KararVerme

Pilotun en zor görevi, acil durumlarda hızlı ve doğru kararlar alabilmek olarak değerlendirilebilir. Diğer zor görevler arasında şunlar yer alır: Uzun ve düzensiz çalışma saatleri: Pilotlar, farklı zaman dilimlerinde ve fiziksel olarak sağlıklı kalmak zorunda oldukları koşullarda çalışır. Hava koşullarının değerlendirilmesi: Hava durumu, sağlık sorunları gibi problemlerle karşılaşma ihtimali ve bunların yönetimi. Uçuş sistemlerinin anlaşılması ve navigasyonu: Uçuş öncesi ve uçuş sırasında uçak sistemlerini kullanmak ve rotayı planlamak.

Zamana bırakmak, bir şeyin sonucunu görmek için uygun durum ve koşulların oluşmasını beklemek anlamına gelir. Bu durumda şunlar olabilir: Sorunlar geniş bir zamana yayılır ve sürekli düşünmekten kurtulunur. Belirsizlik nedeniyle süreç sancılı ve sıkıntılı geçebilir. Sonuç odaklı insanlar için belirsizlik daha yıpratıcı olabilir ve bu durum çözümsüzlükle sonuçlanabilir. Zaman, bazı hasarları tamir edebilir ve başlangıçta kötü görünen durumlar daha sonra olumlu bir şekilde çözülebilir.

Etik ikilem ve zorlayıcı etik kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Etik İkilem: İki veya daha fazla yarışan değerin çatışma halinde olmasıdır. 2. Zorlayıcı Etik: Etik kuralların çiğnenmesi veya mesleki eylemi düzenleyen standart kuralların ihlali anlamına gelir.

İnsan aradığını bulamamasının birkaç nedeni olabilir: 1. Ne istediğini bilememe: İnsanın, istediği şeylere olan ulaşma arzusu ile ihtiyacı olan şeylere karşı olan arzusu çakışabilir. 2. Çok fazla seçenek: İletişim araçlarının ve insan sayısının artması, seçeneklerin çoğalmasına yol açar. 3. Toplumsal ve kişisel faktörler: Toplumun beklentileri, erkeklik imajı, özgüven eksikliği ve geçmişteki duygusal yaralanmalar gibi faktörler, iletişimde ve ilişkilerde sorunlara yol açabilir.

"Diğer" seçeneğinin daha az tercih edilmesinin nedeni, aşırı seçeneklerin karar verme sürecini zorlaştırması ve belirsizlik yaratmasıdır. Bu durum, seçim paradoksu olarak adlandırılır ve insanların daha az seçenek sunulduğunda daha hızlı ve net kararlar vermelerine olanak tanır.

Polisentrik yönetim, bir şirketin birden fazla lider veya yöneticinin bulunduğu ve kararların birlikte alındığı bir yönetim tarzıdır. Merkezden yönetim ise, karar verme yetkisinin örgütün tepesinde veya tepeye yakın konumda bulunanlarda olduğu bir yönetim biçimidir.

Etkili karar verme becerileri şunlardır: 1. Bilinçli Farkındalık: Karar verirken mevcut durumun tam olarak farkında olmak, duygusal etkilerden kaçınmak. 2. Alternatifleri Değerlendirme: Tüm seçenekleri dikkatle ele almak, her bir alternatifin avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirmek. 3. Uzun Vadeli Düşünme: Kararların uzun vadeli etkilerini göz önünde bulundurmak. 4. Risk Analizi: Kararların risklerini tanımlamak ve onlarla nasıl başa çıkılacağını planlamak. 5. Başkalarının Görüşlerini Dinleme: Güvenilir kişilerin görüşlerini almak, farklı perspektifler sunmak. 6. Zamanı Etkin Kullanma: Karar verirken acele etmemek, ancak gereksiz yere ertelememek. 7. Kendini Tanıma: Kendi güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, değerleri ve öncelikleri belirlemek.

Problemin temel unsurları şunlardır: 1. Amaç. 2. Karar verici(ler). 3. Sınırlar. 4. En az iki alternatif çözüm.

