Düğün, nişan gibi özel günlerde tercih edilen şık elbiselerin tamamlayıcısıdır. Destekli sütyenler, özellikle küçük göğüslü kadınlar ve göğüslerinde sarkma olanlar tarafından tercih edilir.

Meme MR'ı genellikle 30-60 dakika arasında sürer.

Meme sağlığı için tüketilmesi önerilen bazı besinler: Sebze ve meyveler: C vitamini içeriği yüksek meyve ve sebzeler, likopen içeren besinler (kuşburnu, nar, çilek, kiraz, domates, kırmızı biber). Tam tahıl ürünleri: Lifli gıdalar, tam tahıllı besinler. Kuru baklagiller: Haftada en az 3 gün bakliyat tüketimi önerilir. Az yağlı süt ve süt ürünleri: Az yağlı peynir, yoğurt, lor ve çökelek. Omega-3 içeren besinler: Deniz ürünleri, soya fasulyesi, lahana, semizotu, ıspanak, ceviz, keten tohumu, chia tohumu. Brassica sebzeler: Brokoli, lahana, hardal, karnabahar, turp, soğangiller. Tüketiminden kaçınılması veya sınırlandırılması gereken besinler: İşlenmiş gıdalar. Şeker ilavesi yapılmış besinler. Sağlıksız yağ bulunduran besinler. Yüksek kalorili ve kızarmış besinler. Beslenme düzeninin kişiye özel belirlenmesi için bir uzmana danışılması önerilir.

Hiperplazi her zaman kanser anlamına gelmez. Ancak bazı hiperplazi türleri, özellikle atipik hiperplazi, kansere dönüşme potansiyeli taşır. Hiperplazinin kansere dönüşme riski, sahip olunan hiperplazi türünün türüne bağlı olarak değişebilir. Hiperplazi teşhisi için biyopsi ve ek tetkikler yapılır. Herhangi bir sağlık sorununda doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

CA 15-3 yüksekliğinin bazı anlamları: Meme kanseri: Özellikle meme kanseri tedavisinde, CA 15-3 seviyesindeki artış, tedavinin etkili olmadığını veya nüksü gösterebilir. Diğer kanser türleri: Yumurtalık, akciğer, prostat ve pankreas kanserleri de CA 15-3 değerini yükseltebilir. İyi huylu durumlar: Gebelik, emzirme, bazı karaciğer hastalıkları, endometriozis ve pelvik inflamatuar hastalık gibi iyi huylu durumlarda da CA 15-3 seviyesi artabilir. CA 15-3 testi, tanı koymak için değil, tanı konduktan sonra süreci takip etmek için kullanılır.

Silikon protezli memede ultrason, mamografinin yerini tutmaz. Silikon protezli memede meme kanseri taraması için yılda bir kere mamografi ve hemen ardından ultrasonografi yapılması önerilir. Ultrasonografi ile hem meme dokusu hem de implant değerlendirilebilir. Silikonlu memelerde, derin dokuların yeterli görülememesi nedeniyle, hem meme hem de protezin değerlendirilmesi için meme MR'ına da başvurulabilir.

Meme biyopsisi genellikle 10-15 dakika sürer. Biyopsi sonuçlarının çıkması ise 3 günden 1 haftaya kadar uzayabilir. Her durumda süre, biyopsi türüne ve kişinin sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir.

2025 yılında gerçekleşecek olan 9. Ulusal Meme Radyolojisi Sempozyumu, 29 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında Muğla'nın Bodrum ilçesinde yapılacaktır. Kongre web sitesi: memeradyolojisi2025.org.

