KadınSorunları

Sabah kuşağı kadın programlarında kadın temsili, genellikle geleneksel ve ataerkil bir bakış açısıyla şekillenir. Bu tür programlarda kadınlar, ev ortamında yaşamaları ve geleneksel değerlere bağlı kalmaları beklenen bir rolle sunulur. Ayrıca, son dönemde popüler olan yarışma formatındaki sabah kuşağı programlarında kadınlar, hamaratlık ve en iyi yarışmacı olduklarını ispatlama çabasıyla temsil edilir. Ancak bu temsiller, kurgusal olup geleneksel değer yargıları üzerinden reyting kazanma amacı taşır. Bu konuda Şehriban Şahin Kaya'nın "Televizyonda Kadının ve Kadın Sorunlarının Temsili: Sabah Kuşağı Kadın Programları" başlıklı makalesi incelenebilir.

Köy kadınlarının hayatı, genellikle yoğun çalışma ve ev işleri ile doludur. Bazı günlük faaliyetleri: Hayvanların bakımı ve süt sağımı; Tarlada çalışma; ekinlerin ekilmesi, biçilmesi ve toplanması; Ev işleri; yemek yapma, çamaşır yıkama, tandırda ekmek pişirme; Çocuk bakımı. Köy kadınları, genellikle ücretsiz aile işçisi olarak çalışır ve sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Ancak, köy kadınları güçlü ve başlarının çaresine bakabilen kişilerdir.

Yıldızlı kadın ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Atiye dizisinde bir detay: Netflix'te yayınlanan Atiye dizisinde, Göbeklitepe'deki bir kadının "Sen yıldızlı kadınsın! Kurtar bizi ne olur" sözleri dikkat çeker. Genel anlam: "Yıldızlı" kelimesi, üzerinde yıldız bulunan veya bulutsuz, duru, açık anlamlarına gelir.

Kağıthane'de, karısını döven kocaya kafa atarak kadını kurtaran adam, Emre Derebaşı'dır. 31 Mayıs 2018 tarihinde yaşanan olayda, Kağıthane Belediyesi temizlik işçileri Emre Derebaşı ve Yunus Emre Bilgili, sokak ortasında şiddet gören bir kadının çığlıklarını duymuş ve yardıma koşmuştur.

Eski devlet kadın kontrol merkezinin ne zaman açıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Kadının Statüsü ve Sorunları Başkanlığı, 20 Nisan 1990 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde kuruldu.

Kadıncıklar oyunu, bir genelevde geçen ve hayat kadınlarının dramını anlatan bir tiyatro oyunudur. Oyun, imam nikâhı, berdel, töre ve namus cinayeti gibi kavramları, çeşitli kadın karakterlerin yaşam öyküleri üzerinden ele alır. Oyunun bazı konuları şunlardır: Evlilik dışı birliktelik. Genel kadın. Dost hayatı. Kadınların yaşama alanlarının daralması. Oyun, 1983 yılında Tuncer Cücenoğlu tarafından yazılmış ve ilk kez aynı yıl Levent Kırca tarafından Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.

"Kadın oyunu" ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. İşte bazı örnekler: Kadınların Oyunu (Flört Stratejisi). Kadın Oyunları (Dario Fo). Kadınlar, Filler ve Saireler (Tiyatro Oyunu). Çalakîya Malçêkirî (Tiyatro Oyunu).

Pia Umy Y.G.'nin "Üvey Kırmızı" kitabı, genç yaşta yapılan aceleci bir evlilik ve bu evlilikte yaşanan kadın şiddetini anlatıyor. Kitapta, kadının sabrının ve mücadelesinin yanı sıra, zamanla bir kadının nasıl güçlü bir karaktere dönüştüğü de ele alınıyor. Ayrıca, "Üvey Kırmızı", inanç ve umudun önemini vurgulayan bir hikaye olarak da okunabilir.