Konuyu bulmak için aşağıdaki sorular sorulabilir: 1. "İlgi Alanlarım Neler?"? 2. "Hangi Problemleri Çözmek İstiyorum?"? 3. "Hangi Bilgi veya Becerilere Sahibim?"? 4. "Hangi Deneyimlerim Var?"? 5. "Hangi Trendler ve Gelişmeler İlginç?"? 6. "Hedef Kitlem Kim?"? 7. "Neden Bu Konuyu Seçmeliyim?"?

MSÜ mülakat komisyonları adaylara çeşitli sorular yöneltir. Bu sorular genellikle adayın genel kültür bilgisi, karar verme yeteneği, özgüven, konuşma ve ikna kabiliyeti gibi özelliklerini ölçmeye yöneliktir. Mülakatta sorulabilecek bazı spesifik sorular şunlardır: - Trablusgarp'ın işgalinden günümüze kadar olan süreçteki savaşlar ve önemli olaylar; - Doğalgaz ve petrol boru hatları hakkında bilgi; - İnsansız hava araçlarının isimleri; - Kıta sahanlığı kavramı ve Türkiye'nin sınır komşuları; - Atatürk'ün ilke ve inkılapları. Ayrıca, adayların kişilik özelliklerini belirlemek için de testler uygulanır ve bu test sonuçlarına göre eleme yapılmaz.

Prensip sahibi olmak önemlidir çünkü bu, bireyin karar alma süreçlerinde rehberlik eder ve tutarlılığı sağlar. İşte diğer bazı nedenler: Güvenilirlik ve saygınlık: Prensip sahibi insanlar ve kurumlar, güvenilirlik ve saygınlık kazanır. Problem çözme: Prensipler, çeşitli problemlerle başa çıkmada bir çerçeve sunar. Etik davranış: Prensiplere uygun hareket etmek, etik bir şekilde davranmayı ve toplumun ve paydaşların güvenini kazanmayı sağlar. Başarı: İş hayatında prensiplere sahip olmak, başarıya ulaşmada önemli bir faktördür.

İki arada kalmak durumu, birbirine karşıt iki kişi arasında ne yapacağını bilemeyerek şaşırmak anlamına gelir. Bu durum, genellikle çelişkili talepler, tercihler veya görüşler nedeniyle ortaya çıkar.

Böyle bir durumda karar vermek için aşağıdaki teknikler yardımcı olabilir: 1. Öncelikleri Belirlemek: Kararınızın merkezinde ne olduğunu ve bunun sizin için neden önemli olduğunu belirlemek. 2. Seçenekleri Değerlendirmek: Tüm alternatiflerin artılarını ve eksilerini listelemek ve bunları bir kağıda yazmak. 3. Farklı Bakış Açıları Geliştirmek: Olayı farklı açılardan değerlendirmek ve alternatif çözümleri düşünmek. 4. Duyguları Kontrol Altına Almak: Kararınızı verirken duygularınızın mantığınızın önüne geçmesine izin vermemek. 5. Kararı Gözden Geçirmek: Verdiğiniz kararın doğru olup olmadığını tekrar değerlendirmek ve gerektiğinde değiştirmek. Eğer bu teknikler yeterli gelmezse, profesyonel yardım almak da bir seçenek olabilir.

Kararsızlık birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir durumdur ve genellikle fazla seçenek, korkular, dış baskılar veya geçmiş deneyimlerle ilişkilidir. Kararsızlığı yenmek için bazı yöntemler şunlardır: 1. Bilinçli bilgi toplama: Kararınızı destekleyecek bilgileri toplamak, karar verme sürecinizi güçlendirebilir. 2. Öncelikleri belirleme: Kararınızı etkileyen faktörleri sıralayın ve hangi faktörlerin öncelikli olduğunu belirleyin. 3. Duygusal durumu anlama: Kararlar genellikle duygusal bir yön içerir, bu yüzden duygusal durumunuzu anlamak ve bu duyguları karar sürecinize entegre etmek önemlidir. 4. Pro-con analizi: Kararınızın avantajlarını ve dezavantajlarını listeleyerek bir analiz yapmak, kararınızı objektif bir şekilde değerlendirmenize yardımcı olabilir. 5. Mola verme: Karar verme sürecinde sıkıştığınızda, bir mola vermek ve biraz uzaklaşmak faydalı olabilir. 6. Deneme ve hata: Her karar doğru olmayabilir, bu yüzden deneme-yanılma sürecine izin vermek, öğrenme ve gelişme şansı tanır. 7. Destek almak: Güvenilir bir dost, aile üyesi veya profesyonelden destek almak, dış perspektifleri dinlemek ve farklı bakış açılarına açık olmak önemlidir. 8. Mükemmeliyetçilikten kaçınma: Her karar mükemmel olmak zorunda değildir, makul ve gerçekçi hedeflere odaklanmak önemlidir.

Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinde her şapka, farklı bir düşünme yönünü temsil eder: 1. Beyaz Şapka: Tarafsızlığı ve objektifliği temsil eder, kesin bilgi ve rakamlarla ilgilenir. 2. Kırmızı Şapka: Duyguları, tutkuyu ve sezgiyi temsil eder. 3. Siyah Şapka: Olumsuzlukları ve tehlikeleri düşünmeyi destekler, kötümserliği simgeler. 4. Sarı Şapka: Pozitif düşünmeyi ve fırsatları değerlendirmeyi sağlar. 5. Yeşil Şapka: Yaratıcılığı ve yeni fikirlerin ortaya konmasını teşvik eder. 6. Mavi Şapka: Düşünme sürecini analiz eder, karar verme ve düşünme sürecinin düzenlenmesini temsil eder.

Daha objektif ve pratik bir insan olmak için şu yöntemler uygulanabilir: Samimi duygularla hareket etmek. Farklı görüşleri dikkate almak. Nesnel çıkarımları önemsemek. Titiz davranmak. Meditasyon yapmak. Kendi sınırlarını belirlemek. Herkesin kendine özgü bir yaşam biçimi olduğu ve tek bir doğru yöntem bulunmadığı unutulmamalıdır.

Dar bir kontrol alanında organizasyon tipik olarak aşağıdaki özelliklere sahiptir: 1. Uzun organizasyon yapısı: Tek bir yöneticinin veya süpervizörün birkaç astı denetlemesi, uzun bir hiyerarşiye yol açar. 2. Sıkı denetim: Yöneticiye, astları üzerinde yakından bir denetim imkanı sağlar. 3. Maliyet artışı: Fazla sayıda yönetim kademesi nedeniyle maliyetler yükselir. 4. Yavaş karar verme: Dikey katmanlardan dolayı karar verme süreci yavaşlar.

Altı düşünme şapkası, çeşitli durumlarda kullanılabilir: Ekip toplantılarında. Yeni proje başlangıçlarında. İnovasyon ve fikir geliştirme seanslarında. Eğitim ve liderlik programlarında. Çatışma çözümlerinde. Stratejik planlamada. Altı şapkalı düşünme tekniği, sorunlara ve fırsatlara farklı açılardan yaklaşarak yaratıcı ve kapsamlı çözümler bulmayı kolaylaştırır.

Karar alırken ahlaki ilkeleri göz önünde bulundurmak, etik ve doğru davranışlar sergilemek anlamına gelir. Bu, bireyin: Adaletli olmasını ve tüm taraflara eşit davranmasını sağlar. Dürüst olmasını ve karar alma sürecinde gerçeği yansıtmasını gerektirir. Empatik olmasını ve başkalarının duygularını ve perspektiflerini dikkate almasını sağlar. Sorumlu olmasını ve kararlarının sonuçlarını düşünmesini teşvik eder. İnsan haklarına saygılı olmasını ve her bireyin onuruna değer vermesini içerir. Bu ilkeler, bireyin hem kendi vicdanına uygun hem de topluma faydalı kararlar almasına yardımcı olur.

Fırsat maliyetinin en yüksek olduğu durum, bir karar verildiğinde vazgeçilen en değerli alternatifin seçilmesi durumunda ortaya çıkar. Örneğin, bir şirketin iki projeden birini tercih etmesi gerektiğinde, seçilmeyen projenin getireceği potansiyel kazanç, fırsat maliyetinin en yüksek olduğu durumu oluşturur.