BI-RADS 0, mamografi sonuçlarının yeterince net olmadığı veya eksik bilgi bulunduğu anlamına gelir. BI-RADS 6, kanser teşhisi konulmuş hastalar için kullanılır ve tedavi planlaması yapıldığını gösterir. BI-RADS sınıflandırması, meme dokusunda tespit edilen bulguların hangi kanser riskini taşıdığına dair bir değerlendirme yapar ve her kategori, görüntülemede görülen anormalliklerin ne kadar risk taşıdığını belirtir. BI-RADS sınıflandırması hakkında daha fazla bilgi ve doğru yorum için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Memenin dokunulunca sertleşmesinin birkaç yaygın nedeni vardır: Hormonal değişiklikler: Adet öncesi dönemde meme dokusu şişebilir ve sertleşebilir. Fibrokistik değişiklikler: Memelerde sık görülen bu durum, sertlik, nodüller veya kistlerin oluşumuna neden olabilir. Fibroadenomlar: Genç kadınlarda sıkça görülen iyi huylu tümörlerdir ve meme dokusunda sert kitleler oluşturabilir. İltihabi durumlar: Meme dokusunda enfeksiyon veya iltihaplanma sertlik ve şişlik hissine neden olabilir. Meme yaralanmaları: Darbeler veya travmalar meme dokusunda sertlik hissi yaratabilir. Memede sertlik fark edildiğinde bir doktora danışılması önerilir.

Pembe ve kahverengi meme ucu farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir: Hormonal değişiklikler: Adet döngüsü, gebelik veya emzirme dönemindeki hormon dalgalanmaları, meme ucu ve areolada geçici değişikliklere yol açabilir. Doğumsal özellikler: Bazı kadınlarda yapısal olarak meme uçları içe dönük veya çok belirgin olmayabilir. Yaşlanma: Yaşlanma süreciyle birlikte ciltte ve meme dokusunda değişiklikler meydana gelebilir, bu da renk farklılıklarına yol açabilir. Cilt hastalıkları: Egzama, dermatit veya sedef hastalığı gibi durumlar meme dokusunda renk değişikliklerine neden olabilir. Memelerde aniden ortaya çıkan veya sürekli devam eden renk değişiklikleri, meme kanseri gibi ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir.

Kadın meme ucunun sertleşmesinin bazı nedenleri: Hormonal değişiklikler: Adet döngüsü, gebelik veya emzirme dönemindeki hormon dalgalanmaları meme ucu ve areolada değişikliklere yol açabilir. Fiziksel etkenler: Soğuk hava veya cinsel uyarılma gibi durumlar meme ucundaki kasların refleks olarak sertleşmesine neden olabilir. Doğumsal özellikler: Bazı kadınlarda meme uçları yapısal olarak içe dönük veya çok belirgin olmayabilir. Yaşam tarzı ve diğer nedenler: Kilo alımı, yoğun egzersiz, bazı ilaçlar ve doğum kontrol hapları memede hassasiyet ve sertliğe yol açabilir. Meme ucunda sürekli sertleşme veya başka belirtiler varsa, bir doktora başvurulması önerilir.

Memede pürüzlenmenin ne zaman geçeceği, nedenine bağlı olarak değişir. Hormonal değişiklikler nedeniyle oluşan meme ucu değişimleri genellikle geçicidir ve kendiliğinden düzelir. Diğer nedenler arasında enfeksiyon, yanlış iç çamaşırı seçimi veya cilt kuruluğu yer alabilir. Bu durumlarda, uzman bir hekime danışmak ve önerilen tedavileri uygulamak önemlidir. Memede kalıcı veya açıklanamayan değişiklikler fark edilirse, bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

BI-RADS (Breast Imaging Reporting and Data System) sınıflandırmasında, tehlikeli olarak değerlendirilebilecek kategoriler şunlardır: BI-RADS 4: Bu kategori, şüpheli anormallikleri ifade eder ve kanser olasılığı vardır. BI-RADS 5: Bu kategori, yüksek olasılıkla kanseri işaret eder. BI-RADS kategorileri ve kanser riskleri şu şekildedir: BI-RADS 1 ve 2: %0 kanser riski. BI-RADS 3: %2'den az kanser olasılığı. BI-RADS 4: %3 ile %94 arasında kanser riski. BI-RADS 5: %95 veya üzeri kanser şüphesi. BI-RADS sınıflandırması, yalnızca bir değerlendirme aracıdır ve kesin tanı için biyopsi gibi daha ileri incelemeler gereklidir.