Çok eşlilik temasının işlendiği bazı filmler: Kuma (1974). Brigham Young. My Five Wives. Ayrıca, "Couple to Throuple" gibi çöpçatanlık programları, çok eşliliği ana akım medyada ele alan yapımlar arasında yer alır. Çok eşlilik, tarih boyunca farklı kültürlerde ve toplumlarda çeşitli şekillerde işlendiği için, bu temayı işleyen daha birçok film olabilir.

1980-2000 dönemi Türk romanında kadının özgürleşme çabaları şu şekilde özetlenebilir: Ekonomik bağımsızlık: Kadınlar, özgürlük için en önemli koşulun ekonomik bağımsızlık olduğunu fark etmişlerdir. Kamusal hayata katılım: Kadınlar, kamusal hayata daha çok katılmaya başlamış, sıkıntıları, duyguları, düşünce ve deneyimleri önem kazanmıştır. Bireysellik: Bireysellik kavramı ön plana çıkmış, kadınlar Batılı değerler ile gelenekler arasında kalmış, aile kadınları, aydın kadınlar, özgür kadınlar gibi farklı kimlikler olarak tasvir edilmiştir. Toplumsal rollerin sorgulanması: Kadınlar, toplumsal rollerini sorgulamış, anne-kız çatışmaları artmış ve genç nesil kadınlar, annelerinin toplumsal normlarla kısıtlanmasına karşı çıkmıştır. Bu dönemde Duygu Asena, Pınar Kür, Adalet Ağaoğlu, Leyla Erbil ve Aysel Özakın gibi yazarlar, kadınların özgürleşmesi için önemli çabalar sarf etmişlerdir.

Emine Şenlikoğlu'nun "Esir Evliler" kitabı, evliliklerde yaşanan sorunları, özellikle kadınların kocalarının kötü davranışlarına maruz kalmasını ve bu durumun toplumsal bir yara olarak ele alınmasını konu alır. Kitapta, okuyucuların mektuplarından örnekler de yer almakta ve bu mektuplar, kadınların yaşadığı zorlukları ve çaresizlikleri yansıtmaktadır.

Kadının iş hayatında karşılaştığı bazı sorunlar: Cinsiyet ayrımcılığı. Eğitim ve mesleki eğitimde eşitsizlik. İş ve aile dengesi. Görev dışı beklentiler. Ekonomik zorluklar. Toplumsal şiddet.

Kurbağa temalı filmlerin anlatmak istediği bazı temel mesajlar şunlardır: Dostluk ve Dayanışma: "Bay Kurbağa" filminde, arkadaşlık ve sevdiklere vakit ayırmanın önemi vurgulanır. Herkesin Hatası Olabilir: "Bay Kurbağa"da, kusur olarak görülen durumların aslında avantajlar içerebileceği ve herkesin hata yapabileceği mesajı verilir. Tevazu: "Kurbağa Krallığı: Buz Macerası" filminde tevazu ve alçakgönüllüğün önemi anlatılır. Doğa ve Çevre Bilinci: "Kurbağa Macerası" ve "Kurbağa ve Sihirli Göl" gibi filmlerde doğa ve çevre bilinci artırılmaya çalışılır. Liderlik ve Sorumluluk: "Kurbağa Krallığı" filminde liderlik ve sorumluluk temaları işlenir. Ayrıca, "Kurbağa Prenses" ve "Kurbağa ve Büyücü" gibi filmler, müzik, sanat, büyü ve sihir gibi konuları da işler.

Tanzimat dönemi romanlarında kadınların kavga ettiğine dair bir örnek bulunamamıştır. Ancak, bu dönem romanlarında kadınların yer aldığı bazı konular şunlardır: Aşk ve evlilik. Kadın hakları ve özgürlük. Ahlaki konum. Düşkün kadınlar. Tanzimat dönemi romanlarında kadınlar, genellikle erkek egemen toplumda belirli sosyal rolleri kabul eden karakterler olarak tasvir edilir.

