Kan

Evet, kan pıhtılaşması ve trombus aynı şeyi ifade eder. Kan pıhtılaşması, vücudun bir kan damarı hasar gördüğünde kanamayı durdurmak için oluşturduğu süreçtir.

İnsan vücudunda en çok bulunan hücre eritrosit (kırmızı kan hücresi) olarak bilinir.

Kanın üç temel görevi şunlardır: 1. Taşıma Görevi: Kan, oksijeni akciğerlerden dokulara taşır ve aynı zamanda sindirim sisteminden emilen besin maddelerini vücudun tüm hücrelerine dağıtır. 2. Savunma Görevi: Kan, içerdiği çeşitli hücreler yardımıyla vücudu yabancı maddelerin, mikroorganizmaların ve toksinlerin etkisinden korur. 3. Pıhtılaşma Görevi: Kan, damar yapısında bir yaralanma olduğunda, trombosit ve pıhtılaşma faktörleri ile tıkaç oluşturarak kanamayı engeller.

Santrifüjde kan, merkezkaç kuvveti yardımıyla ayrılır. Böylece, kan santrifüj edildiğinde en üst kısımda serum, orta kısımda yağ ve alt kısımda pıhtı kalır.

Yamuk plazma hacmi hesaplamak için aşağıdaki formül kullanılır: Toplam kan hacmi = (ağırlık (kg) x 70) x (1 - (hematokrit / 100)). Bu formülde: - Ağırlık: Kişinin kilogram cinsinden ağırlığı; - Hematokrit: Kan hücrelerinin toplam kan hacmine oranını ifade eder ve genellikle %40 civarındadır. Örneğin, 70 kg ağırlığındaki bir kişide hematokrit %40 ise, toplam plazma hacmi şu şekilde hesaplanır: 1. Hematokrit değeri: 40 / 100 = 0.40 2. Hesaplama: (70 kg x 70) x (1 - 0.40) = 5333 ml.

Evet, HGB (Hemoglobin) ve Hb (Hemoglobin) aynı şeyi ifade eder.

Kan, iki ana nedenle "dağılabilir": 1. Tromboz (Kan Pıhtılaşması): Kan damarlarında veya kalbin bir bölümünde kan pıhtılarının oluşması, kan akışını engelleyebilir ve pıhtının hareket etmesiyle birlikte vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. 2. Bağırsak Kanaması: Bağırsaklarda meydana gelen kanamalar, hemoroid, anal fissür, divertiküler hastalık, ülser gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.

Kan alırken 450 ml alınmasının nedeni, bu miktarın sağlıklı bir bireyin kan hacminin yaklaşık %10'unu oluşturması ve sağlık için güvenli bir sınır olarak kabul edilmesidir.

Lazer kan tedavisi, Vazinöz Lazer Kan Işınımı (VLOK) olarak da bilinir, çeşitli tıbbi alanlarda kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yönteminin bazı faydaları şunlardır: Kanın akışkanlığını arttırır ve pıhtılaşmaya eğilimi artıran maddeleri etkiler. Kılcal damarları genişleterek kan mikrosirkülasyonunu iyileştirir ve doku beslenmesini sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir, kan viskozitesini azaltır ve lenf akışını arttırır. Kolesterol seviyesini düşürür ve ağrı kesici mekanizmayı devreye sokar. Bu tedavi yöntemi, kalp ve damar hastalıkları, jinekolojik problemler, dermatolojik sorunlar ve sinir sistemi hasarları gibi durumlarda kullanılır. Kontrendikasyonlar arasında malign ve benign tümörler, tüberküloz, epilepsi, hamilelik ve tedaviye bireysel hoşgörüsüzlük yer alır. Lazer kan tedavisi, uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır.

IVIG (İntravenöz İmmünglobulin) içinde 20.000'den fazla sağlıklı kan vericisinin plazmalarının karışımı bulunur. Bu preparatlar, çok çeşitli yabancı antijenlere karşı oluşmuş geniş bir antikor repertuarına sahiptir. Ayrıca, IVIG insan kaynaklı olduğu için HBV, HIV ve HCV bulaşma riski açısından sıkı bir şekilde taranır.