Virginia Woolf, "Kendine Ait Bir Oda" adlı eserinde kadın ve erkek eşitliğini, kadınların özgürce yazabilmeleri ve kendilerini gerçekleştirebilmeleri için savunur. Woolf, kadınların ekonomik güçsüzlük ve eğitimsizlik gibi nedenlerle erkeklerle eşit şartlarda değerlendirilemediklerini belirtir. Ayrıca, Woolf, kadınların tarih boyunca belirli kalıplara sığdırılmaya çalışıldığını ve bu durumun yaratıcılıklarını kısıtladığını ifade eder.

Orhan Kemal'in "El Kızı" kitabı, aşağıdaki konuları işler: birey ve toplum; gelin ve aile ilişkisi; mahalle hayatı; kadının toplumdaki yeri; kadının ötekileştirilmesi. Kitabın özeti şu şekildedir: Nazan, küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, teyzesi tarafından büyütülmüş, içine kapanık ve sessiz bir genç kızdır. Bir gün, balıkçılar sahilde bir kadın cesedi bulur.

Zeynep Oral'ın "Esintiler" kitabı, yazarın Milliyet Gazetesi'ndeki haftalık köşesindeki yazılardan oluşur. "Esintiler 80'li Yıllar", 1980'lerin panoramasını sunar. "Esintiler 90'lı Yıllar", doksanlı yılların bir özetini verir. "Esintiler 2000-2010", yazarın gözlemlerini ve düşüncelerini farklı açılardan ele alır. Bu yazılar, okuyucuya hayatını farklı açılardan yeniden yaşama hissi verir.

Nimet Erenler Gülkökü'nün "Gayanna" kitabı, kadın bilincini ele alarak kadının iç dünyasını sorgulatırken, kadın ve erkeğin birlikte nasıl bir bütünlük oluşturabileceklerinin izlerini sürer. Kitapta, kadın ve erkeğin ancak birlikte evrilebileceği ve bunun için birbirlerini anlamaları ve anlaşmaları gerektiği vurgulanır. "Gayanna"da ayrıca, kadın ve erkek arasındaki çatışmaların nedenleri bilimsel ve bilgisel yöntemler ışığında ele alınır. Kitabın bir diğer konusu da, toplumun iyileşebilmesi için kadın bilincinin evrensel bir bilince taşınması gerekliliğidir. "Gayanna", batı bilimiyle mistik felsefeyi harmanlayan bir eserdir.

Kazakistanlı kadınların boşanma nedenleri, genel olarak dünya genelindeki boşanma sebeplerine benzer ve şunları içerebilir: 1. Şiddet ve Kötü Muamele: Fiziksel ve duygusal şiddet, kadınların boşanma talebinin önemli bir sebebidir. 2. Aldatma: Eşlerin birbirine sadık kalmaması, boşanmaya yol açan yaygın bir faktördür. 3. Ekonomik Sorunlar: Maddi sıkıntılar ve ekonomik bağımlılık, kadınların boşanmayı tercih etmesine neden olabilir. 4. İletişimsizlik ve Anlaşmazlık: Çiftler arasındaki anlaşmazlıklar ve sevginin azalması, boşanmanın diğer sık rastlanan nedenlerindendir. Ayrıca, kültürel ve toplumsal faktörler de boşanma oranlarını etkileyebilir.

Malaal e Yaar dizisi, feodal sistemi sürdüren zengin bir ailenin etrafında dönen olayları konu alır. Hikaye, kadınlara saygı duyulmayan bir ortamda, küçükken nişanlandırılan iki kişinin habersizce hayatlarını sürdürmeleri ve bu katı kurallar karşısında bir ailenin parçalanması üzerine kuruludur. Ayrıca, dizide erkeklerin hak ettikleri saygıyı alamaması ve feodal evlerde ortaya çıkan sorunlar da işlenmektedir.