Antikoagülanlı tüpe alınan kan santrifüj edildiğinde, kan hücreleri katman katman ayrışır. Santrifüj işleminin sonunda: Üst katmanda plazma yer alır. "Buffy coat" olarak adlandırılan ortadaki beyaz katman trombositler ve lökositleri içerir. En alt katmanda ise eritrositler bulunur. Bu işlem, trombositten zengin plazma (PRP) elde etmek için kullanılır.

Damarlarımızda kan akar.

Kan plazması sadece proteinden oluşmaz, içeriğinde su ve diğer çözünmüş maddeler de bulunur. Plazmanın protein bileşenleri şunlardır: - Albumin: Kan ve vücut sıvısının su oranını düzenler. - Globulin: Antikor yapısını oluşturur. - Fibrinojen ve protrombin: Kanın damar dışında pıhtılaşmasını sağlar. - Histamin: Kılcal damarların geçirgenliğini artırır. Ayrıca, plazmada elektrolitler, hormonlar, vitaminler ve atık ürünler gibi çeşitli organik maddeler de bulunur.

Kanda santrifüj sonrası üç ana katman oluşur: 1. Plazma: En üst katman, kanın sıvı bileşeni olan plazmadır ve su, elektrolitler, proteinler, hormonlar ve diğer çeşitli maddeleri içerir. 2. Buffy Coat: Plazmanın hemen altında, ince bir tabaka olan buffy coat bulunur ve beyaz kan hücreleri (lökositler) ile trombositleri (trombositler) içerir. 3. Kırmızı Kan Hücreleri (Eritrositler): Santrifüjlenen kanın çoğunluğu, en alt katmanı oluşturan kırmızı kan hücreleri tarafından doldurulur.

40 kg ağırlığındaki bir erkeğin vücudunda yaklaşık 2,8 ila 3,2 litre kan bulunur. İnsan vücudundaki kan miktarı, vücut ağırlığının %7-8'ine eşittir. Bu durumda, 40 kg ağırlığındaki bir erkek için: %7'si kan olduğunda: 40 kg 0,07 = 2,8 litre %8'i kan olduğunda: 40 kg 0,08 = 3,2 litre Bu değerler, ortalama değerler olup, kesin miktar sağlık, yaş, beslenme ve yaşanan yer gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Lökosit mikroskopi, kan örneklerinde bulunan beyaz kan hücrelerinin (lökositlerin) mikroskobik incelemesini ifade eden bir laboratuvar yöntemidir. Bu teknik, enfeksiyon, iltihap ve çeşitli hastalıkların tanısında kritik rol oynar.

Kan ve kemik iliği aynı şeyler değildir, ancak birbirleriyle ilişkilidirler. Kemik iliği, kemiklerin merkezindeki boşlukta bulunan ve süngerimsi bir dokudur. Kan, ise plazma içinde dağılmış kan hücrelerinden oluşur.

Genetik testler hem kandan hem de tükürükten yapılabilir. Kan testi, genellikle genetik hastalıkların tespiti ve belirli genetik bozuklukların belirlenmesi için tercih edilir. Tükürük testi ise daha kolay uygulanabilir olması nedeniyle tercih edilebilir ve aynı analiz yöntemleri kullanılarak çalışır.

Trombositleri aktif eden bazı faktörler şunlardır: 1. Kollajen: Trombositler, özellikle von Willebrand faktörü ile birlikte kollajen ile temas ettiklerinde aktive olurlar. 2. Trombin: Kan pıhtılaşmasını başlatan bir enzim olan trombin, trombositlerin aktivasyonunu artırır. 3. Tromboksan A2: Trombositlerin agregasyonunu (kümelenmesini) ve aktivasyonunu uyaran bir maddedir. 4. ADP (Adenozin Difosfat): Trombositlerin dış kısımlarında değişiklikler meydana getirerek aktivasyonlarını sağlar. Bu aktivasyon süreçleri, trombositlerin yara bölgesinde geçici bir tıkaç oluşturarak kanamayı durdurma işlevini yerine getirmelerine olanak tanır.

Plazminojen — kanın pıhtılaşmasını düzenleyen önemli bir mekanizmada yer alan, genellikle insan kanında bulunan bir proteindir. Başlıca işlevleri: - Fibrinoliz. - Kan pıhtılaşmasının düzenlenmesi. - Yara iyileşmesi. Plazminojen eksikliği, tromboz ve diğer komplikasyonların gelişmesine yol açabilir.